Emlak Terimleri Sözlüğü




A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z


***A***


Aciz Vesikası

Borçlunun kanuni yönden takip edilen alacağı ödemeye yeterli malı bulunmadığına dair icra dairesi tarafından verilen resmi belgeye aciz vesikası denir.

Diğer bir ifade ile de Aciz vesikası icra takibi sonunda alacaklıya alacağının ödenmeyen kısmı için icra dairesince verilen belgedir.

Aciz vesikasında alacaklının ödenmeyen alacağı, faizi ve takip giderleri yer alır.

Aciz vesikasını düzenleme yetkisi icra takibini yapan icra dairesine aittir.

Aciz vesikasının türleri nedir?

Geçici Aciz Vesikası: Haciz sırasında borçlunun haczi kabil malları bulunmakla birlikte, bunların uygun görülen değerlerinin, takip konusu alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa, bu durumu belirleyen haciz tutanağı geçici aciz vesikası niteliğindedir.

Burada aciz vesikası haciz sırasında verilmekte olduğu için kesin nitelikte değildir. Çünkü borcu karşılayıp karşılamayacağı ancak satış sonrasında anlaşılacaktır.

Geçici aciz vesikası verilmesinin tek sonucu, iptal davası açılabilmesine olanak sağlamasıdır.

Kesin Aciz Vesikası: Kesin aciz vesikası iki şekilde olur.

Birinci olarak haczedilen mallar satılır ve alacaklı veya alacaklılara satış sonrası elde edilen bedel paylaştırılır ve bundan sonra alacağını tamamen alamamış olan alacaklıya kesin aciz vesikası düzenlenir.

İkinci olarak haciz sırasında borçlunun haczi kabil hiçbir malı bulunmazsa, bu durumu tespit eden haciz tutanağı 143. Maddeye göre kesin aciz vesikası hükmündedir. Bu durumda alacaklıya ayrıca aciz vesikası düzenlenerek verilmez.

Ada Anahtarı

Kent planlarında geniş imar ya da kadastro adalarının daha kolay gösterilmesi açısından bazı krokiler kullanılır ve ada numaraları ile yer bilgilerinin gösterildiği bu krokilere de ada anahtarı denir. Daha düzenli, çok daha planlı şekilde görülen adaların bu uygulama ile imar alanında yapılan çalışmalarda da pratik bir biçimde değerlendirildiği fark edilebilir.

Şehir içinde farklı boyutlarda pek çok arazi bulunur. Yeryüzü şekilleri ve parselleri içeren bu tür alanlar “ada” olarak bilinir. Ancak söz konusu adaların bu kadar büyük ve fazla sayıda olması, planlamaların yapılması ve yer bildiriminde bulunulması sırasında zorlukları ortaya çıkarır. Ancak ada anahtarı alınarak her bir adanın sırası ile numaralandırılması sağlanabilir. Bu şekilde krokiler üzerinde numaralar ile belirtilen bu adalar daha rahat şekilde tarif edilebilir ve çeşitli amaçlar için planlamalara dahil edilebilir.

Ada Anahtarı Düzenlemesi Nasıl Yapılır?

Ada anahtarı düzenlemeleri ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yapılır. Numara verme işlemleri bu yönetmeliklerde bulunan kurallara göre uygulanır. Ada anahtarı düzenleme işlemleri, arsa ve arazi düzenlemeleri kapsamında gerçekleştirilirken söz konusu arazide yer alan alanların kimlere ait olduğu, kişi ya da kurumların hangi tür yapılarının o alanda bulunduğu da önem arz eder. Yönetmelikte yazan kurallar, kanun hükümleri ve diğer önemli detaylara bakılarak ada anahtarı düzenlemeleri pratik bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Ada Uygulama Krokisi

İmar adalarını yerde işaretleyebilmek için, uygulama haritası üzerinden alınan ölçüleri yazmak suretiyle düzenlenen krokiye ada uygulama krokisi denir.

Adanın büyüklüğüne göre, ya doğrudan harita üzerinden çıkarılan şekil veya büyütülerek elde edilen şekil kroki olarak kullanılır.

Ada uygulama krokileri içerisinde parsel numarası, parselasyon planı, hata sınırı ve teknik yönetmelik unsurları kullanılır. Ölçekler 1/2500 ve daha büyük olarak belirlenir.

Ada uygulama krokileri, uygulama türlerine göre kaça ayrılır?

Ada uygulama krokileri 3 türe ayrılır:

 

Afet Bölgesi

Afet bölgesi deprem, toprak kayması, sel, yangın, kaya düşmesi ve çığ gibi olayların görüldüğü ve her an gerçekleşebileceği yerlere denir.

Bir yerin afet bölgesi ilan edilebilmesi için şu şartlar aranır: Hane sayısının 100’den az olan yerlerde konutların 1/10’nun, nüfusu 50.000 den az olan il ve ilçelerde en az 50 binanın, nüfusu 15.000’den fazla olan il ve ilçelerin mahalle teşkil eden kesimlerinde en az 10 binanın yıkılması veya onarımı mümkün olmayacak derecede ağır hasar görmesi

Afet bölgesinde yaşayanlara hangi imkanlar sağlanır?

Bütün sağlık hizmetleri, o bölgedeki herkese ücretsiz verilir. Devlet hastanelerinin yanı sıra, askeri hastanelerde ve özel hastanelerde bulunan hastalara da ücretsiz bakılır.

Bölgedeki ordu birlikleri, kendilerinden istenecek yardımları yapmakla zorunlu tutulur.

Yapılardaki hasarı tespit etmek için, gerekirse bütün illerden teknik heyetler görevlendirilir. Bunun için ilgili bakanlıklar, hükümet tarafından bölgede görevlendirilir.

Bölgedeki yurttaşlar, devletin ilgili birimleri tarafından bilgilendirilir ve bilinçlendirilir.

Kamu personellerine düzenli bir şekilde yolluk, harcırah, avans ödenir.

Bölgedeki her bir ailenin ve her bir bireyin psikolojik ve sosyolojik tedavisi için sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar görevlendirilir.

Tüm maddi kayıplar devlet tarafından ödenir. Binaların yıktırılması ya da boşaltılması gereken hallerde bu durum mal sahibine bildirilir. (Mal sahibinin bu karara üç gün içinde itiraz etme hakkı bulunabilir.)

Bütün binalar ve yapılar için ayrı ayrı hasar tespit raporu düzenlenir. Hazırlanan hasar tespit raporlarına 30 günlük itiraz hakkı bulunur. Hasar görmüş binaların tamiri yapılıncaya kadar içine girilmesine izin verilmez. Evleri yıkılmış veya zarar görmüş yurttaşlara yeni ev tahsis edilir. Esnaflar için bütün bankalarda faizsiz kredi imkanı sağlanır.

Bütün şirketlerin, esnafların ve ya kişilerin devlet birimlerine ve bankalara olan borçları silinir veya borç süresi uzatılır. Bir yıl içinde tamir ettirilmeyen binalar yıkılır. Afet bölgelerinde fen kurullarınca tehlikeli görülen yerler yapı ve ikamet için yasaklanır. İmar planının değiştirilmesi gereken yerlerde, planlar 5 ay içinde yaptırılır. İzin verilen geçici baraka inşaatının 1 yıl içinde yıkılması zorunlu olur. Afetzedelerin taşınmasını gerektirecek durumlarda, bütün giderler bakanlık tarafından karşılanır.

Eğitimi aksayan öğrencilere ek sınav imkanı sağlanır ve merkezi sınavlarda (YGS-LYS,SBS, ALES gibi) öğrencilere ek puan verilir.

 

Afet Kanunu

Afet Kanunu, deprem, sel, toprak kayması, yangın, kaya düşmesi, çığ gibi afetlerde zarar gören vatandaşlara devletçe yer tahsisi yapılmasını sağlayan yasadır.

Afet bölgesi nedir?

Doğal veya insan kaynaklı etkenler sonucunda tehlike arz eden yerler “afet bölgesi” olarak adlandırılmakla beraber, afet bölgelerinde yaşanabilecek herhangi bir afet sonucunda kayıp yaşayan vatandaşların ihtiyaçları devlet bütçesi dahilinde ve Afet Kanunu çerçevesinde karşılanıyor.

Afet bölgesinde yapı inşası yasağı

Afet Kanunu kapsamında vatandaşların beşeri veya doğal nedenlerle zarar ve kayıp yaşamasının önüne geçmek amacıyla birtakım kurallar uygulanıyor. Mal kayıplarının giderilmesi zarara göre belirlenerek kişisel olarak yapılabileceği gibi devlet tarafından imar çalışması ile birlikte toplu olarak da yapılabilir. Afet nedeni ile büyük hasar alan mal varlığının devlet tarafından karşılanabilmesi için afet bölgesi içerisinde olmak gerekli değildir.

Afet Kanunu ile birlikte ilk olarak hasarı büyük olan vatandaşlara öncelik verilmektedir. Bu çerçevede alınan ilk önlem, evini veya barındığı yeri kaybeden vatandaşlara kalacak yer tahsis edilmesidir. Tamiratı mümkün bir hasar söz konusu olduğunda ise tamiratın devam etmesi desteklenir. Özellikle deprem gibi etkisi büyük afetlerde yaşanabilecek toplu kayıplar halinde Afet Kanunu kapsamında toplu imar çalışmaları hayata geçirilir.

Bu gibi afetlerin, olayların görüldüğü ve her an gerçekleşebileceği yerlere afet bölgesi denir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın tespit ettiği afet bölgelerinde yapı yapılması kesinlikle yasaktır.

Afet bölgeleri nerelerdir?

Türkiye’de afet bölgeleri tanımlı durumdadır. Karadeniz dağ boyu, Güneydoğu Anadolu dağ boyu ve Ege Bölgesi’nin dik alanları üzerinde afet bölgeleri oldukça fazladır. Bu üç alana karşılık İç Anadolu Bölgesi içerisinde afet bölgesi sayısı çok daha sınırlı sayıdadır. Bu nedenle afet kanunu kapsamında çıkarılan yasalar genel itibari ile bu bölgeler içerisinde daha fazla uygulanır.

Ahara Temlik

Ahara temlik size ait olan bir malın ya da hakkın başka bir şahsa devir edilme işlemine denir.

Ahara Temlik Nasıl Gerçekleşir?

Mal varlığınızdan herhangi bir eşyayı bir başkasına satmak ya da vermek istiyorsunuz. Bu durumda bu kişi ile iletişime geçerek malın ona geçmesini sağlarsınız. Bu durumda sizin olan eşya, karşınızda olan kişiye geçecektir. Bu harekete hukuk içerisinde eski bir tanım olan ahara temlik denilmektedir. Ahara temlik bu nedenle mal varlığı gibi devredilebilen haklar üzerinde etkili olur. Mal varlığı haklarını ve mülkiyet haklarını devredilebilen haklar içerisinde sayabiliriz. Bu nedenle bu haklar üzerinde ahara temlik geçerli olacaktır. Ancak kişilik hakkı, nafaka hakkı gibi hukuk içerisinde ikinci ya da üçüncü bir başka kişiye devredilemeyen haklar vardır. Bu haklar için ahara temlik yapılabilmesi mümkün olmayacaktır. Hukuk terimleri içerisinde devredilebilen hakları öğrenerek hangi haklarda ahara temlik uygulayabileceğiniz hangi haklarda ise uygulamayacağınızı öğrenebilirsiniz.

Ahde Vefa

Taraflar arasında yazılı veya sözlü bir sözleşme (anlaşma, protokol, mutabakat) yapıldığında, taraflardan sözleşmeye sadık kalmaları beklenir. Kısaca sözleşmeye bağlı kalmaya ahde vefa denir.

Sözleşmelerin amacı her iki tarafında kendisine düşen yükümlülükleri kararlaştırılan şekilde, zamanında ve tam olarak yerine getirmesidir. Ahde vefa ilkesi, anlaşmaların uygulanmasına esas teşkil eden ilkelerin başında gelmektedir.

Taraflar anlaşmadaki hükümlerden doğan yükümlülükleri iyi niyet ilkesi ile yani anlaşmanın amacına aykırı davranışlardan ve işlemlerden kaçınarak yerine getirmek durumundadır.

Doğal afet gibi durumlara dayalı mücbir sebeplerde, sözleşmeye bağlılık ilkesi geçerli değildir.

Ahde vefa ilkesi, sadece anlaşmalar hukuku bakımından değil, uluslararası hukuk sistemi ve diğer hukuk sistemlerinin de uygulanabilmesi açısından varlığı tartışılamaz bir prensiptir.

Aile Konutu

Aile konutu, sürekli olarak barınmak amacıyla kullanılan ve ailenin yaşadığı oturma yeridir.

Bir yerin aile konutu olabilmesi için evlilik birliği içinde aile yaşamının yoğunlaştığı bir konut bulunmalıdır.

Evli çiftin düzenli yerleşim amacıyla kullandığı ve yaşadığı, barınmak amacıyla ikamet ettiği yer olarak tanımlanan “aile konutu” tanımı, Medeni Kanun’un 194. maddesinde geçiyor.

Aile konutu olma şartı, söz konusu ikamette aile yaşamının evlilik birliği içinde yürüyor olması… Yazlık gibi sürekli oturulmayan konutlar aile konutu kapsamına girmiyor.

Aile konutunun sağladığı haklar nelerdir?

“Aile konutu” kaydı nasıl yaptırılır?

 

Aile Malları Ortaklığı

Aile malları ortaklığı, akrabalıkları bulunan kişilerin sahip oldukları gayrimenkul veya gayrimenkuller dahil tüm mallarını ortaya koyarak ortaklık oluşturmasıdır.

Aile şirketi anlayışıyla kurulan aile malları ortaklığında ana amaç, akrabaların mirasa konu olan veya konu olacak malların dağıtılmasını önlemek istemesidir.

Özellikle Miras Hukuku’nda karşılık bulan “aile malları ortaklığı”, genellikle arsa, arazi gibi taşınmazların miras nedeniyle dağıtılması sonucunda oluşabilecek maddi sakıncaların önüne geçmeyi hedefler.

Aile malları ortaklığı ile ilgili 7 önemli bilgi

  1.     Aile malları ortaklığının kurulması için miras aşamasına gelinmesine neden bulunmaz.
  2.     Bu tip ortaklığın kurulması için tüm akrabaların iştirake mal koyması zorunluluğu yoktur.
  3.     Aile malları ortaklığı resmi senetle kurulabilir.
  4.     Resmi senetle kurulan aile malları ortaklığında tüm ortakların imza atması gerekliliği vardır.
  5.     Resmi sentle birlikte ortaklığın elbirliğiyle yürütüleceği kabul edilmiş olur.
  6.     Aile malları ortaklığında süre belirtilmesi zorunluluğu yoktur. Tek koşul, ortaklarından birinin iştirakten ayrılmak istemesi durumunda, bu konuda bilgilendirmesini 6 ay önce yapması önem taşır.
  7.     Aile malları ortaklığı sıklıkla tarımsal taşınmazlarda uygulanmaktadır.

Akit

Tarafların karşılıklı ve birbirine uygun beyanlarıyla yükümlülükler üstlendikleri anlaşmaya akit (sözleşme) denir. İki ya da daha fazla kişi ile gerçekleştirilebilir.

Yapılan sözleşmeyle taraflara bağlayıcı olarak haklar, sorumluluklar ve borçlar yüklenmiş olur.

Akit çeşitleri nelerdir?

Hukuki alana ve şekline göre akitler çeşitlilik göstermektedir.

Hukuki alanlara göre 4 çeşit akit vardır:

Şekline göre akit çeşitleri:

Akit sözleşmesi nedir?

Bir taşınmaz söz konusu olduğunda da akit sözleşmesi geçerlidir. Satış vaadi sözleşmesi, bir akit sözleşmesi örneğidir.

Akit sözleşmesinde, sözleşmeye imza atan tarafların karşılıklı beyanları resmi senet olarak ifade edilir.

Akit yükümlülükleri

Akitten doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi şarttır. Çünkü yapılan sözleşmenin hukuki olarak tarafları kuvvetle bağlayıcı etkisi bulunmaktadır.

Sözleşmede bulunan maddelerin yerine getirilmemesi halinde mağdur taraf, yükümlülüklerini yerine getirmeyen tarafa karşı, hukuki mahkemelere başvurur. Ya da icra yoluna gidebilir.

Akitli İşlemler

Akitli işlemler, iki veya daha fazla tarafın beyanı söz konusu olması halinde Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılabilen işlemleri ifade ediyor.

Akitli işlemler, resmi senet düzenlenerek yapılmaktadır. Söz konusu akitli işlemlerle ilgili olarak mülkiyet ve mülkiyet dışındaki ayni hakların kurulması ve devri için tapu sicil müdürlüğünde resmi senet düzenleneceği konusu ile ilgili husus Tapu Kanununun 26. maddesinde yer almaktadır. Akit işleminin gerçekleştirilmesi için öncelikle talepte bulunan kişinin tapu sicilinde malik sıfatıyla kayıtlı olması şartı aranmaktadır.

Akitli işlemler nelerdir?

 

Akitsiz İşlemler

Akitsiz işlemler; Tapu Kanunu’nun 26. Maddesinin dışında kalan, Tapu Kanunu’nda belirtilen akitli işlemler dışında kalan işlemlere akitsiz işlemler adı verilir ayni hakların kurulması ve devri ile ilgili olmayan kişisel hakların şerhi, terkin, düzeltme, değişiklik, ayırma, birleştirme, mirasın intikali gibi hak sahibinin veya malikin tek taraflı iradesi ile tapu sicil müdürlüğünde yapılan işlemler oluyor.

Akitsiz İşlemler Nelerdir?

Tapu Müdürlüğünde yapılabilen akitsiz işlemlerden bazıları aşağıdaki gibidir;

 

Aktif Plan Çizim Yöntemi

Bu yönteme göre şehir planlaması yapılırken şehir bir bütün olarak ele alınır ve şehir tek seferde planlanır. Şehrin gelecekte alacağı şekil ayrıntılı olarak gösterilir. Tüm yollar ve genişlikleri, imar adalarının boyutları, binaların biçim ve yükseklikleri gibi her türlü detay belirtilir.

Aktif Plan Çizim Yöntemi Neden Kullanılmaktadır?

Şehrin tamamının gözükmesi olarak kullanılan aktif plan çizim yöntemi ile birlikte şehir planlamaları yapılmaktadır. Bu planlamalar çerçevesinde şehrin birkaç sene sonraki hali az çok tahmin edilebilir.

Bu şekilde şehrin alt yapı hizmetleri ve diğer bütün hizmetleri daha geniş kapsamda düşünülerek projelendirilecektir. Bunun yanında hızlı kentleşme ve çarpık kentleşme gibi birçok sorun çoğu şehrin problemidir.

Şehrin görüntüsünün alınması ile birlikte bu görünümden kurtulabilmek için çalışmalar da başlatılabilir. Aktif plan çizim yöntemi kapsamında şehir içerisinde yer alan adaların ve parsellerin gözükmesi ile birlikte şehrin aktif kullanım alanlarını ve değerleme ölçütlerini de görüntüleyebilirsiniz. Bu sayede şehir içerisinde yatırım alanları da belli olacaktır.

 

Aktif Yeşil Alan

Parklar, bahçeler, çocuk oyun alanları, botanik bahçeler, korular, piknik alanları, hayvanat bahçeleri bir şehrin aktif yeşil alanlarıdır.

Aktif yeşil alanlar ortak faydaya açık olmalı

Bir alanı “aktif yeşil alan” yapan özellikleri çevresel yönünün yanı sıra insanlar tarafından sürekli olarak kullanılır durumda bulunmasıdır. Aktif yeşil alanların bir diğer belirleyici niteliği ise, toplumun ortak olarak yararlanmasına tahsis edilmiş olmaları olarak biliyor.

Aktif yeşil alanların şehirdeki ağırlığı

Şehir planlaması ve toplumsal fayda başta olmak üzere pek çok nedenden dolayı aktif yeşil alanların sayısı ne kadar artırılmaya çalışılsa da, bina yapımları ve inşaat projeleri ile birlikte sayıları azalma göstermektedir.

İnsanların şehrin kalabalığından sıkılıp doğaya döndüğü yaşam tarzının hâkim olduğu bugünlerde oldukça önem kazanan alanlardır. Çocukların oyun oynayabileceği, dinlenmek ve yeşille bütünleşmek ya da evcil hayvanlarını gezdirmek için çoğu kişinin kaçış noktalarıdır yeşil alanlar.

Aktif yeşil alanlar 2’ye ayrılıyor

Aktif yeşil alanlar; kamuya ait olanlar ve özel mülkiyette bulunanlar şeklinde iki ayrı bölümde değerlendirilir.

Kamuya ait yeşil alanlar:

Özel mülkiyete ait yeşil alanlar:

 

Akıllı Bina

Akıllı bina, farklı sistemlerin tek bir merkezden birbirlerine bütünleşmiş olarak çalıştırılabilmesidir.

Akıllı ev ve akıllı bina otomasyon sistemlerinde kullanılan birtakım elektronik cihazlar yardımıyla, ev ve bina sakinlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilen, onların hayatlarını kolaylaştıran ve daha güvenli, daha konforlu ve daha tasarruflu bir yaşam sunan evleri akıllı binalar olarak tanımlayabiliriz.

Bu farklı sistemler, iklimlendirme, aydınlatma, motorlu perde-panjur, audio-video, kapalı devre kamera sistemi, yangın algılama, güvenlik, interkom, access giriş-çıkış sistemleridir.

Akıllı binanın avantajları

Akıllı bina kullanıcılarına tasarruf, konfor ve güvenlik sunabildiği sürece gerçek amacına hizmet etmiş olur.

Akıllı ev sistemlerinin ev kullanıcılarına, günlük hayatımızdaki birçok işleri otomatik olarak yerine getirilmesine olanak tanır.

Güneş doğarken panjur ve perdelerin otomatik olarak açılması veya istenilen ışık seviyesine göre otomatik olarak ayarlanmasını sağlar. Rüzgar hızına ve yağmur durumuna bağlı olarak panjurların otomatik kapanması sağlanabilir.

Dış hava koşullarına göre evin sıcaklığının istenilen değerlere getirilmesi, varlık detektörleri ile evin hollerinde ışıkların istenilen aydınlık değerlerine göre otomatik olarak yanması, herhangi bir alarm durumu, gaz kaçağı veya su baskınında vanaların otomatik olarak kapanması, bütün evin elektriğinin kesilmesi ve kullanıcının e-posta ile bilgilendirilmesi, bir akıllı ev sisteminde olması gereken ve kullanıcının bu sistemi alırken araması gereken başlıca özelliklerdir.

Akıllı Ev

Yaşadığımız mekanlarda kullandığımız tüm donanımların, bir arada tek merkezden kontrolü ve hayatı kolaylaştırır, birçok detayın otomasyon sayesinde bizlere sunulduğu evlere akıllı ev denmektedir.

Akıllı evin avantajları nelerdir?

Akıllı ev kullanıcısına konfor, güvenlik ve kullanım maliyetleri tasarrufu sağlayan evlerdir.

Bu kapsam standart donanımların otomasyonundan, evin kendisi için gereken enerji ve temiz su kaynağı oluşturmasına kadar geniş bir yelpaze içinde ele alınmaktadır.

Akıllı ev sistemleri günlük hayatımızda kullandığımız, evlerimizde standart ihtiyaçlar içerisinde yer alan aydınlatma, ısıtma-soğutma, güvenlik, eğlence, bahçe sulama sistemlerinin kontrolünü size gereksiz yere zaman kaybettirmeden tek merkezden ve sizin önceden verdiğiniz komutları, akıllı ev senaryolarını, uygulayarak yönetir.

Akıllı ev senaryoları

Akıllı ev senaryoları; günlük yaşam alışkanlıklarınız, zevkleriniz, konfor ihtiyaçlarınız ve zorunluluklar göz önüne alınarak, akıllı evinizin size yaşattığı, konfor kurgularıdır. Bu kurgularda birçok komut arka arkaya yerine getirilerek, size gereksiz yere zaman kaybettiren rutin işlerinizin, akıllı eviniz sayesinde bir çırpıda gerçekleştirilmesidir. Siz evden çıkarken tüm cihazları kapatarak her türlü güvenliğinize ait üst düzey konumuna geçebilir.

Akıllı evlerde güvenlik nasıl sağlanır?

Akıllı ev sistemleri öncelikle hırsızlık, yangın ya da su baskını gibi olayların yaşanmasını önler. Hareket algılayıcılar, kapı ve pencerelere yerleştirilen manyetik sensörler ile tüm evi kontrol altında tuttuğu gibi siz tatildeyken eve yaklaşan birisi olduğunda senaryolar yardımı ile ışıklar, müzik seti televizyon gibi cihazlar çalıştırılarak evde olduğunuz izlenimi verilir.

Düzensiz aralıklarla evinizin panjurları açılıp kapatılarak evde olmadığınızın kötü niyetli kişilerce anlaşılması zorlaştırılır.

Olayların yaşanmasından sonra çözüm oluşturmak yerine, yaşanmasını önlemek odaklı çalışan Akıllı Ev Sistemleri, evlerimizde yangının çıkmasına en çok neden olan elektrik kontakları, fişte unutulan cihazlar, arızalanan gaz vanaları sorununu, otomasyon sistemi ile başından çözmektedir. Tüm elektrik sistemleri ve cihazları kontrol ettiğinden riskler minimum değerlere inmektedir.

Aleniyet İlkesi

Aleniyet sözlükte anlam olarak açıklık tanımlanır.

Türk Medeni Kanunu’nun 1020. maddesinde tapuda aleniyet ilkesi şu şekilde ele alınmıştır;

“Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.”

Kanunda belirtildiği üzere, tapu açıktır. Tapu hakkında hak sahibi olduğunu ispatlayabilen kimseler; tapu sahibi, mirasçıları, yetkili vekilleri ve avukatları tapu sicilini inceleme hakkına sahiptir. Buna göre tapu kütüğündeki belgeler, ilgilisi tarafından tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya örneklerinin verilmesini talep edebilir.

Tapu kayıtlarındaki aleniyet ilkesi, ana sicillerle ilişkilidir. İlgili kişilerin tapu kütüğünü incelemesinde sakınca yoktur. Ancak mal sahiplerinin, hacizlerin ve alacaklıların sicilleri gibi öğelerin incelenmesinde tapu memurları yetkilidir.

Alt Yapı

Bir yerleşim yeri veya bir yapı için kanalizasyon, yol, su, elektrik, doğalgaz, peyzaj, ulaşım gibi tesislerin genel adına “altyapı” denir. Altyapı hizmetleri hem ekonomik hem de yaşam kalitesi yönünden önem arz eder.

3194 sayılı İmar Kanunu’nda yer alan ilgili maddede şu ifadeler kullanılmakta:

“Toplu mesken alanlarında, ilgili şahıs veya kurumlarca ilgili idarenin izni ile bütünü inşa ve ikmal edilen teknik altyapının iki tarafındaki diğer parsellerin sahiplerinden, kendi parsellerine isabet eden bedel alınmadıkça, kendilerine yapı ruhsatı verilmez.”

Toplu yaşam alanlarında altyapı tesisleri belediyeler tarafından onaylı olarak, projesine göre ilgili kişi veya kurumlarınca yapılmışsa belediyece altyapı hizmetleri nedeniyle hiçbir bedel alınmaz.

Altyapı hizmetlerinde “hizmet bedeli” neden gereklidir?

Altyapı hizmetlerinde bireysel tüketimden çok ortak tüketim söz konusudur. Dolayısıyla altyapı hizmetlerinden yararlanılması sonucunda hizmetin miktarında bir azalma ortaya çıkmaz. Tüketiciler altyapı hizmetlerinden aynı anda yararlanmaya devam eder.

Altyapı hizmetlerinde genellikle hizmetten faydalananların hizmetin bedelini ödemesi söz konusudur. Bu özelliğinden dolayı bu tür hizmetlere, yarı özel mal veya ücretli mal sınıflandırması içerisinde yer verilebilmektedir.

Belirli bir bedel karşılığında sunulmasından dolayı tüketimden dışlama mümkün olabilmekle birlikte, altyapı hizmetlerinin bedava sunumu da mümkün olabilmektedir.

Amerikan Mutfak

İlk kez Amerika’da kullanılması nedeniyle “Amerikan mutfak” adını alan tarz daha çok “açık mutfak” olarak da biliniyor. Az odalı konutlarda, özellikle yaşam alanıyla mutfağın birbirine entegre edildiği bu mutfaklar modern görünümleriyle de ilgi çekiyor.

Kullanımı son yıllarda yaygınlaşan Amerikan mutfaklar için dekorasyon önerileri de yepyeni fikirleri beraberinde getiriyor. Modern görünüme sahip Amerikan mutfaklar, yaşam alanlarına daha ferah bir atmosfer katıyor.

Açık bir mutfağın en büyük artısı sağladığı hareket alanı ve ferahlık. Dar bir alana sıkıştırılmış ufacık bir mutfak yerine, girdiğinizde içinizin açıldığı, rahatça hareket edebildiğiniz, her şeyi tıkıştırmak zorunda olmadığınız bir mutfak yaşam kalitenizi muhakkak artıracaktır.

Açık mutfağın bir başka güzel tarafı da evinde misafir ağırlamayı sevenlere sağladığı kolaylık. Bir yandan da sosyalleşebilir, konukları ayaküstü ağırlayabilir, herkes oturma odasına oturup sohbet ederken mutfağa tıkılıp kalmak zorunda kalınmaz. Özellikle mutfağı evinin merkezine alanlar, salondan çok burada vakit geçirenler için ideal düzenleme bu olmalı.

Diğer yandan yemek kokusunun açık mutfakla iç içe olan salonda hissedilmesi anlamına da gelebiliyor. Bu gibi dezavantajları ortadan kaldırmak için iyi bir havalandırma sistemi gereklidir. Mutfak aletlerinin ya da hiç durmayan çeşmenin, bulaşıkların gürültüsünü herkes duymak zorunda kalacak, yemek yapılan mutfağın kaotik atmosferi göz zevkinizi bozacaktır. Eğer özellikle oturma odanız sizin için dinlenip rahatlayabileceğiniz sessiz ve huzurlu bir ortam anlamına geliyorsa, böyle bir açık mutfaktan uzak durmak iyi bir fikir olabilir.

Amme Arazisi

Kamuya hizmet etmek amacı ile ayrılan arazilere amme arazi denilir. Bu araziler belirli bir dönem içerisinde parsel olarak ayrılır. Ayrılan arazi üzerine kamuya ait olan hizmet binaları inşa edilir.

Kamu yararını gözeten eğitim kurumları, hastaneler ve ibadethaneler gibi tesisler inşa edilir. Bu amaç doğrultusunda ayrılmış olan tüm araziler amme arazisi kapsamında değerlendirilir.

Amme arazi olarak belirlenen araziler başka bir özel mülkiyet olarak kullanılamaz. Sadece kamu kuruluşlarına hizmet etmesi amacı ile ayrılan bu arazilerin kullanımları da kamu hizmetleri kapsamında olur.

Amme arazisinin kullanımında bu amaç için ayrılmış boş araziler kullanılabileceği gibi, gerekli görülmesi halinde özel mülkiyete sahip olan araziler kamulaştırılarak amme arazisine haline dönüştürülebilir. Bir yerin kamulaştırılması, o yerin amme-arazisi olarak ayrılmış olduğu anlamına gelir. Kamulaştırma kararına mülkiyet sahiplerinin itiraz etme hakkı yoktur, böyle bir hakları bulunmamaktadır.

Amortisman

Amortisman; taşınmaz malların ve varlıkların aşınma, yıpranma veya eskime payını ifade etmektedir. Emlak sektöründe ise en kısa tanımı “kiraya verilen konutun geri dönüş süresi” olarak özetlenebilir.

Amortisman süresi, özellikle gayrimenkul yatırımı yapmayı planlayanlar için belirleyici faktörlerin başında gelmektedir. Bir ev satın alacak olanlar için amortisman süresi bilgisi önem taşır.Amortisman süresini, yatırımın yıllar içerisinde sağlayacağı kira gibi gelirlerle ortaya çıkan “geri dönüş süresi” olarak özetlemek mümkün.

Lokasyon, sosyal olanaklar ya da ulaşım projeleri gibi birçok kriter konutun yatırımını artırıyor Konut yatırımı yaparken tüm bu olanakların yanı sıra amortisman (geri dönüş) süresi ve konut yatırımı brüt getiri oranına dikkat etmek gerekiyor. Özellikle yatırım için konut satın alacak olanların bu iki kritere dikkat etmesi gerekiyor.

Ekonomik ömür

İşletmeler kullanmak üzere aldığı maddi duran varlıkları normal şartlarda bir yıldan daha uzun sürelerde kullanırlar. Bu nedenle, maddi duran varlıkların ekonomik ömrü boyunca gider yazılması gerekir. Böyle yapılarak maddi duran varlık kullanıldığı muhasebe dönemlerine dağıtılarak gider yazılmış olur ve muhasebenin dönemsellik kavramı yerine getirilir.

Amortisman Ayırma Şartları:

 

Anahtar Teslim

Bir yapının tüm araç, gereç ve işçiliği yüklenici firma tarafından karşılanıp, bütünüyle eksiksiz tamamlamış şekilde sahibine teslim edilmesine anahtar teslim denir.

Anahtar teslim; bir konutun tüm işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması ve bu şekilde alıcıya teslim edilmesidir. Projeyi hayata geçiren yüklenici firmanın konutun tüm masraflarını karşılayarak, tamamlanmış konutu teslim etmesidir. Bu tür konutlar inşaat müteahhit firma tarafından yapılır ve konutla ilgili tüm her şey firma tarafından bitirilir. Sonrasında ise konut tamamlanmış bir halde alıcıya teslim edilir.

Konut satın alırken ister oturmak ister yatırım amaçlı olsun birçok seçenekle karşılaşırsınız. Konut bakarken topraktan ya da maketten satın alabilirsiniz. Bunları yaparken daha fazla kâr edebilirsiniz ancak bu tür satışlar birçok riski de beraberinde getiriyor. Konutun zamanında tamamlanmaması ya da beklentilerinizi karşılamaması gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu sebeple ev satın alırken, anahtar teslim konutları tercih edebilirsiniz.

Anahtar teslim konutun avantajları nelerdir?

 

Antre

Antre kelimesinin Türkçe’deki karşılığı “giriş”tir. Antre, bir evin ana giriş kapısının diğer odalara ve mekânlara dağılımın sağlandığı alanı kapsamaktadır.

Eve giriş bölümü olarak kabul edilen bu alanlar, evin geneli ile ilgili ilk izlenimin verildiği bölüm olduğu için ev satın alanlar ya da kiralayanlar için önem taşımaktadır.

Antre nasıl düzenlenmelidir?

Antrelerin düzenlenmesinde kullanışlılık kadar dekoratif unsurlar da öne çıkmaktadır. Antrede genellikle portmantolar yer alır. Antreler son zamanların modern yapısına ve ev sahiplerinin tercihlerine göre düzenlenebilmektedir. Günümüzde ahşap, sade ve pastel renklerin kullanılmasının yanı sıra herkesin kendi zevkine göre büyük boy aynalarla, dolaplarla dekore edilmektedir. Ayrıca, antrelerde çoğunlukla pencere bulunmadığı için aydınlatmasına da ayrı bir özen gösterilmesi gerekir. Özellikle kalabalık aileler için kullanışlı bir dekorasyon tercih edilirse antreler fazla eşyaları, ayakkabıları, sık kullanılan palto ve mantoları toplayan dolaplara yer verilen önemli bir alandır.

Bina girişleri de antre olduğundan aynı özen özellikle yeni yapılarda dikkat çekmektedir.

Apartman Aidatı

Konut sahiplerinin apartmanın tüm ortak alanlarındaki bakım ve onarımının yanı sıra kapıcı, bahçıvan ve güvenlik görevlisine ödenen sabit giderler için ödediği miktara “aidat” deniyor. Aidat ücreti apartmanın giderlerine göre belirleniyor. Aidat paraları apartman sakinlerinin kurduğu bir dernek, kurum, vakıf üyeleri ya da apartman yöneticisi tarafından belirli aralıklarla toplanıyor.

Arsa payına göre aidat

Aidatla ilgili kanuni düzenlemeleri kapsayan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. maddesine göre başka türlü bir anlaşma olmadıkça konut sahipleri kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine, apartmanın sigorta primlerine, bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere arsa payı oranında katılmakla yükümlü.

Aidatı ödemekle yükümlü olan ev sahipleri, kira sözleşmelerinde eve kiraya çıkacak olan kişiye aidatları ödeyecekleri yönünde madde koyabiliyor, böylece aidat ödemesi kiracıya devrediliyor.

Apartman Dairesi

Fransızca ” l’ Appartement”tan dilimize geçmiş olan apartman sözcüğünün Türkçe karşılığı, çok katlı, birden fazla aileyi barındıran bina anlamındadır.

Memleketimizde apartman tipi binaların hemen hemen hepsi betonarme olarak yapılmaktadır. Tercih sebebi ucuz olmasıdır. Belediyeler; sınırları dahilinde yapılacak apartmanları proje safhasından itibaren denetledikleri gibi, sığınak, Araba parkı, ısı tecridi ve Asansör gibi konularda uyulması mecburi olan şartları da koyabilmektedir.

Apartman dairesi, bir bina içinde birkaç oda ile mutfak ve banyodan meydana gelen, bir kişi veya bir ailenin oturabileceği büyüklükte dairedir. Dairelerin metrekareye göre iç dizaynları değişiklik gösterir. 4+1,3+1,2+1,1+1 gibi büyüklükler mevcuttur. Apartman dairesi seçerken ara daire, orta daire, köşe daire gibi seçeneklerde devreye girmektedir.

Apartman Karar Defteri

Apartman karar defteri, Kat Mülkiyeti Kanunu tarafından belirtildiği gibi yılda bir kereden az olmamak üzere gerçekleştirilen apartman kurulu toplantılarında alınan tüm kararların yazıldığı defterdir.

Apartman karar defteri olarak herhangi bir defter kullanılamamakta; sadece noter onaylı olan defterler kullanılabilmektedir.

Apartmanda alınacak kararlar yapılan ve yapılacak işler gelir ve giderlerin kayıtlarının apartman karar defterinde tutulması gerekiyor. Bu defter için noterden tasdik almak gerekiyor. Tasdikli deftere, toplantılar ile ilgili detaylar ve alınan kararlar yazılıyor.

Apartman karar defterine yapılan bir sonraki toplantılarda alınan kararların kaydedilmesi sonucunda, apartman karar defteri ara tasdiki almakta yarar oluyor. Böylece, defterde alınan kararlar resmi ortamda kaydedilmiş oluyor.

Apartman karar defteri tutulmazsa ne olur?

Bu zorunluluğunu yerine getirmeyen yöneticilere kanunun 33. maddesinde belirtilen idari para cezası uygulanıyor.

Madde 33 –

Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde ana gayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz. Kat maliklerinden birinin yahut onun katından kira akdine, oturma hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı surette faydalanan kimsenin, borç ve yükümlerini yerine getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat malikleri, ana gayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hâkimin müdahalesini isteyebilir.

Hakim, ilgilileri dinledikten sonra, bu kanuna ve yönetim planına ve bunlarda bir hüküm yoksa, genel hükümlere ve hakkaniyet kaidelerine göre derhal kararını verir ve bunun, tespit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmesi lüzumunu ilgiliye tefhim veya tebliğ eder.

Apartman Yöneticiliği Kanunu

Öncelikle Apartman yöneticiliğine seçilirken, mutlaka görev alanınızı gösteren bir yönetim planın apartman genel kurulunda onaylatmanız gerektiğini, onaylatmadığınız takdirde kat mülkiyeti kanun 35. maddesinde yer alan geniş kapsamlı bir görev sorumluluğu ile karşı karşıya kalabileceğinizi ve bu geniş sorumluluk nedeniyle apartman işlerine yetişemediğiniz durumlarda görevinizi ihmal ettiğiniz yönündeki eleştirilerle karşı karşıya kalabileceğinizi unutmayınız.

Kat Mülkiyet Kanunun 32. Maddesine istinaden;

İşletme defterinin sol tarafına giderleri sağ tarafına ise gelir kalemlerini yazmanız gerekmektedir. Apartman için yapılan giderleri mutlak suretle bir belgeye dayandırmanız gerektiğini unutmayınız. Yaptığınız harcamaları fatura fiş düzenleme kapsamında olan kişilerden almış iseniz mutlak suretle fiş ve faturanızı alınız. Bu kapsam dışında yapılan harcamalarınızda ise gider pusulası düzenleyiniz ve işi yaptırdığınız kişinin isimi, soyadını, adresini ve imzasını mutlak suretle gider pusulasında olması gerektiğini unutmayınız.

 

Apartman Yönetim Planı

Yönetim planı yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer hususları düzenleyen yönetim planına denir. Yönetim planı, bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmünde olmaktadır.

Bütün hak maliklerini bağlayan bir sözleşme niteliğinde olan apartman yönetim planı, hüküm bulunmayan hallerde, ana gayrimenkulün yönetiminden doğacak anlaşmazlıklar Kat Mülkiyeti Kanunu’na ve genel hükümlere göre karara bağlanıyor.

Bir yönetim planı oluşturmak ya da yönetim planını değiştirmek için bütün kat maliklerinin beşte dördünün oy şartı aranıyor. Yapılan değişiklikler, bütün kat malikleriyle onların külli ve cüzi haleflerini; yönetici ve denetçileri bağlayıcı oluyor.

Apostil

Yabancı bir ülke tarafından geçerli olarak kabul edilebilmesi için bir evrakın gerçek olduğunu belgelendiren ve bir resmi daire tarafından ilgili 1961 yılında Lahey uluslararası sözleşmesinin şartları dâhilinde resmileştirilen şartlar altında konulan bir mühür ve tasdike apostille denir.

Apostille aslında “Bu belge geldiği ülkede usulüne uygun onay kurumlarınca onaylanmıştır” ifadesinin resmi yoludur. Apostil onayı ücretsizdir. Fakat bu apostil belgesi başvurusu yapılacak ülke diline tercüme edilmesi gerekir

Bir apostille mührü neleri içerir?

Türkiye’de apostil düzenleyen makamlar hangileridir?

 

Arazi

Üzerinde yerleşim yeri bulunmayan, yatay veya düşey sınırlara sahip boş kara parçasına “arazi” denir. Bir başka deyişle araziler, insan eliyle yapılmış yollar veya yerleşim alanları dışında kalan toprak bölümlerdir.

Arazinin sınırları tepeler, dağlar, yollar, dereler, duvarlar, ağaçlıklar yolu veya işaretlerle belirlenir.

Arazi ne zaman arsa niteliği kazanır?

Arazi, bağlı bulunduğu belediyenin imar müdürlüğü tarafından imar uygulaması alanına dahil edilirse arazi arsa niteliği kazanır.

Emlak Vergisi Kanunu’nun 12. maddesine göre her arsa bir arazidir, ancak her arazi arsa değildir. Parsellenmemiş arazi ve arazi parçaları arsa sayılır. Ancak, bu yerlerdeki arazi ve arazi parçaları zirai faaliyette kullanıldıkları takdirde arsa sayılmaz.

Arazi çeşitleri nelerdir?

Araziler mülkiyet şekline göre üç ayrı şekildedir:

  1.     Hazine arazileri
  2.     Şahıs arazileri
  3.     Köy, otlak ve mera arazileri

Devlete ait olan ve kamu yararı için kullanılabilen hazine arazilerin istisnai olarak karşılaşılabilecek bazı durumlarda zilyetlik hakkı bir kişide bulunabilir. Şahız arazileri ise, kişi veya kişiler üzerine tapulu olurlar. Bu tip arazilerin kullanım hakkı da tapu sahibine aittir. Köy, otlak ve mera arazileri ise arazinin sınırları içinde yer aldığı köyün ortak malı ve kullanım alanıdır. Parsellenmesi veya satılması söz konusu değildir.

Arazilerin kullanımı, devredilmesi gibi konularda tapuda kayıtlı sahiplerinin hakları “arazi hukuku” kapsamında değerlendirilmektedir.

Arsa

Üzerine bina yapılabilen, parsellenmiş, belediye sınırları içinde bulunan toprak parçalarına arsa denir. Arsalar yapı yapmaya müsait ve parsellenmiş arazilerdir.

Kaç çeşit arsa türü vardır?

Arsa alırken nelere dikkat edilmeli?

 

Arsa Ofisi

Arsaların aşırı fiyat artışlarını önlemek amacıyla tanzim alış ve satışları yapmak, konut, sanayi ve turizm bölgeleri ve kamu tesisleri için arazi ve arsa sağlamak üzere kurulmuş bulunan, İmar ve İskan Bakanlığına bağlı tüzel kişiliğe sahip kuruluştur.

1164 sayılı Kanunla İmar İskan Bakanlığına bağlı olarak kurulan arsa ofisi, döner sermayeli olarak ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir şekilde oluşturulmuştur.

Arsa Ofisi Kanunu

1164 sayılı Arsa Ofisi Kanunu 1969 yılında kabul edilmiştir. İskan Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Arsa Ofisi kanunu ile Arsa Ofisinin tanımı, genel müdürlüğün görevleri ilk 4 maddede tanımlanmıştır. 2004 tarihli ve 5273 Sayılı Kanunun birinci maddesi ile kanunun adı Arsa Ofisi Kanunu, Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun olarak değiştirilmiştir.

Arsa Payı

Arsa payı, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan binalarda her bir bağımsız bölüme kat mülkiyeti yönünden düşen arsa hakkı olarak tanımlanıyor. Bir arsa üzerinde yapılan gayrimenkulün metrekaresine göre hak sahiplerine arsadan düşen pay belirleniyor.

Arsa payı hesaplamalarında, binanın bulunduğu bölgenin bağlı olduğu belediye tarafından belirlenen rayiç bedel ve her bir bağımsız bölüm için metrekare cinsinden büyüklüğü değerlendiriliyor.

Arsa payı hesaplama formülü nedir?

Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından arsa payı değeri üzerinden hak sahiplerine düşen alanların büyüklüğü ve metrekare karşılığı şu formül üzerinden hesaplanıyor:

Arsa payı hesaplamalarında adil bir paylaşım açısından önemli olan konu, arsa payının bağımsız bölümlerin adetlerine bölünerek eşit birer pay olarak verilmesinin mümkün olmadığıdır. Ayrıca, bağımsız bölümlerin metrekarelerine göre de pay verilmesi söz konusu olmuyor. Arsa payı hesaplamasının bu nedenlerle kanunlara ve usulüne uygun olarak yapılması hassasiyet taşıyan bir konu olarak gündeme geliyor.

Kat Mülkiyeti Kanunu’nda da bu gibi durumlarla ilgili olarak arsa paylarının bağımsız bölümlere olan değerleriyle orantılı olması gerektiğine vurgu yapılırken, arsa payı paylaşımının orantılı yapılmadığı durumlarda yeniden gözden geçirilmesi ve gerektiğinde gerçek arsa payının hak sahiplerine verilmesi amacıyla mahkemeye başvuru hakkının değerlendirilmesi gerekiyor.

Arter

Aslen “damar” kelimesi karşılığı olarak tıp alanında kullanılan “arter”; emlak dilinde ise, önemli yolları ifade etmek için kullanılan bir terim haline gelmiştir.

Şehrin trafik durumuyla ilgili bilgilendirmelerde yerleşim birimleri içerisinde şehrin ana yollarını ifade eden terimlerdendir.

Ana arterlerin sorumluluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde iken, diğer yollardan ilçe belediyeleri sorumludur.

Yatırımcının arsa seçerken veya gayrimenkul satın alırken, yatırım yapacağı yerle ilgili göz önünde bulundurduğu etkenlerden biri de özellikle ana arterlere yakın olması veya bağlantılı yollara olan mesafelerdir.

Arzi İttifak

İrtifak hakkı; bir taşınmaz üzerinde kullanım veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak adlandırılan hakların tümünü kapsar. Uygulama aşamasında ‘kullanma hakları’ olarak da adı geçebilir.

Arzi irtifak hakkı, Arzi irtifak hakları, bir taşınmaz aleyhine başka bir gayrimenkul lehine kurulan irtifak çeşidine deniyor. Bu irtifak hakkında şahsi irtifak hakkından farklı olarak karşılıklı iki taşınmaz söz konusu oluyor. Bu hak “Taşınmaz İrtifakı” olarak da ifade ediliyor.

Medeni Kanun’da arzi irtifak hak şu şekilde tanımlanıyor; “Taşınmaz lehine irtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine konulmuş bir yük olup yüklü taşınmazın malikini, mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar.”

Arızi Kazanç

Arızi kazançlar genel olarak yapılması devamlılık arz etmeyen faaliyetlerden elde edilen gelirlerden oluşmaktadır.

Madde 82:

Vergiye tâbi arızi kazançlar şunlardır:

Bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar (henüz başlamamış olan ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının  (296 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2017 yılı için 24.000 TL.) kısmı gelir vergisinden müstesnadır.

Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançlar.

Henüz başlamamış olan ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar için istisna uygulaması söz konusu olmayıp bu türden kazançların tamamı arızi kazanç olarak vergilendirilecektir.

Askeri Güvenlik Bölgesi

Ülke savunması açısından hayati önem taşıyan askeri tesis ve bölgelerin çevresinde Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen sınırlar içerisinde kalan bölgeye askeri güvenlik bölgesi denir.

birinci derece güvenlik bölgesi en az 100 en fazla 400 metre genişliğindedir ve bu alan içindeki taşınmaz mallar kamulaştırılır. tel örgü veya betonla çevrilerek belli aralıklarla kırmızı üzerine siyah asker resmi bulunan ve askeri bölge olduğunu gösteren levha asılır.

ikinci derecedeki alan ise birinci derecenin bittiği yerden başlar ve beş kilometredir. burada mülkiyet sahibi olunabilir ancak diğer normal bölgelere göre bazı sınırlamalar getirilmiştir.

Bu bölgeleri açmak gerekirse;

Geçici askeri güvenlik bölgeleri: askeri operasyonlar nedeniyle yerleşim merkezlerinin dışında can ve mal güvenliği açısından girilmesi sakıncalı bölgelerde ilan ediliyor. Süresi, operasyonun süresiyle sınırlı tutuluyor. Bu süre 15 gün ile 6 ay arasında değişebiliyor.  Bu güvenlik bölgeleri İçişleri Bakanlığı ya da Genelkurmay Başkanlığı’nın gerekli görmesiyle, Bakanlar Kurulu kararıyla ya da acil durumlarda valilik kararıyla ilan ediliyor.

Daimi askeri güvenlik bölgeleri: Kışla, karargah gibi askeri birimlerin, tesislerin çevresini kapsıyor.

Askı Süresi

İmarı yapılan bir yerin yapı adalarını, düzenini, yoğunluk durumunu ve uygulamada kullanılacak olan bütün bilgilerini gösteren imar planlarının vatandaşlara gösterildiği zaman dilimine askı süresi denir. Askı süresi boyunca kişiler imar planına itiraz edebilir.

İmar planları 1 ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilmektedir. Bir aylık ilan süresi içinde eğer itiraz varsa yapılmak zorundadır.

Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi 15 gün içinde inceleyerek kesin karara bağlamakla yükümlüdür.

Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılmaktadır.

Valilikçe uygun görüldüğü takdirde hazırlanmış olan planlar onaylanarak yürürlüğe girmektedir. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında 1 ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilmektedir.

Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları 15 gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlamak zorundadır. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de biraz önce açıkladığımız usullere göre yapılmak zorundadır. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, ilgili Bakanlığa gönderilmektedir.

Asma Kat

Asma kat binaların en az 5,5 metre iç yüksekliğe sahip zemin katında düzenlenen, çoğu basık tavanlı, merdivenle altındaki mekana bağlanan yarım katlara denir.

Asma katlar iç yüksekliği 2,40 metreden az olmamak, yola bakan cephelerde 3 metreden fazla yaklaşmamak üzere yapılabilirler.

Asma katlar nasıl kullanılır?

Asma katlar bir alanın üst kısmında oluşturulan, basık tavanlı ve altı boş alanlardır.

Pek çok farklı amaçla kullanılabilirler. Genellikle asma katlar bir oda gibi kapalı değil, açıktır. Alana biraz daha işlev katmak ve yer kazandırmak için inşa edilirler. Asma kat sistemleri ile işyerlerinizden ve evinizden maksimum verim elde edebilirsiniz.

Asma kat yapılırken nelere dikkat edilir?

 

Asmolen

Dişli döşemelerde düzgün bir tavan elde etmek amacıyla, dişlerin arasına dolgu malzemesi yerleştirilir. Bu döşemelere asmolen döşeme denir.

Bu dolguların herhangi bir taşıyıcı özelliği yoktur. Asmolen tuğla, boşluklu beton briket, kil, gazbeton hafif dolgu malzemeleri, asmolen döşemelerde dolgu malzemesi olarak kullanılabilir.

Asmolen döşemeler, kendi içinde kulaklı ve kulaksız olmak üzere iki gruba ayrılır. Peki asmolen döşemelerin avantaj ve dezavantajları nelerdir? Asmolen (dolgulu) döşemeleri, dolgusuz döşemeler ile karşılaştırdığımızda, ortaya bazı avantajlar ve dezavantajlar çıkmaktadır.

Asmolen döşemelerin avantajları

Asmolen döşemelerin dezavantajları

 

Atık Yönetimi

Atığın kaynağında azaltılması, özelliğine göre ayrılması, toplanması, geçici depolanması, ara depolanması, geri kazanılması, taşınması, ortadan kaldırılması ve kaldırılma işlemleri sonrası kontrolü ve bunun gibi işlemleri içeren bir yönetim biçimidir.

Burada en başta düşünülmesi gereken atığın oluşmasının önlenmesi, eğer bu sağlanamıyorsa atığın küçültülmesi yani atığın en aza indirilmesi sağlanmaya çalışılır. Atığın Yeniden kullanımı mümkün mü eğer değilse ilk olarak geri dönüşüm, sonra enerji geri kazanımı amaçlanır. Bu yöntemlerden sonra kalan atığa ya da bu yöntemleri uygulayamadığımız atığa yapılacak en son işlem düzenli depolamaya da yakmaktır.

Atık yönetimi nasıl yapılmalıdır?

Atık Yönetimi için aşağıdaki adımların uygulanması gerekir:

 

Avan Proje

Avan projeyi ön hazırlık projesi ya da demo proje olarak da adlandırabiliriz.

Pratikte gerçekleştirilmek istenen projenin mevcut şartlarına göre (arsa büyüklüğü, bütçe, maliyet hesaplaması, imar planı vb.) sunulan, düşünülen, fikir yürütülen aşamasıdır.

Projenin nasıl olacağını göstermek amaçlı teknik bir çizimi yapılır sembolik olarak gerçek değerlere yakın ölçü m2 değerleri bu çizim üzerinde gösterilir. Bu değerler daha sonra zamanla proje geliştirilecek değişikliğe uğrayabilir yani projenin ilk aşaması çekirdek aşaması olarak söylenebilir.

Hazırlanıp belediyeye sunulduktan sonra rapor kurulu tarafından imar mevzuatına göre kontrol edilir ve bir sorun ya da eksik yok ise ruhsat aşamasındaki asıl proje işlemlerine başlanabilir.

Avan proje ölçekleri

 

Avlu

Yapıların çevresinde, önünde, arkasında ya da yanlarında bulunan, bir yapının tamamlayıcısı konumundaki bölümdür. Avlu, mimarlıkta ise “atriyum” olarak adlandırılır. Avlular “iç avlu” veya “dış avlu” olarak iki şekilde olabilir.

Üstü açık ve çevresi duvarla, çitle çevrilidir.  Ya da birbirine bitişik ve kapalı bir bütün oluşturan bir yapı topluluğunun ortasında kalan üstü açık alandır.

Günümüzde avlular sadece ev için değil, fabrika ve alışveriş merkezlerindeki orta boşluklar için de kullanılır. Bu tür alanlarda merdivenler, asansörler, ana giriş kapıları avluya açılır.

Türk mimarisinde avlular

 

Aynen Taksim

Hisseli bir taşınmaza sahip olan hissedarların, dava açarak malın aynen taksim edilmesini talep etmelerine aynen taksim işlemi denir.

Aynen taksim işleminin esasları Medeni Kanun esasları kapsamında yer alıyor. Taksim, ortak mülkiyete konu olan mallarda ortaklığın sona erdirilmesi amacıyla, her hissedara en azından bir mal düşecek şekilde paylaşılması işlemi olarak bilinir.

Aynen Taksim Şartları Nelerdir?

Yasal olarak bir malın paylaşımı, söz konusu malın bölünmesi ya da bölünmesi mümkün olmayan mallar için satışa konu edilerek satış bedelinin, paydaşlar arasında paylaştırılması şeklinde yapılır. Paylı mülkiyete konu olan şeyin fiziki olarak bölünememesi ya da bölünmesi halinde değer kaybına uğraşması halinde, hakim malın açık artırma ile satışa çıkarılarak, satış bedelinin arasında bölüştürülmesi ile aynen taksim edilmesine karar verebilir.

Ayni Hak

Ayni Hak, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde “Taşınır veya taşınmaz üzerinde doğrudan doğruya egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar.” şeklinde tanımlanmıştır.

Ayni haklardan bazıları sahibine tam ve sınırsız yetkiler tanıdıkları halde, bir kısmının tanıdığı yetkiler sınırlıdır. İşte bu nedenledir ki ayni haklar, sahibine tanıdığı yetkilerin kapsamına ve mahiyetine göre mülkiyet hakkı ve sınırlı ayni haklar şeklinde bir ayırıma uğrarlar.

Ayni hakların çeşitleri nelerdir?

Sınırlı Ayni hak ve sınırsız ayni hak olarak ikiye ayrılır:

Sınırlı ayni hak çeşitleri

Sınırlı ayni haklar, hak sahibine tanıdıkları yetkinin mahiyetine göre üç gruba ayrılır:

 

Ayrık Nizam

Hiçbir yanından komşu binalara bitişik olmayan yapı düzenine “ayrık nizam” denir. Tanımı Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde ayrık nizam şu şekilde tanımlanır: “Hiç bir yanından komşu binalara bitişik olmayan yapı nizamıdır.”

Ayrık nizamda hayata geçirilen yapılar, iki nedenlen dolayı çevreci kabul edilir.

İmar izniniz ayrık nizam ise yapacağınız inşaatı arsanızın yola bakan cephelerinden 5 metre, arazinize komşu parsellerden ise en az 3 metre gibi mesafeler bırakarak gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Ayrık nizam yapılaşma şartı imar durum belgesinde A harfi ile gösterilmektedir.

Belediyelerin kendi planlarına göre bu mesafeler değişmekle birlikte ayrık nizam da hiçbir cephede komşu parselle bitişik yapı olmasına müsaade edilmez.

Ayrık nizamlı yapıların avantajları nelerdir?

Ayrık nizamlı yapı yapmak daha avantajlıdır. Neden diye soracak olursak bitişik nizamdan yan binaların etkilerinden etkilenebilirsiniz, en kalıcı etki ise deprem etkisidir. Bitişik nizamlı binalar deprem etkisini direk iletirler fakat binaların boyları farklıysa küçük olan bina büyük olan binaya kesme kuvveti uygulayacaktır ve bu etki depremde çok zararlar verebilir.

Ayrık nizam çekme mesafeleri

Yoldan çekme mesafesi (Ön bahçe): Yüksekliği 60.5 metreye kadar olan yapılarda 5 metre, daha yüksek yapılarda 15 metre.

Yan bahçe çekme mesafesi: Doğal zeminin üzerinde kalan bodrum katları ile birlikte 4 kat ve daha az katlı binaların yan bahçe çekme mesafesi 3 metre. Eğer binadaki kat sayısı 4’ten fazla ise her kat için yan bahçe çekme mesafesi 0.5 metre artırılır.

Arka bahçe çekme mesafesi: 4 kat ve daha az katlı binaların arka bahçe çekme mesafesi 3 metre olmakla birlikte, binanın derinliği de bu aşamada devreye girmektedir. Bina derinliğinin 7 metreden az olduğu parsellerde arka bahçe mesafesi 2 metreye kadar azaltılabilir. 4 kattan sonraki her kat için arka bahçe mesafesi 0.5 metre artırılır. Bina derinliği 40 metreden fazlaysa arka bahçe mesafesinde H/2 koşulu aranır.

Ayıplı Mal

“Ayıplı mal” kavramı, tüketicilerin korunmasına yönelik 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun sekizinci maddesinde şöyle tanımlanıyor.

“Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.”

Tüketiciler ayıplı mal satın aldıklarında, ayıplı maldan kaynaklanan “seçimlik hakları”nı kullanabiliyor. Söz konusu ayıplı mal, bir gayrimenkul ise karşımıza “ayıplı konut” ifadesi çıkıyor. Bir konutun “ayıplı” olup olmadığını anlamanın çeşitli kriterleri bulunuyor. Genel olarak değerlendirildiğinde, ayıplı konutların ortak özellikleri şöyle sıralanıyor: İmar planı, imar planına uygun jeolojik raporu, mimari projesi, statik-betonarme projesi ve tesisat projesine sahip olmaması.

Ayıplı konut nedir?

Ayıplı konut satın alan tüketiciler, tıpkı ayıplı mal satın alanlar gibi,6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile haklarını koruyor. Kanun, ayıplı konut sahibi olan kişileri dört hak tanıyor ve ayıplı konut satın alan kişiler, kendilerine tanınan dört haktan sadece bir tanesini seçebiliyor:

Tüketicinin, ayıplı konutun teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıp ihbarında bulunulması önem taşıyor. İhbarı yapan ayıplı konut sahibinin, teslim alınan konuttaki ayıpları kabul etmediğini ve söz konusu ayıplar nedeniyle kanuni haklarını ilgili kişiden talep ettiğini belirtmesi yeterli oluyor.

Azil

Görevden alma, görevine son verme ya da verilme eylemine azil denir. Bir kişiye verilen tüm temsil yetkisinin geri alınmasıdır.

Azil nasıl yapılır?

Vekaletnamedeki vekilin yetkisinin sona erdirilmesi anlamına gelen azil, taşınmaz mallar ile ilgili olarak iki şekilde yaptırılabilir:

Azil belgesi tapu sicil müdürlüğüne ulaşır ulaşmaz aziller siciline kaydedilme işlemi gerçekleşir. Vekaletle yapılan işlemlerde aziller sicilinden mutlaka arama yapılarak vekilin yetkisinin devam edip etmediği kontrol edilir.

Aziller Sicili

Azil kelimesini anlam olarak açıklayarak başlayalım konuya.

Azil vekaletnamedeki vekilin ya da yetki belgesindeki temsilcinin yetkisinin sonlandırılmasıdır. Azil noterden ya da tapu sicil müdürlüğünden dilekçe ile yapılır. Azil belgesi Tapu Müdürlüğüne ulaşınca aziller siciline kaydedilir. Vekaletle yapılan işlemlerde aziller siciline bakılarak vekilin yetkisinin devam edip etmediğine bakılır.

Aziller sicili ise şöyle açıklanabilir;

Aziller sicili noterden veya dilekçeyle Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ulaşan görevden alma isteklerinin (azillerin) kayıt altına alındığı deftedir.

Vekaleten azillerin vekalet verenin soyadının baş harfine göre kaydedildiği sicildir.

Açık Alan

Bir şehirde ya da belirli bir bölgede belirli faaliyetler için ayrılan yeşil alanlara “açık alan” deniliyor. Aynı zamanda sadece tarım yapılmasına izin verilen veya yeşil alan olarak kullanılmak amacıyla ayrılmış olan araziler olarak bilinen açık alanlar için ayrılan araziler üzerinde herhangi bir yapı inşasına izin verilmiyor.

Açık alan katsayısı nasıl hesaplanır?

Açık alan hesabı için gerçekleştirilen tüm ölçüm işlemlerine “açık alan katsayısı” deniliyor. Açık alan katsayısı matematiksel olarak hesaplanmaktadır. Söz konusu hesaplamalardan özellikle şehir planlamacılığında faydalanılıyor.

Bir kent üzerinde yer alan alanlar üzerinden söz konusu hesaplama yapılabiliyor ve öncelikle şehir içerisinde yer alan yeşil araziler ya da tarım araziler belirleniyor.

Açık alan hesaplamasında önce açık alan olarak belirlenen arazinin metrekaresi hesaplanıyor. Ardından şehrin bütün alanları yüzölçümü olarak hesaplandıktan sonra, şehir alanlarının açık alanlara bölünmesi ile birlikte şehrin açık alan katsayısı hesaplanıyor.

Hesaplanan bu alanlar ile birlikte şehrin açık alan yoğunluğu hakkında bilgi edinilebiliyor. Şehirlerin katsayılarını ve hesaplamaları imar yönetmeliği kapsamında öğrenilebiliyor.

Açık Kapı İlkesi

Kooperatiflerde ortaklığa istenilen zamanda girilebilmesi ve aynı şekilde istenildiği zaman ortaklıktan çıkılmasını olanaklı kılan ilkeye açık kapı ilkesi denir.

Açık kapı ilkesi, bir kooperatife ortak (üye) olabilme özgürlüğü anlamına gelir. Dileyen herkes kooperatife ortak olabilir. Ancak, hiç kimse herhangi bir kooperatife üye olmaya zorlanamaz.

Ayrıca, mevcut bir ortağın, dilediği zaman kooperatiften istifa etme (ayrılma, çıkma) özgürlüğü anlamına da gelir. Tamamen ayrılmak istemiyorsa, kooperatifteki paylarının bir bölümünü başkalarına (mevcut ortaklardan herhangi birine veya daha fazlasına, hatta kooperatife uygun düşecek harici (üçüncü kişilere) bile devretme özgürlüğü de vardır.

Açık kapı ilkesinin bir sonucu da, ortaklığa kabulde, ırk, din, siyasal görüş, cinsiyet, vb. ayrımcılıklar yapma yasağıdır.

Açık kapı ilkesi, kişilere sağladığı özgürlük ve demokrasi sayesinde anonim ve limited şirketlerinden ayrılır. Çünkü anonim veya limited şirketlerine üye olabilmek için kurucu ortak veya şirket hissesinden pay almak gerekir. Ayrıca sermaye artırımı gibi konularda da kişisel istekler reddedilebilir.

Açık kapı ilkesinden yararlanabilmek için mesleki birlik ve faaliyet alanı gibi konular çok önemlidir. Bir kooperatife üye olacak kişinin, kooperatifin faaliyet alanı ile bir ilgisi olmalıdır. Örneğin; sağlık alanı ile ilgili faaliyet gösteren bir kooperatife üye olmak isteyen bir kişinin doktor, eczacı, sağlık çalışanı vb. bir mesleğe sahip olması gerekir.

Açık Kredi

Borç para alacak bir kimsenin doğrudan doğruya kişisel imzasına güvenilerek açılan krediye “açık kredi” denir.

Bu tür kredilerde herhangi bir imzanın eklenmesi veya krediye karşılık teminat istenmesi söz konusu değildir. Bununla beraber, kredi alan kişinin bütün aktifi genel anlamda bir teminat demektir.

Bu bakımdan, ilgili kredi sahibi borcunu ödemezse, kendisine teminatsız para veren banka garameye girer. Bu da sadece imza karşılığında açılan kredi için az çok bir teminatın var olduğunu gösterir.

Açık kredi, uygulamada ya son derece güvenilir müşterilere açılır ya da bankanın tamamıyla kendi kontrolü altında bulunan ortaklık ve kuruluşlara açılır

Açık kredilerin kullandırılmasında banka açısından borçlunun itibarı, toplumdaki konumu, ahlakı, ticari bilinirliği ve mal varlığı en önemli unsurlar arasında yer alır.

Açık Teklif Usulü

İhaleler kanun gereği açık ya da kapalı olarak gerçekleştirilebiliyor. İhale tarihinin belirlenmesiyle birlikte usulü de netleştirilerek kamuoyuna duyurusu yapılıyor. Açık teklif usulü, bir ihale sürecinde tüm isteklilerin teklif sunabileceği ihale biçimi olarak hayata geçiriliyor.

“Herkese açık” ihale söz konusuysa…

Bir ihalenin “açık ihale usulü” ile yapılacağının duyurulması, aynı zamanda ihale şartnamesine göre herkese açık bir ihalenin yapılacağını gösteriyor. Peki açık teklif usulü nedir? Açık teklif usulü ihaleye kimler katılabilir?

Açık teklif usulü satın alınacak malın ya da hizmetin tahmin edilen bedeli, bütçe kanunu ile saptanan tutarı geçmeyen ihalelerde uygulanan ve isteklilerin bir arada bulunarak açıkça yarışmalarına izin verilen ihale yöntemi olarak özetlenebilir.

Kanun kapsamında ve ihale şartnamesinde yazılı genel şartları taşıyan herkes, ihaleye katılabiliyor.

Açık teklif usulü ihale nasıl yapılıyor?

İhaleye, istenilen başvuru niteliklerine sahip olan ve usulüne uygun olarak teklif veren adaylar arasından, kanunda yazılı (10.madde) yeterlilik değerlendirme kriterlerine göre, en avantajlı teklif veren yüklenici saptanarak ihale süreci tamamlanıyor.

Bu ihale türünde teklifler kapalı zarf içinde hazırlanarak idareye veriliyor. İhale sırasında istekli ile hiçbir konuda (Fiyat, teknik koşullar, taahhüdün nasıl gerçekleştirileceği vs.) pazarlık yapılması mümkün olmuyor. Sadece 37’nci maddede yazılı bazı durumlarda, isteklilerden yazılı olarak açıklama yapılması istenebiliyor.

Kanunda “açık ihale usulü” nasıl tanımlanıyor?

Kalkınma ajansları mal, hizmet ve yapım işi satınalma ve ihale usul ve esasları Madde 10 kapsamında “açık ihale usulü” tanımı şu şekilde yer alıyor:

MADDE 10 – (1) Herkese açık ihale usulü, ihalenin ilan yoluyla duyurulduğu ve katılımın herkese açık olduğu, bütün isteklilerin teklif verebildiği usuldür. Teklifler kapalı zarf içinde, teklif son teslim tarih ve saatinden önce elden ya da iadeli taahhütlü posta veya kurye aracılığıyla Ajansa teslim edilir. İadeli taahhütlü posta ya da kurye aracılığıyla yapılan teklifler, tekliflerin sunulacağı son tarih ve saatine kadar Ajansa ulaştıkları takdirde kabul edilir. Posta ya da kurye hizmetlerinden kaynaklanan gecikmeler dikkate alınmaz. Zamanında teslim edilmeyen teklifler açılmadan istekliye iade edilir. İhale sırasında istekli ile hiçbir konuda pazarlık yapılmaz. Zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı, tebligat adresi ile teklifin hangi işe ait olduğu yazılır.


***B***


Bahçe Duvarı

Bir arsanın ya da binanın etrafını çevrilmesine kuşatmasına yarayan duvara “bahçe duvarı” deniyor.

Bahçe duvarları ile ilgili merak edilen konuların başında ise bahçe duvarı için ruhsat gerekliliği bulunup bulunmadığı geliyor.

Bahçe duvarı için ruhsat gerekli mi?

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde yer alan esaslara göre, bahçe duvarı için ruhsat alınmasına gerek olmuyor.

Yönetmeliğe göre bahçe duvarının yüksekliği, binaların yol tarafındaki cephe hatlarının önünde 0,50 metre, gerisinde ise 2 metre geçemiyor. Ayrıca üzerlerine yükseklikleri 1 metreyi aşmayan parmaklıklar yapılabiliyor.

Bahçe Uzaklıkları

İnşaatın, yola veya komşu parsel sınırlarına en yakın noktasının uzaklığıdır. Bahçe uzaklıkları için imar planında bir bilgi yoksa bu uzaklıklar ilgili belediyenin imar mevzuatına göre belirlenir. İmar planında belirtilen cephe çizgisinden daha önce inşaat yapılamaz.

Ön Bahçe Çekme Mesafesi Yoldan çekme mesafesi olarak tanımlanır. Ön bahçe; binanın ön cephesi ile parselin, arsanın ön sınır çizgisi arasında kalan alandır.

Ön Bahçe Derinliği Mesafesi Ne Demek?

Ön Bahçe Çekme Mesafesi Yoldan çekme mesafesi olarak tanımlanır. Ön bahçe; binanın ön cephesi ile parselin, arsanın ön sınır çizgisi arasında kalan alandır. Yol tarafında bulunan, yola bakan bütün bahçeler ön bahçe, yola bakan bütün cepheler ise ön cephe olarak adlandırılır. Ön bahçe derinliği ise binanın ön cephesi ile parselin ön sınırı arasındaki en kısa dik uzaklıktır. Ön bahçe derinliği imar planında belirlenen ön bahçe mesafesine göre, planda belirlenmemiş ise idari imar yönetmeliklerine göre belirlenir. Bu imar yönetmeliklerinde de belirlenmemiş ise Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde ki esaslara göre belirlenir.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde parselde bulunan binanın tipine göre ön bahçe derinliği belirtilmiştir. Bu derinlik parsel üzerinde bulunan yapının cinsine göre farklılık göstermektedir. Dükkânlarda, konutlarda, apartmanlarda, sanayi bölgelerinde bulunan iş yerlerinde ön bahçe derinliği farklılık göstermektedir. Ön bahçe derinliği ile ilgili daha çok bilgi sahibi olmak için Başbakanlığın mevzuatlarına bakabilirsiniz.

Arka Bahçe Çekme Mesafesi

Arka Bahçe çekme mesafesi imar durumunda açıkça belirtilmiştir. İmar planında Ayrık Nizam = 3metre (Arka Bahçe Çekme Mesafesi) 3metre (Yan bahçe çekme Mesafesi ) 5metre (Yola çekme Mesafesi) yazan durumlarda, planda belirtildiği gibi komşu parsellerden 3 er metre yoldan 5 metre çekilmesi gerektiğini belirtiyor. İmar durumundaki bu bilgilendirme belirtilen bölge şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Arsanın fiziki durumu göz önüne alındığında Arka bahçe çekme mesafeleri artabilir veya fazlalaşabilir.

Yan bahçe Çekme Mesafesi

Arka bahçe çekme mesafesi gibi yan bahçe çekme mesafesi aynı anlama gelmekte ve çekme mesafeleri hemen hemen eş oranlı olmaktadır. Yan bahçe çekme mesafesi 3 olan bir arsada çekmeleri bu oranlara göre yapmanız gerekmektedir.

 

Aynı yönetmeliğin 63’üncü maddesinde ise basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergole ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirlerinin ruhsata tâbi olmadığı açıklanıyor. Madde 55’te şu açıklama yer alıyor: “Bahçe duvarlarının yüksekliği, binaların yol tarafındaki cephe hatlarının önünde 0.50 metreyi, gerisinde ise 2 metreyi geçemez. Ayrıca üzerlerine yükseklikleri 1 metreyi aşmayan parmaklık yapılabilir. Fazla meyilli ve tehlike bulunan yerlerde uygulanacak şekli takdire Belediye yetkilidir.

Okul hastane, cezaevi, ibadet yerleri, elçilik, sefarethane, açık hava sineması ve benzerleri gibi özellikleri bulunan bina ve tesislerin bahçe duvarları ile sanayi bölgelerinde yapılacak bahçe duvarların bu madde hükmüne tâbi değildir.”

Diğer bir madde ve ilgili acıkması ise şöyle:

Madde 63- (Değişik:RG-2/9/1999-23804) Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergola ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Bu kapsamda kalmakla birlikte binanın ısı yalıtımını etkileyen işlemler yapılamaz.

Balkon

Yapılarda dışarıya doğru çıkmış, üç tarafı,insanın beline gelen düzeyde korkulukla ya da duvarla çevrilmiş, çıkıp havaalmak, oturmak için kullanılan açık alanlar olarak tanımlanan balkonlar,günümüzde kapatılarak ardiye şeklinde kullanılarak ya da evlere dâhil edilerekalandan fayda sağlanabiliyor.

Bir kapı aracılığı ile balkona geçiş sağlanıyor.Diğer yandan balkonların metrekareleri odalara dahil edilerek, yeni bir mimarianlayış olarak küçük Fransız balkonlar yaygınlıkla uygulanıyor.

Balkonkapatmanın cezası var mı?

Evlerinin balkonlarını camekânla kapatanlariçin Belediyeler tarafından 3194 sayılı kanunun 32. maddesi gereği yıkım veaynı kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası kesilmektedir. Belediyeler imarkirliliğine sebep olduğu gerekçesiyle yapıları yıkma hakkına sahip olabiliyor.

Balkon kapatma davalarında iki mimari türinceleniyor. Burada balkonlar gömme ve çıkma balkon olarak sınıflandırılıyor.Bilirkişilerin balkonları incelemesi ile karar veriliyor. Gömme balkonlardakapatmaya ceza verilmezken, çıkma balkonlarda kapatma yasaya aykırı bulunuyor.Ayrıca çanak antenlerin de görüntü kirliliği sebebiyle balkonlardankaldırılması kararı alındı.

Balon Ödeme

Son yıllarda kredilere artan talep nedeniyle bankalar da ödeme şekillerinde oldukça değişik yollar izlemeye başladı. Balon ödeme de bunlardan biri. Balon ödemede, almış olduğunuz kredileri aylık olarak daha uygun şartlarda, son taksitte toplu olarak yapabiliyorsunuz. Ara ödemeli kredi ve balon kredi, en çok taksitlerin yüksek miktarlarda olduğu konut kredilerinde ve taşıt kredilerinde tercih ediliyor.

Örneğin 60 ay vadeli bir konut kredisi aldınız. Konut aldığınız için aylık kredi geri ödemeleriniz yüksek gelecektir. Aylık ödeyeceğiniz yaklaşık 3200 TL’yi daha düşük miktarlarda ödeyip, son taksitte balon ödeme olarak tabir edilen toplu bir ödeme yapabilirsiniz. Bu kredi aylık ödemelerinizde sorun olduğu zaman işinize oldukça yarayacak bir kredi çeşididir. O dönem maddi durumunuzun çok da iyi olmayacağını biliyorsanız ancak buna rağmen hayalinizdeki evi almak istiyorsanız, elinize toplu bir miktar para geçtiğinde son taksiti topluca ödeyebileceğinizi düşünüyorsanız, bu tür krediler size göre olabilir. Balon ödemenin taksitlendirilmesi ve son ödemede yapılacak ödeme miktarı bankadan bankaya değişiklik gösterir.

Balon ödeme yapılırken taksit tutarı, faizi ve vergi tutarlarının altında kalmayacak şekilde krediyi kullanan tarafından belirlenebilir. Bu tür krediler, evi ya da taşıtı aldıktan sonra, satın alınan malları satıp, elde edilen parayla krediyi kapatmak isteyen kişiler için oldukça uygun olan kredilerdir.

Balon Ödemeli Kredi Hangi Alımlarda Avantaj Sağlar?

Konut kredileri ödemelerinde bazı bankalar, kredi tutarının %30’unu taksite yaymak yerine, son vadede toplu olarak ödeme imkânı verirler. Bu şekilde ev almak isteyenler, hem istedikleri eve daha da çabuk kavuşur, hem de daha az aylık kredi geri ödemesi yaparlar. Bazı bankalar, bu krediyi; sabit faiz, toplu parayı yatırım araçlarında değerlendirme, gelecek toplu parayı beklemeden ev/taşıt sahibi olabilme, aylık ödemeleri düşürme imkânlarıyla ön plana çıkarırlar.

Balon Ödemeli Kredi Kimler İçin Uygundur?

Balon ödemeli kredi özellikle; konut ve taşıt gibi yüksek tutarlı alımlar yapmak, elindeki parayı yatırımda tutmak, aylık ödemelerini düşük tutmak, vade sonunda toplu ödeme yapmak, emekli ikramiyesi sonunda ev ya da taşıt almak isteyenler, toplu para bekleyenler ve yatırımcılar için oldukça uygundur.

Balta İfrazı

Öncelikle bir taşınmaz üzerinde ifrazın ne anlama geldiğine bakmak daha açıklayıcı olacaktır.

İfraz kelime manası olarak Ayırma anlamına geliyor. İfraz, tapu kütüğünde tek parsel olarak kayıtlı bulunan bir taşınmaz malın düzenlenen haritalara göre birden çok parçaya ayrılarak tapu kütüğüne tescil edilmesi işlemi olarak ifade ediliyor.

Yapılan bazı ifrazlar, özelliğine göre Balta ifrazlı adını da alabiliyor.

Bir parselin ifraz yoluyla iki parsele dönüştürülmesi durumunda, yola cephesi olmayan arka parseli yola bağlamak için dar çıkmaz bir sokak yapılır.  Bu şekilde ayrılan parsel ve yolun şekli baltayı andırdığı için balta ifrazı denir.

Banliyö

En kısa tanımıyla “yöre kent” anlamına da gelen banliyö, büyükşehirlerin yakın çevresinde bulunan yerleşim yerleri olarak biliniyor. Bir şehrin il veya ilçe sınırlarına yakın dış bölgelerinde konumlanan banliyöler günlük ihtiyaçları açısından ise büyükşehirlere bağlıdır.

Banliyölerin kuruluşlarının sebebi; şehir nüfusunun artması ile halkın şehrin gürültülü havasından uzak sakin bir yere olan ihtiyaçlarıdır. Şehir merkezi ile bu yerler arasında kara ve deniz yolları ile bağlantı sağlanır.

Örneklemek gerekirse Sincan, Ankara’nın banliyösüdür.

Genellikle banliyölere ulaşım aracı olarak tren konulmuştur. Banliyö trenleri günümüzde bazı yerleşim yerlerinde hâlâ hizmet vermektedir. Bir diğer yeni ulaşım aracı ise metro gibi raylı ulaşım araçları olmaya devam ediyor. Denizi kıyısı bulunan banliyöler için ise ağırlıklı olarak vapur seferleri söz konusu oluyor.

Banliyö treni nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Devlet demiryolları (TCDD), banliyö trenlerini şöyle tanımlıyor: Şehir içi yolcu trafiğinde kullanılan trenler.

Bayındır Hale Getirme

Bölgelerin belli bir imar planıyla yerleşim yerine uygun hale getirilmesine bayırdır hale getirme denir. Bir bölge bayındır hale getirilmeden önce gerekli prosedürlerin tamamlanması, hukuki işlemlerin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Yapılan konut, fabrika, okul gibi toplum hizmetine faydalı üretimler, bölgenin bayındır hale gelmesini ve kalkınıp gelişmesini sağlar.

Bayındır hale getirilecek olan tüm arsalarda mutlaka eğim kontrol edilmeli ve bölgenin her yerindeki yükseltiye, duruş biçimine, belirlenen biçime, konum durumuna dikkatli bir şekilde inceleme yapılmalıdır. Böylelikle de konut yapılabilmesi için gerekli işlemler tamamlanmış olur.

Bayındır Hale Gelen Bölgelerde Neler Yapılabilir?

Bayındır hale getirmek için görevli olan kişiler işinde uzman olmalı ve bu tarz çalışmalarda tecrübesi bulunmalıdır. Konumun yapısını ve değerini zedeleyici işlemler, arsa üzerine kurulacak olan yapının da düzenini sarsabilir. Bayındır hale getirilen bölgelerde çiftlik kurulabilir, belediyenin belirlemiş olduğu kat sayısına bağlı olarak apartman yapılabilir veya müstakil ev inşaatına başlanabilir. Bu sayede henüz bayındır hale getirilmemiş olan böyle kullanıma açılmış olabilecektir. Arsa satın alındıktan sonra tüm çalışmalar kontrol edilmelidir.

Bayındırlık

Sözlük anlamı gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış demek olan bayındır, bir yerleşim yerinin bütün fonksiyonlarıyla standartlarının iyileştirilmesi güzelleştirilmesi manasına gelmektedir.

Bayındırlık, bir bölgenin gelişmesi için yapılan tüm iyileştirme güzelleştirme faaliyetlerini kapsıyor. Bayındırlık faaliyetlerini 2011 yılına kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapıyordu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurularak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı bütün görev ve yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bayındırlık görevleri neler?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkileri arasında kamu yapıları ve tesislerinin inşaat ve esaslı onarım işlerini yapmak veya yaptırmak; Arsa Ofisi Kanunu esaslarına göre gereken arazi ve arsayı sağlamak üzere gerekli işleri yapmak; Konut politikası ilkelerine göre konut yapmak, yaptırmak gibi işler yer alıyor.

 

Bağımsız Bölüm

Yapımı tamamlanmış ana gayrimenkulün ayrı olarak kullanılmaya uygun alanlarına “bağımsız bölüm” deniyor. Peki bağımsız bölümler tapuda nasıl işlem görüyor?

Bağımsız bölümler ile ilgili tapu işlemleri

Bağımsız bölümler aynı binada veya aynı parsel içindeki farklı bloklarda da bulunabiliyor. Bağımsız bölümlerle ilgili merak edilen konuların başında tapuda nasıl işlem gördüğü geliyor. Bağımsız bölüm, tapu kütüğünde ayrı bir sayfaya tescil ediliyor ve sahiplerine ayrı ayrı tapu veriliyor.

Bağımsız bölümün kapsamı

Bir gayrimenkuldeki hangi bölümler bağımsız bölüm kapsamına giriyor? Hangi bölümler bağımsız bölüm kapsamında değerlendirilmiyor?

Bir gayrimenkuldeki kat, daire, ofis, dükkan, mağaza, depo ve mahzen bağımsız bölüm olarak kabul ediliyor.

Buna karşın apartman görevlisi odası, sığınak gibi ortak alanlar bağımsız bölüm olarak kabul edilmiyor. İsteğe bağlı olarak, tapu kütüğünde ana binanın her katı birer bağımsız bölüm olarak tescil edilebiliyor.

Bağımsız Bölüm Planı

Kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş yerlerde ana gayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olan ve her biri kat mülkiyeti kütüğünde ayrı bir sayfaya tescil edilen konut, dükkan, mağaza gibi bağımsız mülkiyete konu bölümlerine bağımsız bölüm denir.

Yani bağımsız bölüm; inşaatı bitmiş, kullanıma hazır hale gelmiş yapının ayrı bölümlerine deniyor. Kat, daire, iş bürosu, dükkan, mağaza, mahzen ve depo bağımsız bölümdür.

Bağımsız bölümler tapuya tescil ettirilirler. Her bağımsız bölümün ise tapu senedi farklıdır. Yani her bağımsız bölüme tapu kütüğünde ayrı ayrı tapu senedi verilir. Söz konusu bu bağımsız bölümler ise inşaat projesinde belirtilir. Bir bağımsız bölüme tek bir kişi sahip olabileceği gibi, birden çok kişi de sahip olabilir.

Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler.

Bağımsız bölüm eklentisi bağımsız bölümün kullanımı için yapılmış odunluk, kömürlük, garaj, su ve elektrik saati yerleri gibi eklentilerdir. Bağımsız bölümün sahibi bu eklentilere de sahip olarak görülür.

Bağımsız bölümlerin başkasına devri, kayıtlanması veya kiralanması halinde, eklentiler ve ortak yerler de kendiliğinden devredilmiş, kayıtlanmış veya kiralanmış olur.

Bağımsız bölüm üzerinde kat mülkiyetiyle ve diğer kat maliklerinin haklarıyla bağdaşması mümkün olmayan irtifaklar kurulamaz.

Bağışlama Vaadi

Bağışlama vaadi ilerideki bir tarihte bir malı bağışlamayı taahhüt niteliğinde ön akittir. Bağışlama vaadi sözleşmeleri noterlerce düzenlenir. İstem halinde ilgili tapu kütüğünün şerhler sütununa şerh edilmesi mümkündür. Satış vaadini her iki taraf da şerh ettirebildiği halde, bağışlama vaadi konusunda açık yetki olmadığından gayrimenkul malikinin şerh isteminde bulunması veya bağışlama vaadi sözleşmesinde bağış lehtarına şerh ettirebilme yetkisini vermiş olması gerekir.

Bağıştan Rücu Edilerek Taşınmazın Geri Dönmesi: Rücu (vazgeçebilme) şartıyla bağış yapılması mümkündür. Rücu şartlı bağışta taşınmaz malın mülkiyeti bağışı kabul eden kimse adına tescil edilmekle beraber, şerhler sütununa rücu şartının varlığı işaret edilir.

Buradaki rücu şartı sadece bir tek şart olabilir. O da bağışı kabul edenin bağışlayandan önce ölmesi halinde taşınmazın bağışlayana geri döneceği şartıdır. Bunun dışında bir şartla taşınmaz geri dönmez. Ancak bir tüzel kişi lehine rücu şartlı bağış yapılmış olup da tüzel kişilik son bulursa bu da bir bağıştan dönüş (vazgeçme) sebebidir.

Bağışlama vaadinin tapuya şerhi için tapu sicil müdürlüğüne başvurulduğu zaman noterce düzenlenmiş gayrimenkul bağışlama vaadi sözleşmesinin aslı, istemde bulunanın nüfus cüzdanı veya pasaportu ile bir adet vesikalık fotoğrafı, İstem vekaleten yapılıyorsa vekaletnamenin sunulması şartı aranıyor. Bağış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerhi sırasında 492 sayılı Harçlar Kanununa göre, belirlenen değerin emlak vergisi değerine yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunacak değerden düşük olmaması gerekiyor, aksi halde aradaki farkın Vergi Usul Kanunu’na göre cezalı olarak tahsil edileceği hususunda Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından uyarıda bulunuluyor. Bağışlama ve bağışlama vaadinin her zaman kardeşliğe, dostluğa ve sevgiye zarar vermeden hukukun farklı boyutlarında kullanılması gerek.

Bağışlamadan Rücu

Gayrimenkulünü bağışlayacak olan kişi bu tasarrufunu bağışlayacağı kişiden bazı yükümlülükleri yerine getirmesi karşılığında yapabilir.

Bağıştan Rücu Sebepleri nelerdir?

Öncelikle kişilere yapılan bağıştan rücu konusunda kanun çoğunlukla bağış yapılan kişilerin haklarını korumak üzerine kuruludur. Bunun temel amacı bağış alan kişinin bağış yapan kişinin kölesi haline gelmesini engellemek, kendi iradesini korumasını sağlamak için gerekli koşulların oluşturulmasını mümkün kılmaktır. Şartlı bağış sözleşmesi imzalanarak yapılan bağışlarda sözleşmede belirtilen şartların yerine getirilmemesi durumunda zaten otomatik olarak bağışı yapan kişinin sözleşmeden doğan hakkını kullanması mümkün

Borçlar Kanunu’nun 297. maddesinde bağıştan rücunun hangi durumlarda gerçekleşebileceğine ilişkin şartlar düzenlenmiştir. Kanuna göre bağışlanan kişinin bağışlayanın kendisine ya da akrabalarına karşı ağır bir suç işlemesi, bu kişilere karşı kanundan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranması ya da yüklemeli bağışta, yüklendiklerini haklı bir neden olmaksızın yerine getirmemesi halinde bağışlayan bağışlama sözünü ya da talep tarihindeki zenginleşme konusu olan bağışlamanın geri verilmesini talep edebilir

Belediye Rayiç Bedeli

Gayrimenkullerin güncel piyasa koşullarında belediyelerce belirlenen minimum alım satım bedelidir.

Belediye rayiç bedeli nasıl öğrenilir?

Belediye rayiç bedeli, gayrimenkullerin güncel piyasa koşullarındaki alım satım bedelini gösteriyor. Bu bedel, belediyelerden öğrenilebiliyor.

Konutun veya bir arsanın rayiç bedelini öğrenmek için o gayrimenkulün bağlı olduğu belediyeye gidilmesi gerekiyor.

Gayrimenkule ait ada ve parsel bilgilerinden veya ad ve soyada göre emlak beyanlarından bakılarak bulunduğu mahalle, cadde ve sokak bilgilerine göre gayrimenkulün o yılki rayiç bedel ve arsa birim değeri öğrenilebiliyor. İsteyenler rayiç bedelini, belediyeyi telefon ile arayarak da öğrenilebiliyor.

Gayrimenkullerin rayiç bedelini etkileyen unsurlardan bazıları şu şekilde sıralanıyor:

Rayiç bedel nasıl hesaplanır?

Eğer semtte yapılaşma oranı artıyorsa ve kentleşme yüksek seviyedeyse rayiç bedelinde artış görülür. Ülkedeki ekonomik durum ve genel piyasadaki canlılık da emlak rayiç bedelini etkileyen etmenlerdir.

Belediye Sınırı

Belediye, belde halkının ortak yerel gereksinmelerini karşılayan ve belde hizmetlerini gören kamu tüzel kişiliğine sahip yerel yönetim kuruluşudur.

Belediye sınırı ise bir belediyenin Yasa kurallarına göre belirlenen sınırlarıdır.

İl ve ilçe merkezlerinde zorunlu olmak üzere, nüfusu 5000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulmaktadır. Belediye, mahalli yöneticisi olan idari birimlerdir. Belediyeler, o çevre halkı tarafından seçilen bir belediye Meclisi ile bir Belediye başkanı tarafından yönetilir. Gerek idari, gerekse mali bakımdan bağımsız olan bir teşekküldür.

Köy, mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim yeri, muhtar ile tüzel kişiliğe sahiptir. Mücavir alan sınırı ise belediye sınırlarının dışında, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti adına verilmiş olan sınırdır.

Belediye ya da il, ilçe ve köy sınırları birer idari sınırdırlar. Mücavir alan idari sınır değildir. Bir alan mücavir alan statüsünü koruduğu müddetçe belediyenin mahallesi olamaz. Çünkü Belediye sınırı idari bir sınırdır mücavir alan sınırı ise yetki sınırıdır. Bu alanın mahalle olabilmesi için belediye sınırına katılması gerekmektedir.

Belediyelerin mücavir alana götürmeleri gereken olmazsa olmaz hizmet imar hizmetleridir. Ancak Belediyeler; mücavir alanlarına, harç ve vergileri alabilmeleri için, Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği uyarınca yol ve içme suyu götürmekle yükümlüdürler.

Bunun dışında Belediyeler ayrıca çöp toplama, ilaçlama, toplu taşıma, altyapı ve koordinasyon konularında da hizmet götürmek üzere meclis kararları alabilirler.

Betonarme

Bir inşaat terimi olarak “betonarme”, beton ve çelik kullanılarak imal edilen yapı malzemesinin ismidir.

Yapıda kullanılan betonarme elemanlar (kolon, kiriş, döşeme vb) birtakım gerilmelere maruz kalırlar. Bunlar genel olarak basınç, çekme, kesme ve burulma etkileridir. Betonarme yapı elemanında bulunan beton ve çelik birlikte bu gerilmelere karşı koyarlar. Bu esnada, beton daha çok basınç gerilmelerini karşılar, çelik ise daha çok çekme gerilmelerini karşılar. Bu bakımdan bu iki madde birbirlerine çok iyi uyar. Ayrıca, betonun suyu donmaya yeter, demiri paslandırmaz.

Betonarme yangına ve korozyona karşı tam manasıyla bir güvenlik sağlar. Daha çok yük taşır, sarsıntılara karşı dayanıklıdır. Tamir ve bakım masrafı azdır.

Beyan

Beyan kelimesi anlam olarak bir şeyin açıklığa kavuşması, anlatmak, bir şeyi delil getirerek ispatlamak gibi değişik açıklamalara sahiptir. Gayrimenkul dünyasında ise daha geniş bir içerik taşır. Kişiler, kurumlar ve kuruluşlar gerekli olduğu takdirde mal beyanı, adres beyanı, emlak beyanı gibi beyannamelerde bulunurlar.

Beyanname çeşitleri nelerdir?

  1. Katma Değer Vergisi Beyannamesi
  2. Muhtasar Vergisi Beyannamesi
  3. Geçici Vergi Beyannamesi
  4. Kurumlar Vergisi Beyannamesi
  5. Özel Tüketim Vergisi Beyannamesi
  6. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi

Vergi Beyannamesi nedir?

Beyanname, genellikle vergi borçlarının miktarını hesaplamak için, mükellef veya vergi sorumluları tarafından, vergi kanunlarında belirtilen dönemlerde vergi dairelerine verilir. Her tip beyannamede olduğu gibi beyannamenin düzgün şekilde doldurulması ve zamanında beyannamenin vergi dairelerine iletilmesi önemlidir.

Vergi Beyannamesinde neler bulunur?

Vergi beyannamelerinde başlıca, mükellefin adı, ailevi durumu, vergi matrahı, vergi matrahının hesabına ilişkin bilgiler yer alır.

Vergi Beyannamesi dışında kalan beyannameler nelerdir?

Vergi beyannamesi dışında kalan beyannamelere Sicilli Ticaret beyannamesi ve İmza Beyannamesi örnek gösterilebilir.

Bila

Türk Dil Kurumu sözlüğünde tanımlanmamış olmakla beraber özellikle resmi yazışmalarda ilgi tutulan Türkçe’deki –sız, –siz–suz, –süz ekinin görevinde, Arapça sözcüklerin başına gelerek sıfat ya da belirteç yapan ilgeç veya atıf yapılan evrakta sayı ve tarih bulunmaması durumunda kullanılır.

“Bila” terimi sıklıkla Osmanlı tapu kayıtlarında kullanılan terimlerden biri olarak bilinir ve günümüzde de kullanıldığı görülür.

Tebligatlar için de kullanılan bir ön ektir. Örneğin; “bila tebliğ” denildiği vakit tebligat yapılamadığı anlaşılır.

Bilirkişi

Çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda düşüncesine başvurulan uzman, eksper gibi vasıflarla da adlandırılan gerçek ve tüzel kişilere bilirkişi denir.

Bilirkişiler konunun uzmanı şahıslar olabileceği gibi, o konu ile ilgili kurumlar da olabilir. Örneğin, Adli Tıp Kurumu kendi konusunda en önemli bilirkişilik kurumudur. Sahte para konusundaki davalarda Merkez Bankası bilirkişilik kurumudur.

Resmi ve özel bilirkişiler kimler olabilir?

Bilirkişi, hukuki anlaşmazlık konusunda ilgili alanda uzmanlaşmış ve görüşüne değer ve önem verilen kişidir. Bu kişiler hâkim, savcı, avukat, müşteki, sanık tarafından talep edilebilir. Bu kişilerin konumları, durumları, salahiyetleri devlet tarafından belirlenmiştir.

Bilirkişiler, anlaşmanın sağlanması, adaletin yerini bulması, suçlunun cezalandırılması, masumun beraat etmesi için şahitlik yaparak rapor sunarlar. Bu raporların güvencesi hâkim tarafından verilir. Kanaat bildirmez, bilimsel boyutta inceleme yaparlar.

Resmi bilirkişiler ve özel bilirkişiler bulunmaktadır. Resmi bilirkişiler devletin tahsis ettiği uzmanlardır. Bu kişilerin bağımsız ve tarafsız olması esastır. Özel bilirkişiler ise sanık, avukat, müştekinin talebiyle mahkemeye çağrılan uzman kişilerdir.

Bilirkişiler, doktorlar olabilir, öğretmenler olabilir, mühendisler olabilir. Bir konu hakkında uzmanlık belgesi bulunan ve tarafsız, bağımsız bir bilgilendirme yapma salahiyetini elinde bulunduran herkesin bu şartlar altında bilgisine başvurulur.

Bina Cephesi

Binanın toprak üzerindeki ilk katının parselin yol tarafındaki duvarına bakan dış yüzüdür. Köşe başı parsellerde ise binanın kot aldığı yol tarafında toprak üstünde bulunan ilk kat duvarının dış yüzeyidir.

İmar Kanunu kapsamında yer verilen kurallara göre, binaların zemin seviyesi altında kat kazanmak maksadıyla, bina cephe hattından yola kadar olan kısımda, zeminin kazılarak yaya kaldırımının seviyesinin altına düşürülmesine izin verilmiyor.

Binaların cephelerine ilişkin tanımlar “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği” ile açıklanmıştır. Yönetmeliğe göre parsel cephesi, bir parselin üzerinde yer aldığı yoldaki cephesine denir.

Parselin birden fazla yola cepheli olması ve imar planında belirtilmemiş olması durumunda en geniş yol üzerindeki kenar ön cephe olarak kabul edilir. Yolların eşitliği halinde dar kenar, parsel cephesi olarak alınır. Çıkmalar hariç tutulmak üzere bir parselin yol kısmındaki cephe uzunluğu ön cephe uzunluğudur. Binanın yola bakan cephesine ise yol cephesi adı verilir.

Bina Derinliği

Bina derinliği, binanın ön cephe hattı ile arka cephe hattının en uzak noktası arasındaki dik hattın uzaklığıdır.

Bina derinliği nasıl hesaplanır?

Bina derinliği yönetmelikte yer alan 28. maddeye göre, ön bahçe mesafesi ile bina yüksekliğinin yarısının toplamının parsel derinliği çıkarılması ile bulunabiliyor.

Bina derinliğini hesaplama formülleri:

Madde 28 – Bina derinlikleri azami 40 metreyi geçmemek ve hiç bir yerde arka bahçe sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak şartı ile;

I = L -(K + H/2 ) formülü ile hesaplanır.

Formülde yer alan kısaltmaların açıklamaları şöyledir:

I = Bina derinliği,

L = Parsel derinliği,

K = Ön bahçe mesafesi,

H = Bina yüksekliği.

Formül uygulamasıyla elde edilen sonuç:

 

Bina Eteği

Bir binadaki bodrum katının dış duvarlarının toprak üzerinde kalan bölüme bina eteği denir.

Bina eteğinin bodrum katın dış duvarları çoğu zaman kaplama işlemleri sonucunda kaplanabilmektedir. Bina eteğinin kaplanmasıyla birlikte su basma seviyesi ortaya çıkarılabilecek ve su basma tehlikesi önlenebilecektir.

Bina Yüksekliği

Bina yüksekliği, bir binanın kot aldığı nokta ile saçak seviyesi arasındaki mesafe olarak tanımlanıyor. Bir binanın kat yüksekliği, bulunduğu bölgenin bağlı olduğu belediyenin imar planları esasına uygun olarak belirleniyor.

Bina kat yüksekliği

Bina yüksekliği bölgenin imar planında öngörülmekle birlikte, bina katlarının yüksekliği de belirtiliyor. Binadaki herhangi bir kat ile üst katı arasındaki döşeme yükseklikleri arasındaki mesafeyi ifade eden kat yüksekliği de ayrı bir konu olarak karşımıza çıkıyor. İmar planında kat yükseklikleri açık bir şekilde yer almadığında, bina yüksekliğine ve binadaki kat sayısına göre kat yükseklikleri hesaplanabiliyor.

Bir binanın kat yüksekliği ile ilgili esaslar için Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne bakmak gerekiyor. Belediyelerin imar planlarına göre sınırları içinde kalan bölgede tüm binalar için kat yüksekliği sınırı belirleniyor. Söz konusu bölgede inşa edilecek hiçbir bina imar planında belirtilen yüksekliğin daha üstünde bir kat sayısına sahip yapıyı hayata geçiremiyor.

Binada kat yüksekliği imar planı

Kat yüksekliği imar planına göre yol genişliğine göre bodrum kat hariç binalardaki kat sayısı şöyle şekilleniyor:

 

Bitişik Nizam

Bitişik nizam için komşu parseller esas alınır ve bu binalara yapışık olan yapı nizamlarına denir.

Bitişik nizamda ortak bir alan bulunur binaların ortak olan arka bahçesine çıkılır. İmar planları yönetmeliğinde bitişik nizamlar için belirlenmiş olan bazı kurallar ve sınırlamalar vardır.

Örnek vermek gerekirse ahşap olan ya da yarı ahşap olan binalar için bitişik nizam yapılamamaktadır.

Bitişik nizam da ön bahçe ve yol kenarına denk gelen bahçe mesafeleri en az 5 metre olarak bırakılmalıdır. Yan bahçe mesafesi ise 3 metreden aşağı gerçekleşemez. Arka bahçe mesafesi kat sayısına bağlı olarak değişmekle birlikte minimum 2 metre olacak şekilde ayarlanmalıdır.

Blok Nizam

Blok nizam tanım olarak; İmar planı ve bu yönetmelikte cephe uzunluğu, derinliği ve yüksekliği belirlenmiş tek yapı kitlesinin bir veya birden fazla parsel üzerine oturduğu bahçeli yapı nizamıdır.

Blok nizam ile bitişik nizam arasındaki fark nedir?

Bitişik nizamda, binalarda ortak alandan arka bahçeye çıkış sağlanırken; blok nizam tek yapının birden fazla parsel üzerine oturduğu bahçeli yapı nizamı olarak karşımıza çıkıyor.

Boğaziçi Yasası

Bu Kanunun amacı; İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir.

Bu Kanunda kullanılan bazı terimlerin tanımları aşağıda gösterilmiştir.

  1. a) Boğaziçi Alanı; Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinden, öngörünüm bölgesinden, geri görünüm bölgesinden ve etkilenme bölgelerinden oluşan ve sınırları ve koordinatları bu Kanuna ekli krokide işaretli ve 22/7/1983 onay tarihli nazım planda gösterilen alandır.
  2. b) Boğaziçi sahil şeridi; Boğaziçi kıyı kenar çizgisi ile 22/7/1983 tarihli 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen hat arasında kalan bölgedir.
  3. c) Öngörünüm bölgesi; Boğaziçi sahil şeridine bitişik olan ve 22/7/1983 tarihli 1/1000 ölçekli imar uygulama planında gösterilen bölgedir.
  4. d) Geri görünüm bölgesi; öngörünüm bölgesine bitişik olan ve 22/7/1983 tarihli 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen coğrafi bölgedir.
  5. e) Etkilenme bölgesi; öngörünüm ve geri görünüm bölgeleri dışında 22/7/1983 tarihli ve 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen ve Boğaziçi sahil şeridi,ön- görünüm ve geri görünüm bölgelerinden etkilenen bölgedir

(1) 24/2/1984 tarih ve 2981 sayılı, “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanunun” 23/a maddesi ile, 16/3/1983 tarih ve 2805 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış; aynı kanunun 22 nci maddesinin (a) bendi hükmü ile de “Boğaziçi Kanunundaki 16/3/1983 tarih ve 2805 sayılı Kanunla ilgili hükümler yerine mezkür 2981 sayılı kanun hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmiştir.

Boğaziçi Alanının korunması ve geliştirilmesinde ve imar mevzuatının uygulanmasında aşağıdaki hususlar esas alınır.

  1. a) Boğaziçi Alanında yer alan kültürel ve tarihi değerler ve doğal güzellikler muhafaza edilir ve doğal yapı korunur.
  2. b) Boğaziçi Alanı bu Kanunun amaçlarına uygun olarak ve doğal ve tarihi çevreye uyumu gözetilerek güzelleştirilir ve geliştirilir.
  3. c) Boğaziçi Alanında tarihi ve milli kültürümüze dayanan yaşamın yeniden canlandırılması, mesire yerlerinin geliştirilmesi ve gezinti alışkanlıklarının sürdürülmesi teşvik edilir.
  4. d) Boğaziçi Alanındaki kültür ve tabiat varlıklarının onarımına öncelik verilir.
  5. e) Boğaziçi Alanındaki yapılar bu Kanun hükümlerine ve imar planları esaslarına göre yapılır, aykırı olanlar derhal yıkılır veya yıktırılır.
  6. f) (Değişik: 3/5/1985-3194/47 md.) Boğaziçi alanında mevcut planda nüfus ve yapı yoğunluğu göz önüne alınmak kaydı ile plan değişikliği yapılabilir.
  7. g) (İptal: Ana. Mah; 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K. 1986/29 sayılı Kararı ile.)
  8. h) Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde turizm ve rekreasyon amacı ile ayrılan alanlara toplumun yararlanmasına ayrılan yapı yapılır ve bu husus tapu sicillerine işlenir. Toplumun yararlanmasına ayrılan bu yapılar amaç dışı kullanılamaz.
  9. g) Boğaziçi Alanında kıyılar ancak kamu yararına kullanılır.
  10. j) Boğaziçi sahil şeridinde ancak toplumun yararlanacağı dinlenme, gezinti ve turizm tesisleri imar planlarına uygun olmak şartı ile yapılabilir.
  11. k) Boğaziçi Alanında kıyıda ve sahil şeridinde boş alanlar veya boşaltılacak sahalar “j” fıkrasındaki esaslara göre değerlendirilir.
  12. l) Boğaziçi Alanında kömür ve akaryakıt depoları, tersaneler ve sanayi tesisleri kurulamaz.
  13. m) Boğaziçi suyolunda hurda gemi ve benzeri araçlar bırakılamaz.
  14. n) Boğaziçi Alanında imar planlarında parseller için belirlenen kullanım kararları tapu sicillerine işlenir.
  15. o) Boğaziçi Alanında kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alanlarda geçici inşaat müsaadesi verilmez. Ancak; Boğaziçi öngörünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alanlarda 40 m2’yi geçemeyen bekçi kulübesi, büfe, çay ocağı gibi yapılara imar uygulama programı uygulanana kadar Boğaziçi İmar İdare Heyetince müsaade edilir.

Orman alanları:

Boğaziçi Alanı sınırları içinde Devlet ormanı statüsüne alınacak yerler, Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulunca kararlaştırılır ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait olanlar bedelsiz olarak Hazineye devredilir. Özel mülkiyete ait olanlar ise Tarım ve Orman Bakanlığınca kamulaştırılır.

Devlet ormanı statüsüne alınan bu yerler, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanacak proje ve programa göre Boğaziçi Alanının doğal yapısına uygun olarak düzenlenir, ağaçlandırılır parklar ve mesire yerleri yapılır ve bunların bakımı, işletilmesi ve muhafazası sağlanır.

Devlet ormanı statüsüne alınan bu yerlerde 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi uygulaması yapılamaz. Boğaziçi Alanı içindeki ormanlarda intifa ve irtifak hakkı tesis edilemez. Ancak bu Kanunun amacına uygun intifa ve irtifak hakkı, Boğaziçi İmar İdare Heyetinin teklifi üzerine ilgili bakanlıklarca tesis edilebilir.

Yeşil alanlar:

Boğaziçi Alanında orman sayılmayan kamu kurum ve kuruluşlarına veya özel mülkiyete ait koru, koruya katılacak alan, çayır, mesire yeri, bos- tan ve benzeri alanlar yeşil alan sayılır ve bitki varlıkları geliştirilerek muhafaza edilir.

Bu alanlardaki ağaç varlıklarının yok edilmesi veya tahrip edilmesi yasaktır.

Yeşil alan sayılan yerlerde mahalli mahsullerin yetiştirilmesine devam edilir.

İmar planında yeşil alan olarak belirlenen arsaların ağaçlandırılması için gerekli tedbirler Boğaziçi İmar Müdürlüğünce alınır.

Boğaziçi Alanındaki yabancı ülke temsilciliklerine ait koruların bu nitelikleri korunur.

Brüt

Emlak sektöründe sıkça kullanılan terimlerden biri olan brüt, kelime anlamı olarak kesinti yapılmamış, kesintisiz anlamındadır.

Brüt metrekare nedir?

Dairenizin sahip olduğu bütün alan anlamına gelir. Evinizin duvarlarının iz düşüm olarak belirtilen alanları ve balkonunuz brüt metrekareye dahildir. Bazı dairelerde brüt metrekareye otopark, sığınak odası, sosyal alanlar gibi ortak kullanım alanları da dahil edilir.

Net Kira Ödemesinden Brüt Kiraya Nasıl Hesaplanır?

Net kiranızdan brüt kiranıza ulaşabilirsiniz. Bunun için oluşturulmuş olan bir formül vardır. Ayrıca sadece net kira üzerinden değil, brüt kira üzerinden de net kiraya ulaşabilirsiniz. İlk olarak netten brüte ulaşmayı açıklayalım. Bunun için uygulamanız gereken formül net kira bedeli / 0,80 = brüt kira olmalıdır. Fakat brüt kiranın % 20’lik kısmını stopaj vergisinin oluşturduğunu unutmayın. Eğer brütten nete ulaşmak istiyorsanız  o zaman da brüt kira x 0,80 = net kira formülünü kullanmanız gerekecektir.

Bunu bir örnekle daha net bir şekilde hesaplayalım. İşyeriniz olduğunu düşünürsek ve kiranızın da net olarak 1000 lira olduğunu varsayarsak bunun brüt hesaplaması şu şekilde olacaktır: 1000/ 0.80 = 1250 liradır.

Brüt Beton

Üzerine sıva yapılmayan betondur. Bilinen betona göre daha küçük tanelere sahip yapıda olan beton, brüt beton olarak adlandırılır.

Hazır beton ile daha küçük granüllü mıcırın karıştırılmasıyla elde edilir.  Tabi aynı dayanıklılığı verecek şekilde brüt beton tasarlamak normal betona göre daha maliyetlidir.

Mıcırın çapı azaldıkça dayanıklılık azalacağı için bağlayıcı miktarı arttırılması gereklidir. Bu sebeple brüt beton normal betona göre daha maliyetlidir.

Brüt beton malzeme, uygulamada taşıyıcı sistemin bir yüzeyi şeklinde düşünülebilir veya bir kaplama elemanı olarak kullanılabilir.

Binaların iç ve dış yüzeylerinde, bina ile dış çevre arasındaki sınırlayıcı duvar elemanlarında, istinat duvarlarında, vb. gibi pek çok yerde uygulanabilir.

Brüt beton malzeme doğal rengi olan grinin yanı sıra, çeşitli yöntemler ile istenilen renkte elde edilebilir.

Mimari yapılarda brüt beton çok fazla tercih edilen bir malzemedir. Gerek dış mekan, gerekse iç mekanda sade ve aynı zamanda şık bir görüntü oluşturmaktadır.

Brüt Kira

Konut dışında bir gayrimenkulün ticari amaçlı kiraya verilmesi halinde net ve brüt kira ayrımı ortaya çıkmaktadır. Net- brüt kira uygulaması, işletmelerin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ödedikleri kira stopaj vergisinden kaynaklanmaktadır.

Brüt kiranın belirlenmesi için bazı hesaplama yöntemleri vardır.

Net kiranızdan brüt kiranıza ulaşabilirsiniz. Bunun için oluşturulmuş olan bir formül vardır. Ayrıca sadece net kira üzerinden değil, brüt kira üzerinden de net kiraya ulaşabilirsiniz. İlk olarak netten brüte ulaşmayı açıklayalım. Bunun için uygulamanız gereken formül net kira bedeli / 0,80 = brüt kira olmalıdır. Fakat brüt kiranın % 20’lik kısmını stopaj vergisinin oluşturduğunu unutmayın. Eğer brütten nete ulaşmak istiyorsanız o zaman da brüt kira x 0,80 = net kira formülünü kullanmanız gerekecektir.

Bunu bir örnekle daha net bir şekilde hesaplayalım. İşyeriniz olduğunu düşünürsek ve kiranızın da net olarak 1000 lira olduğunu varsayarsak bunun brüt hesaplaması şu şekilde olacaktır: 1000/ 0.80 = 1250 liradır.

Brüt İnşaat Alanı

Brüt inşaat alanı; emsal alanına girmeyen alanların dahil edilmesiyle bulunan alandır. Bağımsız bölümün duvarlar dahil alanı ile ortak alanların bağımsız bölüm başına düşen miktarı kadar, o bağımsız bölüme ilave edilmesiyle oluşan alana brüt alan denir.

Birçok projede net inşaat alanı arasında sayılmayan avlu, aydınlatmalar; hava bacaları, saçaklar, doğal teraslar gibi özellikler, brüt alanına dahil olduğu için toplam değeri de üst seviyeye taşımaktadır. Brüt inşaat alanında belirlenen, projeye dahil edilen ve inşa edilen özelliklerin toplam değerlerinin de projenin satışında etki sahibi olduğunu görmek mümkündür.

Brüt inşaat alanı, konutun duvarlar dahil alanı ile ortak alanların bağımsız bölüm başına düşen miktarı kadar, o bağımsız bölüme ilave edilmesiyle oluşan alanların hesaplanması olarak karşımıza çıkıyor.

Brüt alan iç brüt alan ve dış brüt alan olmak üzere ikiye ayrılıyor.

 

Bungalov Ev

Bungalov; tek katlı (müstakil), tahtadan inşa edilmiş evlerdir. Giriş kısmında küçük bir balkon bulunan bungalov evler 2, 4, 5 kişilik aileler için yeterli büyüklüktedir. Orman içinde yer alan bungalovlar genellikle tatil amaçlı kullanılır. İki katlı bungalovlar da mevcuttur. Özel olarak tasarlanabilmektedirler.

Bungalov evler Türkiye’de ise son yıllarda tatil sektörünün gelişmesi ile yeni bir akım olarak her geçen gün artış göstermektedir. Hem fiyatlarının uygunluğu hem de metropollerden kaçan insanların doğa ile iç içe tatil imkanı sağlaması açısından oldukça fazla bir şekilde talep almaktadır.

Bungalov evler nerede yer alıyor?

Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri yoğunlukta olmak üzere diğer bölgelerde de bungalov evlere rastlamak mümkün. Genellikle outdoor tatil yapmak isteyenlerin tercih ettiği bungalov evler doğa ile iç içe yaşam imkanı sunuyor. Diğer tatil seçeneklerine nazaran da ekonomik olan bungalov evler için son zamanlarda birçok tesis kuruldu. Bunlardan bazıları:

 

Bölge Planı

Gelişme olanakları, sektörel hedefleri, sosyo-ekonomik faktörleri, ulaşım ağı, altyapı ve çevre dağılımını göz önünde bulundurarak kentteki oturma bölgeleri, ticaret bölgeleri, sanayi bölgeleri ve endüstriyel bölgelerin belirtildiği makro düzeydeki yerleşim planlarıdır.

Bölge planı, bölge kaynaklarının daha iyi bir geleceğe ulaşma yönünde harekete geçirilmesinde kullanılan bir araçtır. Bölgenin gelecek tasavvuru, bugünkü durumu ve kaynakları ile bu kaynakların ne şekilde kalkınma amaçlarına hizmet edeceği, bölge planının temel odağını oluşturur.

Bölge Planlarının Öncelikli Amaçları Şunlardır;

 


***C***


Cebri Satış

Cebri satış, kendi istekleriyle borçlarını ödemeyen borçluların, borçlarını devlet kuvveti ile ödemelerinin sağlanması; ilgili icra dairelerinin, gereğinde zor kullanarak, borçluyu borcunu ödemeye zorlamaları olarak anlatılabilir özetle.

Cebri satışta, icra hukukunda borçlu ve alacaklının söz konusu olduğu durumlarda, borçlunun sahip olduğu gayrimenkullere icra dairesi tarafından haciz konulur. İcra sonrasında satışa çıkarılan gayrimenkullerden elde edilen gelirle alacaklılara olan borcun ödemesi yapılır.

Cebri satış tescili işlemi için istenen belgeler nelerdir?

 

Cebri İcra

Borçlunun, alacaklının talebi üzerine borcunu yerine getirmeye zorlanmasıdır. Ancak bu zorlayıcı tedbirler, sadece borçlunun malvarlığı için geçerlidir.

Cebri icra yerine getirilmemiş ya da ödenmemiş olan bir borcun icra müdürlüğü aracılığıyla tahsil edilmesidir. Bu işle görevli devlet kurumuna icra dairesi, bu işi yapan kamu görevlilerine ise icra memuru adı verilir.

Örnekle açıklamak gerekirse, bir kimse kiracısı olduğu evi mahkemenin tahliye kararına rağmen boşaltmıyor olabilir.

Bu durumda icra müdürlüğü personeli olan bir icra memuru devreye girerek kiracıyı evden zorla çıkartmak yoluna gidecektir.

Cephe

Parsel düzeninde, binanın toprak üstündeki ilk katının yol tarafındaki duvarının dış yüzü, bina önyüzü.

Yapılarda yan yön taraf anlamında da kullanılır. Binanın yüzlerinden her bir tarafına Cephe denir.

Mimarlıkta ön cephe, bir binanın tasarımı açısından sıklıkla en önemli bölümdür çünkü binanın geri kalanının tarzını da belirler.

İmar Kanunu kapsamında yer alan esaslara göre, binaların zemin seviyesi altında kat kazanmak maksadıyla, bina cephe hattından yola kadar olan kısımda, zeminin kazılarak yaya kaldırımının seviyesinin altına düşürülmesine izin verilmiyor.

Cins Değişikliği

Bir gayrimenkulün cinsinin yapısız iken yapılı veya yapılı iken yapısız hale, bağ, bahçe ve benzeriyken arsa ve arazi, arsa ve arazi veya yapılı iken bağ, bahçe ve benzeri duruma dönüştürmek için paftasında ve tapu sicilinde yapılan işleme cins değişikliği denir.

Örnekle anlatmak gerekirse, bir arsanın üzerine bina inşa etmek istiyorsanız bu durumda tapu kütüğünde arsanın bina olarak gösterilmesi işlemi de cins değişikliği olarak açıklıyor. Cins değişikliği işlemlerinin en sık rastlanan durum arsanın yıktırılıp ev olarak inşa edilmesi ya da evin yıkılıp arsaya çevrilmesi oluyor.

Tapuda cins değişikliği nasıl yapılıyor?

Tapuda cins değişikliği için hak sahibinin ya da hissedarlardan birinin kadastro müdürlüğüne talepte bulunması gereklidir. Kadastro personeli zeminde inceleme yapıyor. Sonrasında düzenlenen tescil bildirimi tapu sicil müdürlüğüne gönderiliyor. Başvurunun onaylanmasının ardından cins değişikliği işlemleri yapılabiliyor.

Tapuda cins değişikliği için gerekli belgeler nelerdir?

 

Cins Tarihi

Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazı niteliğinin değiştirerek, bir başka nitelikteki tapu kütüğünde tescil edilmesine denir. Bir taşınmaz malın cinsinin, yapısız iken yapılı veya yapılı iken yapısız hale; bağ, bahçe, tarlayken arsa veya araziyken, bağ bahçe vb. durumuna dönüştürmek için paftasında ve tapu sicilinde yapılan işlemdir.

Bu işlemin gerçekleştirilmesi için öncelikle taşınmazın hissedar veya iştirakçilerinden birinin isteği gerekiyor. Bu istem ile kadastro müdürlüğünde işlemler başlatılabiliyor.

Cins tashihi için gerekli evraklar şunlar;

Belgeler temin edildikten sonra taşınmazın iskana uygun olması durumunda valilik veya belediyeler cins tashihi yapılması için kadastro müdürlüğüne yazı yazmaktadır. Kadastro müdürlüğü de tescil bildirimini düzenleyerek tapu sicil müdürlüğüne gönderir. Tapu sicil müdürlüğü gerekli incelemeleri yaptıktan sonra sonucu ilgili kişi ve kurumlara iletir.

Cumba

Cumba sözlük anlamı olarak, eski Türk evlerinde zemin katın üzerindeki birinci ya da onu takip eden katlarda dışa taşan kafesli oda bölmesi olarak tanımlanır.

Türk mimarisinde ağırlıklı olarak ahşaba dayandığı dönemlerde yoğun olarak kullanılan ve şehirlerdeki Türk mahallelerine damgasını vuran bu üslup, taş ve betonarme yapılar yaygınlaştıkça terkedilmeye başlanmıştır.

Günümüz tasarımlarında da cumba, modern hali ile tercih ediliyor.

Günümüzde cumba kısmı genel olarak misafirin ağırlanmasına özel olarak tasarlanıyor. Oldukça şık oturma grupları ve pastel tonların ağırlıklı olduğu aksesuarlar ile bu alan canlandırılıyor. Dışarıya daha bağlı olan cumba kısmında oturmak ve keyifli zamanlar geçirmek için kullanılıyor.

Cumbayı ayrıca daha çok konsept butik otellerde sıkça görmeye başladık.


***Ç***


Çarpık Kentleşme

Çarpık kentleşme, kentlerin, nüfus patlaması sonucunda, plansız ve denetimsiz olarak, gelişigüzel, altyapısız, her türlü estetik kaygıdan uzak bir şekilde merkezden dışa doğru kontrolsüz büyümesidir.

Bu durum çevrede, insanca yaşamaya olanak vermeyen ilkel yerleşmelerin kenti kuşatmasına, merkezde ise mevcut dokunun tahribine, tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin yok olmasına yol açmaktadır.

Sonuç, kentlerin ölümü, insanların mutsuzluğu ve fakirliği, toplumun düzensizliğidir.

Çarpık kentleşmenin nedenleri nelerdir?

Şehre göç Türkiye’de her türlü tahminin üstünde bir hızla gerçekleşmiştir ve devam etmektedir. Hükümetler, Türkiye çapında doğru ve gerçekçi yerleşme kararları almamış ve uygulamamıştır. Göç zorlaştırılacağına özendirilmiştir. İmar afları, arsa dağıtıp tapu vermeler hep özendirici olmuştur.

Kentlerin büyümesi artık sadece o kentte yaşayanların sorunu olmaktan çıkmıştır. Çarpık kentleşmenin yarattığı sorunlar, tüm ülke ekonomisini ve toplumsal barışı olumsuz etkilemektedir.

Çarpık kentleşmenin sonuçta,

 

Çatı

Yapıları dış atmosferden gelen yağmur, rüzgar, kar ve dolu gibi etkenlerden koruyan elemanlara çatı denilmektedir. Genellikle ahşap, çelik ve betonarmeden yapılan çatılar konut, işyeri, atölye, fabrika, hastane, okul ve buna benzer pek çok yapıda kullanılmaktadır.

Çatı türünün belirlenmesi, taşıyıcılık bakımından olabildiği gibi görünüş yönünden de olabilir. Çatı, duvar, kolon ve ayaklar üzerine oturabildiği gibi, doğrudan doğruya zemine de dayanabilir

Çatı yapımında, genellikle ahşap kullanılmaktadır. Yaygın kullanılan ve ekonomik olan bir çatı türüdür. Bu en basit şekilde düz çatı olabilir.  Ancak büyük açıklıklı iş yeri, garaj, fabrika ve benzeri yapılarda, dayanımlarının yüksek olması nedeniyle betonarme ya da çelik çatılar tercih edilir. Özellikle betonarme binalarda düz çatı istenildiğinde tatbik edilir. Su için az da olsa bir eğim vermek ve yalıtım yapmak şarttır.

Çatıların kar ve rüzgar yüklerini emniyetle taşıyabilmeleri, yağmur ve kar sularını bina içerisine almadan, en çabuk ve düzenli biçimde yağmur oluk ve borularına aktararak, binadan uzaklaştırmaları gerekir Ayrıca çatılara uygun eğim, şekil ve boyut verilerek, estetik görünümleri de sağlanmalıdır.

Çatı Katı

Çatı katı, çatı ile son kat arasında yapılan küçük yapıdır.

Yeni evlerde daha sık rastlamaya başladığımız çatı katları, nasıl değerlendireceğinize karar verdikten sonra zevkinizi yansıtabileceğiniz özel mekanlara dönüşmeye hazırdır. Çoğunlukla yatak odası olarak kullanılsa da, çocuk odasına, çalışma odasına, oturma odasına, hatta hobileriniz için ayıracağınız bir odaya da dönüştürülebilir.

Çatı katını planlarken aşağıdaki hususlara dikkat etmek faydalı olacaktır.

 

Çekme Kat

Çekme kat, çatı ile son kat arasında bulunan kata denir. Genellikle dört tarafı balkonla çevrilidir. Terasın orta yerinde bulunabilir.

İmar kanununda çekme katın tanımı şu şekildedir:

3194 Sayılı İmar Kanunu Madde 2.02.- İnşa edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılmış çekme kattır. 2981 sayılı kanuna göre af kapsamına dahil edilerek aynen veya ıslah edilerek muhafazası mümkün olan çekme katlar da mevcut çekme kat kabul edilir.

Çekme katların tapuda kaydının olması gerekir. Fakat çoğu çekme katların tapu kaydı bulunmamaktadır. Eğer çekme kat tapuda kayıtlı değil ise ‘ yapıda projeye aykırılık ‘ söz konusudur. Bunu gidermek için bağlı bulunan belediyeye, çekme katı projeye dahil ettirmek gerekir.

Çekme Kat Projeye Nasıl Dahil Edilir?

Proje değişikliği yaptırmak için belediyeye başvurulur. Eğer proje değişikliğiniz uygulanırsa çekme kat Tapuya kayıt edilir.

Tapuda kaydı olmayan çekme kat bir denetim esnasında anlaşılırsa kaçak yapı olarak kabul edilecektir ve belediye tarafından yıkımı söz konusu olur. Daire sahibi de para cezasına çarptırılır. Tapu kaydı bulunmamaktadır.


***D***


Daire

Yapılarda aynı çatı altında, birden fazla yapılan bölümlerin her birine denir.

Kendi içinde büyüklük ve küçüklük olarak 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 vs. çeşitlilik gösterir.

Daire alırken istek ve ihtiyaçların iyi belirlenmesinde fayda var. Bunları belirlerken, yaşam stiliniz, aileniz, çocuklarınız ve çocuklarınızın yaşı, tercihleriniz, ihtiyaçlarınız, en önemli konulardır.

Daire Hayatının Avantajları

Kalabalık yaşam kültüründen gelen toplumlarda, ilk yapılan daireler de genel olarak  büyük dairelerdi.  Koşullar çekirdek aile yaşamına kaymaya başladıkça yaşam alanları daireler de küçülmeye veya daha avantajlı hale gelmeye başladı.

Daire hayatını genelde aile yaşantısını benimseyenler tercih eder. Çocuklu aileler için idealdir. Temizlik, aidat vb. masrafları daha azdır. Komşuluk ilişkisi kurma avantajı vardır. Daha sıcak ve samimi bir havası vardır. Dekorasyon açısından istedikleri yenilikleri yapabilirler. Aylık kiraları daha azdır.

Daire Hayatının Dezavantajları

Daire hayatını tercih edenler rezidanstaki gibi 7/24 tam kapsamlı bir hizmet alamazlar. Güvenlik tedbiri daha azdır. Spor salonu, otopark, oyun alanı, jeneratör, su deposu gibi konularda sıkıntı yaşanabilir.

Daire Tipi

Günümüz konut projelerinde herkesin zevkine ve ihtiyacına yönelik daire tipleri tasarlanıyor.

Örneğin stüdyo daire, loft daire, a tipi daire, a+ tipi daire gibi daire çeşitlerini arttırmak mümkün

STÜDYO DAİRE

Stüdyo tarzı daireler, “1+0 daire” şeklinde de ifade edilebiliyor. Buradan da anlaşılacağı üzere stüdyo daireler, tek bir odası olan daire tiplerini ifade ediyor. Stüdyo daireler, tek bir odadan meydana geliyor. Bir konutta bulunması gereken diğer yaşam alanlarının kapıları ise bu odaya çıkıyor. Yani, mutfak, banyo, salon ve yatak odası gibi bölümler tek bir oda içine yerleştiriliyor

1+1 DAİRE TİPİ

1+1 daire tipi deha çok yeni evli çiftlere, bekarlara ve öğrenci kişilere hitaben yapılan daire tipidir. 1 oda ve 1 salondan oluşur. Bu dairelerde hem yakıt tasarrufu hem elektrik tasarrufu sağlanabiliyor. 2+1’ler 2 oda 1 salonu; 3+1’ler ise 3 oda 1 salonu ifade ediyor.

LOFT TİPİ DAİRE

Loft; eski fabrikaların değerlendirilip tekrar ticari amaç güden alanlar olarak düzenlenmesine de deniyor. Loft tipi daireler ise, ülkemizde yapıların çatı katında düzenlenen daireleri ifade ederken, yurt dışında ise loft tipi daire, fabrikadan dönüşen kullanım alanları anlamına geliyor.

PENTHOUSE DAİRE

Penthose daire, genellikle otellerde ve lüks apartmanlarda yer alan daire tipi olarak karşımıza çıkıyor. Bu tarz penthouse daireler, yapının en üst katında bulunuyor. Yapı asansörlerinde “P” harfi ile gösterilen tuşa basıldığı takdirde, asansör penthouse dairenin kapısında şahsa ait şifrenin girilmesi ile açılıyor.

A TİPİ DAİRE İLE A+ TİPİ DAİRE

Bu tarz daireler ise projeden projeye değişiklik gösteriyor. Projeler kendi tasarladıkları lüks dairelere a tipi daire diyebiliyor. A+ tipi daireler ise projedeki en lüks daireyi ifade edebiliyor. Bu nedenle a tipi daire ile a+ tipi daire özelliklerinin; dairenin yer aldığı projeden öğrenmek daha sağlıklı oluyor

Damga Vergisi

Şahıslarla şahıslar, kurumlarla kurumlar, veya şahıslarla kurumlar arası hukuki işlemlerin geçerliliğini belgeleyen kağıtlardan alınan vergidir. Damga vergisinde arz edilen kağıda imza atan taraflar damga vergisinin mükellefleri olarak kabul edilir. Ancak imza atan kişinin vergiden muaf tutulması ya da resmi kurum olması halinde diğer kişi bu verginin tamamını ödemekle yükümlü olur. Hukuki geçerliliği olan yazılı belgelerden alınan damga vergisinin miktarı yapılacak işleme göre farklı oranlarda hesaplanıyor. Kira sözleşmeleri için damga vergisi oranları da her yıl yeniden belli oluyor. 2016 yılında kira sözleşmesi damga vergisi binde 1,89 idi. Sözleşmede kefil olması halinde bu orana binde 9,48 ekleniyor.

Depozito

Depozito, kiralık daire, kiralık dükkan, kiralık ev veya bir işyeri kiralandığında, söz konusu gayrimenkulü ve demirbaşlarını temiz ve bakımlı kullanacağına, zarar vermeyeceğine daire verilen sözün bir teminatıdır.

Depozito, bazen 1 aylık kira tutarı, bazen 2 aylık, 3 aylık kira tutarı kadar mal sahibine ödenmektedir. Kiracının vereceği referansa bağlı olarak depozito miktarı değişmektedir.

Kiracı kiraladığı daireyi veya kiraladığı işyerini tahliye etmeyi düşündüğünde, bunu 2 ay öncesinden, Mal sahibine bildirmesi gerekir ki mal sahibi de bu zaman zarfında kiracı bulabilsin. 2 ay sonra kiracı mal sahibini çağırıp dairesini veya dükkanını boş ve masrafsız olarak teslim ettiği takdirde, mal sahibi kiracıdan almış olduğu depozitoyu derhal kesintisiz bir şekilde kiracıya iade etmek zorundadır.

Kira depozitosu ile ilgili yasal hükümler Türk Borçlar Kanunu kapsamında, 342. maddede düzenleniyor.

Kiracının güvence vermesi

MADDE 342- Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmeyle kiracıya güvence verme borcu getirilmişse, bu güvence üç aylık kira bedelini aşamaz.

Güvence olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırır, kıymetli evrakı ise bir bankaya depo eder. Banka, güvenceleri ancak iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesiyle ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak geri verebilir.

Devremülk

Tatil yapmak isteyenlerin ya da kısa süreli şehir değiştireceklerin tercih ettikleri devremülk, en çok merak edilen terimlerden biridir. Peki devremülk nedir? Devremülkü satmak ya da devretmek mümkün mü?

Devremülk mesken olarak kullanıma elverişli yapı ya da bağımsız birimin özel bir şekilde kullanılması için oluşturulmuş özelliktir. Bu yapı ya da bağımsız birim ortak malikler tarafından yılın belli dönemlerinde istifade edilebiliyor.

Devremülkler özellikle çalışanlar ve sürekli belli bir yerde kalmak istemeyenler için oldukça avantajlı bir sistemdir. Devremülk satın alanlar hayatlarının sonuna kadar hiçbir ücret ödemeden istedikleri tarih aralıklarında kullanma hakkına sahip oluyorlar.  Bu kullanım her yıl aynı tarihlerde 1 hafta, 10 gün, 15 gün ya da daha uzun bir süreyi kapsıyor. Devremülkler tapulu olduğu için satma, devretme, kiraya verme veya miras bırakma hakkını da beraberinde getiriyor.

Devren Kiralık

Devren kiralık denilen işlem bir kiracının taşınmaz mal üzerinde yer alan kullanım hakkını başka bir kişiye devretmesine denilir.

Bu devir işleminden sonra yeni kiracı bir önceki kiracıdan işyerinin kullanım hakkını ve işyerinde bulunan malları devralmış olur.

Dükkan içerisinde bulunan demirbaşlar ise yine mal sahibine aittir. Yapılan devirden sonra yeni kiracı kirayı mal sahibine ödemeye devam eder.

Devren kiralık olayı ile ilgili Borçlar Kanunu’nda bir bölüm yer almaktadır. Borçlar Kanunu’nda yapılan açıklamaya göre; kiracı mal sahibinin yazılı şekilde kabulünü almadıktan sonra kira hakkını başka bir kişiye devredemez.

Eğer mal sahibi gerekli rızayı gösterir ise kiracı kullanım hakkını başka bir kiracıya devrederek mal sahibine karşı olan borç sorumluluğundan kurtulur. Bu tür devirlerde devreden kiracı kira sözleşmesi bitene kadar maksimum 2 sene devralan kişi ile birlikte müteselsilen sorumlu konumunda olur.

Dubleks

İki katlı ev anlamına gelen dubleks, genellikle müstakil evler ve villaların yanı sıra iki katkı apartman daireleri için de geçerlidir.

Dubleks dairelerin genel yerleşim, ana girişin yapıldığı birinci katta salon, mutfak ve bir oda gibi ortak kullanıma açık alanlar, üst kattaysa yatak odası, banyo ve teras olacak şekilde gerçekleşiyor. Apartmanlarda özellikle geniş ailelerin tercih ettiği dubleks dairelerde katlar birbirine merdivenle bağlanıyor. Dubleks daireler farklı yerleşim tercihlerine göre farklı seçeneklere de sahip oluyor.

Dubleks ev çeşitleri

Dubleks daireler yapılış şekline göre çeşitlere ayrılırlar. Bunlar; standart dubleks, ters dubleks, çatı dubleks ve bahçe dublekstir.

Standart dubleks: Bu tarz dubleksler alıştığımız iki katlı ev tipleridir. Apartman dairelerinde bu tarz dubleksler yapıldığında apartmanın genellikle en üst katı ve bir alt katı dubleks daireye ayrılır. Müstakil evlerde ise giriş kat birinci kattan verilir. Bu tarz dublekslerde alt kat genellikle salon ve mutfak için kullanılırken ikinci kat yatak odalarına ayrılır.

Ters dubleks: Ters dubleksler genellikle alt katlardaki dublekslerde kullanılır. Bu tip dublekslerde birinci kat bir bahçeye bakar. Üst kat ise daha güneş alan orta kat olur. Bu tarz dairelerde genellikle yatak odaları alt katta olurken, mutfak ve salon gibi ortak alanlar ikinci katta olur. Bu tip dairelerin en büyük avantajı ise ısıtmanın oldukça kolay sağlanmasıdır.

Çatı dubleks: Çatı dubleksler iki katlı yapılar olmasına rağmen standart dublekslerden daha farklıdır. Bu tip dublekslerin ikinci katı çatı katı şeklindedir. Katlar yine birbirine merpen merdivenlerle bağlanır fakat bu tip evler standart dublekslere göre daha küçüktür. İkinci kat yani çatı katında bir yatak odası ve teras bulunurken alt katta ise mutfak ve bir salon bulunur. Bu tip evler genellikle küçük aileler ya da bekarlar için kullanışlı olmaktadır.

Bahçe dubleks: Bahçe dubleksler evin yerleştirilme şekli olarak daha çok ters dublekslere benzerler. Bu evlerde giriş üst kattandır. Alt kat ise bahçeye açılır ve genellikle salon bu kısımda bulunur. Giriş katı olan üst kat ise yatak odaları, ıslak zeminler ve mutfak için ayrılır.

Dönüm

Resmi bir geçerliliği olmayan halk arasında kullanılan toprak yüzölçümü birimlerindendir. Günümüzde ise 1.000 m2 alana eşit olan dekar yerine kullanılmaktadır.

Yöreden yöreye göre değişkenlik gösteren bir ölçü şeklidir. Örnekle anlatmak gerekirse Konya yöresinin bazı bölgelerinde 4000 m² ye bir dönüm, Afyonkarahisar yöresi 2,500 m² ye bir dönüm Kütahya yöresi 2000 m2 ye bir dönüm der. Köyden köye bile dönüm değişebilir.

Bu belirsizliklerden dolayı dönüm hesaplamaları yapılırken ve metrekareye çevrilirken problemler yaşanıyordu. Bu birimin hesaplamalarındaki karışıklık 1945 yılında çıkarılan kanun ile çözüldü.

Bir dönüm kaç metrekare eder?

Topraklandırma Kanunu hükümlerine göre 1 dönüm 1000 metrekare olarak kabul edilmiştir.


***E***


Ebeveyn Banyosu

Dairelerde normal tuvalet ve banyo dışında yatak odasının içinde bulunan özel banyolara ebeveyn banyosu denir. Ebeveyn banyoları tercihe göre sadece duştan, sadece tuvaletten ya da her ikisinden de meydana gelebilir.

Bu tercih daireyi inşa edenin istek ve ihtiyacına göre şekillendirilir.

Ebeveyn banyosu olan daireler normal dairelere göre daha pahalı satılıp, kiralanabilir çünkü hem metrekare olarak daha geniş, hem de ihtiyaçları karşılamaya daha fazla elverişli olacaktır.

Ebeveyn banyosunun avantajları nelerdir?

Özellikle çocuklu ve kalabalık ailelerde, misafir geldiğinde de ebeveyn banyosu sizi çok rahatlatacaktır. Mahremiyete ve hijyene önem veren kişiler için ebeveyn banyosunu tercih edebilir.

Ecrimisil

Ecrimisil; iyi niyetli olmayan zilyetten, (sahibi kendisi olsun olmasın, bir malı kullanmakta olan, uzun süre elinde bulunduran kimse) geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği kazançların tazminat olarak istenmesidir.

Ecrimisil geriye dönük haksız işgal tazminatı karşılığıdır. Ve taraflar arasında sözleşme yoktur.

Ecri misil istenebilmesi için öncelikle gelir getirmesi mümkün olan eşya olmalıdır. Ecrimisil talep edebilmek için ayrı bir zarar gerekmez, çünkü ecrimisil haksız zilyedin kullanımı karşılığı ödeyeceği bedeldir. Ecrimisil için kabul edilen zamanaşımı süresi 5 yıldır.

Ek Emsal

Bir arsa üzerinde yapılabilir maksimum inşaat alanının parsel alanına oranına emsal denilmektedir.

Kentsel dönüşüm projelerinde geçerli % 25 ek emsal hakkı yeni bir yönetmelikle geri geldi. 1 Ocak 2017’ye kadar ruhsat alanlar ek emsalden yararlandılar.

Karar neydi, şimdi ne oldu?

Ek emsal hakkının Danıştay tarafından iptal nedeni ise Mimarlar Odası’nın açtığı dava olmuştu. Mimarlar Odası, ‘Bu uygulamanın imar düzeninde çok hukuklu bir sistem getirdiğini ve bunun hukuk sisteminde yeri olmadığını, Anayasa ve imar mevzuatına aykırı olduğunu’ belirtmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise 2015/1064 sayılı Kararıyla Yönetmeliğin Geçici 6. Maddesinin ve Genelgesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdiğini duyurmuştu.

Bu madde, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalara ek emsal hakkı tanıyordu. Bu uygulamadan yararlanmak için son süre 1 Ocak 2016 olarak belirlenmişti. Ancak daha sonra 2016 sonuna kadar uzatılmıştı. Firmalar da planlarını buna göre yapıp, ihalelere bu yönetmelik desteğiyle girmişti. Karar sonrası sektörde çeşitli sorunlar birbiri ardına çıkarken Bakanlık, Danıştay’ın iptal gerekçesini de dikkate alarak, yeni bir madde yayımladı.

Yönetmelikte yer alan geçici maddede, “22 Mayıs 2014 tarihinden önce yapı ruhsatı almaya yönelik olarak işlemlere başlanılmış olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra yapılan yapı ruhsatı başvuruları, 1 Ocak 2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğin 30 Mayıs 2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilir” denildi. Yönetmelikte, geçici maddenin hiçbir şekilde karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamayacağı ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemeyeceği de vurgulandı.

Ekspertiz

Bir uzman (eksper) tarafından gayrimenkul ile ilgili değerin belirlenmesi işlemi “ekspertiz” olarak tanımlanıyor. Gayrimenkul sektöründe bir taşınmaz ile ilgili ekspertiz işlemleri belirli kurallar çerçevesinde gayrimenkul değerleme işlemini kapsıyor.

Ekspertizde 4 yöntem

Gayrimenkul değerlemesi dört ayrı yöntemle gerçekleştiriliyor: Maliyet, emsal, geliştirme ve finansal yöntem. Dört yöntemin de farklı metotları bulunuyor. Örneğin, maliyet yönteminde bir alıcının gayrimenkul için yerine koyma maliyetinden daha fazla bir bedel ödemeyeceği varsayımından yola çıkılarak gayrimenkul için değer belirleniyor. Emsal yönteminde ise, söz konusu gayrimenkul için benzer ve satışı gerçekleşmiş bir başka gayrimenkul emsal alınarak işlem yapılırken, geliştirme yönteminde ise değerlemesi yapılacak gayrimenkulün farklı bir amaçla kullanılması halinde kazanacağı değer hesaplanarak ilerleniyor. Finansal yöntemde ise gayrimenkulün belirli bir zaman diliminde elde edeceği değer üzerinden ekspertiz işlemi yapılıyor.

Ekspertiz raporunu etkileyen 10 kriter

Ekspertiz raporu, gayrimenkullerin piyasa değerini birtakım kriterlere göre belirlemesiyle biliniyor. Özellikle konut kredisi kullanarak ev sahibi olmak isteyenler için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü, ekspertiz raporu konut kredisi kullanımında zorunluluk taşıyor.

Gayrimenkulün hangi özellikleri ekspertiz raporunda yer alır?

Bankalar, ekspertiz raporuna göre gayrimenkulün krediye uygunluğuna ve kredi miktarına karar veriyor. Peki ekspertizler raporu hazırlarken bir gayrimenkulü hangi kriterlere göre değerlendiriyor?

İşte ekspertiz raporunda yer verilen gayrimenkul bilgileri:

 

Ekspertiz Raporu

Ekspertiz raporu, satın alınacak gayrimenkulün yaş, konum gibi özelliklerine göre değerinin belirlenmesi işlemidir. Konutun piyasa değerini belirleme olarak özetleyebileceğimiz ekspertiz raporunun hazırlanması ise değerleme uzmanları tarafından yapılır. Eksper denilen bu uzman kişiler evin değerini belirleyerek, raporunu bankaya sunar.

Evin değerinin 200 bin TL olarak belirlendiğini düşünelim. Bu durumda değerin yüzde 25’ini yani 50 bin TL’lik kısmının peşin ödenmesi gerekiyor. Kalan 150 bin TL’lik tutarı ise bankadan alabiliyorsunuz. Ancak peşin ödeme yapacak durumunuz yoksa ve bankadan 200 bin TL’nin tamamını talep ettiniz diyelim. O zaman da bankanın isteyeceği ikinci bir gayrimenkul ipoteğine razı olmanız gerekiyor.

Gayrimenkulün hangi özellikleri ekspertiz raporunda yer alır?

Bankalar, ekspertiz raporuna göre gayrimenkulün krediye uygunluğuna ve kredi miktarına karar veriyor. Peki, ekspertizler raporu hazırlarken bir gayrimenkulü hangi kriterlere göre değerlendiriyor?

İşte ekspertiz raporunda yer verilen gayrimenkul bilgileri:

 

Elbirliği Mülkiyeti

Birden fazla kişinin bir taşınmaz mal üzerinde pay oranları açıkça gösterilmeden malik olmaları durumuna elbirliği mülkiyeti adı veriliyor.

Elbirliği mülkiyeti, Türk Medeni Kanununun 701. Maddesinde şu şekilde tanımlanıyor. “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyetten farkı nedir?

Elbirliği mülkiyeti, paylı mülkiyetten farklı olarak ortaklar arasında ortaklığı sağlayan hukuki bağın zorunlu olarak kurulmuş olması olarak karşımıza çıkıyor. Diğer farklar ise şöyle;

Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir (Medeni Kanun md. 702/1). Elbirliği mülkiyetinde ortaklardan hiçbiri sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece diğerlerinin onayı olmadan mülkiyetin konusu olan malın tümü veya bir payı üzerinde tasarrufta bulunamıyor. Çünkü mülkiyetin bu çeşidinde ortakların hakkı belli bir paya değil, malın tamamına ilişkin oluyor

Emlak

Ev, arsa, arazi, dükkan, tarla, bahçe gibi taşınamayan niteliğe sahip olan, ekonomik olarak değerli ifade edilen ve paraya çevrilmesi ya da parayla ifade edilmesi mümkün olan kıymetli gereçleri ifade ediyor.

Emlak alırken nelere dikkat edilir?

Alacağınız gayrimenkul için ilk doğru yaklaşın bulunduğu bölgedir. Yıllar sonra alacağı şekil, sosyoekonomik yapı oldukça önemlidir. Kentsel dönüşümler ve deprem riski bazı bölgelerin değerini katlar. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise gayrimenkulün projesi ve projeyi yürüten firma. Müşteri memnuniyeti için referans almak adına daha önce proje tamamlamış olmaları baz alına bilinir.

Emlak Balonu

Emlak fiyatlarının hızla ve sürekli bir şekilde artması sonucu fiyatların rasyonel ve sürdürülebilir olmayan yüksek noktalara erişmesine emlak balonu deniyor.

Peki, emlak balonu patladığında neler oluyor? Öncelikle emlak satışlarında ve emlak fiyatlarında çok sert düşüşler yaşanır. İnşaat sektörü daralır ve gayri safi milli hasılayı küçültür. Emlak sektöründe işsizlik oranı artar.

Emlak Beyan Değeri

Emlak Vergisi Kanununa göre genel beyan dönemlerinde taşınmaz maliki veya hissedarları tarafından belediyelere verilen emlak beyannamelerinde belirtilen değerdir.

Bu değere kayıtlı değer de denir. Tapu harçlarına esas matrah hesaplanırken, bu değere sonraki her yıl için belirlenen yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden aşağı olmamak üzere taraflarca müdürlüğe bildirilen değer üzerinden harç hesaplanır.

Emlak beyan değerini gösteren belge nereden alınır?

Taşınmaz malların tapu devir işlemleri bağlı olunan tapu dairesinden yapılıyor. Bu işlemin tamamlanabilmesi için gerekli belgelerin temin edilmesi, tapu dairesinden randevu alınması ve tapu masraflarının da ödenmesi gerekiyor.

Emlak beyan değerini gösteren belge, taşınmazın bağlı bulunduğu Belediyeden alınıyor.

492 sayılı Harçlar Kanunun 4 sayılı tarifesinin 20-a pozisyonuna göre emlak beyan değerinden az olmamak üzere satış için beyan edilen değer üzerinden alıcı ve satıcı ayrı ayrı olmak üzere binde 20 oranında harç tahsil ediliyor.

Buna göre toplamda binde 40 oranında harç ödemesi yapılmış oluyor. Ayrıca,  6544 sayılı Döner Sermaye Kanununa ekli tarifeye göre döner sermaye ücreti tahsil ediliyor.

Emlak Beyannamesi

Emlak beyanı, kısaca o taşınmazın kime ait olduğunu ispatlanması olayıdır.

Şahıs, kurum ve kuruluşların o gayrimenkulün ( bina, ev, arazi, arsa ) kendilerine ait olduğunu ispatlamaları için Belediyeye başvurup, bazı belgeler vermeleri gerekir.  Bu belgelere dayanarak devlet o gayrimenkulünüzü vergilendirir.

Emlak Beyannamesi için hangi belgeler gereklidir?

– Kapak Dosya

– Tapu Fotokopisi

– Yapı Ruhsatı

– Adres ve Telefon Numarası

– Mülk Sahibinin Nüfus Cüzdanı

– Belediyeden alınan form

Emlak beyanı verme süresi nedir?

Beyannamenin, en geç arsa tapusunu alındığı yılın sonuna kadar yapılması gerekiyor. Alınan gayrimenkul inşaat halindeyse, inşaatın tamamlanması beklenip tapu alındıktan sonra emlak beyanında bulunulması gerekiyor.

Emlak Beyanı

Emlak beyanı, kısaca o taşınmazın kime ait olduğunu ispatlanması olayıdır.

Şahıs, kurum ve kuruluşların o gayrimenkulün ( bina, ev, arazi, arsa ) kendilerine ait olduğunu ispatlamaları için Belediyeye başvurup, bazı belgeler vermeleri gerekir.  Bu belgelere dayanarak devlet o gayrimenkulünüzü vergilendirir.

Gerekli belgeler:

– Kapak Dosya

– Tapu Fotokopisi

– Yapı Ruhsatı

– Adres ve Telefon Numarası

– Mülk Sahibinin Nüfus Cüzdanı

– Belediyeden alınan form

Emlak Beyanı Ne Zaman Yapılır?

Emlak beyannamesi, tapu alındıktan sonra en geç o senenin sonuna kadar yapılmalıdır. Bu konu çok önemlidir. Geç kaldığınız takdirde ceza ile karşı karşıya kalırsınız.

Her gayrimenkul için ayrı beyanname yapılır. Bu beyannameler sonucunda her gayrimenkul için ayrıca vergi ödenir.

Emlak Vergisi

Konut, arsa, arazi ve bina gibi taşınmaz gayrimenkulleri satın alan herkesin sene de bir sefer ya da iki seferde ödeyeceği, taşınmaz mal varlığı için devlete verdiği vergidir.

Emlak Vergisi Nereye Ödenir?

Emlak vergilerinizi, vergisini ödemek istediğiniz gayrimenkulün ( taşınmaz ) bulunduğu Belediyeye başvurarak ödeyebilirsiniz. PTT ile havale ya da direk Belediye hesap numarasına emlak vergisi mükellef numarasını kullanarak verginizi ödeyebilirsiniz.

Emlak Vergisi Ne Zaman Ödenir?

Ödeme zamanları komisyon tarafından belirlenir. Genelde ilk taksit Mayıs ayı, ikinci taksit Kasım ayında iki eşit taksit olacak şekilde ödenir.

Emlak Vergisi nasıl hesaplanır?

Vergiler gayrimenkulün türüne göre (arsa, arazi, bina, konut ve iş yeri için ) farklı farklı hesaplanır. Hepsi için ayrı oranlar vardı. Bu oranlar hesaplanırken belediyedeki rayiç bedel üzerinden hesaplama yapılır. Ayrıca gayrimenkulün bağlı olduğu belediye eğer Büyük Şehir Belediyesi ise ödenmesi gereken vergi iki katı çıkar.

Emlak Vergisi Oranları 2017

Belediyelerde      Büyükşehir Belediyelerinde

Mesken      ‰ 1                ‰ 2

İşyeri          ‰ 2                ‰ 4

Arsa           ‰ 3                ‰ 6

Arazi          ‰ 1                ‰ 2

200 bin TL değerindeki bir dairenin 2017 emlak vergisi hesabını yapalım:

Taşınmaz türü: Konut

Konut değeri: 200.000 TL

Vergi oranı: ‰ 2

Vergi bedeli: 400 TL

  1. taksit: 200 TL
  2. taksit: 200 TL

Emlak İlanı

Evinizi kiralamak veya satmak için bir ilan verdiyseniz, bütün özelliklerinin, öne çıkan yönlerinin ilanda belirtilmesi gerekir. Yüzlerce ev ilanı içinde sizin evinizin dikkate değer bulunması için de ilanda ayrıntılı bilgilere yer verilmelidir.

Emlak sitelerinde yer alan ilanlar her gün birçok kişi tarafından inceleniyor. Yapılan araştırmalar da Türk insanının satılık ev veya kiralık daire arayışında en çok internetten faydalandığını gösteriyor. Haliyle gayrimenkul danışmanları için emlak sitelerinde güncel ilanların yer alması ayrı bir önem taşıyor.

Bazı emlak ilanları daha fazla ilgi çekiyor, daha yüksek oranda görüntüleniyor ve ilan sahibi danışmana daha çok telefon açılarak ekstra sorular yöneltiliyor, evi yakından görmek için randevu talebi geliyor.

Gayrimenkul danışmanlarının daha çok ilgi çekici emlak ilanı girişi yapması için, öncelikle potansiyel müşterilerin yerine kendini koyarak farklı bir bakış açısı geliştirmesi gerekiyor. “Kiralık daire arıyor olsam, bu bölgede en çok hangi ilanları incelemek isterim?”, “İncelemek isteyeceğim ilanlar benim hangi ihtiyacıma ilk bakışta yanıt verebilir?” gibi sorularla yaklaşmak bu konuda gayrimenkul danışmanını bir adım öne geçirecektir.

İlgi çekici emlak ilanlarının önemli ortak özellikleri şunlardır:

1) İlan fotoğrafları o evde yaşama hissi uyandırmalı

Harika fotoğraflar ile bir alıcının dikkatini çekin. Yüksek kaliteli fotoğraflar çekmek bunun için yeterli değil aslında… Işığı doğru kullanmak, odaları doğru açıdan görüntülemek, binanın dış görünümünü fotoğrafa en iyi şekilde yerleştirmek gibi konular için biraz zaman harcamanız gerekebilir. Belki de emlak ilan fotoğrafları konusunda bir profesyonelle çalışmayı düşünebilirsiniz.

Bir de ilan fotoğraflarında asla yapmamak gerekenler vardır: Odanın fotoğrafı yerine zeminini görüntülemek, flu fotoğraflar kullanmak, dairenin akşam çekilmiş karanlık fotoğraflarını ilanda kullanmak gibi… Oysa amacınız, ilanınızı inceleyen kişilere “Daha fazlasını görmek istiyorum!” dedirtmek olmalı.

2) Merak edilen bilgiler verin

Kiralık bir ev arayan kişiyi düşünün… Kiralık daire ilanınızı incelemek için tıkladı. Fotoğraflarınız ilgi çekici, peki ya açıklama bölümünde verdiğiniz bilgiler?

Öncelikle açıklama kısmında objektif bilgiler sunmalısınız. “Benzersiz daire” gibi abartılı tanımlar yerine, uzmanlığınızı ortaya koyacak bakış açısıyla evi tanıtmaya özen göstermek önemlidir.

Evin ısınma sisteminden aidat bilgisine, salon ve odaların metrekare bilgilerinden mutfak ve banyoda yenilenen bölümler varsa bu konuda aydınlatıcı cümlelere dek detayları önemsemelisiniz.

İster satılık ister kiralık ev arayışında olsun tüm müşteriler evin konumunu ve ulaşım imkânlarını öğrenmek ister. Bu nedenle otobüs durağına, metroya, metrobüse, ana yollara mesafesi hakkında doğru bilgiler vermek gerekir.

3) Bölgedeki emlak fiyatları hakkında bilgiler sunun

Bazı alıcılar satın alacakların evin hangi bölgede olması gerektiği konusunda kararsızlık yaşayabiliyor. Eğer satılık daire ilanlarınızda, belirlediğiniz satış fiyatının nedenlerini ortaya koyabiliyor, söz konusu bölgede sahip olunacak bir gayrimenkulün yeni mülk sahibine nasıl bir kazanç sağlayacağını belirtiyorsanız bu sizin için artı bir puan olacaktır.

Bölgedeki benzer dairelerin geçmiş yıllardan itibaren izlediği fiyat dalgalanmaları hakkında kısa bilgiler vermek veya bölgede yakın gelecekte hayata geçirilecek birtakım ulaşım, konut projesi, hastane, okul vb. yatırımların emlak piyasasını ne yönde etkileyeceğine dair yönlendirmede bulunmak her zaman avantajlı olacaktır. Çünkü ev almayı planlayanların, bu zor kararlarıyla ilgili kritik bilgilere sahip profesyonel bir danışman olarak sizinle çalışmayı tercih etmeleri beklenir. Mevcut ilanınız ilgilerini çekmese dahi, başka ilanlarınızla ilgili sorular yöneltmek için sizinle bağlantıya geçeceklerdir.

4) Doğru müşterilere seslenin

İlan vereceğiniz satılık veya kiralık dairenin özellikleri, aslında burası ile ilgili kimlerin ilgileneceği ile ilgili size ipuçları verebilir. Bir aileye mi uygun yoksa öğrencilere mi, yatırımcıların mı ilgisini çeker yoksa tüm birikimiyle yaşayacağı ilk evini alacak bir çiftin mi?

Satılık bir daire ilanı verdiğinizi düşünelim… Fakat dairenin pek bakımlı olmadığını, masraf gerektirdiğini kurgulayalım. Bu durumda ilanınızı yayınlarken hedef kitleniz öncelikle emlak yatırımı yapmak isteyenlerdir. Öyleyse ilan açıklamasında hedef kitlenize seslenen kelimeleri tercih etmelisiniz.

Uzun vadede yatırımcısına kazanç sağlayacak daireyse, kentsel dönüşüm bölgesindeyse, üniversite yakınında ise kiraya hızlıca verilebileceğini mutlaka belirtmelisiniz.

Emlak ilanlarında nelere dikkat etmeli?

Emlak ilanı hazırlarken, ilk dikkat edilecek husus, ilanın görsellerle desteklenmesi gereğidir. İlanı inceleyenler, evinizi görsellerle adım adım gezmeli, hayalinde canlandırabilmelidir.

Emlak ilanını görsellerini oluştururken, ilk olarak, bulunduğu apartmanın veya sitenin görseliyle başlamalısınız. Ondan sonra sırasıyla apartmanın içini fotoğrafladıktan sonra evinizin girişini veya holünü göstermelisiniz.

İlanda, evinizin veya işyerinin tüm odalarının, banyo ve mutfağının varsa, eklenti odalarının, kilerinin, balkonun ve son olarak da pencereden görülen manzaranın fotoğrafları yer almalıdır.

İlanın belki de en önemli kısmı, giriş paragrafıdır. Bu paragrafı hazırlarken, Emlak’ta neyi öne çıkarmanız gerektiğine karar verin, doğası mı, konumu mu, manzarası mı, güvenliği mi, sizce hangisi daha ilgi çekiciyse ilana onla başlayın. Ardından gayrimenkulün en iyi özelliklerini anlatın.

İlan metnine oda ve banyo sayısını, büyüklüklerini eklemeyi unutmayın. Evin içindeki sabit dolapları, varsa deposunu, garajını, mahallesini, ulaşım olanaklarını ilan metnine mutlaka ekleyin.

Ev kiralarken veya satın alırken, önceliklerimiz arasında maliyet yer alır.

Evin fiyatıyla ilgili bilgi mutlaka ilanda yer almalıdır. Fiyat bilgisi olmayan ilanlar çoğu zaman dikkate alınmazlar.

Emlakçı Komisyonu

Emlakçılar gerçek hak sahiplerinin talebi üzerine düzenlenen süreli veya süresiz iş sözleşmesi yaparak; taşınmazın alımı, satımı, rehin vb. aynı hak tesisi gibi tüm hukuki ve teknik işlemleri ve kiralanması konusunda aracılık etmektedirler. Taraflar arasında anlaşma sağlaması durumunda emlakçı komisyon almaya hak kazanır.

Alım-Satım konusunda veya Kiralanmasında iki tarafın da anlaşması ve satışın veya kiralamanın gerçekleşmesi durumunda Emlak Müşaviri belirlenen oranda komisyona hak kazanmaktadır.

Emlak Müşavirlik Hizmet Alım Satım hizmet komisyonu 2020 yılı için ne kadar?

Satış bedeli üzerinden (5362 SAYILI E.S.K 62. Maddesi.),

Satışlarda Alıcı ve satıcıdan yüzde (A%2 + S%2)  %18 KDV Dahil

Yukarıda yer alan emlak komisyonu tarifesi 5362 SAYILI E.S.K 62. Madde gereğince, emlakçı alım satım komisyonu satış bedeli üzerinden hesaplanır. Bu bedel hem alıcıdan hem de satıcıdan ayrı ayrı tahsil edilmektedir. Kiralamada ise Yalnızca Kiralayan kişi ve kurumdan Yıllık kira bedelinin %12 si KDV dahil olarak tahsil edilir.

Emlakçı alım satım komisyonu hesaplama örneği:

Satış işlemleri için;

Emlak Müşaviri aracılığı ile gerçekleşen satışın 100 bin TL değerinde olduğunu düşünelim. Bu durumda alıcıdan (%2) %18 KDV dahil 2 bin TL, +  satıcıdan (%2)  %18 KDV dahil 2 bin TL olmak üzere toplamda 4 bin TL KDV dahil Olarak Emlak alım / satım aracılık Hizmet bedeli (komisyonu) ödenmektedir.

 

Emsal

Emsal, kat alanı kat sayısı (KAKS) olarak tanımlanıyor. Peki emsal değeri nedir? Emsal değeri nasıl hesaplanıyor? Ek emsal hangi koşullarda veriliyor? Kentsel dönüşüm yönetmeliğinde yapılan 2016 yılının Kasım ayında yapılan yönetmelik değişikliği ile birlikte riskli bina için ada düzeyinde artık 3’te 2 çoğunluk aranması kararlaştırıldı. Yeni yönetmelikle 3’te 2 kuralı bina özelinde kalkmakla birlikte, ada özelinde 3’te 2 kuralı hâlâ devam ediyor.

Emsal değeri nasıl hesaplanıyor?

Bir arsada yapılabilir toplam inşaat alanını gösteren emsalin değeri belirlenirken, konutun satış veya kira bedeli benzerleriyle karşılaştırılıyor.

Ek emsal nedir?

Parsele ve bölgeye göre değişkenlik gösteren emsal değeri, parselin piyasa satış değerini doğrudan etkiliyor. Özellikle, kentsel dönüşümün yoğun yaşandığı bazı bölgelerde mevcut emsal uygulamasıyla yeterli konut yapılamadığı takdirde ek emsal verilebiliyor. Ek emsal hakkından hem kat malikleri hem de inşaat firmaları faydalanıyor.

Enerji Kimlik Belgesi

Enerji kimlik belgesi, binaların enerji ihtiyacının yani enerji tüketim sınıflarının belirlendiği ve beyan edildiği bir belgedir.

Enerji kimlik belgesi içinde bir binanın asgari enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ile soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Yapılan hesaplamalar sonunda bina “A,B,C,D,E,F,G” ile belirtilen ölçek dâhilinde sınıflara ayrılır. A sınıfı en yüksek ve G sınıfı en düşük enerji verimliliğine sahip bina anlamını taşımaktadır.

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne göre 2011 senesinden sonra yapılan yeni binalar iskan alma aşamasında enerji kimlik belgesi almaları, 2011 yılından önce yapılmış eski binalar ise 2 Mayıs 2017 tarihine kadar enerji kimlik belgesi almaları zorunlu kılınmıştır.

Enerji Kimlik Belgesi Nasıl Alınır?

Enerji Kimlik Belgesi almak için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yetki tanınmış bünyesinde Enerji Kimlik Belgesi uzmanı istihdam etmekte olan enerji verimliliği danışmanlık şirketlerine başvuru yapmanız gerekmektedir. Enerji verimliliği danışmanlık şirketleri, enerji kimlik belgesi vermekle yetkilendirilmişlerdir. Bu şirketlere başvuruda bulunduğunuzda, şirket binanızda gerekli incelemelerde bulunarak;  binanın yapım yılı, yönü, konumu gibi genel bilgileri, binanızın hangi malzemeler kullanılarak inşa edildiği, yalıtım durumu, çatı, dış cephe mantolama, döşeme ve pencere alanları gibi temel bilgileri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verim düzeyi, sıcak su sistemi ile ilgili bilgileri ve kullanılan aydınlatma elemanlarının tipi, sayısı gibi bilgileri toplar. Elde edilen bu bilgileri EKB uzmanı binanızın enerji performansına dair gerekli hesaplamaları gerçekleştirerek enerji kimlik belgesini çıkartır ve ilgili birimlere onaylatır.

Enerji Kimlik Belgesi Almak İçin Gerekli Evraklar Nelerdir?

Mimari Proje-Isı Yalıtım Projesi-Elektrik Projesi-Mekanik Tesisat Projesi(Isıtma, Soğutma, Havalandırma)

Enerji kimlik belgesi tüm bina için düzenlemelidir. Bu bir zorunluluktur. Enerji kimlik belgesinin bir kopyası bina sahibine, yöneticisine, yönetim kurulu veya enerji yöneticisine verilir ve bunlarca saklanır. Bir başka nüshası da bina girişine rahatlıkla görülebilecek bir yere asılmak zorundadır.

Ev Dekorasyonu

Dekorasyon genel anlamıyla yaşanan yerlerin kullanım amaçları da göz önünde bulundurularak, estetik açıdan düzenlenmesi olarak tanımlanabilir. Ev dekorasyon nedir sorusunun cevabıysa ev içerisinde kullanışlı ve verimli ortamlar yaratmak, bunu estetik açıdan da en iyi şekilde gerçekleştirmek olarak tanımlanabilir.

Dekorasyonda ortamın kullanım ihtiyaçları birinci sırada tutulmalıdır. Günümüzdeki dekorasyon anlayışı farklılık yaratmak ve yaratıcı tasarımlar elde etmek adına oluşturulmuştur. Her geçen gün gelişen dekorasyon, yaşanılan mekâna renk katması, bir anlamda kişilerin hayata bakış açılarını yansıtması bakımından önem taşımaktadır.

İstenilen ev dekorasyonu ve tarzı, bu dekorasyon ile tarza uygun olarak bulunabilecek olan mobilya ürünleri ile elde edilebilmektedir. Bundan dolayı da ev dekorasyonu kadar mobilya ürünleri de insanlar için önemlidir ve büyük bir değer görmektedir. Ev dekorasyonu konusunda emin adımlar atmak ve istediğiniz tarz ile modele uygun şekilde bulunabilecek bir ev dekorasyonuna sahip olmayı istiyorsanız, bu konuda isteklerinize uygun olabilecek mobilya ürünleri ile birlikte dekorasyon işlemlerini yapmanız çok daha doğru bir yol olacaktır.

Ev Taşıma İzni

Metropollerde artan taşınma oranı, çalışan ev sahipleri ya da kiracıları da ev taşınma izni konusunu düşünmeye yöneltiyor. Çünkü ev taşıma izni çalışanlar için çok net bir durum değil. Kimi işyerleri çalışanına ev taşıma izni hakkı tanırken, kimi işyerleri ise bu hakkın olmadığını öne sürüyor.

İş Hukuku’nda ev taşıma izni olarak düzenlenmiş bir izin türü bulunmuyor. Ancak 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 55/j maddesine göre ücretli veya talebinize bağlı olmak üzere ücretsiz izin kullanmanız mümkün.

Yani bu noktada izin kullanıp kullanamayacağınız işvereninizle aranızdaki ilişkiye bağlı oluyor. Kimi işveren bu konuda çalışanına zorluk çıkarmaz ve maaşından bir kesinti yapmazken; kimi işveren de çalışanına zorluk çıkartarak izin vermeyebiliyor. Ya da izin vermesi karşılığında kullanılan izin günlerini çalışanının maaşından kesebiliyor. Anlaşılacağı üzere taşınma izni kullanabilmeniz tamamen siz ve işvereniniz arasında çözmeniz gereken bir konu olarak yer alıyor ülkemizde.

Evin Değeri

Bilindiği üzere satın alınmak istenen konutun değeri, ilgili bankaya kredi başvurusunda bulunduktan sonra konut değerleme ve emlak konusunda uzman kişiler tarafından yapılmaktadır. Bu aşamada evin ekspertiz değerinin belirlenebilmesi için göz önünde bulundurulan birçok kriter vardır. Uzman kişilerde bu kriterler çerçevesinde yapılacak hesaplamalar ile evin ortalama olarak pazar değerini ortaya çıkarırlar.

Evin değeri hesaplanırken etken olan unsurlar nelerdir?

İlk etapta dikkat edilen kriterler arasında evin yaşı, büyüklüğü ve iç tasarımında kullanılan malzemeleri geliyor gibi olsa da işin içine uzman kişi girdiğinde durumun pekte kolay olmadığı görülecektir. Bir örnekle açıklamak gerekirse 150 metrekare büyüklüğe sahip 3+1 yeni yapılmış ve hiç oturulmamış dairenin fiyatı 250 bin TL olurken, 100 metrekare büyüklüğe sahip 20 yaşındaki 2+1 dairenin fiyatı ise 500 bin TL olabilmekte.

Satın almayı düşünen kişilerinde önem verdiği konutun yaşı, cephesi ve mantolama gibi durumların yanında büyüklüğü, ısınma duruma, balkon sayısı, asansör olup olmaması, otoparkının bulunması gibi durumlarda raporun hazırlanmasında oldukça etkilidir. Ayrıca spor alanları, yüzme havuzları, sosyal tesisleri ve çocuklar için oyun alanları gibi imkanlara sahip olan konutlarda eksper değeri hesaplanırken göz önünde bulunan kriterler arasındadır.

Merkezi bir noktada yer alan, okul, hastane, cami ve kamu binaları gibi alanlara yakın bir noktada bulunan evlerin değeri genellikle yüksek olmaktadır. Sosyal yaşamın gerekleri olan alanlara uzak olan evlerin değeri ise daha makul olur. Toplu taşıma imkanları ve eve ulaşmanın kolay olması gibi hususlarda evin değerinin belirlenmesinde etkilidir. Ayrıca evin bulunduğu semtten tutunda, mahallesine kadar huzur durumu ve suç oranları da eksper değerinin belirlenmesinde dikkat edilen hususlardandır.

Evin Satış Fiyatı

Satılık ilanı hazırlanan evin fiyatını belirlerken, evin kira bedeli üzerinden ilerleyebilirsiniz. Kira bedeli ile satış bedeli arasında ortalama 200-220 kat arasında değişen bir oran söz konusu oluyor. Kira fiyatı 2.500 TL olan bir evin, kabul gören ortalama geri dönüş süresinin (amortisman) 17 yıl olduğunu düşünelim. Bu durumda 17 yıl, yani 204 ayda eve yaptığınız yatırım size geri dönüyor. Sonuç olarak 2.500×204=510.000 TL olarak evinizin değerini hesaplayabiliyorsunuz. Geri dönüş süresi şehirden şehire, ilçeden ilçeye, mahalleden mahalleye farklılık gösteriyor.

Evin fiyatını artıran hangi özelliklere dikkat edilmelidir?

Evinizin değerini artıran özellikler arasında şunlar sıralanabilir: Merkezi konumda bulunması, ulaşım araçlarına mesafesi, özel bir manzaraya sahip olması, güneş ışığı alan cephesinin olması, binanın yaşı vs. Diğer yandan yeni bir binada, hatta sosyal donatılarıyla öne çıkan markalı konut projelerinde yer alması evin satış değerini, aynı bölgedeki diğer satılık evlere göre yükseltecektir.

Evin bulunduğu bölgede, benzer özelliklere (bulunduğu mahalle, konum avantajları, metrekare, oda ve banyo sayısı, kat bilgileri vb.) sahip diğer satılık evler için bir fiyat araştırması yapın.


***F***


Fek

Arapça kökenli bir kelime olan fek, feshetme, kaldırma,  kesme, ayırma, bitirme anlamındadır.

Örnekle anlatmak gerekirse;

Konut kredisiyle alınan konutun tüm borçlarının ödenmesinin ardından banka tarafından hazırlanan resmi belgeye “fek yazısı” deniyor. Fek yazısında banka kredisi ödemesi tamamlanan kişiye ait konutun ipoteğinin kaldırıldığına dair bilgiler yer alıyor.

Fek yazısı almak için bankaya dilekçe verilmesi gerekiyor. Sonrasında yapılması gerekenler ise bankadan alınan fek yazısının noterde onaylatılması ve en geç bir yıl içerisinde Tapu Sicil Müdürlüğü’nde sicile işletilmesi…

Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gerçekleştirilen “ipoteğin fek edilmesi” işlemi, konut kredisiyle alınan konutun üzerindeki ipoteğin resmi olarak tapudan kaldırılması anlamına geliyor.

Fek yazısı için gerekli belgeler nelerdir?

 

Feragat

Sözlük anlamı olarak hakkından kendi isteğiyle vazgeçme eylemine feragat denir. Feragatte karşılıklı anlaşma şartı aranmaz. Bir hak sahibi tek taraflı beyanla hakkından feragat eder, yani hakkından vazgeçer.

Öncelikle hukuk dilinde feragati açıklamak gerekirse davacı, varsa vekili, dava dilekçesinde talep ettiği dava ve alacak hakkından davayı açtıktan sonra veya duruşmanın herhangi bir safhasında feragat edebilir. Feragat duruşma sırasında yapılırsa, hakim tarafından feragat beyanı zapta geçirilir ve davacının varsa vekilinin imzası alınır. Davalardan, mirastan, idari davalardan feragat etmenin hukuken yolu açıktır.

Foldhome

Foldhome, “katlanır ev” anlamını taşıyor. Nef’in projelerine özel olarak geliştirilen foldhome konsepti, bir eve sığmayacak tüm odaların katlanarak eve dahil edilmesini sağlıyor.

24 farklı oda konseptiyle hayata geçirilen bu mimari yaklaşım, 5 bin metrekarelik bir evin sahip olabileceği tüm özellikleri bünyesinde taşıyor.

Foldhome evlerin avantajları nedir?

Sosyal donanım yaklaşımından farklı olarak, foldhome, ihtiyacınız olan kişisel alanları dilediğiniz zaman evinize dahil etme olanağı sunuyor.

Bir Nef projesinde yaşıyorsanız istediğiniz zaman rahat bir misafir odasından, arkadaşlarınızla eğlenceli partiler verebileceğiniz parti veya karaoke odasından, çocuğunuz için doğum günü partisi alanından ya da ailenizle film keyfi yapabileceğiniz bir sinema odasından kullan-öde yöntemiyle yararlanabiliyorsunuz.

Bir başka deyişle, foldhome için ayrıca aidat ödenmiyor.

Franchise

Franchise (veya franchising), bir sistem ve markanın imtiyaz hakkı sahibinin, belirli süre, koşul ve sınırlar içinde, işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin sürekli disiplin ve destek sağlayarak, belirli bir bedel karşılığında, bağımsız yatırımcılara sistem ve markasını kullandırmasına dayanan, uzun vadeli ve sürekli bir iş ilişkisidir.

Franchise, başarılı bir iş fikri etrafında toplanmış küçük girişimcilerin, büyük firma gibi davranmasını sağlar.

ABD de doğan franchise sistemi, verimli ve karlı oluşu sayesinde hızla dünyaya yayıldı. Başta ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya olmak üzere binlerce marka franchise veriyor. Her ülkede önce uluslar arası yaygınlık sağlamış yabancı firmalar başlatıyor, 10-15 yıl içinde yerli firmalar çoğunluğu alıyor.

Bu sistem ile çalışan yaklaşık 60 iş kolu mevcuttur.

Bunlar arasında; Otomobil Kiralama, Otomobil Servis Ürünleri, İş Yardım Servisleri, İş Araçları, Giyim ve Ayakkabı, Yapı Dekorasyon, Bilgisayar, Kozmetik, Perakende Satış Mağazaları, Eğitim, Yiyecek, Sağlık Ürünleri, Ev Aletleri, Kuru Temizleme, Fast-Food, Otelcilik ve Lokanta vb. sektörler bulunmaktadır.

Fransız Balkonu

Fransız balkonu son zamanlarda konut projelerinde sıklıkla tercih ediliyor. Peki Fransız balkonu nedir? Konut projelerinde neden Fransız balkonu tercih ediliyor? İşte Fransız balkonuyla ilgili bilinmesi gerekenler…

Fransız balkon yerden tavana kadar uzanan doğramalardan oluşan, önünde maksimum 50 cm’lik bir çıkıntı ve korkuluk bulunan bir balkon türüdür. Fransız balkon camlı olup, tek veya çift kanattan oluşmaktadır. Fransa’daki geleneksel bina anlayışından esinlenerek ülkemizde de yeni konut projelerinde sıkça kullanılmaktadır.

İstanbul’da Beyoğlu, Balat, Galata, Cihangir semtlerinde hem eski tarihi binalarda hem de yeni yapılan pek çok projede Fransız balkonu karşımıza çıkmakta. Dar olması sebebiyle kullanım alanı olarak kısıtlı bir alan olan Fransız balkonlar genellikle çiçeklerle süslenerek şık bir görüntü elde ediliyor.

Güvenli balkon nasıl olur?

Yeni deprem yönetmeliğinde, güvenli balkonlar için şu madde ile açıklama yapılıyor: “Konsol şeklindeki balkonlar, kornişler ve çatı saçakları yalnızca kat döşemelerinin uzantısı olarak yapılacak ve serbest konsol uzunluğu 1.5 metreden çok olmayacaktır. Konsol şeklindeki merpenlerin konsol uzunluğu ise en çok 1.0 metre olacaktır. Bu madde kerpiç duvarlı binalar için geçerli değildir.”


***G***


Gabari

Gabari, yapımına başlanacak yapının belediye tarafından öngörülen azami yüksekliğidir. Gabari, arsa üzerine yapılan binaların yüksekliğini de belirler.

Yeni bina, eski binadan yüksek olamaz

Gabarinin yüksekliği, binanın yapılacağı ilçenin bağlı bulunduğu belediye tarafından belirlenir ve onaylanır. Yapılacak olan binanın uzun, geniş veya yüksek olabilmesi için dikkat edilecek hususlar belediye tarafından belirlenir, müteahhit veya inşaat mühendislerine bu boyut belirtilir. Böylelikle belediye tarafındançevre düzeni sağlanması amaçlanır.

Gabari nasıl hesaplanır?

Gabari belirlenirken, arazinin yüzölçümü boyu ve emsali esas alınır. Gabari hesaplamasında, gabari boyutunu 0,5 kat farkını çıkarıp üçe bölündüğünde binanın kat sayısı bulunuyor. Bir örnekle açıklayalım… Bin metrekarelik arsada bir bina yapmak istiyorsunuz. Arsanın emsal emsal değeri 1.5 olduğunda, ikisinin çarpımı yani toplamları bin 500 metrekareyi geçmeyecek kadar daire yapabiliyorsunuz.

Eğer eski bina yıkılıp yerine yeni bina yapılacaksa, yeni binanın yüksekliği eski binanınkini aşamıyor.

Gabari nasıl belirlenir?

 

Gayrimenkul

Gayrimenkul (taşınmaz); ev, arsa, arazi, dükkan, tarla, bahçe gibi taşınamayan niteliğe sahip olan, ekonomik olarak değerli ifade edilen, nakde çevrilmesi ya da bir değerle ifade edilmesi mümkün olan kıymetli gereçleri ifade ediyor.

Gayrimenkul alırken nelere dikkat edilir?

Alacağınız gayrimenkul için ilk doğru yaklaşım bulunduğu bölgedir. Yıllar sonra alacağı şekil, sosyo-ekonomik yapı oldukça önemlidir. Kentsel dönüşüm kapsamında bulunması ve deprem riskine sahip bölgede olmaması gayrimenkulün değerini katlar. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise gayrimenkulün projesi ve projeyi yürüten firma. Müşteri memnuniyeti için referans almak adına daha önce proje tamamlamış olmaları baz alına bilinir.

Gayrimenkuller ile ilgili mülkiyet belirten düzenlemeler gerek medeni kanun gerek vergi kanunları çerçevesinde gerçekleştiriliyor.

Gayrimenkul yatırımı nasıl yapılır?

Gayrimenkul yatırımı kazandırmaya devam ediyor. Ancak dikkat edilecek bazı noktalar yatırımın daha kârlı ve kazançlı olmasını sağlar. İşte size karlı yatırımın anahtarı olacak bazı öneriler…

 

Gayrimenkul Danışmanlığı

Gayrimenkul Danışmanlığı gayrimenkul alırken, satarken, kiralarken veya gayrimenkulle ilgili finansman sunarken, hukuki, teknik ve fiziki verilerin, bilimsel, doğru ve hızlı bir şekilde araştırılıp sonucuna göre yatırım kararına yön verilmesi, yapılan yatırımın güvenilirlik ve zaman periyodunda getirisinin tespit edilmesi hizmetlerine verilen genel tanımlamadır.

Gayrimenkul sektörünün yapısı ve hukuki özellikleri nedeniyle birbirinden bağımsız çok sayıda yasal mevzuat ve idari işlemin konusu olması nedeniyle, gayrimenkulle ilgili yatırım kararı almadan önce, mutlaka yetkin kişi veya kurumlardan danışmanlık hizmeti alınması, yatırımdan beklenen faydanın sağlanması ve riskin minimize edilmesi için zorunlu hale gelmiştir.

Gayrimenkul geliştirme projelerine altlık olacak her türlü bilgi ve belgeleri temin edip mevzuatı dahilinde yorumlayarak yatırımcılara rehberlik edilmesi de bu hizmet kapsamında değerlendirilmektedir.

Gayrimenkul Danışmanı

Emlak ve diğer gayrimenkullerin alım satımı veya kiralanmasından sorumlu kişiye gayrimenkul danışmanı denir.

Gayrimenkul konusunda müşterileri bilgilendirme ve yönlendirme gibi pek çok görevi olan danışmanlar, kurumsal çalışan büyük inşaat firmalarının konut projelerinin tanıtımı, konut edinmek isteyen kişilere projenin anlatılması gibi konularda önemli bir görevi yerine getirirler.

Arsa konut, dükkan ve ofis gibi satış alanlarında her firma farklı sayılarda emlak danışmanını bünyesinde bulundurmaya ihtiyaç duymaktadır. Gayrimenkul danışmanı iş ilanı içeriğinde; güler yüzlü, müşteri odaklı, dış görünümüne ve kişisel bakımına özen gösteren çalışanlar öncelikli olarak tercih edilmektedir.

Gayrimenkul ile ilgilenen müşteriyi satışa yönlendirmek adına, pazarlama teknikleri konusunda becerilerini geliştirmiş bir danışman, emlak ve inşaat firmalarının verdiği gayrimenkul danışmanı ilanları için başvurarak sektörde kariyer yapma fırsatı bulabilir.

Gerek projelerin satış ofislerinde gerekse genel olarak emlak danışmanlık hizmeti veren firmalarda çalışabilen gayrimenkul danışmanlarının, tanıtım ve satış aşamalarında ikna kabiliyetlerini en iyi şekilde kullanmaları gerekir. Müşterilere faydalı içerikler sunarak projeyi doğru şekilde anlatma, alıcı ile satıcı arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde sağlama, danışmanların sahip olması gereken nitelikler arasında yer almaktadır. Şirketler gayrimenkul danışmanı iş ilanları verirken satış pazarlama konusunda deneyimli ve yetenekli adayların yanı sıra; eğitim kurumlarından alanla ilgili diploması olan veya danışmanlık sertifikası edinmiş adaylara da öncelik verirler.

Gayrimenkul Ofisi

Günümüzde artan konut projeleri ve insanların yatırımlarını gayrimenkule yapıyor olmaları, gayrimenkul danışmanlığının cazibesini artırmış oldu.

Peki ofis açabilmek için hangi şartları sağlamak gerekiyor? Gerekli belgeler nelerdir? Başvurunun onaylanması için yapılması gerekenler neler? Emlak ofisi açabilmek için nereye başvurmanız gerekiyor?

Emlak Ofisi İçin Gerekli Evraklar Emlak Ofisi açabilmek için sırası ile yapmanız gerekenler: Meslek odasına ve Vergi dairesine kayıt olmanız gerekir.

Sizden istenecek evraklar ise şu şekilde;

Emlakçılar meslek odasına kayıt yaptırırken; Beş adet fotoğraf, Nüfus cüzdanı fotokopisi Vergi levhası fotokopisi, İkametgah ve Öğrenim belgenizin fotokopisini götürmeniz yeterlidir.

Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıt içinde; Nüfus cüzdan fotokopisi, Resimli ikametgah ilmühaberi, Vergi levhası fotokopisi ve işlemlerinizi bir başkası tamamlayacaksa vekaletnamenizin de eksiksiz olması gerekir.

Vergi dairesine kayıt sırasında götürmeniz gerekenler ise; Nüfus cüzdanı sureti ve fotokopisi, İmza sirküleri İşe başlama formu, İkametgah ilmühaberi, Tapu fotokopisi ya da kira kontratı.

Maliye Bakanlığı denetim elemanlarının denetime geldiğinde hazır bulunması gerekenler; Fatura cildi, Vergi levhası ve KDV tabelasıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurup Bağ-kur kaydınızı da unutmamanız gerekli. Son olarak da ruhsat işlemleri için Belediye’ye başvurarak halledebilirsiniz.

Gayrimenkul Sertifikası

Gayrimenkul sertifikası gayrimenkul projesi hayata geçiren firma tarafından projenin finansmanında kullanılmak üzere ihraç edilen menkul kıymetlerdir. Daha basit olarak anlatmak gerekirse, vatandaşların devlet güvencesinde işlem gören konut projelerinden metrekare bazında hisse satın alabilmesidir.

Gayrimenkul sertifikasına sahip olan vatandaşlar ellerinde yeterli sayıda sertifika var ise proje tamamlandığında alınan hisse oranına göre daire sahibi olabilirler. Haklarını bu şekilde kullanmak istemeyenler ya da hisse oranları yeterli olmayanlar ise izahname ile ilan edilen oranda faiz alabilecekler. Bununla beraber talep görmeyen dairelerin bankaca satılması sonucu elde edilen gelirin paylarına bölünmesi sonucu çıkan tutarı alabilirler.

Gayrimenkul sertifikası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine, SPK, TOKİ, GYODER ve KONUTDER işbirliğinde oluşturulacak. Modele ilişkin mevzuat çalışmasına son şeklini ise Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) verecek.

Gayrimenkul sertifikası nereden alınır?

Gayrimenkul sertifikası almanız için birkaç yöntem mevcut.

Herhangi bir bankadan ya da finans kuruluşundan,

Katılım bankasından,

Cep telefonunuz ile talimat oluşturarak istediğiniz miktara göre bir gayrimenkul sertifikası edinmeniz mümkün.

Gayrimenkul sertifikası ile nasıl ev alınır?

Gayrimenkul sertifikası oldukça yeni finansal bir araç.  Şu an için geçerli olduğu sadece belirli projeler var. Örnek vererek konunun daha net bir şekilde açıklanmasını sağlayalım. Diyelim ki, elinizde 50 bin TL birikiminiz var. Ancak satın almak istediğiniz ev 350 bin TL olsun. Bu geriye kalan 300 bin TL’lik kısım için kredi kullanmak istemiyorsanız, elinizdeki para ile gayrimenkul sertifikası alımı gerçekleştirerek yatırım yapabilirsiniz. Yani gayrimenkul sertifikası ile evin bir kısmını satın almış oluyorsunuz. Bunu bir şirketin hissesini almak gibi düşünebiliriz. Gayrimenkul projelerinin, herkesin ortak alabileceği küçük paylara bölünerek oluşturulan bir yatırım aracı. Başka bir deyişle evin tamamı yerine metrekare bazlı satın alınmasını sağlayan sistem. Daha sonra elinize para geçtikte daireden sertifika almaya devam edebilirsiniz. Proje teslim edilene kadar yani 3 sene boyunca beğendiği dairenin ilan edilen paylarını toplayarak dairenin sahibi olabilirsiniz.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkullere ve gayrimenkullere dayalı sermaye piyasası araçlarına, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilen, belirli projeleri gerçekleştirmek üzere adi ortaklık kurabilen, Sermaye Piyasası Kurulu’nun ilgili tebliğinde izin verilen diğer faaliyetlerde bulunabilen sermaye piyasası kurumlarıdır.

GYO’lar belirli bir projeyi gerçekleştirmek amacıyla süreli, belirli alanlarda yatırım yapmak amacıyla ya da amaçlarında bir sınırlama olmaksızın süreli veya süresiz olarak kurulabilirler.

Gayrimenkul yatırım ortaklığının amaçlarını temelde;

Getiri potansiyeli yüksek gayrimenkullere yatırım yapmak,

Gayrimenkule dayalı projelere yatırım yapmak,

Portföyündeki gayrimenkullerden kira geliri elde etmek,

Gayrimenkul alım satım kazançları elde etmek

Olarak sıralayabiliriz.

Gayrimenkul yatırım ortaklığı yatırımcılara ne gibi avantajlar sağlar?

Yatırımcılar gayrimenkul yatırım ortaklığı paylarını borsada satabilmenin yanında, paylara ilişkin borsada oluşan fiyat dalgalanmalarından da yararlanırlar. Ayrıca, şirket portföyü gayrimenkul alanında uzman kişiler tarafından yönetildiğinden, herhangi bir kişinin kendi başına yatırım yapmasından daha etkin sonuçlar elde edilebilmektedir.

Bu şirketlere yatırım yapan yatırımcıların bir kısmının da uluslararası kuruluşlar olduğu görülmektedir. Bu kuruluşlar, gelişmekte olan ülkelerdeki gayrimenkul getirilerinden faydalanmak amacıyla, organize bir şekilde işleyen ikincil piyasalarda işlem gören gayrimenkul yatırım ortaklığı paylarını almayı, doğrudan gayrimenkul yatırımına tercih etmektedirler.

Gayrimenkul Yatırımı

Gayrimenkul karlı ve risksiz olması nedeniyle diğer yatırım araçları arasında öne çıkıyor. Yüksek getirisi nedeniyle ilgi gören gayrimenkul, yatırımcıların gözdesi olmaya devam ediyor.

Gayrimenkul yatırımı yaparken bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Taşınmazlara yatırım yaparken gayrimenkulün türüne göre farklı noktaları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bunun için de yatırım öncesi dikkat edilmesi gereken konulara ilişkin araştırma yapmak ve konu hakkında bilgi sahibi olmak büyük fayda sağlıyor.

Karlı gayrimenkul yatırımı nasıl yapılır, hangi noktalara dikkat etmek gerekir?

 

Gecekondu

Gecekondu, kırsal yörelerden büyük kentlere göç edenlerce, gerekli kuruluşlardan ve sahiplerinden izin alınmadan boş bulunan arazide kaçak olarak kendileri tarafından yapılan basit yapılara denir.

Gecekonduların yayılımı göç etmek zorunda kalanlar için İstanbul, İzmir, Ankara, Adana gibi iş imkânı olan büyük şehirlerde daha çok yoğunlaşmıştır. Gecekondular şehirlerde çarpık kentleşmeye yol açmıştır.

Gecekondulaşmanın nedenleri nelerdir?

Gecekondulaşmanın başlıca nedenlerini şu ana başlıklarla sıralayabiliriz:

Gecekondulaşmanın sonucunda sağlıksız yerleşim bölgeleri ve kentler oluşur ve plan yapmak zorlaşır.

Devlet arazileri haksız bir şekilde ele geçirilmiştir ve kayıt dışı ekonomiye kaynak sağlamaktadır. Güvenliği de olumsuz etkilemektedir.

Gecekondular ve kentsel dönüşüm

İmar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuatı yanı sıra genel hükümlere de bağlı kalınmadan kişilerin kendilerine ait olmayan arazilerde, söz konusu arazilerin sahiplerinden de rıza ve izin almadan yapılan konutlar olarak tanımlanan gecekondular, özellikle 1999 depremi sonrası ve 2000 yıllarında başlatılan kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında değerlendirilmeye başlandı. Gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önüne geçilmesi gibi hedeflerle alınan tedbirlerin hayata geçirilme sürecine girildi.

Geri Dönüşüm Süresi

Konuta yatırım yapan kişilerin bu yatırım tutarını konuttan elde ettikleri değer ve kira kazancı gibi gelirlerle geri kazandıkları süreye amortisman süresi adı verilmektedir.

Bu süre kârlı bir yatırımdan söz edilebilmesi için çok önemlidir. En kârlı yatırıma imza atmak isteyen kişilerin amortisman süresi olan bölgeleri tercih ederek konut yatırımına imza atmaları gerekir.

Yatırım amaçlı daire almak isteyen kişilerin ilk olarak amortisman süresi hesaplaması yapmaları önerilirken bu sayede doğru bir yatırım yapılıp yapılmadığının belirlenmesi sağlanır.

Konut Yatırımı Geri Dönüş Süresi Nasıl Hesaplanır?

Yatırım yapmadan önce geri dönüş süresi hesaplaması yapmak isteyen yatırımcının tek yapması gereken satın aldığı konutun alış bedeli ile bu konuta ait olan aylık kira tutarını bölmesidir. Örneğin 250 bin liraya daire satın alan bir yatırımcı bu daireyi 600 liradan kiraya veriyorsa bu durumda 250 bin lira / 600 lira = 416,6 ay sonucu elde edilir.

Bunun da yıla bölünmesi ile beraber bu dairenin amortisman süresi olarak 34 yıl sonucu ile karşı karşıya kalınır. Ancak bu süre zarfında dairenin fiyatının da artacağı ve buradan da amortisman süresinin kısalacağı unutulmamalıdır. Başarılı bir konut yatırımı için dikkat edilmesi gereken husus yüksek fiyatla kiraya verebileceğiniz bir taşınmazı mümkün olan en ucuz fiyatla satın almak olmalıdır.

Giydirme Cephe

Binaların dış yüzeylerinin, çeşitli malzemelerle kaplanması işlemini cephe giydirme olarak tanımlayabiliriz. Çağdaş mimarinin örneği olan giydirme cephelerde çoğunlukla cam paneller kullanılıyor. Klasik yöntemlere oranla daha hızlı ve estetik olan giydirme cepheler günümüzde sıklıkla tercih ediliyor.

Giydirme cephe çeşitlerin nelerdir?

Giydirme cepheler;

Giydirme cephe özellikleri nelerdir?

Giydirme cephelerin özelliklerine göz atarsak şunları sıralayabiliriz:

 

Gürültü Yönetmeliği

Apartmandaki kat sakinleri huzur içinde yaşamaları için bir takım kurallara uymak zorundadırlar. Bu kuralların başında Apartman Gürültü Yönetmeliği gelmektedir.

Mesai günlerinde öğleyin saat 13 ile 15 arasında (öğle istirahati) ve geceleri saat 19:00 – 07:00 gürültülü hareketler yasaktır. Pazar günü ve resmi tatil günleri tüm gün boyunca istirahat vakti olarak kabul edilir.

Mekanik ve elektronik müzik aletlerinin ve ses aygıtlarının sesi genel olarak sadece odanın içinde duyulacak kadar açılır.

Apartmanda Gürültü Yapmanın Cezası Nedir?

Apartmanda gürültü yapmanın cezası, Kabahatler Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu kanunlara göre, suçun niteliğine göre yaptırım para cezası olabileceği gibi, hapis cezası da olabilir.

Kabahatler Kanunu

Gürültü

Madde 36 – (1) Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.

(2) Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

(3) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir.

Türk Ticaret Kanunu

Kişilerin huzur ve sükununu bozma

Madde 123 – Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Belirtilen saatler içinde ev içinde tadilat veya tamirat yapamazsınız. Yapacağınız tadilat önem arz ediyor ve o an yapılması gerekiyor ise mutlaka gürültüsü duyulacak olan daire sakinlerine durumu izah ederek onların onayını alınız. Zira sizin evinizde oluşan ve hemen tadilat gerektiren durumu komşularınız bilmiyordur.


***H***


Haciz

Bir alacaklının başvuru yapması üzerine üzerine, alacağın ödenmesi için borçlu kişinin parasına, aylığına ya da malına icra dairesince el konulması işlemine haciz denir.

Tüm haciz talepleri icra müdürlüğüne talep dilekçesi ile yapılır. Borçlunun şirket olması halinde de aynı işlemler yapılır. Şirket hissesinin haczi ile borçlu şirketin malvarlığının haczi farklı şeylerdir.

Kaç tür haciz vardır?

  1.     İlamsız (Adi) Takip: Elinde bir mahkeme ilamı bulunmayan veya bulunmasına rağmen, ilamlı icra yoluna başvurmayan, alacaklıların alacaklarını elde etmek için başvurdukları icra yoludur.
  2.     İlamlı Takip: İlamlı takipte, önce mahkemeden bir ilam alınarak buna özgü takip yolu izlenir.
  3.     Kambiyo Senedine Dayalı Takip: Kambiyo senetleri kıymetli evraktandır ancak takip konusu alacağın dayanağını teşkil eden belgenin kıymetli evrak olması yeterli olmayıp kambiyo senetlerinden biri olması gerekir.

Kambiyo senetleri kanunda sınırlı sayıda belirtilmiş olup, üç tanedir: Senet, poliçe ve çek. Takip konusu alacağın dayandığı belge bu üç kıymetli evraktan birisi değilse kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yoluna gidilemez.

Hacze nasıl itiraz edilir?

İcra İflas Kanunu içerisinde yer alan düzenlemeye göre zamanında hacze yapılan itiraz sonucunda takip işlemleri durdurulur. Borçlu, borcun sadece bir kısmına itiraz ettiyse borcun kalan kısmı takip yoluyla temin edilir. Borçlu, takip ilamına temyiz yoluyla da itiraz edebilmektedir.

Hibe

Sözlük anlamı olarak herhangi bir taşınır veya taşınmaz mal, mülk, para ve vb. bir kamu kuruluşu, işletme ya da vakıf tarafından bir eğitim kurumu, şirket ya da kişiye verilen karşılıksız paradır.Hibe genellikle belirli bir başvuru sürecinin ardından verilmektedir. Hibelerin büyük bölümü belirli bir projenin giderlerini karşılamak üzere verilmektedir. Bir doğal afetten zarar gören insanlar da hibe alıcısı konumunda olabilirler. Türkiye’de vatandaşlarımıza hibe imkanlarını sunan tek kurum KOSGEB ve devlete bağlı kurumlardır.

Tapuda hibe nasıl yapılır?

Tapunun hibe edilmesi konusunda ergin olmayan kişiler, zihinsel özrü bulunanlar, reşit olmuş ancak temyiz yetkisi olmayanlar, kanuni temsilcilerinin izni olsa da bağış yapamıyor. Ayrıca vasiler; vesayeti altındaki kişinin malını bağışlayamıyor. Söz konusu vasıflara sahip olmayan kimseler malını tapuda hibe edebiliyor. Bağışı yapan kimse, bağışı kabul eden kimseye birtakım mükellefiyetler yükleyebiliyor. Bu mükellefiyetler bir şeyi yapma şeklinde karşımıza çıktığı gibi bir şeyi yapmaktan kaçınma şeklinde de olabiliyor.

Hibe edecek kişinin, gayrimenkulü çocuklarından birine ya da eşine bağışlaması halinde; diğer mirasçıların da saklı pay hakkı bulunuyor. Diğer mirasçılar bu duruma itiraz etme hakkına sahip oluyor. Bu durumda saklı pay hakları bağışlanamadığı için bu hakları korunuyor.

Hisseli Tapu

Taşınmaz malların mülkiyet hakkının kime ait olduğunu gösteren tapu hangi durumlarda “hisseli tapu” olarak adlandırılıyor.

Hisseli tapuda hangi bilgi yer almaz?

Tapu sahibinin birden fazla kişi olduğu durumlarda “hisseli tapu”dan söz ediliyor. Hisse sahipleri, “hissedar sahibi” olarak ifade ediliyor. Hisseli tapuda, taşınmaz malın mülkiyet sahipliğini paylaşan hissedarların isimleri ve sayı bilgileri yer alıyor. Böylelikle söz konusu gayrimenkulün kaç ortağa ait olduğu belirtilmiş oluyor.

Hisseli tapuda yer almayan bilgi ise, hissedarların taşınmaz mal üzerinde hangi bölüme sahip oldukları.  Hisseli tapu sahipleri arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için hisse sahipleri kendi aralarında hangi bölgenin kimin olduğuna dair yazılı bir hazırlanabilir.

Hisseli tapu satışı nasıl yapılır?

Hisseli satışlarda en hassas konu, tapu üzerinde kayıtlı hissedarların tespitiyle başlayan süreç… Hisseli tapunun satış işlemi için, tapuda kayıtlı her hissedarın tapuda kendi satış işlemini gerçekleştirmesi gerekli.

Hissedarlar, istedikleri takdirde birbirlerine ya da hep birlikte bir avukata vekalet vererek hareket edebilme seçeneğine sahip.

Bazı durumlarda, hisse sahiplerinden sadece biri, hissesini satmak istemeyebiliyor. Bu kişinin satış iptali davası açma hakkı bulunuyor.

Hisseli Tapu Satışı

Bir taşınmazın ortaklarının isimleri ve sayılarının belirtildiği resmi belgeye verilen ad olan hisseli tapu, ister yatırım ister oturum amaçlı olsun arazi alırken büyük önem teşkil ediyor.

Hisseli tapu ile ilgili altı çizilmesi gereken konu şu ki hisseli tapu senetleri sadece gayrimenkul ortaklarının isimlerinin belirtildiği bir belgedir. Yani hisseli tapu belgesinde gayrimenkulün hangi bölgesinin kime ait olduğu belirtilmez. Hisseli tapu sahipleri arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için hisse sahipleri kendi arasında hangi bölgenin kime ait olduğuna dair yazılı bir belge hazırlayabilirler.

Hisseli tapu satışı nasıl yapılır?

Hisseli tapularda satın alınan şey hisse olup hangi daireye denk geldiği her zaman problem doğuran bir olaydır. Bu sebeple, satış işleminden evvel binaya gidip orada daire sahibi başka hissedarlar var ise onlarla konuşup bilgi almanız doğru olacaktır.

Hisseli satışlarda tapu üzerinde kaç hissedar varsa satış işlemi sırasında hepsinin tapuda kendi satış işlemini gerçekleştirmesi gerekiyor. Fakat isteyen hissedar birbirlerine ya da toplu olarak bir avukata vekalet verebilirler. Hisse sahiplerinden biri eğer hissesini satmak istemezse satış iptali davası açabilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için satış günü tüm hissedarların paylarını satması gerekir.

Hisseli tapu satışı iptal edilebilir mi?

Hisse tapulu gayrimenkul alınırken tapuda bulunan hissedarların feragatnamelerinin verilmesi gerekir. Örneğin hissedarlardan biri hissesini tapuda belirtilen ortağına satmak isterse kendi hissesini ortağına satacağına dair tapudan bir ihtarname çekmelidir. Diğer ortak satın almak istemezse bunu yazılı olarak ortağına bildirmesi gerekir. Sonrasında hissesini satmak isteyen ortak istediği kişiye hissesini satabilir. Ancak bu işlemler yapılmadan ortaklardan biri kendi hissesini satarsa diğer ortağın satış iptal davası açma hakkı doğar.


***İ***


Yerli yerinde ve sağlam sonuçlu bir tapu sicili ortaya çıkarmak amacıyla, bir ülkenin

İfraz

Bir toprak parçasının parsellere ayrılması, bir araziyi parsellere bölme işlemine ifraz denir. Tapu kütüğünde tek parsel olarak kayıtlı bulunan bir taşınmazın imar planlarına uygun olarak düzenlenen haritalara göre birden çok parçaya ayrılarak tapu kütüğüne ayrı ayrı tescil edilmesi işlemidir.

İfraz işlemini yapabilmek için imar parselleri oluşturulurken (parselasyon haritaları düzenlenirken) parseller içinde yol, meydan, yeşil alan, park, otopark, çocuklar için spor alanları cami, karakol, okul gibi kamu hizmetlerine ayrılan yerlerin açıkça gösterilmesi ve bu alanların kamuya terk edilmesi gerekmektedir. İfraz ve tevhidin imar planlarına uygun yapılması şarttır. İfraz öncelikle taşınmazın değerini arttırmak, daha çabuk satılmasını sağlamak için yapılır. Hazırlanan imar planının kolay uygulanmasını temin için yapılır.

İfraz iki türlü yapılır;

  1. Parselasyon niteliğinde olan ifraz işlemleri (yukarıda saydığımız alanların kamuya terk mecburiyeti vardır.)
  2. Parselasyon niteliğinde olmayan ifraz işlemleri, burada kamu hizmetlerine terk edilecek alanları kapsamında bulundurmayan, bir parselin birden çok parçalara ayrılması söz konusudur.

İfraz Haritası

Kelime karşılığı olarak “bölmek, ayırmak” anlamına gelen “ifraz”, tapuda tek parsel olarak kayıt altına alınmış bir gayrimenkulün birden çok bölüme ayrılarak tapuda tescil edilmesi işlemidir.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından 2011 yılında yayımlanan Kadastro İşlemleri Rehberi’nde ise ifraz şöyle tanımlanıyor: “İlgilinin talebi üzerine, bir parselin İmar Yasası’nın 15’inci ve 16’ncı maddeleri gereğince iki ya da daha fazla parçalara ayrılması işlemidir.”

İfraz başvurusu nasıl yapılır?

İfraz haritası, harita mühendisleri tarafından hazırlanıyor. Buna göre parselini bölmek isteyen kişiler ifraz (ayırma) için başvurularını Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne yapıyor. İfraz ile ilgili olarak gerekli işlemler için söz konusu gayrimenkulün bağlı bulunduğu belediyelere de müracaat edilebildiği gibi, ifraz konusunda çalışmalar yürüten aracı kuruluşlardan da ifraz işlemlerinde destek alınabiliyor.

Ayırma işlemini yapacak kişinin, ifraz olacak yerin haritasını serbest harita mühendislerine yaptırması gerekiyor. Hazırlanan ifraz haritasının kanunlara göre yapılıp yapılmadığının incelenmesinin yanı sıra ifrazın uygunluğu ile ilgili onay Tapu ve Kadastro Müdürlüğü tarafından onaylanıyor.

İfrazlı Arsa

Tapu belgesi üzerinde yapılabilen değişiklikler arasında ifraz da yer alıyor. İfraz işlemi; Tapu kütüğünde tek bir parsel olarak kaydı bulunan bir taşınmaz malın, birden fazla parsele bölünmesi ve tapu kütüğüne bu şekilde kaydedilmesi işlemi, ifraz işlemi olarak ifade ediliyor.

Buna göre ifrazlı arsa nedir?

İfrazlı arsa, ifraz işlemi ile tek tapuya sahip olan arsanın, parsellere bölündüğünü gösteriyor. Bu işlemin yapılabilmesi için gerekli belgeler ile Tapu Dairesine başvurulması gerekiyor.

İfraz işlemi için gerekli belgeler

İfraz işleminin bedeli:

a)İfraz veya taksim veya birleştirme işlemlerinde kayıtlı değerler üzerinden (Binde 11,38)

  1. b) (5831 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile değişen bent. Yürürlük: 27/1/2009) İmar parselasyon planları uygulama sonucu şuyulanan parsellerin pay sahipleri arasında rızaen veya hükmen taksiminde kayıtlı değer üzerinden (Binde 11,38)

c)Yukarıdaki fıkralar dışında kalan ve müşterek mülkiyete konu olanların rızaen veya hükmen pay sahipleri arasında, aynen veya ifrazen taksiminde kayıtlı değer üzerinden (Binde 4,55)

İhdas Etmek

TDK’ ya göre ihdas etmek,  ortaya çıkarmak, meydana getirmek; kurmak; bir şeyin olmasına, ortaya çıkmasına sebep olmak olarak tanımlanıyor.

Emlak sektöründe yoldan ihdas terimi sıkça kullanılmaktadır.

Yoldan ihdas etmek nedir?

Bir yolun kapanması nedeniyle oluşan taşınmaz malın tescili işlemi, yoldan ihdas olarak nitelendiriliyor. İmar planı uygulaması sırasında yolun kapanması nedeni ile oluşan taşınmaz malın, düzenlenecek haritaya göre yoldan ayrılarak bir parsel numarası altında ilgisine göre belediye, köy, karayolları genel müdürlüğü veya hazine adına tapuya tescili işlemi yoldan ihdas olarak ifade ediliyor.

Yoldan ihdas işlemi için öncelikle Belediye Başkanlığı ya da Köy Tüzel Kişiliği Kadastro Müdürlüğüne yazılı talepte bulunuyor.

İşlem sonucu;

 

İkinci El Daire

Gayrimenkul piyasasında ikinci el konut satışları en az sıfır projeler kadar oldukça önemli bir orana sahiptir. İkinci el bir konut almak tabi ki dikkat edilmesi gereken unsurları da arttıracaktır.

Peki, nedir bu dikkat etmeniz gereken unsurlar?

 

İlam

Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belgeye ilam denir.

İlam; hukuki bir terimdir. İlam denildiği yerde artık var olan hukuki ihtilafın sona erdiği ve bir yargı kararına bağlandığını anlamamız gerekir. İlamlı icra; bir icra uygulamasının bir mahkeme kararına bağlı olarak yapıldığı icra anlamına gelmektedir. Yine, hükmen tescil mahkeme kararıyla tapuların tescil edilmesi durumları da işte ilamlı bir mahkeme kararının var olduğu ve buna göre gayrimenkulle ilgili tapu işleminin hükmi olarak yapıldığı anlamına gelmektedir. İlam eşittir, mahkeme kararıdır.

 

İlamlı İcra Takibi

İlam, hukuk literatüründe sonuca bağlanmış bir davayla ilgili mahkeme tarafından verilen hükmü gösteren resmi belgeye denir.

Kısacası ilam mahkeme kararını bildiren belgeye denir. Bu bağlamdan yola çıkarsak; mahkemece bir hükme bağlanmış resmi bir belge ile açılan icra takiplerine ilamlı icra takibi denir.

İlamlı icra takibinde, ilamsız icra takibinden farklı olarak borçluya ödeme emri yerine icra emri gönderilir ve borçlunun bu icra emrine karşı itirazı mümkün değildir. Belirli şartlar halinde borçlu icranın geri bırakılmasını isteyebilmektedir.

İlamlı takiplerde yetki problemi yoktur. Herhangi bir icra dairesinde takip süreci başlatılabilecektir.

İlamsız icra nedir?

İlamsız icra ise, sadece para ve teminat alacakları için mümkün olan bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Alacaklının alacağı bir para veya teminat alacağı ise, alacaklı önce mahkemede dava açmadan icra dairesine başvurup bir ilamsız icra takibi yapabiliyor.

İlamsız icra takibi başlatmak için herhangi bir belgeye ihtiyaç duyulmamaktadır. İlamlı icra takibinde icra emri gönderilirken, bu durum ilamsız icra takiplerinde farklıdır. Böyle takiplerde borçluya icra emri değil ödeme emri gönderilmektedir. İcra İflas Kanunun 42. Maddesinde de özetlendiği gibi ilamsız icra takibinde; takip, borçluya gönderilen talep ile başlar ve duruma göre, haciz yoluyla, rehinin paraya çevrilmesiyle veya iflas yolu ile devam eder. Uluslararası antlaşmalar saklı kalmak kaydıyla yabancı devletler aleyhine ilamlı icra takipleri açılabilir iken, ilamsız icra takibi başlatmak mümkün değildir.

 

İmar Affı

Kaçak olarak yapılan yapılardan yasada belirtilen koşullara uygun olanlarının affına “İmar affı” denir.

Anayasa Mahkemesi’nde ise imar affı şu şekilde ifade edilmektedir: “Suç sayılan eylemi değil, cezayı ve ceza davası açılmasını ortadan kaldırır. Af, bağışlamadır ve hiçbir zaman eylemi meşru görme değildir. Dayandığı olayların anayasaya uygun olduğu, hukuk dışı bulunmadığı ve bunun sonucu olarak meşru ve suç sayılmaması gerektiği bir mana taşımamalıdır.”

İmar affının amacı, gecekondu ve imar yasasına uymayan yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek, işlemlerin tespiti, değerlendirme, müracaat, duyuru ve uygulama esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir.

İmar affından kimler yararlanamaz?

Daha önce yapıları yıkılan kişiler imar affından yararlanamaz. Askeri veya yasak bölgelere, turizm alanlarına, içme suyu ve kullanma suyu temin edilebilecek yerlere, tehlikeli madde deposu için ayrılan yerlerde farklı bir amaçla ruhsatsız yapı yapan kişiler, karayolları kamulaştırma alanlarına 10 metre yakın mesafede konut dışı yapı yapanlar imar affından yararlanamazlar.

 

İmar Durumu

Bir arsanın içinde bulunduğu bölgenin imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğinin sınırlarını gösteren bir belgedir. İmar parselinin kullanım şeklini ve yapılması istenen yapının özelliklerini; örneğin teknik şartlarının ne olması gerektiğini, yolları ve uygulamaya esas olacak diğer bilgileri belirten kadastro durumu da işlenen belgeye deniyor.

Bir arsanın imar durumunu öğrenmek için arsanın bağlı bulunduğu ilçe belediyesinden imar durumu belgesi alınmalıdır. Büyükşehir belediyelerine bağlı ilçe belediyelerinde e-belediye uygulaması ile imar durumu sorgulanabilmektedir.

İmar durumu almak için gerekli belgeler nelerdir?

İmar durumu belgesini alabilmek için ilçe belediyesine aşağıdaki evraklar ile başvuru yapmanız gerekmemektedir.

İmar durumu ne işe yarar?

 

İmar Planı

Yöre halkının yaşadığı bölgede en iyi sağlık, oturma, çalışma, dinlenme, eğlence, ulaşım, yaşama koşullarında ve benzeri olanaklarla birlikte düşünülen en üst düzeyde yaşam koşulları sağlayacak çözümleri belirleyen tematik plan ve haritalardır.

İmar planları kaç çeşittir?

Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planı olarak ikiye ayrılsa da diğer imar gelişim planları da içine katıldığında büyükten küçüğe:

  1. Bölge Planı (Devlet Planlama Teşkilatı sorumluluğundadır.)
  2. Çevre Düzeni Planı (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı sorumluluğundadır.)
  3. Nazım İmar Planı (Belediyelerin sorumluluğundadır.)
  4. Uygulama İmar Planı
  5. Parselasyon Planı

şeklinde sıralanır. Ayrıca hazırlanmış imar planlarında ilerideki zamanlarda değişiklik ve ilave yapılması gerekebilir.

Bu tip planlar da üçe ayrılır:

  1. Revizyon İmar Planı ( İmar planı olan bölgelerde yapılan değişiklikler için)
  2. İlave İmar Planı (İmar planı olan bölgelere bitişik yeni imara açılacak bölgeler için)
  3. Mevzi İmar Planı (Belediye ve mücavir alan içerisinde, hâlihazırda imar planı yapılmış bölgeden ayrı bölgeler için)

 

 

İmar Çapı

Bir inşaatın sınırlarını en küçük ayrıntıya kadar anlatan krokiye “İmar Çapı” denir. İnşaat başlamadan önce alınması faydalı olacak bir belgedir. Genellikle mimari plan çizilirken taslak olarak bu kroki temel alınır ve bu kroki üzerinden gidilir. İmar çapının içeriğinde gösterilenler şunlardır;

İnşaat yapılacak arsanın parsel mesafelerini, binanın boyutunu, uygunluğunu, taban alanını, inşaat kat sayısını, bina yüksekliğini, komşu mesafeleri ve cepheleri.

İmar çapı neden önemlidir?

İmar sırasında yanlış inşaat ve sınırlamalar olmaması adına imar çapının iyi belirlenmesi oldukça önemlidir. İmar çapı ile birlikte inşaat aşamasında arsanın tüm sınır hatlarını en ince ayrıntısına kadar görebilmek mümkündür. Kroki olarak kullanılan bir terim olsa da arsanın imar durumunda ki en son projelendirme kısmını tam anlamıyla görebilmek adına imarın durumu önemlidir. Binanın ebatları ve parselin tüm mesafeleri de imar çapının içerisinde yer almaktadır. Arsanın yapılanma durumunu tam manasıyla gösteren imar çapı, ortaya konulacak olan projelendirme hakkında tam manası ile bilgi verebilmektedir. İmar çapı, İmar ve Şehircilik Müdürlükleri tarafından verilmektedir. Bu belgeyi almak için İmar Çapı başvuru dilekçesi gereklidir. Bu dilekçe ile istenilen kroki alınabilir.

 

İntifa Hakkı

Bir hukuk terimi olan “İntifa hakkı” en basit anlamıyla, başkasının malından belli kurallar içinde yararlanma hakkıdır.

Mülkiyeti başkasına ait olan bir mal ya da hak üzerinde belirli kişi ya da kişilere tanınan yararlanma hakkıdır. İntifa hakkı kişisel bir irtifak hakkıdır; hak sahibinin ölümüyle sona erer, mirasçılara geçmez. Ayni bir haktır aynı zamanda.

Mülkiyet sahibi asıl malik olmakla beraber taşınmazı kullanamaz, kiraya veremez. Bu haklar intifa hakkının süresi boyunca veya hak sahibinin ölümüne kadar intifa hakkı sahibine aittir. İntifa hakkının kullanımının intifa hakkı sahibi tarafından bir başkasına devri mümkündür. Örneğin, hak sahibi intifa hakkını kiraya verebilir. Bu kira süresinin, intifa hakkı süresini aşmaması gerekir.

İntifa hakkı nasıl kurulur?

Sözleşmeyle Kurulan İntifa Hakkı

  1. Kanundan doğan intifa hakkı
  2. Mahkeme kararıyla kurulan intifa hakkı

 

İnşaat Tamamlama Kredisi

İnşa edilmeye başlanmış ancak tamamlanmamış yarım kalan yapıların tamamlanması için verilen krediye inşaat tamamlama kredisi denir.

İnşaat tamamlama kredisi verilirken gerekli olan koşullar nelerdir?

İnşaat tamamlama kredisi verilirken bazı koşullar aranmaktadır. İşte inşaat tamamlama kredisi verilmesinin şartları:

İnşaat tamamlama kredisi çekecek kişiden istenen belgeler:

 

İpotek

İpotek, bir taşınmazın alacağa karşılık güvence olarak tutulması olarak tanımlanıyor. İpotek, gayrimenkul alım-satımları işlemlerinde kullanılacak krediler için güvence olarak gösterilen gayrimenkullerin ve söz konusu gayrimenkullerin hak sahibi/sahipleri veya kurumların üzerinde bulunmasıdır.

Konut kredisi kullanarak satın alınan gayrimenkulün üzerine bankalar ipotek tesis ediyor. Banka için ipotek, sağladığı kredi karşılığında aldığı teminat anlamına geliyor. Borcun ödenememesi halinde konut satışa çıkarılıyor ve borç kapatılıyor. Konut kredisi kullanarak aldığınız evin satışını ancak alıcı bulduğunuzda yapabilirsiniz. Bununla birlikte bu şekilde alınan ya da satılan evler, son taksiti ödenene kadar bankanın malı kabul edildiği için bankanın bazı prosedürlerine uymanız gerekiyor.

Böyle durumlarda ilk yöntem evi peşinat karşılığında satmak oluyor. Böylece elde ettiğiniz peşinle bankaya olan borcunuzu kapatıyorsunuz ve evin üzerindeki ipotek kalkıyor. İkinci yöntem ise konut kredisini devretmek… İpotekli evi satın alan taraf konut kredisinden yararlanmak istediğinde, konut kredinizi kullandığınız bankada gerekli yasal işlemleri yaparak devir teslimi gerçekleştirmek mümkün. Ya da ipotekli evin sahibinin konut kredisi kapatılarak, yeni ev sahibi adına konut kredisi hesabı açılabiliyor. Yani, ev üzerinde ipotek hakkı olan banka, ipotekli evi alan kişiye yeni bir konut kredisi oluşturuyor.

 

İpotek Fekki

İpoteğin kaldırılabilmesi için bankadan mutlaka bir yazı alınıp Tapu Müdürlüğü’ne götürülerek ipoteğin kaldırılması gerekmektedir. İşte bankadan alınıp borcu yoktur diyerek tapuya götürülmesi gereken bu yazıya ipotek fekki denilmektedir.

İpotek fekki, kredi borcu biter bitmez hemen başlayan bir işlem dizisidir. Kredi borcunun tamamen bitmesi, üzerindeki ipoteğin kendiliğinden kalkması anlamına gelmiyor maalesef. Bankadan bizzat giderek veya noter yolu ile borcu olmadığına dair bir belgenin alınarak tapuya getirilmesi gerekmektedir. Tapu da bu belgeyi göz önünde bulundurarak evin üzerindeki ipoteği kaldıracaktır.

Bankadan alınan fek yazısı için talep edilen ücret bankadan bankaya değişiklik gösteriyor. İpotek fek yazısı ücreti kredi sözleşmesinde yazılıyor o yüzden kredi sözleşmesinde ipotek fek yazısı ücretinin müşteriden alınacağına dair bir maddenin olup olmadığına dikkat etmek gerekiyor.

Kredi sözleşmesinde ipotek fek yazısı masrafını tüketicinin ödeyeceği ibaresine rağmen sözleşmeyi imzalayan tüketici, ödeme anı geldiğinde ücreti ödemek istemeyebiliyor. Bu durumda banka, sözleşmedeki bilgileri tüketici aleyhine kullanabiliyor.

 

İpotekli Borç Senedi

Şahsi bir alacak için resmi senede dayalı olarak tapu siciline tescil ile kurulan ve kıymetli evrak olarak tedavül kabiliyeti olan gayrimenkul rehin senedidir.

Taşınmaz rehini, ancak ipotek, ipotekli borç senedi veya irat senedi şeklinde kurulabiliyor.

İpotekli borç senedi, taşınmaz rehiniyle güvence altına alınmış kişisel bir alacak meydana getiriyor.

İpotekli borç senedi yoluyla rehin kurulması için tapu idaresince taşınmaza resmen değer biçilir. Biçilmiş değeri aşan miktar için ipotekli borç senedi yoluyla rehin kurulamaz.

Muacceliyet bildirimi

İpotekli borç senedindeki alacak, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, faizlerin ödenmesi gereken tarihte, bu tarihten en az altı ay önce alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa yapılacak bildirimle muaccel olur.

Malikin durumu

İpotekli borç senedindeki borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki hakkında ipoteğe ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmaz maliki, alacaklıya karşı borçluya ait bütün def’iler ileri sürebilir.

Devir ve bölünme

İpotekli borç senedinin güvencesi olan taşınmazın devrine veya bölünmesine ilişkin sonuçlar hakkında ipotek hükümleri uygulanır.

 

İrtifak Hakkı

Bir taşınmaz üzerinde, bir kullanma ve yararlanmaya rıza göstermeyi veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak tesis edilen hukuki işlemdir.

İrtifak Hakkı bazı yerlerde “Kullanım Hakkı” olarak da geçer. İrtifak hakkı için bir dilekçe ile ilgili gayrimenkulün bulunduğu il defterdarlıklarına, mal müdürlüklerine ve Maliye Bakanlığı’na başvurulabiliyor. İrtifak hakları şahsi irtifak hakları ve arzî irtifak hakları olmak üzere ikiye ayrılır.

Olumlu irtifak nedir?

İrtifa hakkı verilen kişi, hakkı aktif olarak kullanıyor ise bu hak “Olumlu Hak” olarak geçer. Geçit Hakkı olumlu bir haktır.

Olumsuz irtifak nedir?

İrtifa hakkı verilen kişi, gayrimenkul sahibinin kullanmasına engel olacak şekilde kullanıyor ise bu hak “Olumsuz Hak” olarak geçer. Buna örnek olarak “Manzara Kapatmama Hakkı”nı verebiliriz.

İrtifak hakları kaça ayrılır?

İrtifak Hakları yararlanılma çeşitlerine göre birbirlerinden ayrılır.

Bu haklarda tam yararlanma ve sınırlı yararlanma olarak kullanılabilir.

 

İskan

Yapılan yapının bitmesiyle birlikte oturulmak için alınan yapı kullanım iznine “İskan” denir.

İnşaat bittikten sonra oturumun başlayabilmesi için belediye tarafından bina, denetlenir. İlk onaylı projeye uygun yapılıp yapılmadığı denetlenerek proje dışı herhangi bir durum olup olmadığı kontrol edilir, ödenmesi gereken vergi ve harçların tam olarak ödenip ödenmediğine bakılarak herhangi bir sorun yoksa oturum izni verilir.

Yani iskanı olan bir binanın “oturum izni var” demektir. İskan alındıktan sonra elektrik, su, doğalgaz gibi abonelikler başlatılabilmektedir.

İskansız binaların dezavantajları nelerdir?

 

İskan Belgesi

İskan belgesi, inşaat çalışmaları biten yapılar için yapının oturum izninin verildiği belge olarak karşımıza çıkıyor. Bilindiği üzere, bir yapıya başlamadan önce yapı için yapıya ruhsat alınması gerekiyor.

İnşaat çalışmalarının bitmesinin ardından yapıda oturumun başlayabilmesi için ise iskan belgesinin alınması gerekiyor.

İskan nereden alınır?

İskan belgesi, yapının ruhsat alınan mimari projesine uygun olarak yapılması ve inşaatın herhangi bir borcunun olmaması durumunda veriliyor.

İskan izninin alınabilmesi için, bağlı olunan belediyenin  İmar Müdürlüğü Yapı Kullanma İzni birimlerine gerekli belgeler ile başvuruda bulunulması gerekiyor.

İskan için gerekli evraklar nelerdir?

Bina asansörlü ise asansör firmasından;

Yapının daha önceden tasdiklenen projesine uygun olması durumunda ve bölgenin imar planlamasına aykırı olmaması halinde iskan belgesi veriliyor.

 

İskan Ruhsatı

İmar Kanununun 30. Maddesine göre, yapı tamamlandıktan sonra belediye veya valiliklerce ana yapının bütün bağımsız bölümleri için verilen ve bağımsız bölümlerin amacına uygun kullanılabilir durumda ve projesine uygun inşa edildiğini gösteren belgedir. Bu belge bir apartmanın sadece bir kısım bağımsız bölümleri için verilmişse cins değişikliği yapılamaz ve kat mülkiyetine geçilemez.

İSKAN RUHSATI  İÇİN GEREKLİ BELGELER:

İskan Ruhsatı ilgili belediyeden alınır. Ancak iskan ruhsatı alınabilmesi için aşağıdaki belgelerin belediyeye ibraz edilmesi gerekir.

Kat malikleri eğer ilgili binaya daha önce iskan ruhsatı almamış iseler; kendileri açısından kat mülkiyetine geçişte ilgili tapu müdürlüğüne iskan ruhsatının alımı için aşağıdaki belgeleri vermek zorunludur.

Bina asansörlü ise asansör firmasından;

 

 

İskan Sorgulama

İnşa edilen gayrimenkullerin sahip olması gereken en önemli belgelerden birisi olan inşaat iskan ruhsatı, yapıların ruhsat ve ruhsat eklerine uygun olarak tamamlandığını gösteren belgedir. Yani inşaat iskan ruhsatı, ilgili binanın tamamlandığını ve ruhsatındaki içeriğin doğruluğunu bildiren belgeye verilen adıdır.

İnşaat iskan ruhsatı sorgulaması nerede yapılır?

İnşaat iskan ruhsatı sorgulama işlemi, yapının bulunduğu belediyenin İmar Müdürlüğü Yapı Kullanma İzni birimlerinde yapılıyor. Yani binanızın bağlı olduğu belediyenin imar biriminden sorgulama işlemini yaptırabilirsiniz.

İnşaat iskan ruhsatı sorgulaması nasıl yapılır?

İnşaat iskan ruhsatı sorgulaması için binanızın yasalara uygun inşa edilmiş olması ve ruhsat süresinin geçmemiş olması gerekiyor.

Bu binalar için tamamlanma dilekçesi ve gerekli belgeler ilgili belediyeye bildirilir.

Belediyenin İmar birimi yapıyı belge için uygun bulursa inşaat iskan ruhsatı harç ödemesi de yapıldıktan sonra alınabilir.

İskan belgesi yapılar için oldukça önelidir.

Eğer binanız hala inşaat olarak gözüküyor veya iskan ruhsatına sahip değilse, su ve elektrik gibi mesken aboneliklerinizi alamazsınız.

 

İstimlak

Özel mülkiyetlerde bulunan gayrimenkullerin kamuya fayda sağlamak amacıyla satın alınarak imar planları doğrultusunda park, yol, metro, hızlı tramvay, alt ve üst geçit, otopark mezarlık alanı gibi kamu hizmet alanları yapılmasına “İstimlak” denir.

İstimlak yapılan, devlet veya kamu tüzel kişilerinin yetkileri ile satın alınan gayrimenkulün bedeli, kanunen belirlenen koşullara göre tespit edilip peşin ödenir.

Hangi kurumlar istimlak yapabilir?

tarafından istimlak yapılabilir.

İstimlak kararına itiraz edilir mi?

Özel mülkiyetiniz olan taşınmazın kamulaştırma sürecinde devlet size tebligatta bulunur. Bu aşamada bu kararı öğrendikten sonra taşınmazın istimlak kararına itiraz hakkınız bulunmaktadır.

Karara hangi sebeple itiraz edeceğiniz bu noktada önem kazanıyor. İstimlak yapılmasına edilecekse otuz gün içerisinde İdari Mahkemesi’ne bu itirazın yapılması gerekiyor. Eğer ödenecek bedele itiraz edilecekse de yine otuz gün içerisinde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak itiraz hakkınızı kullanabiliyorsunuz.

 

İvazsız İntikal

Kelime anlamı olarak “karşılık” manasına gelen ivaz, “bedel” anlamında da kullanılıyor. Tapuda gerçekleşen ivazsız intikal ise, bağış yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ediyor.

Veraset ve İntikal Kanununa göre şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer bir şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi tutuluyor.

Örneğin; Gayrimenkulün eşe veya çocuğa alınması, ödemenin de aile reisi tarafından yapılması halinde “ivazsız” yani karşılıksız bir intikal söz konusu olacağından bu durum veraset ve intikal vergisine tabidir.

 

İzalei Şuyu

Taşınmaza ortak mülkiyet sahipleri olan hissedarların mallarının aynen taksim edilmesi veya mahkemece satılarak bedellerinin hissedarlar arasında payları nispetinde paylaştırılmasına “İzale-i Şuyu” denir.

İzale-i Şuyu davası nasıl işler?

İzale-i Şuyu davasında temel amaç ortaklar arasında çıkan anlaşmazlıkların ve uyuşmazlıkların mahkeme yolu ile ortaklıklarının giderilerek çözülmesidir. Söz konusu taşınmazın bölünebilir nitelikte olması halinde mahkemece taşınmazın aynen paylaştırılmasına, aksi durumda açık arttırma yolu ile satılmasına karar verilir.

Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açabilmektedir. Davada bütün paydaşların yer alması gerekmektedir. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Dava açarken avukat tutmak zorunlu değildir. Fakat hukuk konusunda bilgi sahibi olmayan kişilerin mutlaka avukata başvurması gerekmektedir.

 

İştira Hakkı

İştira hakkı; taşınmaz malı belli bir bedelle belli bir süre içinde malikinden satın alabilmek hakkıdır. Bu niteliği ile satış vaadine benzer ancak satış vaadinin azami süresi beş yıl olduğu halde bu hak şerh tarihinden itibaren on sene süreyle hüküm ve sonuç doğurur. Bu süre sonunda malikin talebi ile terkin edilebilir.

İştira hakkının noterde düzenlenmesi gerekmektedir. Daha sonra noter tarafından iştira hakkı tapu kütüğüne şerh edilir. Bu haliyle satış vaadine benzediği için satış vaadi ile iştira hakkı çokça karıştırılabilmektedir.

 


***K***


Kadastro

Yerli yerinde ve sağlam sonuçlu bir tapu sicili ortaya çıkarmak amacıyla, bir ülkenin bütün mülk, arsa, araz yerlerinin, alanlarının, sınırlarının, değerlerinin ve hukuksal durumlarının devlet tarafından saptanarak plana bağlaması ve kaydı işine kadastro denir.

Kadastronun amacı sağlam ve açık bir tapu sicili sistemi kurmaktır. İlk kadastro çalışmaları Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde başlamıştır.

Kadastro niçin yapılır?

Mülkiyet haklarını korumaya almak için arsanın veya arazinin sınırlarını, kapsadığı alanı belirlemek.

Emlak vergisinde ödenecek payın belirlenmesi için toprağın değerini ölçmek.

Kırsal kalkınma ve İmar planlaması için dayanak oluşturmak için kadastro işlemleri gerçekleştirilir.

Kadastro çeşitleri nelerdir?

Kadastro çeşitleri temel olarak üç başlık altında toplanmıştır.

Vergi Kadastrosu

Hukuki Kadastro

Çok amaçlı Kadastro

Kadastro bölgesi nedir?

Bir şehrin merkez ilçesi ile birlikte tüm ilçelerini kapsayan kadastro bölgesi, kadastro çalışmalarının yürütüldüğü alanı belirtir. Kadastro çalışma alanı ise söz konusu kadastro bölgesindeki bütün köyler ve belediye sınırları dahilindeki mahallelerin her birini içine alıyor.

 

Kadastro Ayırma Çapı

Kadastro ayırma çapı 18. madde uygulama yönetmeliği kapsamında ele alınan düzenleme sahası işlemlerinde karşımıza çıkıyor.

Madde 28 – Bir kısmı düzenleme sahasında kalan parseller için “Kadastro Ayırma Çapı” düzenlenir.

Çap üzerinde, parselin tapu senet yüzölçümü ile düzenleme sahasına giren ve girmeyen kısımlarının yüzölçümü gösterilir.

Düzenleme sınırı içinde kalan kısım için parsel numarası verilmeyip, imar plânı numarası belirtilmekle yetinilir. Düzenleme sınırı dışında kalan kısım veya kısımlara, o kadastro adasının son parsel numarasını izleyen numaralar verilir.

Parselin sınır dışında kalan parçaları birden fazla ise, her bir parça için ayrı bir ayırma çapına gerek olmayıp, bütün parçalar aynı ayırma çapında gösterilir.

Düzenleme kadastro ayırma çapları, parselasyon plânıyla beraber belediye encümenince onaylanır.

 

Kadastro Parseli

Kadastro yapıldığı zaman kadastro adaları içinde bulunan mülkiyeti tescilli parseldir.

Kadastro parseli, devlet tarafından mülkiyet hakkı belirtilmesi için yapılır. Uygulamada sınırlar belirlenir. Belirlenen sınırlar tapuda yer alır. Tapuda yer alan bu arazi parçalarına kadastro parseli denir. Sınırları bu şekilde belirlenmeyen tapuların hükmü geçersizdir.

İmar Parseli ne demektir?

İmar Parseli; İmar adaları içerisindeki kadastro parsellerinin İmar Kanunu, imar planı ve yönetmelik esaslarına göre düzenlenmiş şekline de imar parseli denir.

Kadastro parseli ile imar parseli arasındaki farklar nelerdir?

Düzenlenmiş arsalarda bulunan yapılara, parsel sahiplerinin muvafakatleri olmadığı veya plan ve mevzuat hükümlerine göre mahzur bulunduğu takdirde, küçük ölçüdeki zaruri tamirler dışında ilave, değişiklik ve esaslı tamir izni verilemez. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde, bu madde hükümlerinin tatbiki mümkün olmayan hallerde imar planı ve yönetmelik hükümlerine göre müstakil inşaata elverişli olan kadastral parsellere plana göre inşaat ruhsatı verilebilir.

 

Kadastro Çapı

Bir parselin komşu parsellerle plan sınır doğrultularını, içindeki veya sınırındaki doğal-yapay tesisleri ve parsele ait bilgileri içeren bir belgedir.

Madde 28 – Bir kısmı düzenleme sahasında kalan parseller için “Kadastro Ayırma Çapı” düzenlenir.

Çap üzerinde, parselin tapu senet yüzölçümü ile düzenleme sahasına giren ve girmeyen kısımlarının yüzölçümü gösterilir.

Düzenleme sınırı içinde kalan kısım için parsel numarası verilmeyip, imar plânı numarası belirtilmekle yetinilir. Düzenleme sınırı dışında kalan kısım veya kısımlara, o kadastro adasının son parsel numarasını izleyen numaralar verilir.

Parselin sınır dışında kalan parçaları birden fazla ise, her bir parça için ayrı bir ayırma çapına gerek olmayıp, bütün parçalar aynı ayırma çapında gösterilir.

Düzenleme kadastro ayırma çapları, parselasyon plânıyla beraber belediye encümenince onaylanır.

Çap belgesi için taşınmazın bulunduğu yerdeki belediyenin imar müdürlüklerine bir dilekçe hazırlanarak başvurulur. Çap talebini içeren dilekçe İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne hitaben, taşınmazın mahalle, ada ve parsel bilgilerini içerecek şekilde yazılır.

 

Kagir

Tuğla, beton, yığma taş gibi organik olmayan malzemeyle inşa edilmiş her türlü yapıya kagir denir. Kagir yapılar, inşaat mühendisleri tarafından saptanan herhangi bir iskelet sistemine sahip olmayan yapılardır.

Kagir yapıların dış duvarları beton, taş, tuğla ve madeni levhalardan olup, taban ve tavanları ise ahşaptır. Çatıları, kiremit, arduaz, sert ve dayanıklı kaplama veya madeni levhalar gibi yangına dayanıklı maddeler ile çevrili bulunan binalardır.

Yarım kagir yapı nedir?

Yarım kagir yapı olarak tanımlanan binalar ise taşıyıcı kolonları olmayan, dış ve iç duvarları ayrıca taban ve tavanları beton, taş, tuğla, briket gibi yanmaz malzeme ile yapılan binalardır.

Arsaya kagir yapı inşa edilebilir mi?

Deprem yönetmeliğinde yapılan değişiklik ve bu yönetmeliğin sıkı bir şekilde uygulanması, kâgir binaların inşasını önlemektedir. Çünkü yönetmeliğe göre binalar demir ya da çelikle inşa edilmelidir. Bu nedenle kagir yapı inşası küçük yerleşim alanları ile sınırlı kalmaktadır.

Bir arsaya kagir yapının inşa edilebilmesi için belediyenin izni gereklidir.

 

Kaks

KAKS terimi “kat alanı katsayısı” ifadesinin kısaltması olarak literatüre girmiştir. Başka bir deyişle emsal diye de tanımlanır. KAKS, esas itibariyle bir arsaya yapılabilecek toplam net inşaat alanını belirler.

KAKS imar planı ve notlarında aksine bir hüküm yoksa net parsel alanı üzerinden hesaplanır.

KAKS hesabına dahil edilmeyen alanlar nelerdir?

KAKS; inşaat çalışmalarına başlanacak yapının bütün katlardaki alanları toplamının parsel alanına oranından elde edilen sayı oluyor. KAKS sayısı, katlar alanı bodrum kat, asma kat, çekme ve çatı katı ve kapalı çıkmalar dahil kullanılabilen bütün katların ışıklıklar çıktıktan sonra kalan alanların toplamı olarak ifade ediliyor.

KAKS hesabı nasıl yapılır?

KAKS hesabını kolaylıkla yapabilmek için örneklemek gerekirse,

KAKS oranları, 0.20 – 0.30 – 0.40 – 1.0 – 1.5 – 2.0 – 2.07 – 2.5 – 3.0 arasında değişkenlik gösterir. İnşaatın yapılacağı arsa için belirlenen KAKS oranı ile arsa alanının çarpılması sonucunda kat alanı katsayısı bulunuyor.

KAKS oranı: 0.30

Arsa alanı: 1.000 metrekare

Toplam inşaat alanı: 300 metrekare

 

Kaparo

Bir evi almak ya da kiralamak isteyen kişiden işlemi garanti altına alabilmek için alınan ücrettir. Bu alıcının ödeyeceği çok küçük bir meblağdır. Kaporo ile gayrimenkul danışmanları için alıcı tarafının caymasına karşın bir tür güvence oluşturuluyor.

Sözleşmenin ciddiyeti ve gerçekliğinin kanıtı adına verilen kaparo, kesin sözleşme yapılmadan önce emlakçıya veriliyor. Daha sonra satış bedeli ödenirken kaparo bu miktardan düşülüyor.

Kaparo Ne Zaman Verilir?

Tam olarak fiyatta ve ödeme şeklinde anlaşmadan kaparo verilmemelidir.

Kaparo vermeden kaparo sözleşmesi hazırlanmalı ve her iki taraf da bunu imzalamalıdır. Bu noktada profesyonel bir gayrimenkul-emlak danışmanı ile çalışmanın büyük faydası vardır.

Kaparo vereceğiniz yani satın almak istediğiniz gayrimenkulü iyice araştırmalı ve tam karar verdikten sonra kaparo verilmelidir.

Kaparo sözleşmesinde neler bulunmalı?

Kaparo verilen tarih

Satışın yapılacağı tarih. Satışın yani tapu devrinin ne zaman yapılacağı gün olarak sözleşmeye yazılmalıdır.

Taraflar: alıcı, satıcı… Her tarafın TC kimlik numarası, isim ve imzaları. Eğer taraflar şirket ise şirket adı, vergi numarası, vergi dairesi, yetkili kişi imza ve kaşesi

Kaparo tutarı: verilen kaparo tutarı yazılmalıdır.

Gayrimenkul bilgisi: Ada-parsel-adres-bina ve daire no. gayrimenkule ait bütün detaylar.

Kalan ödemenin ne zaman ve nasıl yapılacağı: tapudan önce, tapu sırasında, nakit, senet vs. Nasıl ödenecekse detaylıca belirtilmelidir.

Gayrimenkulün içindekiler ve özellikleri yazılmalıdır. İçindeki ankastre takım, bina ise içindeki aksesuarlar,

Tarafların TC kimlik fotokopileri, tapu fotokopisini, şirket ise imza sirküleri fotokopisini

 

Kaparo Sözleşmesi

Taşınmaz alım satım ve kiralama işlemlerini emlakçı aracılığı ile halletmeyi tercih eden kişiler emlakçıya kaparo ödeyebilirler. Kaparo kişinin gayrimenkulü almakta-kiralamakta kararlı olduğunu gösteren ilk adımlardan biridir. Böylece emlakçı söz konusu taşınmazı bir başkasına satamaz ya da kiralayamaz.

Kaparo verirken emlakçı ile sözleşme imzalanabiliyor. Bu sözleşme, olası bir satış iptaline karşı emlakçı ile kaparo sözleşmesi imzalamak, alıcının ve aynı zamanda satıcının da haklarını koruma altına almış olmak anlamını taşıyor.

Böylece alıcı, bu gayrimenkulü almaktan vazgeçmesi halinde, verdiği kaparoyı geri alamayacak olup; Satıcının bu gayrimenkulü satmaktan vazgeçmesi halinde ise, kaparoyı iade edip ve kaparo miktarı kadar daha tazminat ödemek zorunda kalıyor.

Kaparo Sözleşmesi Geçerliliği

Kaparo sözleşmesi için zorunluluk olan bir zaman dilimi yoktur.

Kaparo sözleşmesinde neler yazmalı?

Kaparo sözleşmesinde alıcı ve satıcı tarafın adı soyadı adresi ve TC kimlik numarası adresi mutlaka yazmalıdır.

Şirket adına ise şirket adı, vergi dairesi, vergi numarası, yetkili adı olmalıdır.

Gayrimenkulün detaylı bilgileri mutlaka yazılmalıdır. Ada parsel numarası, gayrimenkulün özellikleri, metre karesi, içinde bulunan eşyalar veyahut teçhizatlar gibi bütün detaylar mutlaka bu söyleşmede yer almalıdır.

Gayrimenkulün toplamda fiyatının ne olduğunu da buraya yazmanız tavsiye edilir. Yani sadece alınacak kaparo tutarını değil, gayrimenkulün satış yapıldığında da ne kadara satılacağı bu söyleşmeye yazılmalıdır.

Kaparonın verildiği tarihi, satışın yapılacağı tarihi de eklemek gereklidir.

Alıcı imzası, satıcı imzası ile birlikte bir de şahit imzası olması tavsiye edilir.

 

Kat Bahçesi

Binalarda yeşil bir görünüm elde etmek ve bina içinde yeşil doku ile iç içe yaşanmasını sağlamak amacıyla, ortak alan veya bağımsız bölüme ait olmak üzere binanın cephe veya cephelerinde uzunluğu 3 metreden az olmamak şartı ile her biri en az 10 metre olan, binanın katlarında yer alan ve aynı zamanda kış bahçesi olarak da kullanılabilen bahçe düzenlemeleridir.

Kat bahçeleri, günümüz inşaat sektöründe binalar yükseldikçe kullanılan bir yapı türüdür. Arazi yetersizliği yüzünden betonarme yüksek binalar yapıldıkça kat bahçeleri diye bir terim inşaat sektörüne girmeye başladı. Kat bahçeleri yüksek binalarda yer alır. Daha çok balkon tarzı bahçelerdir. Balkonu andıran bu yapıların içerisinde minik havuzlar, minyatür ağaçlar ve çeşit çeşit bitki türüne rastlamanız mümkündür.

Hem görkemli bir binada yaşayıp hem de doğa ile iç içe olabilme imkanı sunan kat bahçeleri, yeni konut projelerinin hemen hemen hepsinde yer alıyor.

Kat Bahçesi

Binalarda yeşil bir görünüm elde etmek ve bina içinde yeşil doku ile iç içe yaşanmasını sağlamak amacıyla, ortak alan veya bağımsız bölüme ait olmak üzere binanın cephe veya cephelerinde uzunluğu 3 metreden az olmamak şartı ile her biri en az 10 metre olan, binanın katlarında yer alan ve aynı zamanda kış bahçesi olarak da kullanılabilen bahçe düzenlemeleridir.

Kat bahçeleri, günümüz inşaat sektöründe binalar yükseldikçe kullanılan bir yapı türüdür. Arazi yetersizliği yüzünden betonarme yüksek binalar yapıldıkça kat bahçeleri diye bir terim inşaat sektörüne girmeye başladı. Kat bahçeleri yüksek binalarda yer alır. Daha çok balkon tarzı bahçelerdir. Balkonu andıran bu yapıların içerisinde minik havuzlar, minyatür ağaçlar ve çeşit çeşit bitki türüne rastlamanız mümkündür.

Hem görkemli bir binada yaşayıp hem de doğa ile iç içe olabilme imkanı sunan kat bahçeleri, yeni konut projelerinin hemen hemen hepsinde yer alıyor.

 

Kat Karşılığı Anlaşması

Arsasını, üzerinde bina yapılması için inşaat müteahhitlerine verenler, yapılacak konutta ücretsiz daireler talep ediyor. Bu durumda arsa sahibi ile müteahhit arasında binanın belirlenen oranlarda paylaşılması esasına dayalı sözleşmeye “kat karşılığı anlaşma” deniyor.

Kat karşılığı anlaşması yapılması halinde taraflar arsa sahibi/sahipleri ile müteahhit veya müteahhitler oluyor. Müteahhitler, söz konusu anlaşmada yüklenici olarak yer alırken, aynı zamanda arsa sahiplerine arsa payı karşılığında ve anlaşılan miktarda bağımsız bölüm devretmeyi taahhüt etmiş bulunuyor.

Kat karşılığı anlaşması yapılabilmesi için ilk koşul, söz konusu arsanın imara uygun durumda bulunması. Ayrıca, anlaşmada belirtilen bağımsız bölüm adetinin de arsa üzerinde yapılabiliyor olması gerekiyor. İleride bir sorun yaşanmaması için imar durumunun değişmesi olasılığının da hesaba katılması, tarafların anlaşmazlık yaşaması için önem taşıyor. Örneğin 8 kat izni olan bir arsada, iznin 10 kata çıkması durumunda, yapılacak binaya eklenecek katın taraflardan hangisine ve hangi koşulları kapsayacak şekilde devredileceği anlaşmada açıkça belirtilmeli. Hak sahiplerine düşecek bağımsız bölümlerin adeti kadar sahip olacakları metrekare bilgisinin de kat karşılığı anlaşmada yer alması gerekiyor.

Kat karşılığı anlaşması yapılırken nelere dikkat etmeli?

Kat karşılığı anlaşmasının resmi bir kimliğe kavuşması için noter huzurunda düzenlenmesi ve noter tarafından onaylanması yeterli. Peki kat karşılığı anlaşma yaparken nelere dikkat etmek gerekir?

Kat karşılığı anlaşma yaparken dikkat edilmesi gereken konuların başında, inşaatı yapacak firmayı ve referanslarını incelemeden hareket etmemek geliyor. Bir değer konu ise pazarlık. Uzmanlar pazarlıkta aceleci davranmamayı ve parselin imar durumu, inşaat projesinin paylaşım tablosunu incelemeden hareket edilmemesini belirtiyor. Kat karşılığı anlaşma sözleşmesinde müteahhit firmanın daireleri teslim tarihinin ve her iki tarafın sorumluluklarının açık bir şekilde ifade edilmesinin önemi bulunuyor.

 

Kat Maliki

Kat maliki, kat mülkiyeti hakkına sahip özel ya da tüzel kişiye denir. Kat Mülkiyeti Kanunu’nda kat maliki ile ilgili kanun maddesi şöyledir:

Madde 2: Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe (ana gayrimenkul); yalnız esas yapı kısmına “anayapı”; ana gayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup, bu kanun hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerine “bağımsız bölüm”; bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan yerlere “eklenti”; bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına “kat mülkiyeti” ve bu hakka sahip olanlara “kat maliki” deniyor.

Kat maliklerinin yükümlülükleri nelerdir?

 

 

Kat Mülkiyeti

Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre kat mülkiyeti, inşaatı tamamlanmış bir taşınmazın bölümlerinin hangi amaçla kullanılacağına dair bağımsız mülkiyet ve kullanım hakkı veren bir ispat belgesidir. Bir taşınmazın bağımsız bölümleri daire, ofis, iş yeri, mağaza, depo gibi amaçlarla kullanılabilir.

Kat mülkiyeti için neler gerekli?

Peki, mülk sahibinin hangi amaçla kullanacağına dair mülkiyet hakkı olan kat mülkiyeti için gerekli koşullar neler?

Kat mülkiyetli tapu nedir?

Tapular çeşitlerine göre üçe ayrılıyor: Hisseli tapu, kat irtifaklı tapu, kat mülkiyetli (iskanlı) veya müstakil tapu. Tapu çeşitlerinden biri olan kat mülkiyetli tapu, iskânlı gayrimenkuller için geçerlidir. Kat mülkiyeti tapusunda, söz konusu gayrimenkul ile ilgili bağımsız bölümün numarasından niteliğine, binada yer aldığı kat bilgisinden binanın yüzölçümüne ve dairelerin metrekare cinsinden büyüklüğüne kadar tüm detaylar yer alır. Kat mülkiyetli tapuya sahip bir gayrimenkul ile ilgili alım, satım, devir vb. İşlemlerde banka kredisi kullanılmak istendiğinde, bu süreç oldukça hızlı ilerler.

 

Kat Mülkiyetli Tapu

Tamamlanmış bir binanın, kat, daire, iş bürosu, dükkan, mağaza, depo, mahzen gibi ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli bölümleri üzerinde kurulan ve arsa payı ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı olan özel bir mülkiyet hakkı olarak biliniyor.

Bu şekilde inşa edilen yapının bağımsız bölümleri için kat mülkiyeti tapusu alınabiliyor. Kat mülkiyeti tapusu almak için malikleri bir dilekçe ve gerekli diğer belgeler ile Tapu Müdürlüğüne başvuruyorlar.

Kat mülkiyeti tapusu almak için gereken belgeler:

1 – Yapı kullanma izni

2- Ana gayrimenkulün ön ve arka cephelerini ve mümkünse yan cephelerini gösteren, en az 13×18 büyüklüğünde ve doğruluğu belediyece tasdikli bir fotoğraf;

3- Her bağımsız bölümün arsa payını, kat, daire, iş bürosu bunların birden başlayıp sıra ile giden numarasını, varsa eklentisini gösteren ve ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanmış noterden tasdikli liste;

4- Bağımsız bölümlerin kullanılış tarzına, birden çok yapının varlığı halinde bu yapıların özelliğine göre 28 inci maddedeki esaslar çerçevesinde hazırlanmış, kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafından imzalanmış bir yönetim planı.

 

Kat Yüksekliği

Bir binanın tаbаndаn tavana dahil olan yüksekliğine denilmektedir.

Binanın herhangi bir katının döşeme üstünde bir üstteki katının döşeme üstüne kadar mesafesine kat yüksekliği denir. Kat yüksekliğine katın tavan kalınlığı da dahildir.

Kat yükseklik oranları kaç metredir?

Bir adada aynı yoldan yüz alan parsellerin dörtte üçünün yürürlükteki planın kat adedine göre yapılaşmış olması halinde mevcut teşekkül dikkate alınır.

Tesisat katının yüksekliği normal kat yüksekliğini aşamaz. Tesisat katı yapılan 60.50 m. yi aşan binalarda tesisat katının 2.00m. si bina yüksekliğinden sayılmaz. Yapının kat adedinden sayılmaz.

Özellikli olan yapılarda bu hüküm uygulanmayabilir. Ancak hiçbir koşulda hava mania kriterleri aşılamaz, planda veya planda belirtilmemişse yönetmelikte belirtilen kat sayısı, kat yükseklikleri azaltılmak suretiyle arttırılamaz, bu suretle yapı yoğunluğu artırılamaz.

 

Kat İrtifakı

Kat irtifakı, henüz tamamlanmamış veya başlanmamış olan bir proje üzerinde kat mülkiyeti kurulması hakkı tanınmasıdır. Yeni bir ev satın alacak kişilerin, satın almayı düşündükleri taşınmaz ile ilgili atmaları gereken ilk adım, evin tapusunu incelemek olmalıdır. Özellikle kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tapusu olan evlerin tercih edilmesi tavsiye edilmektedir.

Kat irtifakı nasıl kurulur?

Kat irtifak tapusu, ortada daire olmamasına rağmen tapu dairesi tarafından daire numarası, adres gibi bilgiler, verilecek tapunun üzerinde yer alır. Bu tapu şekli müteahhit ile daire satın alan kişi arasında varılan bir anlaşmanın tapu dairesinden alınan bir belgeyle ispatlanması işidir.

Yapılacak ya da yapılmakta olan binaların üzerinde kat irtifakı kurulur. Kat irtifakı olan bir bina tapuya kayıtlı demektir. Ruhsat alımı sırasında herhangi bir sıkıntı yaşanmayan bu tapu türlerinde her hak sahibinin kendi yeri bellidir. Kat irtifakı kat mülkiyetine geçişten bir önceki adım olarak da düşünülebilir. Burada hak sahipleri daha sonra tapu müdürlüğüne başvurarak kat mülkiyetli tapu sahibi olabilirler. Bankalar bu tür tapuya sahip olan gayrimenkuller için de kredi kullandırabilirler.

Kat irtifaklı tapu nedir?

Genel tanımıyla “yapılacak veya yapılmakta olan binalar” için geçerli olan kat irtifaklı tapu, söz konusu binadaki hak sahiplerine avantajlar sağlar. Örneğin, kat irtifaklı bir bina tapuya kayıtlı olduğu için, ruhsat alımı gibi işlemler hızlı ilerler. Dileyen hak sahipleri tapu müdürlüklerine başvurarak kat mülkiyetli tapu alabiliyor.

Kat irtifaklı bir binanın tapu kaydında sadece bulunduğu arsa ve arsa üzerinde bir binanın bulunduğu bilgisi kayıtlıdır.

 

Kaynak Hakkı

Kaynaklar arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur.

Yer altı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yer altı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.(MK.756).

Kaynak hakkı arazi veya şahsi irtifak hakkı olarak kurulabilir. Bu hak müstakil ve daimi nitelik taşıyorsa, tapu sicilinde ayrı bir sayfaya taşınmaz gibi tescil edilir. Aksi taraflarca sözleşmede kararlaştırılmadıkça, kaynak hakkı başkalarına devredilebilir ve miras yoluyla intikal eder (MK.837).

İstenen Belgeler nelerdir?

1) İşleme konu taşınmaz mala ait, tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,

2) Tarafların fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya avukat kimliği ile vesikalık fotoğrafları, T.C. Kimlik ve vergi numarası,

3) İşlem taraflarında temsilci sıfatıyla katılan var ise, temsile ilişkin belge.

4) Kaynak hakkı mahkeme kararı ile kuruluyorsa kesinleşmiş mahkeme kararı,

5) Kaynak hakkı pafta üzerinde de bir işlem yapılmasını gerektiriyorsa taşınmaz malların bulunduğu yere göre belediye encümeni veya il idare kurulunun olumlu kararı ve değişiklik beyannamesi. (Kadastro Müdürlüğünce üst yazıya bağlanmış 3 takım “kadastro görmeyen yerlerde 2 takım” dosya). (TKGM. Gn.1993/6 eki yönerge)

Kaynak hakkı bir irtifak hakkı olduğu için tapu sicilinin irtifak hakları sütununa Tapu Sicil Tüzüğünün 30. maddesinde gösterildiği şekilde tescil olunur.

 

Kaçak Kat Cezası

Yapı ruhsatı alınmadan inşaat süreci devam eden yapılarda ya da ruhsatına aykırı olarak fazladan kat çıkılması durumuna halk arasında kaçak kat denmektedir. Peki, kaçak kat cezası ne kadar?

Kaçak kat ihbarlarının dışında, inşaat çalışmalarına başlanmış bir yapının kendisinin veya bir katının belediye kayıtlarında olmaması halinde yapının kaçak olduğu tespit edilebilir.

İmar Kanunu 32.madde gereğince, ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olması halinde ceza uygulaması yapılmıyor. Ancak, kaçak tespitinden 30 gün sonra hala aykırılık giderilmediyse imar mevzuatında birtakım cezaları bulunmaktadır.

Kaçak kat cezası imar kanunu maddesi;

İmar Kanunu Madde 42 – Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır.

Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının  sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, 500 Türk Lirasından az olmamak üzere, idari para cezaları uygulanır.

 

Kentsel Dönüşüm

Son dönemde Türkiye’deki neredeyse herkesin yakından ilgilendiği, apartman ve site yönetimi toplantılarının birinci gündem maddesi olan kentsel dönüşüm,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16/5/2012 tarihinde çıkartmış olduğu kentsel dönüşüm yasası olarak da bilinen 6306 sayılı  “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi” yasasıdır.

Kentsel dönüşüm yasasının amacı; başta deprem olmak üzere, sel, heyelan, kaya düşmesi, çığ vb. afet riski altında bulunan bölgelerin ve risk dışında kalan, ekonomik ömürlerini tamamlamış, eski ve hasarlı binaların tasfiyesi ve yerine, sağlıklı, güvenli, standartlara uygun yaşam alanlarının oluşturulması ve olası afetlerde can ve mal kayıplarının önlenmesidir. Dönüşümün bir başka boyutu ise çarpık kentleşmenin etkilerinin azaltılarak modern,  refah seviyesi yüksek, tarihi ve doğal dokusu muhafaza edilmiş marka şehirler oluşturmaktır.

Kentsel dönüşüm için gerekli şartlar nelerdir?

Kentsel dönüşüm kapsamında, riskli alanlarda yer alan binalar veya riskli alanda yer almayan riskli yapılar yıkılarak yerine yeni binalar inşa ediliyor. Bu süreçte hak sahiplerine birtakım yardımlar yapılıyor. Bu yardımlar arasında kira yardımı ve kredi desteği yer alıyor.

Bir yapının kentsel dönüşüme dahil olması ve hak sahiplerinin bu yardımlardan yararlanabilmeleri için yapının riskli olması gerekiyor.  Riskli yapı, riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı ifade ediyor.  Riskli yapının tespitini ise maliklerden biri tarafından başvurulan lisanslı firma yapıyor.

Hangi yapılar kentsel dönüşüm kapsamına giriyor?

Kentsel dönüşüm, sadece İstanbul ya da diğer büyük şehirlerle sınırlı olmayan Türkiye’nin bütün illerini kapsayan bir proje.

Gecekondularda oturanlar da kentsel dönüşümün avantajlarından faydalanabilir. Arsa tapusu hazine arazisi kapsamında ise ve gecekonduda oturanlar işgalci konumunda ise devletten arsa satın alınıp, kentsel dönüşüm kapsamında bina inşa edilebilir.

Kaçak arsa tapulu binalar da dâhil olmak üzere kat mülkiyetli ve kat ittifaklı binalar da kentsel dönüşümden yararlanabilir.

 

Kira Depozitosu

Bir evi kiralamak istediğiniz takdirde, eve ilk girişinizde kira bedelinin yanında sizden depozito adı altında bir ödeme de talep edilebilir. Kira depozitosu, Kiracılar Yasasına göre vadeli hesaba yatırılan ve faizi kiracının olan güvence parasına verilen isimdir. En fazla üç aylık kira tutarınız kadar istenebilmektedir. Sözleşmenin bitmesi durumunda ve ev ile ilgili bir problemin yaşanmaması durumunda kiracıya geri ödenmektedir. Depozito ne kadar olmalı, ne kadar alınır, verilir?

Depozito miktarı aylık kira tutarınızın üç katını geçmemelidir. Yani 1000 TL’ye bir evi kiraladığınız düşünüldüğünde ev sahibi sizden en fazla 3000 TL depozito parası yani güvence parası talep edebilir. Bu miktarı ev sahibiyle anlaşmanız durumunda peşin olarak değil de, taksit taksit de ödeyebilirsiniz.

Depozito nasıl geri alınır?

Kiracı evden çıkarken harici olarak boya masrafı, tadilat, fatura masrafı gibi çeşitli maddi zararlar bırakmadıysa depozitoyu geri alma hakkına sahiptir. Ancak bu şekilde zararlar varsa bu zararların depozito parasından karşılanmasının ardından, şayet geriye depozito parasından kalırsa o miktarı alabilir.

Tüketici Yasası’nda sözleşmedeki haksız şartlar maddesine göre, depozito geri verilmediğinde kiracı hakkını arayabilir. 4077 sayılı yasanın 4A maddesi de ayıplı hizmet kavramını düzenliyor, buna dayanarak da işlem yapılabilir. Ev sahibinin depozitoyu ödemek istememesi ya da evin hasar durumunu abartarak depozitodan daha çok kesinti yapmak istemesi durumunda, kiracının ilk olarak ev sahibinin aleyhine icra takibi açtırması ve depozitoyu ev sahibinden talep etmesi gerekir. Yargıtay tarafından şimdiye kadar görülen çok sayıda davada depozitonun geri verilmesi kararı çıktığı görülmüştür.

 

Kira Gelir Vergisi Cezası

Vatandaşlar 2012 yılında çıkan kanunla ev ya da iş yeri kira elde etmeleri durumunda gelirlerini beyan etmek zorundadırlar. Kira gelir beyannamesi verdikten sonra ise hesaplanan rakamlarca kira gelir vergisi verirler.

Kira Gelir Vergisi, Beyannamesi Vermeme Cezası Nedir?

Vatandaşlar elde ettikleri kira gelirlerini her yılın Mart ayında beyan ederler ve çıkan vergiyi de Mart ve Temmuz olmak üzere iki eşit taksitle ödeyebilirler. Kira geliri elde etmesine rağmen kira gelirini beyan etmeyenler ya da düşük beyan edenlerin tespiti halinde ceza kesilmektedir. Kira bankadan ödenmezse ayrı ceza, beyanname verilmezse de ayrı cezası vardır.

Bu ceza günümüz itibariyle kira bedelinin yüzde 5‘i kadar (her bir işlem için) öngörülmektedir. Ceza, konut kiralarında yalnız mülk sahibine, işyeri kiralarında ise hem mülk sahibine hem kiracıya öngörülmekte.

Kira geliriniz ne kadar olursa olsun, kira gelirinden kazandığınız rakamın 3 bin 600 lirası istisna tutar olarak kabul edilmektedir. Yani bu rakamın vergisi ödenmez. Öncelikle kira gelir beyanı verilmemesi durumunda bu istisnai tutar ortadan kalkmaktadır. Yani bu rakam da ödeyeceğiniz vergiye dahil edilir ve zarar etmiş olursunuz. Ayrıca beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen gelir tutarı üzerinden gelir vergisi hesaplanır ve verginin bir katı tutarında vergi zıyaı cezası kesilir. Aylık yüzde 1,40 gecikme faizi hesaplanır. Vergi Usul Kanunu’nda beyanname vermeyenler için iki kat 1. derece usulsüzlük cezası da öngörülmektedir

 

Kira Kontratı

Kira kontratı kanunlara göre şöyle tanımlanmıştır: Kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşme (Madde 299)”

Kira Kontratı Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?

Öncelikli olarak kira sözleşmesi yaptığınız kişinin evin gerçek sahibi olup olmadığını anlamak için tapuyu görmek isteyin. Eğer vekaleten imza atıyorsa bunu bildiren bir vekaletname isteyin.

 

Kira Stopajı

İşyeri olarak kullanılmak amacı ile kiralanmış gayrimenkullerin, kira bedelleri üzerinde uygulanan stopaj vergi kesintisidir.

Kanuna göre, “kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.”

Kira Stopaj Vergisi Nasıl Hesaplanır?

01.01.2007 Yılından itibaren kira stopaj oranı %20 olarak belirlenmiş.

Net kira / 0,80 = brüt kira Formülü ile Brüt Kira hesaplanmakta;

Brüt kira – net kira = kira stopaj vergi oranını vermektedir.

Örnek bir ofisin kirası net olarak 640 TL. dir. Ancak, her üç ayda bir düzenlenip beyan edilen Muhtasar Beyannamesinde;

Aylık brüt tutar = 640TL. / 0,80 = 800 TL. Yazıyorum. Her ay, iş yeri sahibinin banka hesabına 640 TL. Yatırıp;

800 TL. -640 TL. = 160 TL.  Devlete ödenmektedir.

Özetle, 20 metre karelik bir ofis için ayda ödemiş olunan 800 TL’ nin 640 TL.’si ofis sahibine, 160 TL.’sini  devlete ödenmiş oluyor.

 

Kira Çarpanı

Bir gayrimenkul alındığında verilen para, kira geliriyle kaç ay sonra tekrar kazanılıyorsa yani kendini amorti ediyorsa o gayrimenkulün kira çarpanı çıkan sonuçtur.

Gayrimenkule ödediğiniz parayı aylık brüt kira gelirine böldüğünüzde gayrimenkulün aylık kira çarpanını, aylık kira çarpanını da 12’ye böldüğünüzde yıllık kira çarpanını bulursunuz.

Kira çarpanı nasıl hesaplanır?

Kira çarpanını nasıl hesaplayacağımızı örnekle anlatmak gerekirse, 180 bin TL’ye alınan ve 750 TL’ye kiraya verilen bir dairenin aylık kira çarpanı 240 ay, yıllık kira çarpanı 20 yıldır. Bu demek oluyor ki gayrimenkule ödenen para 240 ay sonra kendini amorti edecek.

İdeal kira çarpanı ne olmalıdır?

Yabancı yatırımcılar bir ülkede gayrimenkul satın alırken kira çarpanı hesaplamak için dolar bazlı tahvilleri baz alırlar. Dolar bazlı yıllık tahvilin getirisi yüzde 5 ise, kira çarpanı 100’ün 5’e bölünmesiyle elde edilen 20’dir. Yani 20 yıldır.

Kira çarpanı normal koşullarda yükselme eğilimindedir. İstanbul’daki son 10 yıllık konut fiyatları artış eğilimine bakıldığında, konut kredisine uygun olan konutların fiyatlarındaki yükseliş, krediye uygun olmayan konutlara göre daha yüksektir.

 

Kira Şerhi

Özellikle uzun dönemli kiralamalarda mülk sahibi ile kiracı tarafından hazırlanan kira sözleşmesinin tapu kütüğünün şerhler bölümüne işlenmesine kira şerhi denir. Bu işlem noter tarafından yapılır. Bu şerh ile mülk üçüncü bir kişiye satılsa dahi kiracının tahliyesi şerh edilen kira hakkı süresince istenemez. Evi satın alan yeni ev sahibi bu şerh ile kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır.

Kira sözleşmesi ev sahibi ile kiracının haklarını güvence altına alır. Kira sözleşmesinde yer alan hükümlere uyulmadığında ev sahibinin de kiracının da hakları doğrultusunda dava açılabilir. Kira sözleşmesi esnasında kendini güvenceye almak isteyen kiracı, ev sahibi ile anlaşabilirse kira şerhi de yaptırabiliyor.

Kira Şerhi Nasıl yapılır?

 

 

Kiracı

Kiralama işleminde, gayrimenkul sahibi olmayan; bir bedel karşılığı kiralık malı alan taraf “kiracı” olarak ifade edilmektedir.

Ev sahiplerinin hakları olduğu gibi kiracılarında yasal hakları vardır. Ev sahiplerinin ve kiracıların, kira kontratı yaparken haklarını bilmesi, çıkabilecek sorunları engeller. Kiracı ile ev sahibi arasında önce kira sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmede belirtilen hükümlere her iki tarafında uyması gerekir. Sözleşmede belirlenen hükümlere uyulmadığı takdirde, hem kiracının hem de ev sahibinin sahip olduğu haklar doğrultusunda dava açılabilir. Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında, kiracılıkla ilgili hususlar kiracıyı koruyan nitelikte. Her kiracının ve ev sahibinin, kiracı hakları konusunda bilgi edinmeleri, haklarını bilmeleri ev sahibi ile kiracının ticari ilişkisinin yolunda gitmesi için oldukça önemlidir.

Kiracıların yasal hakları nelerdir?

 

 

Konut Dokunulmazlığı

Hakim kararı olmadan ulusal güvenlik ya da kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan durumlarda, yasaca yetkili kılınan katın buyruğu bulunmadan konuta girilememesi, arama yapılamaması ve buradaki eşyaya el konulamaması durumu olarak ifade ediliyor.

Belli koşulların gerçekleşmesi dışında, kişilere ait konutlara girilmemesi, arama yapılmaması ve buralardaki eşyaya el konulmamasıdır konut dokunulmazlığı.

Kişi özgürlüğüyle ve özel hayatın gizliliğiyle ilgili olan konut dokunulmazlığının, siyasî iktidarlara karşı anayasalarla da güvence altına alınması gerekir.

Konut dokunulmazlığının ihlali, Ceza Kanunu’nda da yer almış ve ağır bir suç olarak değerlendirilmiştir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali yasada aşağıdaki maddelerle açıklanmıştır.

MADDE 116 – (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Evlilik birliğinde aile bireylerinden veya konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir. (Değişik 2. fıkra: 5328 – 31.3.2005 / m.8) (2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikayeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

(3) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Değişik 3. fıkra: 5328 – 31.3.2005 / m.8) (3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.

(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

Konut Kredisi

Gerçek kişilere, yeni ya da kullanılmış konut alımlarının finanse edilmesi amacıyla, satın alınacak konutun ipoteği alınarak veya satış vaadi sözleşmesine bağlı olarak garantörle/iyi niyet mektubu teminatı ile kullandırılan kredilerdir.

2007’de yasalaşan Mortgage Yasası ile tüm konut kredileri mortgage kapsamına alınmıştır. Bu sayede tüketiciler düşük aylık ödemelerle ve yüksek vadelerle, kira öder gibi ev sahibi olabilmektedir. Bu kredilerin vadeleri 20 yıla kadar uzayabilmektedir

Konut kredisi başvuru süreci nasıl işler?

Konut kredisi alabilmek için ilk olarak gerçekleştirebileceğimiz işlem bankaya başvuru yapmak oluyor. Başvurunun kabul edilmesi halinde kredi için resmi süreç başlamış oluyor.

Sürecin başlamasıyla birlikte ekspertiz kredi kullanılmak istenen eve giderek, evin değerini belirliyor. Örneğin; ekspertiz değeri 100 bin TL olan bir evi satın almak için kullanılabilecek maksimum konut kredisi tutarı 75 bin TL’dir. Ekspertizin raporuna göre banka kredi vereceği tutarı belirliyor.

Kimler konut kredisi kullanamaz?

Geliri olan en az 18 en fazla 70 yaşındaki her birey konut kredisi kullanabilir. Konut kredisi kullanamayacak olan kişiler; daha önce kredi borcundan dolayı banka takip kararı çıkmış kişiler, bankalar tarafından yapılan kredibilitesi kötü olan kişiler olarak karşımıza çıkıyor.

Konut kredisinde aylık gelir etkili

Konut kredisi için yapılan başvurularda aylık gelir tutarı hem süreci hem de ödeme planını etkiliyor. Bankalar, ödeme planlarını hazırlarken, başvuruda bulunan kişinin aylık geliriyle ödeyebileceği taksit oranlarını hesaplıyor.

Konut kredisi için gelir beyanı yapmadan bilmeniz gerekenler

Konut kredisi için gelir beyanı yapmadan önce mutlaka bilinmesi gereken 3 önemli konu şöyle:

  1. Aylık geliriniz talep ettiğiniz kredi miktarı için yeterliyse sorun yok. Bununla birlikte bazen aksi durumlar da yaşanabiliyor. Aylık gelirinizin yeterli gelmeme ihtimaline karşı neler yapmalısınız? İlk adım, ev halkının gelirini de hesaba katmak. Bu seçenek tercih edildiğinde, evliyseniz eşinizin, ailenizle yaşıyorsanız anneniz ve babanızın gelirlerini de hesaba katarak gelir beyanında bulunmanız öneriliyor.
  2. Eğer ek gelirleriniz varsa, bu kazancınızı da kredi başvurusunda bildirmeyi unutmayın. Bankalar, yıl içinde ek gelir kazananlar için özel ödeme planları yapabiliyor.
  3. Aylık gelirin resmi olarak belgelenemediği durumlarda, iş yaptığınız ya da çalıştığınız yerden alacağınız maaş yazısını aylık gelir beyanı için kullanabilirsiniz.

 

 

Konut Kredisi Yapılandırması

Ev sahibi olmak için çekilen ev kredisinin ödemelerinde bir takım değişiklikler yaşanabilir. Burada önemli olan nokta; çektiğiniz kredi tutarı, aylık taksit ödemeleri, vade sayısı ve faiz oranlarındaki değişiklerdir. Tabi bu değişikliklerden yararlanma konusunda iyi bir hesaplama yapmak ve bütçenizde yaratacak kâr ve zarar durumunu iyi analiz etmek gerekir.

Eğer ev kredisi faiz oranlarında düşüş varsa bundan faydalanabilmek için yeniden yapılandırmaya gidilebilir. Ancak yeniden yapılandırmada aylık taksitleriniz düşürüldüğünde vade sayısı ve faiz oranı arttırılıyorsa toplamda bankaya ödeyeceğiniz anapara ve faiz, öncekinden daha fazla olabilir. Peki, konut kredisini yeniden yapılandırırken nelere dikkat etmelisiniz?

Yapılandırılan ev kredisinde değişen faizler taksitleri nasıl etkiler?

 

 

Konut Sigortası

Konut sigortası; bina, konut ya da konut içerisindeki eşyaların herhangi bir afet ya da olumsuz bir duruma karşı güvence altına alınmasıdır.

Konut sigortasını yaptırmak DASK gibi zorunlu değildir. Bu sigortayı yaptırmak tamamen ev sahibi ya da kiracının isteğine bağlı.

Konut sigortasını ev sahipleri ya da kiracılar yaptırabiliyor. Kiracılar ağırlıklı olarak evdeki eşyalar için konut kredisi yaptırıyor.

Sigorta şirketleri konut sigortası için farklı teminatlar sunuyor. Bina, konut ya da konut için sigorta yaptırabilirsiniz. Ev sahibiyseniz ev, kiracıysanız eşyalar için sigorta yaptırabilirsiniz. Ayrıca bina sakinleri olarak bina için sigorta yaptırmak da mümkün.

Konut sigortasından en iyi şekilde yararlanabilmek için poliçede size en uygun teminatları seçmelisiniz. Bu sigortada farklı teminatlar bulunmakla birlikte hepsinde ortak olan ana teminat yangındır. Yangın dışındakiler sigortada ek teminat olarak yer alır. Sel/ su baskını, cam kırılması, hırsızlık, su tesisatı, elektrik gibi yardım hizmetleri de ek teminatlar içerisinde yer alıyor. Bunların dışında enflasyondan korunma, deprem, konuta araç çarpması, alternatif ikametgah değişikliği masrafları gibi ek teminatlardan yararlanmak da mümkün.

Sigorta şirketleri konut sigortasında teminatlara göre farklı paketler sunuyor. Ücret ise konutun bulunduğu lokasyon, teminat türü ve sigorta şirketine göre farklılık gösteriyor.

 

Koordineli Çap

Kadastro pafta üzerinde ilgili parselin koordinatlarının bulunduğu belgeye denir

Koordineli Çap ne işe yarar?

Plan Tekliflerinde aranacak belgeler arasında yer alır. 1/1000 ölçekli plan tekliflerinde mutlaka 1/1000 ölçekli koordineli arsa çapı sorulur.

Kot

Türk Dil Kurumu‘na göre kot : “Temel ile zemin arasındaki yükseklik.” demektir.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nce Kotlandırma üç şekilde yapılabilir.

Yoldan kotlandırma: Bu sistemde, binaların cephe aldığı yolun bordür taşı üst seviyesinden itibaren kotlandırma yapılır.  Tretuvar seviyesi röper olarak kabul edilir.

Röper; Arazi üzerinde tespit edilen bir noktanın istenildiğinde kolaylıkla bulunabilmesi ve bu noktanın kaybolması halinde yeniden noktayı tespit edebilmek amacıyla noktanın yakınındaki sabit tesislere olan yatay uzaklıkları ölçülerek bir krokiye bağlanmasıdır.

Tabii Zeminden Kotlandırma: Arazinin meyilli olması durumunda kullanılır.

Köşe başı Parsellerde Kotlandırma: Yolların ayrı genişliklerde olması durumunda kullanılır.

İnşatta Kot Nasıl Alınır?

Parselimizde referans kotlar vardır. Harita mühendisi veya teknikeri, bu referans kotlarını kullanarak imalatlara kot verir. Temel betonu bu kot bilgisiyle dökülür. Şantiyede her imalat düşeyde kotlara yatay düzlemde ise akslara göre yapılır.

Kot Farkı

İmar durumu veya vaziyet planına göre parselin köşe noktaları ile yapılacak binaların köşe noktalarının gösterildiği krokiye deniyor.

Kot farkı, iki nokta arasındaki yükseklik farkı olarak tanımlanıyor. Parselin kot aldığı yol cephesinin köşe kotları arasında (3.50) m. veya daha fazla kot farkı bulunduğu takdirde, binanın oturacağı alan kademelendirilmek ve her kademenin orta noktasına rastlayan bordür taşı üst seviyesi (+-0.00) kabul edilmek suretiyle kot belirleniyor.

Ancak her kademenin kendi hizasındaki en düşük bordür kotundan itibaren yüksekliği en çok (1.75) m. olmak zorundadır.

Binalara kot nasıl verilir?

Henüz tretuvarı bitmemiş ve kırmızı kotu tespit edilmemiş olan yollarda bu tespit işi ilgilisinin müracaatı üzerine yolun profilinin çıkarılıp yola ilişkin kırmızı çizginin geçirilerek onayının yapılması işi ilgili Belediye Başkanlığı’nca 30 gün içinde yapılır.

Kot alınan yola olan mesafesi (6.00) m.’yi aşan ayrık nizam binalarda kot bina ön cephesi tabii zemin ortalamasından alınıyor. Yola göre yüksek olan parsellerde, tabii zemin kotu, o parseller için bordür seviyesinden verilecek kotu (3.00) m’den fazla geçemez.

Kot verilen bitişik nizam yapıların bu yükseklikleri diğer sokakta en çok (20.00) m. devam edebiliyor. 20.00 m.’den sonra kademelendirilerek diğer sokağın şartlarına uyduruluyor. Kademe cephesi hiçbir koşulda 3.00 m’den az olamıyor.

Yol kenarında korunması gereken bir set üzerinde yapılacak ön bahçeli binaya set üstünden kot verilebiliyor. Aksi halde binaya yoldan kot verilerek parsel yol kotunda tesviye edilebiliyor. Setli arazi yoldan en az (l.50) m. yükseklik ile başlayarak yükselen araziye deniyor.

Bir parsele birden fazla bina yapılması halinde her bina müstakil düşünülerek yakın olduğu çevrenin şartlarına göre belediye tarafından kot veriliyor.

Kredi Notu

Kredi notu en basit tanımıyla kişilerin ve işletmelerin bankalarla olan ilişiği ile ilgili bilgilerin sunulduğu detaylı rapordur. Bankalara olan mevcut borç durumunuz, ödeme düzeniniz, önceki borçlanmalarınız, kullandığınız krediler ve buna benzer tüm bilgiler bu raporda yer almaktadır.

Konut kredisi ya da ihtiyaç kredisi gibi kredi başvurusu ya da kredi kartı başvurusu yaptığınızda kredi notunuz incelenerek krediniz onaylanır veya onaylanmaz.

Kredi notunu oluşturan verileri KKB (Kredi Kayıt Bürosu) ve TBB (Türkiye Bankalar Birliği) kayıt altına almaktadır. Herhangi bir bankadan kredi ya da kredi kartı başvurusu yaptığınızda bankalar kredi notunuzu öğrenerek buna göre değerlendirmede bulunur. Kredi notunuz yükselebilir ya da düşebilir ama bankaların kredi kullandırma kriteri farklı olduğundan, kredi notunuz bir bankaya göre düşük bile olsa başka bir banka için yeterli olabilir.

Kredi notu nasıl yükseltilir?

İlk adım kredi ve kredi kartı borçlarını ödemek veya aylık ödemeleri düzenli olarak gerçekleştirmek olmalı. Aynı zamanda kullanmadığı kredi kartı olanların söz konusu kartı işleme kapatmalarında fayda var. Gelecekte konut kredisi ile ev satın almayı planlayanların ise mümkün olduğu kadar kimseye kefil olmaması konusunda tedbirli davranması öneriliyor.

Kroki

Mimari bir terim olan kroki, kelime olarak ölçeksiz plan, taslak anlamındadır. Kroki, bir yerin (bir binanın konumu, bir sokak ya da mahalle vb.) kuş bakışı görünüşünün küçültülerek, ölçüsüz olarak düzlem üzerine çizilmesine, kroki denir.

Kroki nerelerde kullanılır?

 

 

Kuru Mülkiyet

Taşınmazın üzerinde kullanma ve ondan yararlanma hakkı bulunmadan sahip olmak demektir. Mülkiyet; kuru mülkiyet ve intifa hakkı olmak üzere ikiye ayrılır. Kuru mülkiyetin değeri taşınmazın değerinin 1/3’üdür. Kuru mülkiyete çıplak mülkiyet de denir. Kuru mülkiyet sahibi taşınmazı kiraya veremez. İntifa hakkı sahibi kiraya verebilir.

Ancak çıplak mülkiyet sahibi, intifa hakkı sahipliğinin mevcudiyetini koruyarak taşınmazı bir başkasına satabiliyor.

Böyle bir gayrimenkulü alan kişi İntifa hakkı bulunan kişinin mülkiyetini de kabul etmek zorunda oluyor.

Kuru mülkiyet sahibi olan kişinin vefatından sonra, kuru mülkiyet hakkı eşine devredilebiliyor.

 


***L***


Lebiderya

Deniz kenarında sahil hattında veya deniz manzarasının tamamen göründüğü evler için konumu, manzarayı nitelendirmek için kullanılan bir emlakçılık terimidir.

Farsça kökenli bir kelime olup, tam karşılığı “kesintisiz deniz manzarası” olarak ifade edilebilir.

Kesintisiz deniz manzaralı evler nerede?

Lebiderya konutlara İstanbul Boğazı’nda yer alan yalıları, yol kenarında sıralanan ya da yüksek sırtlarda yer alan daireleri örnek olarak gösterebiliriz.

Muhteşem boğaz ya da adalar manzarasının keyfini çıkarmak, 24 saat yaşayan İstanbul siluetini seyretmek böyle yerlerde oturanlar için ayrıcalıklı bir durumdur.

Kiralamak ya da satın almak isteyenlere manzara faktörü eklendiği için, normal piyasa fiyatlarının çok üzerinde rakamlar karşımıza dezavantaj olarak çıkabilir.

İstanbul’un Avrupa Yakası ve Anadolu Yakası’nın Boğaz hattında yol boyunca sıralanmış konutlarda da yoğun trafik ve cadde gürültüsü dezavantaj olarak karşımıza çıkabilir.

 

Loft Daire

Loft kavramı ülkemizde çatı katında düzenlenen daireler için de kullanılıyor. Esasında bir loft bir banının üst katı, bodrum katı ya da tavan arası da olabilir. Yurtdışında endüstriyel kullanım için tasarlanmış eski fabrika veya depo gibi yerlerden dönüşen yaşam alanları anlamını taşıyor. Tek kat üzerinden planlanan loft dairelerin yanı sıra dubleks loftlar da oldukça ilgi görüyor.

Atölye ve yaşam alanı birlikteliğini buluşturan loft daireleri en çok yalnız yaşayanlar, ressamlar, heykeltıraşlar, fotoğraf sanatçıları, tasarımcılar tercih ediyor.

Türkiye’de nerede loft daireler var?

Loft daire denildiğinde Türkiye’de ilk akla gelen şehir İstanbul. İstanbul’da ise Karaköy, Galata, Beyoğlu-Tünel, Maslak, Levent ve Güneşli. Loft tarzında İstanbul’u takip eden iki şehirse Ankara ve Eskişehir.

Loft daireyi tanımak için 5 özellik

 

 

Lüks Konut

Bir konutun lüks özelliğini almasındaki en etkili sebep konutun bulunduğu semt ve konumudur.

Lüks anlayışının içinde kişiye özel zevklerde fark göstermektedir. Dolayısıyla kimine göre tercih deniz manzaralı bir ev, büyük bir teras kimine göre bahçesi olan lüks bir ev şeklindedir.

Lüks konutların ortak özellikleri

 

 


***M***


Maketten Konut Satışı

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinde yeni projeler hayata geçiriliyor. Son dönemde özellikle konut kampanyaları ve konut kredilerinde sunulan avantajlar göz önüne alındığında, pek çok kişi sadece ön ödeme yaparak henüz inşaatı başlamamış konutlardan ev satın alma yoluna gidiyor.

23 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile konut satışı ile ilgili değişikliklere gidildi.

Yeni düzenleme ile birlikte konut alacaklar için hayata geçirilecek düzenlemeler şöyle:

Tüketiciler konut satışında sözleşmeden dönme süresi değişti. Sözleşme tarihinden itibaren 24 aya çıkarıldı.

Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren 24 aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı olduğunun altı çizildi.

Konut sözleşmesinden dönülmesi durumunda, tüketicinin ödeyeceği tazminat miktarları süreye bağlı olarak artırıldı.

Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk 3 ay için sözleşme bedelinin yüzde 2’sine, 3-6 ay arası için yüzde 4’üne, 6-12 ay arası için yüzde 6’sına ve 12-24 ay arası için de yüzde 8’ine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilecek.

Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilecek miktar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç 180 gün içinde tüketiciye geri verilecek.

Maketten ev alacaklar nelere dikkat edilmeli?

Ön ödemeli, yani maketten satışlarla ev sahibi olmadan önce özen gösterilmesi gereken konular listesini gözden geçirmekte fayda var.

1) Ön ödemeli satış yapabilmenin yasal olarak ilk şartı, söz konusu binanın yapı ruhsatının alınmış olması.

2) Yasalar, satışın tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadini içeren anlaşmanın noter tasdikli olmasını şart koşuyor.

3) Tüketici Kanunu, ön ödemeli satışlarda konut adedi 30 ve üzerinde olan projelerde firmaların, bina tamamlama sigortası yaptırması veya banka teminat mektubu, hak ediş sistemi ve bağlı krediyle teminat yollarından birini seçmesini söylüyor. Sözleşme imzalayacağınız firmaya bu belgelerden birine sahip olup olmadığını sormayı ihmal etmemelisiniz.

4) Daire planını dikkatle incelemeli ve özellikle net-metrekare hesabını iyi yapmalısınız. Sigorta primlerini yatıran müteahhidin konutları teslim edememesi durumunda, sigorta şirketi, tüketicinin konut için o tarihe kadar ödediği peşinat ve taksitler dahil tüm bedeli tüketiciye yasal faiziyle birlikte ödüyor.

 

Mantolama

Özellikle kış aylarında, binanın içerisindeki ısıtılmış havayla, dışarıdaki soğuk hava arasındaki sıcaklık farkı devasa olduğundan, bina içindeki ısı,  pencerelerden, çatıdan ve duvarlardan dışarıya kaçar. Kaçan ısı bir türlü ısınamamamıza, dolayısıyla daha çok yakıt tüketmemize sebep olur.  Isınamadıkça kombinin derecesini son seviyeye kadar artırır, ay sonunda da cep yakan bir faturayla karşılaşırız.

Bu noktada mantolama işlemi devreye giriyor. Mantolama bir ısı polisi gibi çalışır ve kaçmaya çalışan ısıyı evin içine hapseder. Isınan havaya “otur oturduğun yerde” dediğinizden, daha az yakıtla daha çok ısınır, %40’a varan enerji tasarrufu yapmış olursunuz. Aynı anda, hem kendi ekonominize, hem devlet ekonomisine, hem de doğaya faydalı olmuş olursunuz

Dış Cephe Mantolama Nasıl Yapılır?

 

 

Mecelle Kanunu

1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kurallarıyla oluşturulan kanundur. Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir. Asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı adliye’dir.

Kanun, 1868- 1878 yılları arasında derlendi. 1870 tarihinde ise Mecelle ile ilgili ilk kitap basıldı. Mecelle, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yarım yüzyılında şer’i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanıldı.

Genelden özele doğru giden bir sistematiği izler. Mecellenin son dört kitabı medeni kanunla ilintili değildir. Bunlarda hukuk yargılaması usullerine yer verilir. Buna karşın Mecelle ’de medeni hukukun en önemli bölümünü oluşturan kişi, aile ve miras hukukunu düzenlenmeyerek bu konuyla ilgili düzenleme İslâm hukukuna bırakılmıştır. Mecelle tüm din ve mezheplerde uygulanmaya çalışıldı. Mecellenin kapsamına girmeyen konularda Müslümanlar için Şer ’iye Mahkemeleri, öteki dinler için de dinsel ve ruhani merciler yetkili kılındı. Mecelle, Osmanlı hukuk düzeninde önemli bir dönüm noktasıdır.

Mecelle Kanunu, 1926 yılında Türk Medeni Kanunu’nun kabulünden sonra kaldırıldı.

 

Menkul

Menkul, taşınabilir özelliğe sahip, ekonomik değer ifade eden ve paraya çevrilmesi ya da parayla ifade edilmesi mümkün olan kıymetli mallara denir. Araba, telefon, televizyon gibi mallar “menkul ” kapsamına girmektedir.

Gayrimenkul mallar nedir?

Gayrimenkul, taşınabilir niteliğe sahip olmayan, ekonomik değer ifade eden ve paraya çevrilmesi ya da parayla ifade edilmesi mümkün olan kıymetli malları ifade ediyor. Bir diğer ifade ile gayrimenkul değerini ve niteliğini yitirmeksizin bir yerden başka bir yere götürülemeyen mallara deniyor. Ev, arsa, arazi, dükkan gibi mallar, “gayrimenkul mallar” kapsamına girmektedir.

 

Merkezi Isıtma

Tek bir merkezden sağlanan ısıtma enerjisinin binalara dağıtılmasını ve bağımsız bölümlerin ısıtılmasını sağlayan sisteme “Merkezi Isıtma” denir. Bu sistemde dairelerde kombi veya soba yoktur. Merkezi ısıtma sistemi ile doğalgaz veya kömür ile kazan vasıtasıyla açığa çıkarılan ısının boru ve petekler aracılığıyla binaya dağıtılması söz konusudur.

Merkezi ısıtma sisteminin avantajları nedir?

 

 

Mernis

Mernis Projesi tüm Ahvali Şahsiye bilgilerini elektronik ortama aktaran ve Ahval-i Şahsiye bilgilerinde meydana gelen her tür değişikliğin ülkenin her tarafına dağılmış 957 merkezden anlık güncellenmesini ve bir ağ üzerinden güvenle paylaşımını sağlayan bir projedir. Proje dünyada ilk e-devlet projelerinden olup ülkemizdeki ve Avrupa’daki tüm projelere de ilham olmuştur.

Proje ile bilgilerin güvenli paylaşımı, bilgilerin hızlı güncellenmesi ve vatandaşa verilen hizmetteki hızın ve verimin de artması amaçlanmıştır. Proje kapsamında ülkemizde kurumların vatandaşlarımız için kullandığı farklı numaralar da tekleştirilmiş ve vatandaşlarımızın her kurumda kullandıkları farklı numara ve işaretler de sona erdirilmiştir.

Proje güvenilir bilgi desteği ile devletin iş ve işlemlerinde hızın artmasını sağladığı gibi uyguladıkları elektronik devlet projelerinin de giriş anahtarı olmuştur. Bu kapsamda projenin devamı niteliğinde olan Kimlik Paylaşım Sistemi Projesi ile birlikte de bilgileri kurumların kullanımına açarak güvenilir, hızlı, verimli bir hizmetin yanı sıra kırtasiyeciliğin önlenmesi de sağlanmıştır. Bu kapsamda Mernis Projesinin genel anlamıyla sağladığı hizmetler şunlardır;

Nüfus kayıtlarının bilgisayar ortamına aktarılarak ilçe nüfus veri tabanlarının oluşturulması ve hizmetin modernizasyonu sağlamak.

Nüfus hizmetlerinin ilçelerde bilişim teknolojileri kullanılarak verilmesini; ilçe nüfus veri tabanlarını Merkezde bütünleştirilerek Merkezi Nüfus Veri Tabanını kurulmasını gerçekleştirmek.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına birer kimlik numarası verilmesini sağlamak.

Kimlik numaraları aracılığıyla, kamu ve özel kesim bilişim projeleri arası kişi bilgileri alışverişinin, kişilerin biricik tanımlandığı bir alt yapı üzerinde çevrim-içi (on-line) yürütülmesini sağlamak.

Nüfus istatistiklerinin bilişim teknolojileri ile daha sağlıklı elde edilmesini sağlamak.

Kimlik bilgilerini kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kurumlarla paylaşarak hizmet akışını hızlandırmak, güvenilir hale getirmek ve vatandaşlarımızın hizmetlerini kolay, hızlı ve güvenilir olarak almasını sağlamak,

Bürokrasiyi azaltıcı, devletle vatandaşı yakınlaştırıcı bir hizmet güvenliği sağlamak.

 

Mesire Alanı

Mesire Yerleri Yönetmeliği kapsamında mesire yeri; toplumun çeşitli dinlenme, eğlenme ve spor ihtiyaçlarını karşılamak, yurdun güzelliğine katkı sağlamak ve turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla, gerekli yapı, tesis ve donatılarla kullanıma ayrılan, halkın günübirlik veya geceleme ihtiyaçlarını karşılayan, rekreasyonel ve estetik kaynak değerlerine sahip orman rejimine tabi sahaları olarak tanımlanıyor.

5 Mart 2013’te Resmi Gazete yayımlanan Mesire Yerleri Yönetmeliği kapsamında yer alan hükümlere göre mesire yerleri, A tipi mesire yeri, B tipi mesire yeri, C tipi mesire yeri olmak üzere çeşitlere ayrılıyor.

A tipi mesire yeri; Toplumun  çeşitli dinlenme, eğlenme ve spor ihtiyaçlarını karşılamak, yurdun güzelliğine katkı sağlamak ve turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip, günübirlik kullanım imkânı yanında gecelemeye de imkân sağlayan, çadır, karavan, motor-karavan ve kır evi, kır lokantası, kır kahvesi gibi çok katlı olmayan, doğa ile uyumlu yapı ve tesisler ile yöresel ürünler sergi ve satış yeri, piknik üniteleri, kameriye ile diğer rekreasyonel yapı ve tesisleri ihtiva eden mesire yerleri olarak adlandırılıyor.

B tipi mesire yeri; Toplumun çeşitli dinlenme, eğlenme ve spor ihtiyaçlarını karşılamak, yurdun güzelliğine katkı sağlamak ve turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla yerleşim merkezlerinin çevresinde veya rekreasyonel kaynak değerlerine ve yüksek ziyaretçi potansiyeline sahip, sadece günübirlik kullanım imkânı sağlayan kır lokantası, kır kahvesi, yöresel ürünler sergi ve satış yeri, piknik üniteleri, kameriye gibi diğer rekreasyonel yapı ve tesisleri ihtiva eden mesire yerlerine B tipi mesire yeri deniyor.

C tipi mesire yeri; toplumun çeşitli dinlenme, eğlenme ve spor ihtiyaçlarını karşılamak, yurdun güzelliğine katkı sağlamak ve turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla kaynak değeri ve ziyaretçi potansiyeli orta ve düşük yoğunlukta olan, günübirlik mahalli ihtiyaçları karşılamak maksadıyla, piknik üniteleri, yöresel ürünler sergi ve satış yeri, kameriye ve diğer rekreasyonel yapı ve tesisleri ihtiva eden mesire yerleri olarak tanımlanıyor

 

Metropoliten Aktivite Alanları

İmar planlarında belirlenmiş, konut, her türlü ticaret, depolama, büro, iş hanı, eğlence yerleri, yönetim binaları, kamu kuruluşları, otel, motel gibi kullanımların yer aldığı bölgelerdir. Bu bölgelerde zemin katlarda konut yapılamaz.

Ayrıca, bu bölgelerde yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra yeni inşa edilecek yapılarda, konut ve konut dışı kullanım girişlerinin ayrı olarak tertip edilmesi gerekir. Bu bölgelerde servis istasyonları; yol geçiş izin belgesi alınması, sağlık koruma bantlarının sağlanması ve diğer fonksiyonlardan ayrılması halinde yapılabilir.

Örneğin, İstanbul’un metropoliten alanları arasında Kadıköy, Üsküdar, Bakırköy, Maltepe, Kartal, Avcılar, Küçükçekmece, Büyükçekmece yer almaktadır.

Bölgenin arazi durumu, altyapı ve üst yapı sorunları metropoliten alan gelişimini etkilemektedir. Eğer bir ilçenin, altyapı sorunu yok, uygun arazileri mevcutsa nüfus orada yoğunlaşır ve kentleşme hızla başlar. Bu da o semtin, metropoliten alan olma yolunda olduğunu gösterir. Yatırımlar yapılır, iş kolları genişler gibi.

Mevzi İmar Planı

Mevzi imar planı, mevzuatta şu şekilde tanımlanıyor; “Mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ve sınırlarının ilgili idarece belirlenmesi halinde, yönetmeliğin plan yapım kurallarına uyulmak üzere yapımı mümkün olan, yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarını kendi bünyesinde sağlayan, raporuyla bir bütün olan imar planıdır.”

Mevzi imar planı için gerekli belgeler nelerdir?

 

Mirasın İntikali

Miras Hukuku’na göre “mirasın intikali”, bir kimsenin vefat etmesi halinde menkul ve gayrimenkullerinin yasal mirasçılarına kalmasıdır. Vefatı gerçekleşen kişinin tapu sicilinde kayıtlı olması koşuluyla, miras hakkı için mahkemelerden alınan veraset senedinde mirasçıların isimleri belirtilmekle birlikte, Medeni Kanun çerçevesinde de söz konusu mirasçılar için tescil işlemine “mirasın intikali” deniyor.

Miras intikal işlemi ile ilgili önemli konular

Mirasın intikali iki şekilde gerçekleşebiliyor: Elbirliği halinde intikal veya paylı mülkiyet şeklinde intikal. Mirasın intikal işlemi için tüm mirasçıların başvurusu gerekmiyor. Tek bir mirasçının da istemde bulunması yeterli oluyor. Mirasçıların kendilerine miras kaldığını belirttikleri gayrimenkul ile ilgili işlem yaptırabilmeleri için öncelikle mirasçı olduklarını kanıtlamaları gerekiyor. Bu amaçla, mahkemeye başvurarak “mirasçılık belgesi” alınabiliyor.

Mirasın intikali için gerekli belgeler

 

Miri Arazi

Devlete ait olan arazilere “Miri arazi” denir. Şimdiki adıyla hazine arazileri de diyebiliriz. Bu arazilerin mülkiyeti devlete aitken, intifa hakkı başkalarına ihale edilmiş olabilir. Bunlar devletin olmakla beraber, ekip-biçmek ve boş bırakılmamak şartıyla yine eski sahipleri üzerinde bırakılıyordu.

Kendilerine arazi verilenler, şartlara uyarak, o toprağı ekip biçerler ve öldükleri zaman bu yerler vergisini vermek suretiyle çocuklarına kalırdı. Ancak bu topraklar onu işleyenlerin özel mülkü olmadığı için alınıp-satılamaz, vakıf yapılamaz ve hibe edilemezdi.

Miri arazi çeşitleri nelerdir?

1- Vakıf arazi: Bu arazilerin gelirleri cami, hastane, kervansaray, medrese gibi alanların yapımı, idaresi ve bakımı için ayrılıyordu. Vakıf topraklarının gelirlerinden vergi alınmıyordu.

2- Ocaklık arazi: Kale muhafızlarına ve tersane giderleri için kullanılan sınır boylarındaki topraklardır.

3- Yurtluk arazi: Sınırların korunması için sınır boylarındaki arazilerdir.

4- Mukataa: Bu arazilerin gelirleri direk hazineye kalıyordu. Bu topraklar mültezim denilen kişiler tarafından alınır ve araziler karşılığında alınan peşin bedel ise hazineye eklenirdi ve bu sisteme de “İltizam sistemi” adı verilirdi.

5- Dirlik arazi: Bu arazilerin gelirleri ile devlet memurlarının ve askerlerinin maaşları karşılanıyordu. Dirlik araziler kendi aralarında üç gruba ayrılıyordu;

 

Muhdesat

Tapusu başka bir şahısta olan arsanın üzerinde inşa edilen binalara veya ağaçlara “Muhdesat” denir. Muhdesatın terkini ise yapı veya ağaç sahibi yararına konulan kayıt, hakkın yıkılmak veya yanmak gibi sebeplerle sona ermesi halinde ya da hak sahibinin arazi üzerindeki hakkından vazgeçmesi sonucu yapılıyor.

Arsa üzerindeki yapı veya ağaçların hakkına sahip olan kişiye ise muhdesat sahibi denilir. Bu kişinin söz konusu yapı ve ağaçlar üzerinde hakkı bulunmaktadır. Muhdesatın gösterildiği yer ise tapu kütüğünün beyanlar hanesidir. Arazi üzerinde başkasına ait olan yapı veya ağaçların bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Muhdesat bedeli olarak tanımlanan bu durum gerçekleştirilmediği takdirde, eski hak sahiplerinin dava açma hakkı bulunuyor.

 

Muhdesat Aidiyetinin Tespiti

Muhdesat sözlük anlamıyla; herhangi bir arazi üzerinde başkasına ait olan yapı ve ağacı ifade ediyor.

Belirttiğimiz üzere Muhdesat, eski hak sahiplerinin yapı ve ağaçlarına karşılık geliyor. Araziniz üzerinde başkasına ait olan yapı veya ağaçların bedelinin ödenmesi gerekiyor. ‘Muhdesat bedeli’ olarak tanımlanan bu durum gerçekleştirilmediği takdirde, eski hak sahiplerinin size dava açması kaçınılmaz oluyor.

Arsanız üzerindeki yapı veya ağaçların hakkına sahip olan kişiye ise Muhdesat sahibi deniyor ki bu kişinin söz konusu yapı ve ağaçlar üzerinde hakkı bulunuyor. Muhdesatın gösterildiği yer de, tapu kütüğünün beyanlar hanesi.

Muhdesat aidiyetinin tespiti davasında ise, arazi üzerindeki yapı kaçak olsa dahi dava reddedilmiyor. Davacının davaya konu muhdesatın tek başına kendi adına ve hesabına meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerekiyor.

 

Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma)

Miras bırakacak kişinin mirasından faydalanacak olan varislerini dışlayarak mirasını dağıtması işidir. Bunu fark eden diğer mirasçılar da muris muvazaası davası açarlar. Özellikle kız çocuklarının mirastan pay almaması için sıkça yapılan muvazaa işlemleri hukuki açıdan bir şey ifade etmemektedir. İlgili dava açıldığı takdirde mirasçılar hakları olan miras paylarına kavuşabilmektedir.

Miras bırakan kişiler yaşlanmaları ile beraber bazı mirasçılarından mal kaçırma amacı ile taşınmazlarını diğer mirasçılarına devir etmektedir. Bazı mirasçılarını hukuk dışı bir işlemle mirasından mahrum bırakmayı amaçlamaktadır. Çoğu kez bedel ödenmeyip bağışlanan taşınmaz aslında satılmış gibi gösterilmekte, zaman zaman da tapudaki satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında ciddi boyutlar fark olacak şekilde satış gerçekleştirilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan, hakkı çiğnenen, bütün mirasçılar tarafından dava açılabilir.

Kimler muris muvazaası(Mirastan mal kaçırma) davası açamaz?

Hukuki bir yararı olmayan kimse, reddi miras halinde mirası reddeden kişiler, miras hakkından feragat sözleşmesi ile vazgeçmiş bulunan kişiler ve miras bırakan tarafından mirastan çıkartılan kişiler muris muvazaasına dayalı olarak herhangi bir dava açamamaktadır.

 

Muvafakatname

Muvafakatname, gerekli durumlarda ilgili merciler tarafından vatandaştan istenen bir izin belgesi olarak tanımlanıyor. Muvafakatname sözcüğü sözlükte ”Herhangi bir konuda izin alınması gerekilen kişiden izin verildiğine dair üzerinde gereken bilgilerin yazılı olarak bulunduğu belge” olarak geçiyor.

Muvafakatname, başka bir tanımla; Bireyin, şahsı dışında başka bir özel veya tüzel kişiyi, üzerindeki haklar ve izinler kapsamında yetkilendirilmesini sağlayan ve söz konusu şahsın özel bir kabul, yetki ya da izin belgesini ifade etmektedir.

Muvafakatname Nerelerde İstenilmektedir?

 

Muvazaalı Satış

Muvazaa, gerçek ismi ve niteliği saklanarak, başka bir isim altında üçüncü kişileri aldatmak için göstermelik olarak yapılan işlem olarak karşımıza çıkıyor.

Muvazaalı satış örneklerinden en bilineni: Borçlu bir kimsenin sahip olduğu evin borcundan dolayı satılmaması için, para ödemesi söz konusu olmamakla birlikte evi tapuda bir başka kimseye satmış gibi göstermesidir.

Muvazaa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek 608 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 19-

Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.”

Yargıtay’ın 16.06.2010 tarih ve E. 2010/1-275; K. 2010/327 sayılı kararı kapsamında; muvazaalı sözleşmenin hükümsüz olduğu görüşü yer alıyor.

Muvazaalı satış iptali nasıl yapılır?

Bir kimsenin; mirasını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği, tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklanmış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 18. Maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşullarından yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanunun 507 ve 603. Maddelerinin sağladığı haklara etkili olmaz. Dava için muvazaalı satışın iptali davası dilekçesi ile başvuru yapılır.

 

Mücavir Alan

Mücavir alan, belediye sınırları dışında olan ancak şehrin gelişmesi bakımından gerekli görüldüğünde kullanılabilecek olan, belediye sınırlarına komşu olup, belediye sorumluluğu altında olan alan şeklinde tanımlanabilir.

Mücavir alanının idaresi, mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında ise valiliktir. Belediye ya da il, ilçe ve köy sınırları birer idari sınırdırlar. Mücavir alan idari sınır değildir. Örneğin, bir alanda belediye kurulup, belediyenin seçilmiş organlarının iş başına gelmesi bu alan içindeki köylerin idari varlığı ve tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açar. Oysa bir köyün mücavir alan sınırlarına alınması, köyün idari ve tüzel kişiliğinin sona ermesi anlamına gelmez.

Belediyelerin mücavir alana götürmeleri gereken zorunlu imar hizmetleri bulunmaktadır. Ancak belediyeler; mücavir alanlarına, harç ve vergileri alabilmeleri için Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği uyarınca yol ve içme suyu götürmekle yükümlüdürler. Belediyeler ayrıca çöp toplama, ilaçlama, toplu taşıma, altyapı ve koordinasyon konularında da hizmet götürmek üzere meclis kararları alabilirler.

 

Müfrez Tarla

Tapu kayıtlarında taşınmazın türü ve büyüklüğü gibi bilgilere yer almaktadır. Tapu üzerine arsa, arazi yazılarak taşınmazın cinsi belirtilmiş oluyor. Kimi tapuların üzerinde “müfrez” tarla yazmaktadır.

Müfrez parça tanım olarak, İfraz sonucu oluşan parçadır. Farklı bir tanım ile; tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın bölünmesi sonucu oluşan, bütününden ayrılmış parça anlamına gelir.

 

Müstakil

Bir apartman dairesi olmayan, alt ve üst katlarında komşu olmayan, genellikle mülkiyetinin bir kişiye ait olduğu, içinde bir kişinin veya en fazla bir ailenin yaşadığı bir ya da birkaç katlı evdir. Müstakil evin ferahlığını; her ne kadar geniş olsa da bir apartman dairesi veremez.

Müstakil evde yaşamanın avantajları nelerdir?

Müstakil evde yaşamanın dezavantajları nelerdir?

 

 

Müstakil Tapu

Müstakil tapu, tek bir kişinin bir gayrimenkul üzerindeki sahiplik durumunu gösteren belgedir. Müstakil tapu, bir tek kişiye ait olan ve sınırları, yeri kadastro paftalarında belirtilen ortakları olmayan tapudur.

Tapuda yapılan işlemler sonucu tapu daireleri, taşınmaza sahip olan kişiye mühürlü ve imzalı tapu senedi vermektedir. Tapu senedi sadece taşınmazın sahibine veriliyor. Taşınmaz üzerinde mülkiyet dışında başkaca hak sahibi olan kişilere tapu senedi verilmiyor. Örneğin irtifak hakkı sahibine, kiracıya ya da ipotek alacaklısına tapu senedi verilmez.

Taşınmaza birden çok kişi hisseli bir şekilde sahipse, tüm hissedarları gösterir şekilde tek bir tapu senedi verilebileceği gibi hissedarlar talep ederse her birine ayrı ayrı da tapu senedi verilebiliyor.

 

Mütemmim Cüz

Ayrılmaz, bütünleyici, tamamlayıcı parça anlamına gelen mütemmim cüz hukuki bir terim olmakla birlikte günümüzde halk arasında da sıkça kullanılmaktadır. Örnekle anlatmak gerekirse müstakil bir ev için evin çatısı, bir otomobil için motoru mütemmim cüzdür.

Mütemmim cüz emlak sektöründe de önem kazanan kavramlardan biridir. Şöyle ki, bir gayrimenkule rehin konması halinde ek bir açıklamaya gerek olmaksızın aynı zamanda bu gayrimenkulün mütemmim cüzleri üzerine de rehin konmuş sayılmaktadır. Mütemmim cüz gayrimenkullerin değerlerinin belirlenebilmesi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Binanın inşaatının başlamasıyla birlikte çatı, yangın merdiveni, kolonlar, jeneratör, kazan dairesi gibi olmazsa olmazlar bütünleyici parçalardır.

Planda yer alan fakat konutlarda bulunmayan bir parçanın gerekli görülmesi halinde en kısa sürede tespit edilmesi ve konut projesine dahil edilmesi gerekir. Konutun değerini ortaya çıkartan özelliklerde hiçbir zaman azalma söz konusu olmayacak ve ev sahibi olmak isteyen kişilerin bu özelliklerden yararlanabilmesi sağlanacaktır.

 

Müştemilat

Eklenti anlamını taşıyan müştemilat, ana binaya yapılan ayrı bir işlevi bulunan bölüm, yapı veya eklentiler için kullanılır. Örneğin, evden ayrı inşa edilen depo, ardiye, kömürlük, avlu, ahır, bahçe, balkon, taraça gibi yerler müştemilat olarak nitelendirilir.

Müştemilat yani eklenti, konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir şeklinde de tanımlanabilir. Müştemilatı kullanma hakkı, ilgili konut sahiplerinin hakkıdır.

Müştemilat, hangi yönetmelikte nasıl anılır?

Konu ile ilgili hususlar, müştemilat ne demektir sorusunun yanıtı ve ayrıntıları Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nde ele alınmıştır;

Madde 4

  1. Yapının parsele oturacak bölümün yatay izdüşümünde kaplayacağı azami alandır. Bahçede yapılan eklentiler (müştemilat) taban alanı içinde sayılır.”

Madde 33

  1. Binaların odunluk, kömürlük, kalorifer dairesi gibi müştemilat kısımları bodrum katlarda tertiplenir. Ancak zeminde su çıkması veya sert kaya olması halinde Belediyeden alınacak izin ile bu türlü müştemilat; arka bahçelerde, yoldan görünmemek ve çatının en yüksek noktası tabii zeminden itibaren (2.50) m. den yüksek olmamak, esas binaya (3.00) m. den fazla yaklaşmamak şartı ile yapılabilir.”

Madde 51

“Köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında bir parselde köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak tarımsal ve hayvancılık amaçlı yapıların ve konut yapılarının müştemilat dahil taban alanı kat sayısı %40 ı geçemez.”

Madde 57

“Köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile müştemilat binaları yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi değildir. Ancak, yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair valilik görüşü alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu izne uygun olarak yapının yapılması şarttır.”

 

Müşterek Mülkiyet

Birden çok kimsenin bir taşınmaz mala hisseli olarak sahip olmalarına müşterek mülkiyet denir. Müşterek mülkiyette, tapu kütüğünde her bir hissedarın hissesi isminin karşısında 1/3, 2/5 gibi gösterilir.

Müşterek mülkiyet ya kanundan ya da hukuki işlemlerden doğmaktadır. Yani ya bir malın birden fazla kişiye bağışlanması ve vasiyet edilmesinden ya da mirasçıların kalan miras için iştirak halinde sözleşme yapmasından doğuyor.

Müşterek mülkiyete konu olan malların yönetimine, gelir ve giderlerine paydaşlar, payları oranında katılırlar. Paydaşların payı sözleşme ile belirli değilse birbirine eşit sayılıyor. Paydaşlardan her biri, kendi payı üzerinde tasarrufta bulunabiliyor, payını satabiliyor, bağışlayabiliyor, rehin edebiliyor ve satış vaadinde bulunabiliyor. Ancak payın bir üçüncü kişiye satışı halinde diğer paydaşların öncelikle alım hakkı bulunuyor.

Müşterek mülkiyet, paydaşlardan biri veya birkaçı için rızai temlik, cebri icra yoluyla satış ve terk (Payından Feragat) ile; bütün paydaşlar için ise müşterek malın yok olması ,devri , kamulaştırılması, cebri icra ile satışı, rızai veya mahkeme kararı ile taksimi suretiyle sona eriyor.

 

Müşterek Tapu

Müşterek mülkiyet ile sahip olan paydaşların sahip olduğu tapuya müşterek tapu deniyor.

Müşterek mülkiyette kişiler söz konusu olan mülke belirli paylar ile sahip oluyor.

Gayrimenkule müşterek mülkiyet ile sahip olunması durumunda; tüm hissedarları gösterir şekilde tek bir tapu senedi verilebileceği gibi hissedarlar talep ederse her birine ayrı ayrı da tapu senedi verilebiliyor.

Medeni Kanunun 659. maddesine göre, payın devri halinde, diğer paydaşların ön alım hakkı vardır.  Müşterek mülkiyet, söz konusu mülkün bölünmesi veya satılması durumunda sona erer.

Müşterek tapu nasıl ayrılır?

Müşterek tapu ayırma işlemi serbest harita mühendisleri tarafından yapılmaktadır. Ayırma işlemi yapılacak taşınmaza ait çap ve aplikasyon krokisi Kadastro Müdürlüğünce düzenlenerek ilgilisine verilir.

Taşınmazın bulunduğu yere göre Belediye Encümen veya İl İdare Kurulu kararı alındıktan sonra ayırma işlemi serbest harita mühendisi tarafından yapılır. Ve taşınmazın köşe noktaları zemine uygulanır. Kadastro Müdürlüğünce yapılan büro ve arazi kontrolünden sonra düzenlenen belgeler tescil için Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilir.

 


***N***


Nazım İmar Planı

Nazım imar planı, bölge ve çevre düzeni planı kararlarına uygun olarak halihazır ve kadastral haritalar üzerinde; nüfus yoğunluklarına, bölgenin gelişme yönünü belirleyen ulaşım sistemine ve problemlerinin çözümüne yönelik gelişmeleri gösteren bununla birlikte uygulama imar planlarına esas olması için hazırlanan planlardır.

Diğer bir deyişle; bir şehirsel yerleşmenin genellikle 20 yıllık süre içinde yerleşme prensiplerini ve gelişmesinin niteliğini ve niceliğini kesin olarak belirtmeden ana hatlarıyla veren (alan, yoğunluk, kullanma şekli, ana ulaşım ağı gibi) uygulama planı için ön şart ve kılavuz olan plana nazım imar planı deniyor.

Nazım imar planı ile birlikte bilinmesi gereken bir diğer bilgi de imar durumu bilgisidir. İmar durumu bilgisi kendi içerisinde 3 bölüme ayrılmaktadır. Bunlar şifai imar durumu, yazılı imar durumu ve çizili imar durumudur.

 

Net Kira

Ev kiralarında net-brüt ayrımı yoktur. Kira sözleşmesinde yazılı olan rakam ödenmesi gereken kiradır.

Net-brüt ayrımı işyerlerinde vardır. Bir gayrimenkul mesken olarak kiralandı ise kira sözleşmesindeki kira bedeli kesintisiz olarak kiralayana ödenir. Bir gayrimenkul işyeri olarak kiralandı ise net-brüt ayrımı vardır ve dikkat edilecek husus şudur: Kira sözleşmesinde doğrudan doğruya kira bedeli yazılı ise bu brüt kira bedelidir. Kira ödenirken bunun yüzde 20’si kesilir, geri kalan yüzde 80 kiralayana ödenir, kesilen tutar yani stopaj maliyeye ödenir.

Ancak kira sözleşmesinde kira bedeli nettir diye bir kayıt var ise bu halde o net kiranın brütünün hesaplanması ve çıkan rakam üzerinden stopaj ödenmesi gerekir, bu halde kira sözleşmesinde yazan rakam aynen kiralayana ödenecek rakamdır.

Kira sözleşmesinde net kiranın yazılı olması halinde bu rakamın yüzde 20’si stopaj değildir. Önce brütüne ulaşmak gerekir. Bunun için de net rakamı önce 80’e böleceksiniz sonra yüzle çarpacaksınız. Çıkan rakam brüt kiradır. Stopaj bu rakam üzerinden hesaplanacaktır. Dikkat edin zaten stopajı bulduktan ve brüt kiradan çıktıktan sonra elinizde net kira rakamı kalacaktır

 

Nizam

Nizam kelime anlamı olarak düzen, sıra, tertip anlamına gelir. Yan yana sıralanmış arada hiç boşluk olmayan yapılar nizam olarak tanımlanır.

Kaç çeşit nizam vardır?

Mimari olarak üç tip nizam türü vardır.

Bitişik nizam

Bir veya birden fazla komşu parsel üzerindeki yapılara bitişik nizam denilmektedir. Bitişik nizamda en az bir cephe birbirine yaslı şekilde yapılmıştır. Bitişik nizam yapılarda arka bahçe çıkışı ortak alandan sağlanır. Bitişik nizamda ön bahçe ve yol kenarına denk gelen bahçe mesafeleri en az 5 metre olarak bırakılmalıdır. Yan bahçe mesafesi ise 3 metreden aşağı gerçekleşemez. Arka bahçe mesafesi kat sayısına bağlı olarak değişmekle birlikte minimum 2 metre olacak şekilde ayarlanmalıdır.

Ayrık nizam

İmar izninde ayrık nizam yapılacaksa inşaatı arsanın yola bakan cephelerinden 5 metre, arazinize komşu parsellerden ise en az 3 metre gibi ara bırakarak gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Belediyelerin kendi planlarına göre bu uzaklıklar değişmekle birlikte ayrık nizam da hiçbir cephede komşu parselle bitişik yapı olmasına izin verilmez.

Blok nizam

Blok nizam cephe uzunluğu, yüksekliği, derinliği belirli olan tek bir yapı kütlesinin bir parsel ile ayrılması suretiyle birden fazla parsel üzerine oturtulduğu bahçeli yapı tipidir.

 


***O***


Orman Kadastrosu

Orman kadastrosu; gerçek kişilere ait ya da tüzel kişilere ait olan, özel alan sayılan ormanlar ile orman dışarısında kalan bölgelerin genel ve net bir şekilde sınırlarını belirleyen, bunun yanında imar işlemleri için gerekli şartları da açıkça belirten bir kadastrodur.

Orman Kadastro Komisyonunun görevleri nelerdir?

Orman Kadastro Komisyonu, Genel Müdürlük tarafından atanacak başkan, ormancı üye, ziraatçı üye ile mahalli ziraat odalarınca bildirilecek temsilci üye ve belde/mahalle/köy temsilci üyesi olmak üzere beş kişiden meydana geliyor.  Ayrıca Genel Müdürlükçe Komisyonların emrine yeteri kadar teknik eleman ve memur görevlendiriliyor

2B Orman Kadastrosu nedir?

Kamuoyunda 2B olarak bilinen kısaltma, 6831 sayılı kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının B bendidir. Kanuna göre orman vasfını kaybetmiş “tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi tarım arazileri ya da otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında fayda olduğu belirlenen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının topluca bulunduğu yerleşim birimleri” orman sınırları dışına çıkartılır.

Orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılması planlanan yerlerin listesi yerel kadastro müdürlükleri ile yapılacak çalışmalar sonucunda belirlenerek Genel Müdürlüğe bildirilir. İl ve ilçelerde çalışmalara başlanmadan en az 1 ay, mahalle ve köylerde en az 2 hafta öncesinde komisyon işlemleri halka ilan edilir. İlan ile komisyonun çalışma yapacağı alanlarda bulunan gayrimenkul sahiplerinin ya da vekillerinin sınırlama esnasında hazır bulunmaları, aksi durumda uygulamalara yokluk hali gözetilerek devam edileceği açıklanır. Hazırda bulunan malikler, gayrimenkullerin sınırını gösteren belgeleri ibraz ederek gelen deftere kaydı yapılır.

Ortak Alan

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre ana gayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanılan alanlara ortak kullanım alanı deniyor

Kat mülkiyetine konu olan binaların bağımsız bölümleri ve eklentileri dışında kalıp, binaların giriş holleri, ışıklıklar, hava bacaları, saçaklar, sahanlıklar, çamaşırhane, tesisat kat, mahal ve odaları, açık ve kapalı merdivenler, yangın merdivenleri, asansörler, kalorifer dairesi, yakıt deposu, kapıcı dairesi ve kaloriferci dairesi, sığınak ve otopark gibi ortak kullanıma açık alanlardır.

Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri, Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merpenleri.

 

Ortak Yerler

Taşınmazlarda bağımsız bölümlerin harici olarak kat maliklerinin kullanımına ayrılan alanlara ortak kullanım alanı denilmektedir.

Ortak kullanım alanları nasıl kullanılır?

Kat Mülkiyeti Kanunu’nda ortak kullanım alanları ve tasarrufu ile ilgili hükümlere yer veriliyor. Taşınmazlar üzerinde bağımsız bölümlerin harici olarak tüm maliklerin kullanımına ayrılan ortak kullanım alanları kat malikleri tarafından kendisine düşen borçları ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle kullanılabiliyor. Aksi durumlarda yukarı da belirttiğimiz gibi ortak alanın devri istenebiliyor.

 

Otomasyon

Belirli iş alanlarında iş verimliliğini arttırmak için insan gücüyle makine gücü arasında paylaşım yaptırılmasına otomasyon denir. İnsan gücünün fazla şekilde kullanılması sistemine “yarı otomasyon” , makine gücünün fazla kullanıldığı sisteme de  “tam otomasyon” denilmektedir. Makineleşme süreci ile birlikte üretimde hızlı ilerleme ve süreklilik elde edilmiştir.

Otomasyonun avantajları nelerdir?

Kalitede yadsınamayacak derece artış, zamanı daha avantajlı kullanım, iş kazalarında azalma, kalitede artış, kontrol edilebilirlik, maliyetlerde düşüş ve hız unsuru ile rakip firmalar üzerinde avantaj sağlamaktadır.

Otomasyonun dezavantajları nelerdir?

İlk kurulum aşamasında maliyetlerin yüksek olması en göze çarpan dezavantajdır. Yatırım ve montaj maliyetini oldukça yükseltir. İş istihdamının düşmesi açısından işçiler için stresli bir durumdur. Bu sebeple işletmenin, avantaj /dezavantajları göz önüne alarak, otomasyon sistemine ihtiyacı olup olmadığıyla ilgili analiz yaptırması  ve hangi sistemin faydalı olacağına karar vermesi daha sağlıklı olur.

 

Oturma Hakkı

Medeni Kanunu’nun 823. maddesine göre oturma hakkı, bir binadan veya onun bir bölümünden konut olarak yararlanma, oturma yetkisine denir. Oturma hakkının en önemli kuralı bir kişiye bağlı bir haktır başkasına devredilemez ve mirasçılara geçmez. Söz konusu mesken, hak sahibinin rızası olmadıkça kiraya verilemez.

Süresinin dolması veya hak sahibinin ölmesi ile sona erer. Oturma hakkı resmi senet ile oluşturulur. Bu senet Tapu Sicil Müdürlüğü’nde düzenlenir.

Oturma hakkı başvuru işlemi için gereken belgeler nelerdir?

 

Oturma Ruhsatı

Oturma ruhsatı, inşaat çalışmaları biten ruhsatlı bir projenin,  inşaat çalışmaları bittikten sonra, söz konusu yapıda oturumun başlaması için binaya alınması gereken bir belgedir.

Oturma ruhsatı bağlı olunan belediyeden alınır. Belediyelerin İmar Müdürlüğü Yapı Kullanma İzni birimlerine yapılan müracaattan sonra incelemeler bu birim tarafından yapılır.

Yapının ruhsatına uygun olarak zamanında inşa edilmiş olması halinde yapıya oturma ruhsatı verilir.

Oturma ruhsatı başvurularında istenen belgeler aşağıda sıralanıyor:

İskan belgesinin alınacağı yapı eğer asansörlü ise ekstra istenen belgeler şu şekilde:

Oturma ruhsatı olmayan dairelerde oturuma yasal olarak izin verilmiyor. Ayrıca oturma izin belgesi olmayan daire kullanıcılarını ciddi yaptırımlar bekliyor. Ayrıca bu dairelerin elektrik, su ve doğalgaz gibi aboneliklerin faturaları da yüksek fiyat tarifesinden hesaplanıyor.

 


***Ö***


Ölçek

Bir yerin, haritasını veya plânını yapabilmek için o yer küçültülerek bir düzlem üzerine çizilebilir. Bu küçültme oranına ölçek denir. Ölçek, herhangi bir yerin plân veya haritası çizilirken, ne kadar küçültüldüğünü gösteren orandır. Plan ve haritaların hepsinde ölçek bulunur.

İki çeşit ölçek vardır. Bunlar:

Ölçek, belli bir büyüklüğü küçültme oranı, birim veya ölçme aracı olarak kullanılmaktadır. Varlıkların özelliklerini belirlerken kullanılan sayı ve sembolleri açıklamak aracıyla kullanılan açıklamalardır.

Dört tür ölçek vardır:

  1. Sınıflama (Adlandırma) ölçekleri

Nesnelerin genel olarak birbirlerine göre benzerlik ve farklılıklarını belirlemek ve sınıflandırmak amacıyla kullanılan ölçeklerdir.

  1. Sıralama ölçeği

Varlıkları belli bir özelliğe sahip oluş miktarları bakımından büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe doğru sıralamak amacıyla kullanılan ölçeklerdir. Başlangıç noktaları değişkendir. Ölçme aracı üzerindeki aralıklar birbirine eşit değildir.

  1. Eşit aralıklı ölçekler

Varlıkları belirli bir başlangıç noktasına göre belli bir özelliğe sahip oluş dereceleri bakımından eşit aralıklarla sıralamak amacıyla kullanılan ölçeklerdir. Bu ölçeklerdeki başlangıç noktası sabittir, aralıklar da eşittir. Örneğin termometre, takvim, başarı, zekâ, saat, tutum vs.

  1. Oranlı ölçekler

Eşit aralıklı ölçekler üzerindeki sıfır noktası gerçek sıfır olarak tanımlanan ve doğal sıfırdır. Örneğin metre, kilogram, amper, süre, vs.

 

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Bir kişi, ölünceye kadar kendisine bakılması karşılığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını mirasçılara veya üçüncü bir kişiye bırakabilmektedir. Bu konuda yapılan sözleşmeye de ölünceye kadar bakım sözleşmesi ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi denir.

Sözleşme nasıl yapılır?

Noter huzurunda veya Sulh Hukuk Hakimi önünde düzenlenebilmektedir. İki şahit ile birlikte notere gidilerek ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılabilmektedir. Hak kayıplarını önlemek adına bireylere, ölünceye kadar bakma sözleşmesi hazırlanırken uzman bir miras davası avukatı ile görüşmeleri önerilmektedir. Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.

 

Ön Cephe

Yapıların, binaların yol tarafına bakan kısımlarına ön cephe denir. Eğer bir binanın birden fazla yola bakan kısmı var ise, bu defa daha uzun olan yola bakan kısım ön cephe olarak geçer. Elbette ki imar planında ön cephenin neresi olduğu belirtilmiş ise bu bilgiye sadık kalınır.

Yapıların bazı cepheleri iç kısma doğru bakarken, bazı cepheleri ise site etrafındaki caddelere bakar. İşte bu caddelere bakan kısımlara ön cephe ismi verilir. Ön cephenin arkasına düşen kısım ise arka cephe adını alır.

Ön cephenin avantajları nelerdir?

Yatırım yapacak olanlar, yeni ev alacak olan kişiler ya da farklı bir eve çıkmak isteyen kiracılar için ön cephe ayrıntısı önemlidir. Daha çok önü açık, ferah, yol kontrolü olan, güneş alan kısımların ön cephelerden oluşması düşünüldüğünde, bu tür özelliklere sahip olan Emlakların daha değerli olduğu anlaşılabilir. Aynı zamanda ulaşım, toplu taşıma gibi konularda da ön cephe avantajlı bulunur.

 


***P***


Pafta

Belirli ölçekteki büyük harita, plan veya modeli oluşturan ayrı parçalardan her birine pafta denir. Pafta harita mühendisleri tarafından çizilir, bağlı olduğu kurum tarafından da onaylanır.

Paftada nasıl bilgiler bulunur?

Arsanın bulunduğu yer, tapu kaydı, pafta, ada ve parsel numaraları gibi tüm detaylar bu haritanın üzerinde yer alır. Bütün bölümleri haritayla paftada göstermek olanaksızdır. Bu yüzden bölgelere ayırarak ölçeklendirme yapmak daha kolaydır. Yapılan pafta işlemleri rastgele yapılacak işlemler değildir. Gerçeğe uygun bir şekilde yapılan boyutlarda ölçeğe göre belirlenen sabit enlem ve boylam farkları yer alır.

 

Parselasyon

Henüz düzenlenmemiş arazilerin imar parseline dönüştürme işlemi olarak bilinen “parselasyon”, kentleşmenin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı oluyor. Parselasyon planları sayesinde de plansızlık nedeniyle imara açılamayan alanlar kullanıma kazandırılıyor. Bu işlem ile planlama alanında kalan arazi, imar planı hükümlerine uygun hale getirilir.

Parselasyon planı olmadan yapı ruhsatı verilmiyor

Parselasyon planı, imar planına ve yasalara uygun şekilde yapılaşmayı sağlamak üzere hazırlanan, kesin parselasyon durumunu gösteren ve tapu işlemlerine kaynak oluşturan plan…

Parselasyon planı hazırlanırken sırasıyla ifraz, tevhit ve tahsis aşamaları uygulanıyor. Tapu tescil işlemlerinde esas alınan parselasyon planında söz konusu arazinin boyut bilgileri, paftaları, cephe hattı ve yapı nizamı belirleniyor. Maliklerin parsellerinin ve paylarının nasıl olacağı da gösteriliyor. Ham bir araziyle ilgili parselasyon planı çıkarılarak belediye encümeninden onay alınmadan tapu kaydı yapılamıyor. Bir başka deyişle, araziye yapı ruhsatı verilmesi için belediye encümeninden onaylı ve tapuda kaydı bulunan bir parselasyon planına ihtiyaç bulunuyor.

Parselasyonun iki türe ayrılıyor:

 

Paylaşımlı Ofis

İş dünyasındaki yeni arayışlara sunulan farklı çözümlerden biri de paylaşımlı ofisler… Dünyada sıklıkla kullanılan paylaşımlı ofisler son yıllarda Türkiye’de de popüler.

Paylaşımlı ofisler (coworking), daha verimli ve ekonomik bir çalışma yaşamı için tüm altyapı ve servis hizmetlerini içeren ofisler olarak biliniyor. Özel ofis açmak için yeterli bütçesi olmayan şirket veya genç girişimciler de paylaşımlı ofisleri tercih ediyor. Paylaşımlı ofislerin avantajlarının başında diğer girişimcilerle iletişim olanağı ve çevre edinme imkânı sunması geliyor.

Paylaşımlı ofiste neler paylaşılıyor?

İster kendinize bir masa ister ekibinize bir oda kiralayabiliyorsunuz. Paylaşım ofislerde sadece kiralama bedeli ödeniyor.

Kiralama bedeline neler dahil?

Ofisin temizliği, ofis boy hizmeti, sekreterlik hizmeti, ofis ekipmanları, internet, toplantı odaları kullanma olanağı, sınırsız kahve ve çay…

Paylaşımlı ofislerin öncüsü İstanbul oldu. İstanbul’dan diğer büyükşehirlere de bu trendin yansıması bekleniyor. Her paylaşımlı ofisin farklı üyelik koşulları bulunuyor.

 

Paylı Mülkiyet

Paylı mülkiyet, birden çok kişinin, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmasıdır.

Bu tür mülkiyette, iştirak halinde mülkiyette tüm ortakların malın tamamına sahip olmalarının aksine, her ortağın payı bellidir. Dolayısıyla bu mülk üzerindeki tasarruf hakları ve yükümlülükleri, hisseleriyle sınırlıdır.

Paydaş Payı Üzerinden Neler Yapabilir?

Paydaş istediğinde payını kısmen veya bütün halinde başkasına devredebilir. Bu aynı zamanda paylı mülkiyeti, elbirliği mülkiyetinden ayıran özelliklerden biridir. Medeni kanunumuz sadece diğer paydaşlara, payın satılması durumunda önalım hakkı vermiştir.

Paydaş payını rehin edebilir. Taşınmaz söz konusuysa ipotek kurar. 3.Kişinin borcu için de rehin kurulması mümkündür.

Paydaş payı üzerinde başkası adına ‘‘intifa hakkı’’ kurabilir. Ancak bu hak tüm eşya üzerinde kurulmaz, sadece o paydaşın payı üzerine kurulur. Ayrıca intifa hakkı sahibi hakkın özüne dokunamaz. Mesela intifa hakkı sahibi payını başkasına devredemez, rehin hakkı kuramaz, intifa hakkı kuramaz. Paydaş payı üzerinde ‘‘taşınmaz yükü’’ kurabilir.

Paydaşlıktan Çıkarma

Kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaş, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabilir.

 

Penthouse

Türkçe karşılığına bakıldığında “çatı katı” ya da “teras katı” gibi tanımamak doğru olur penthouse daire kavramını. Modern mimari gereği günümüzde pek çok çeşitte binalar ve residence’lar inşa edilmekte, bu tip ev modellerinde de sıklıkla penthouse tarzı daire yapılarına rastlanmaktadır.

Bu sebeplerden konut sektöründe penthouse sadece sözlükte gözüktüğü gibi çatı katı anlamına gelmemekte, çünkü ara kat yapılanmalarında da penthouse dairelere yer verildiği görülmüştür.

Ara katlara yapılan ya da yapıların en üst katlarına inşa edilen penthouse tarzı daireler, başlıca özellik olarak yüksek tavan içermektedir. Bununla bağlantılı olarak bir evin tavanının yüksek olması, o evin ferah, konforlu ve lüks olabileceğinin de sinyallerini verir.

Penthouse tipindeki daire yapılanmaları; lüks denebilecek apartmanlarda, daha da lüks residence’larda ve lüks otellerde günümüzde gittikçe daha çok yerleştirilen dairelerdir. Penthouse’larda genel olarak;

 

 

Plan

Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır. Bir yer, yapı veya makinenin kısımlarını kuşbakışı gösteren çizgilerdir. Haritaya göre çok daha büyük bir ölçüdür. Mimarlıkta, denizcilikte ve mekanikte önemli rolü vardır. Plan çizmek için plan tahtası, kağıdı, kalemleri, renkli ve renksiz mürekkepler, pergel takımı gibi özel araçlar kullanılır.

Kroki ve plan arasındaki başlıca farklar;

 

 

Plankote

Plankote, genelde mimari projelerin hazırlanabilmesi için Harita Mühendisleri tarafından değişik ölçme yöntemleri ile hazırlanan arazinin topoğrafik yapısını gösteren bir harita türüdür.

Plankotenin Kapsamı Nedir?

Plankotenin kapsamı; yapılış amacına göre farklılık göstermesine rağmen genel olarak, binalar, yollar, alt ve üst yapılar (rögar kapakları, doğalgaz, su, aydınlatma direkleri, vb), şevler ve tüm arazi yapısı ölçülür.

Plankote Nasıl Ölçülür?

Plankote ölçüm aralığı genelde istenilen ölçeğe bağlıdır. Sahanın 3-5 m aralıklarla değerleri(x,y,z) okunur. Ölçümde GPS ve/veya çeşitli ölçüm araçları kullanılır. Gerek duyulursa kroki çizilir.

Ofis ortamında datalar PC’ye aktarılarak gerekli kutupsal hesaplamalar yapılır ve bir CAD programında çizilir.

Gerek duyulursa kağıt ortamına çıktı olarak teslim edilir.

Genel olarak sayısal çizim alınıp üzerinde mimari proje için çalışmalar yapılır.

 

 

Portik

Öndeki sütunlara oturup, üstü kapalı olan ve arka tarafta bir binaya açılan giriş kapısına da denir. Genellikle, eski mimari yerler ve alışveriş merkezlerinin giriş bölümleri bu şekilde tasarlamıştır.

Portiklerde revakların genellikle ön yüzü kemerli ve açık, arkası duvarlı, üstü tonoz, kubbe veya düz tavanla örtülü oluyor. Portiklerin sahip olması gereken ölçülerle ilgili hususlara Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde yer veriliyor.

Konu ile ilgili hükümler bu yönetmeliğin 48. maddesinde açıklanıyor. Bu maddeye göre, portik yüksekliği 3,5 metre olarak belirleniyor.

Madde 48 – Genel olarak portik bırakılması gereken yerlerde, portik yüksekliği 3.50 metre derinliği ise 4.00 metredir.

Ancak, civarın teşekkül tarzı ve mevkiin özellikleri dolayısıyla bu miktarlar Belediyece değiştirilebiliyor.

 

Prefabrik Ev

Prefabrik; parçaları fabrikalarda hazırlanmış ve montaj edileceği yere bu parçalar nakledilerek ve orada önceden planlandığı gibi parçaların birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan yapılardır. Diğer bir ifade ile duvar, kapı, pencere ve diğer elemanları fabrikasyon olarak üretilen ve konutun yapılacağı beton platform üzerine monte edilen konuttur.

Uygun fiyatlarla sahip olunabilen prefabrik evler birçok avantaj sağlıyor. Bununla birlikte prefabrik evlerle ilgili en çok merak edilen konuların başında, kaç yıl kullanılabildiği geliyor.

Prefabrik evlerin kaç yıl ömre sahip olduğu, kullanılan malzeme ve teknik özelliklerine göre değişiyor. Her mevsim koşuluna göre üretilebilen prefabrik evlerin kullanım süresi 40 ile 70 yıl arasında değişiyor

Prefabrik evin avantajları nelerdir?

 

 


***R***


Rayiç Bedel

Rayiç bedel, genel kullanım olarak “pazar değeri” anlamını taşıyor. Bir taşınmazın güncel gayrimenkul pazarı koşullarına göre belirlenen en düşük alım-satım miktarına “rayiç bedeli” deniyor. Rayiç bedel belirlemesi belediyelerin hizmetleri kapsamına giriyor. Rayiç bedel, belediyenin belirlediği mahallenin metrekare bazında en alt limitten yüksek olması şartıyla evin satın alma bedelini, belediyeye bildirdiğiniz ve belediyenin de resmileştirdiği bedeldir.

Rayiç bedelin belirlenmesi gayrimenkul alım-satım işlemlerinde gerekli oluyor. Örneğin bir konut satın alımı sürecinde yapması gereken ilk işlem, konutun bağlı bulunduğu belediyede rayiç bedelin belirlenmesi oluyor.

Peki rayiç bedeli hesaplaması nasıl yapılıyor? Rayiç bedelini öğrenmek için gayrimenkulün sınırları içinde bulunduğu belediyeye başvurmak gerekiyor. Bir konut veya arsaya ait rayiç bedel hesaplaması yapılırken gayrimenkulün lokasyonu, şehir merkezine yakınlığı, ulaşım olanakları, önemli konut projelerine mesafesi, çevresindeki alışveriş ve eğlence merkezleri, konumuna yakın hastane ve okul gibi kamu kuruluşlarının bulunması, dükkanların bedelleri, deprem bölgesinde olup olmadığı, bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik özellikleri göz önüne alınıyor.

Rayiç bedeli, söz konusu bölgede ya da semtte yapılaşma oranının artması ve şehirleşmenin yüksek seviyede olması durumunda daha yüksek oluyor. Gayrimenkul rayiç bedelini etkileyen bir diğer başlıksa, ülke ekonomisinde ve genel piyasada canlılık.

 

Rekreasyon

Rekreasyon alanı; Kentlerin düzen tasarılarında ve bölgesel tasarılarda, insanların dinlenmeleri ve eğlenmeleri için, kişi başına belli bir büyüklükten daha az olmamak üzere ayrılan alan oluyor.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği gereğince;

Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günü birlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, otokros gibi her tür sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlardır.

Bu alanda yapılacak yapıların emsali (0,05) i, kat adedi 2’yi, asma katlı yapılarda (9.30) m.yi, asma katsız yapılarda (8,30) m.yi geçemez.

Mesire yeri ise; Toplumun çeşitli dinlenme, eğlenme ve spor ihtiyaçlarını karşılamak, yurdun güzelliğine katkı sağlamak ve turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla, gerekli yapı, tesis ve donatılarla kullanıma ayrılan, halkın günübirlik veya geceleme ihtiyaçlarını karşılayan, rekreasyonel ve estetik kaynak değerlerine sahip orman rejimine tabi sahalara deniyor.

 

Resmi Senet

Resmi senet, resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan bir sözleşmedir. Bu senetlerin resmiyet kazanabilmesi için mutlaka Tapu Sicil Müdürlüğü memuru tarafından düzenlenmesi, taraflar tarafından imzalanması, tapu sicil müdürünün de evrakı imzalayarak mühürleyerek tasdiklemesi zorunludur.

Resmi senet düzenlenmesini gerektiren(akitli) tapu işlemleri hangileridir?

  1. Satış
  2. Bağış
  3. Trampa
  4. Ölünceye kadar bakma akdi -Ölünceye kadar gelir akdi
  5. Taksim
  6. Kat Mülkiyeti – Kat İrtifakı
  7. Devre Mülk Hakkı
  8. Kat Karşılığı Temlik
  9. İpotek
  10. İrtifak Hakları Kurulması – İntifa Hakkı – Oturma hakkı – Geçit Hakkı – Kaynak Hakkı – Üst hakkı ve Diğer İrtifaklar
  11. Gayrimenkul Mükellefiyeti (MK.839)
  12. Mevzuatın ön gördüğü diğer işlemler

 

Restorasyon

Eski ve tarihe tanıklık etmiş bir yapıda bozulmuş, yıkılmış olan yerleri, bölümleri aslını bozmayacak bir biçimde onarma işlemine restorasyon denir. Taşınabilir ve taşınmaz kültür varlıklarının restorasyon uygulamasında değişmez prensipler vardır ve bu prensipler her eser için geçerlidir. Fakat her eser için geçerli tek bir yöntem yoktur.

Eserlerin mevcut durumlarına uygun restorasyon projesi hazırlanmalı ve proje hazırlanırken orijinaline uygun geri dönüşümlü malzeme ve yöntemler seçilmelidir. Diğer bir önemli çalışma ise eserle ilgili dokümantasyon çalışması yapılmasıdır. Eserin hangi döneme ait olduğu, ne zaman yapıldığı, ne amaçla yapıldığı, eserin mevcut durumu, yazılar, çizimler ve fotoğrafları belgelemek güçlü bir çalışma yapmak için çok önemlidir.

Restorasyon teknikleri nelerdir?

Restorasyon teknikleri, sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yeniden yapma, temizleme ve taşıma olarak ayrılıyor. Bu teknikler yapılacak restorasyonda hepsi bir arada da kullanılabiliyor, ya da ihtiyaç dahilinde tek tek kullanılabiliyor.

 

Rezidans

Son yıllarda sıkça tercih edilen rezidanslar, konfor ve sosyal donatılarla güvenli bir yaşam alanı sunuyor. Özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde sayısı hızla artan rezidanslar sakinlerine bir evden daha fazlasını sunan özelliklere ve konfora sahip.

Rezidanslar, otel konforunda çalışan ve hizmet veren yerlerdir. Bir otelde nasıl ki her türlü temizlik, sosyal donatılar ve benzeri imkanlardan yararlanılıyorsa rezidanslarda da sistem bu şekildedir.

Rezidansta yaşayanlar dışarıdan hiçbir hizmete gerek duymazlar, her türlü hizmet zaten kendilerine eksiksiz bir şekilde sağlanır.

İşte rezidansların başlıca özellikleri:

 

 

Rustik Dekorasyon

Doğallıktan gelen yaşam tarzını ev dekorasyonuna yansıtma olarak nitelenen rustik dekorasyon, doğanın evlere getirdiği renk ve eşyaları kapsamaktadır. Son yıllarda modern insanların da doğal yaşama olan duydukları özlem bu dekorasyon tarzının daha çok ön plana çıkmasına neden olmuştur.

Rustik dekorasyon tarzını büyük ölçüde ev dekorasyonuna yansıtabilmek için yapay duran eşyalardan uzak durmak gerekir. Duvarlardan en küçük objelere kadar doğal ve işlenmemiş malzemeden üretilmiş olan eşyalar rustik dekorasyonun temelini oluşturmaktadır. Dekorasyonun ruh haline etki ettiğine inanan kişilerin mutlaka denemesi gereken rustik tarz, huzur ve rahatlığı fazlasıyla vaat eden dekorasyon şekillerinden biridir.

Rustik dekorasyon ürünleri genellikle ağacın toprağın tonlarında üretildiğinden, yapılan en büyük yanlış karanlık ve kasvetli bir mekân yaratılması oluyor. Oysaki koyu renkli mobilyaların yanı sıra, halı, koltuk kaplaması ve perde gibi tekstil ürünlerinde doğanın açık renklerini tercih etmek ferah ve huzurlu bir alan yaratmanızı sağlayacaktır.

Modern rustik dekorasyon ürünleri olarak adlandırabileceğimiz işlenmiş ve cilalanmış ağaçtan üretilen mobilyalar ya da doğrudan işlenmemiş ağaçların ortaya çıkardığı tasarımlar rahatlıkla tercih edilebilir. Ancak bu renk tonlarını dengeleyecek açık renklerin tercih edilmesi, can alıcı bir detaydır.

 

Röperli Kroki

Röperli kroki; Ada veya parsellerin yeri değişmeyen sabit tesislere bağlı olarak zeminden alınan ölçülerinin yazılı olduğu krokidir.

Röperli kroki, Tapu Kadastro Müdürlüğü’nden alınır.

Röperli kroki inşaatların subasman aşamasından sonra belediyeye temel üstü vizesi için başvururken lazım olan bir evraktır.

Röperli krokide binanın oturum alanı ve çekme mesafeleri görünür.

 

Rızai Taksim

Rızai taksim, bir taşınmaza sahip olan birden fazla paydaşın aralarında anlaşma yaparak gerçekleştirdikleri bölüşme işlemi olarak tanımlanıyor. Bir gayrimenkulün hak sahipleri arasındaki paylaşımı (taksimi) mahkeme kararı sonucunda yapılıyorsa, bu kez “kazai taksim” söz konusu demektir.

Ortak mülkiyet niteliğine sahip gayrimenkullerin paydaşları (ortakları) arasında paylaşımını ifade eden taksim işlemi için şu belgeler gereklidir:

Rızai taksim sözleşmesinin geçerliliği

Rızai taksim sözleşmesinin resmi olarak geçerli olması önem taşıyor. Bu nedenle yazılı olarak belgelenen rızai taksim işleminin tapu sicilinde de tescil edilmiş olması gerekiyor. Rızai taksim sözleşmesi özellikle taşınmazda paydaşlardan kimin, hangi alanlara sahip olduğunu göstermesi açısından değer taşıyor

 


***S***


Sakin Şehir

Orijinal adı Cittaslow olan sakin şehir kavramı, İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşuyor. Cittaslow, uluslararası etkinliğe sahip kasabaların ve şehirlerin katıldığı bir kentler birliği. Cittaslow’un bugün 30 ülkede 208 üyesi bulunuyor. Cittaslow, bugüne kadar Türkiye’den 11 şehir, ilçe veya kasabayı “sakin şehir” olarak seçti.

Sakin şehirlerin ortak özellikleri nelerdir?

Türkiye’deki en ‘Sakin Şehirler’

İzmir – Seferihisar

Çanakkale – Gökçeada

Muğla – Akyaka

Sakarya – Taraklı

Aydın – Yenipazar

Isparta – Yalvaç

Kırklareli – Vize

Ordu – Perşembe

Şanlıurfa – Halfeti

Artvin – Şavşat

Erzurum – Uzundere

 

Salon

Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş odaya salon denir. Evin en önemli yaşam alanlarından olan salonlar, evimizin misafire açılan kapısıdır. Salonlar dinlenme alanımız, kendimizi zinde ve güvende hissettiğimiz, kişiliğimizin yansıdığı hoş sohbetlerin yapıldığı mekânlardır.

Koltuk, oturma grubu, halı ve orta sehpadan oluşan bir merkez yaratmak son derece davet edici bir etkiye sahiptir. Bu eşyalar için yeterince alana sahipseniz L şeklinde köşe takımı oturma gruplarını duvardan odanın merkezine gelecek şekilde kaydırabilirsiniz.

Karşılıklı yerleştireceğiniz koltuklar birebir iletişim ve sohbetler için çok iyi bir tercih olur. Salonunuzda şömineniz varsa şömine etrafında eşyalarınızı konumlandırmak çok daha etkileyici olacaktır.

Salon dekorasyonu için renk, desen, form veya stil gibi değişikliklere her zaman açık olun. Çünkü yapılacak küçük dokunuşlar büyük değişimler sağlayabilir, farklı kombinasyonlar oluşturabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse antika bir yan sehpa ya da orta sehpayı farklı tarz bir oturma grubuyla kombine edebilirsiniz.

Salon dekorasyonu için doğru aydınlatma kullanmak oldukça önemli. Rahat edebileceğiniz bir atmosfer yaratmak için öncelikle salonunuzun aydınlatmasında birden fazla seçeneğin bulunması şart.

Örnek verecek olursak salonda yemek masanızı aydınlatan ünite ile oturma grubunda sohbet ederken kullanılacak aydınlatma farklı olmak zorundadır.

 

Sandık Odası

Genellikle penceresi olmayan, evdeki fazla eşyaların konulabildiği küçük odalara sandık odası denir.

Sandık odası evin en küçük odasıdır. Bu sebeple bazen camı veya balkonu bulunmaz. Kullanılmayan bazı eşyaları depolamak adına kullanışlı bir hale getirilir.

Apartman dairesi ya da müstakil ev fark etmeden pek çok yapıda sandık odası bulunmaktadır.

 

Satış Vaadi Sözleşmesi

Bir gayrimenkul ile ilgili belirlenen satış bedeline göre satıcının gayrimenkulün satışını gerçekleştireceğini, alıcının ise bedelini ödeyerek gayrimenkulü satın alacağını taahhüt ettiği sözleşmeye “satış vaadi sözleşmesi” deniyor.

Satış vaadi sözleşmesi, ileride yapılacak asıl satış öncesi bir ön sözleşme niteliği taşıyor. Satış vaadi sözleşmesini düzenleme konusunda yetkili kişiler noterlerdir. Noterler tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmesi, diğer tüm resmi işlemlerde de geçerli oluyor.

Bir satış vaadi sözleşmesinde tarafların fotoğraflarının ve noter mührünün olması zorunluluğu aranıyor. Aynı zamanda sözleşme metninde tarafların hak ve borçları açıkça, tereddüte mahal vermeyecek şekilde; gayrimenkulü ile ilgili bedel ve ödenme şekli sözleşmede mutlaka belirtilmesi gerekiyor. Sözleşmede açıkça ifade edilmesi gereken diğer bilgiler ise satış bedeli ve ödeme şeklidir.

Peki satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi şart mı? Evet, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi gerekli. Ayrıca, söz konusu şerhin süresi beş seneyle sınırlı tutuluyor. Tapuya şerh edilen kişisel haklar ise üçüncü şahıslara karşı ileri sürülebiliyor. Satış vaadi sözleşmesinde satıcı ve alıcının, bir başka deyişle tarafların talepleri doğrultusunda cayma durumunda cezai şart konulabiliyor. Örneğin; alıcı, söz konusu sözleşmeye dayanarak tek taraflı olarak asıl satışın yapılmasını isteyemezken, satıcının da bu işleme katılması gerekliliği bulunuyor.

 

Saçak Seviyesi

Saçak seviyesi ile ilgili açıklama ise 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde madde 16’da yapı düzenine ait tanımlar arasında bulunuyor. 16. maddenin 9. bendine göre saçak seviyesi şu şekilde açıklanıyor;

Madde 16- Saçak seviyesi: Binaların son kat tavan döşemesi üst kotudur.

Saçak sözlük anlamı olarak Saçak “Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü” olarak tanımlanmaktadır.

Saçaklar yağmur sularının bina duvarında akıntı oluşturmasını engelleyerek binayı rutubetten korur. Kışın ise özellikle kar ile gelen buzlanmanın bina cephesinde erozyon yaratmasını engeller. Bu sebeplerle saçak yapımı bina için önemlidir. Ancak saçak seviyesinin aşırıya kaçmaması için bazı düzenlemeler getirilmiştir. Hukuki önlemler olarak özetlenebilecek bu düzenlemelerden en belirginine 3030 Sayılı Yasa Alanı Haricinde Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği’nde rastlanır. Bu yönetmelikte saçakların nasıl olması gerektiği seviyeleri gibi düzenlemeler bulunur.

 

Shingle

Shingle, çatı kaplama amacıyla kullanılan malzemeler arasında sıklıkla tercih edilenlerin başında geliyor. Özellikle eğimli çatıların kaplamasında yararlanılan su izolasyon malzemesi olarak karşımıza çıkıyor.

Shingle esnek yapısıyla, geleneksel olarak kullanılan ve sert, kırılgan yapılarıyla dikkat çeken çatı kaplama malzemelerinden farklılık gösteriyor. Rüzgâra ve kötü hava koşullarına karşı dayanıklı olması sayesinde kalkma ya da uçma gibi olumsuzlukların yaşanmasına neden olmuyor.

Hafif oluşuyla iskelet maliyetini düşürüyor. Shingle, uzun ömürlü ve ekonomiktir. Aynı zamanda farklı renk alternatifleriyle yapılara dekoratif bir görünüm katıyor.

Türkiye’de standartlardan uzak yapılmış 7 milyon çatının bulunduğu düşünülürse, çatı güvenliği ve çatılarda kullanılan malzemeler büyük önem taşıyor. Çünkü çatı güvenliği hayat kurtarıyor.

Shingle hangi çatılarda kullanılır?

 

 

Sit Alanı

Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarihi olayların geçtiği tespiti edilmiş tabiat özellikleri ile korunma altına alınan yerlere sit alanı denir.

Kaç çeşit sit alanı vardır?

Arkeolojik sit alanları: Tarihte yaşayan insanlar hakkında bilgilere ulaşılabilecek alanlardır. Bu insanların yaşayış tarzları, kullandıkları mimari yapılar, ekonomik ve kültürel olarak birçok özelliklerine arkeolojik sit alanlarında rastlamak mümkündür.

1.derece arkeolojik sit alanları koruma altındadır ve hiçbir şekilde yapılaşmaya izin verilmez.

2.derece arkeolojik sit alanları, korunması gereken ancak bazı kurallar dahilinde kullanılabilir alanlardır.

3.derece arkeolojik sit alanları ise koruma altında fakat yeni düzenlemeler ile birlikte kullanıma açık alanlara denir.

Tarihi sit alanları: Milli ve askeri tarih açısından önemli yerleşim alanlarıdır. Korunması gereken dokuları içinde barındıran alanlara tarihi sit alanı denir.

Kentsel sit alanları: O civara ait tarihte mimari ve sanat tarihi açısından önemlidir. Bölgede yaşamış insanlar hakkında kültürel yapılanmaya ve yaşam biçimine bu alanlarda ulaşılabilir.

Doğal sit alanları: Kendiliğinden oluşmuş sit alanlarıdır. Yer üstünde, yer altında ve su altında yer alan korunması gereken, tarihten günümüze kadar varlığını devam ettiren alanlara denir.

1.derece doğal sit alanları, evrensel değeri olan ve kamu yararı bakımından korunması gerekir. Bu alanlarda bilimsel çalışmalar gerçekleştirilir.

2.derece doğal sit alanlarında kamu yararı gözetilerek kullanıma açılır ve korunması gerekir.

3.derece doğal sit alanlarında ise konut kullanımına açılabilecek alanlardır. Bu alanlarda da bazı kurallar dahilinde konutlaşmaya gidilir.

 

Sosyal Altyapı

Sosyal altyapı kültürel olarak sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla yapılması gereken eğitim, sağlık, kültürel ve yönetsel yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanların oluşturulmasıyla meydana gelen altyapı türü olarak tanımlanmaktadır.

Kentsel veya kırsal her türlü yerleşim yerinde oturan nüfusun sosyal ihtiyaçlarını karşılayan kamu yapılarını ve alanlarını sosyal altyapı başlığı altında sayabiliriz. Sosyal altyapının örnekleri olarak okullar, üniversiteler, hastaneler, hapishaneler ve toplu konutlar, yeşil ve açık alanlar bulunuyor.

Sosyal altyapı, şehirleşmede ve toplu yaşamda genel altyapının bir dalını oluşturur. Altyapı, daha çok teknik hizmetleri içerirken, sosyal altyapı toplumun rahat ve huzurlu bir yaşam sürmesi için planlanır. Şehirlerin gelişmişlik seviyesi ve insanların yaşam standartları, sosyal altyapı imkanlarının durumuyla doğru orantılıdır.

Sosyal Donatı Alanları Nelerdir?

 

 

Stopaj Vergisi

Kira stopaj vergisi, işyeri olarak kiraya verilen gayrimenkuller için kiracı tarafından brüt kira bedeli üzerinden kesintiye tabi tutularak vergi dairesine ödenen vergiye denilir.

Kira stopaj vergisi hesaplaması için Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesindeki vergi oranları baz alınır.

Kiralarda stopaj (01.01.2007 den itibaren) %20 olarak belirlenmiştir.

Kira stopajından mal sahipleri değil, kiracılar sorumludur.

Vergi Usul Kanununa göre, vergi kesintisinde müteselsilen kesinti kuralı bulunmasına karşın, işyeri kira ödemelerinde, kiracının stopaj (vergi kesintisi) yapmaması halinde, mal sahibinin de müteselsilen sorumlu olacağı yönünde, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan bir belirleme bulunmuyor.

Kira Stopajını neden Kiracı öder?

Stopaj vergisi, özellikle kira stopajı devletin vergi mükellefi olarak kayıtlı, bütün bilgileri elinde olan ve her an kontrolünde olan kişilerden daha kolay ve hızlı şekilde vergi alacağı ve bunun denetimini daha kolay yapacağı mantığı üzerine bir vergi türüdür. Devlet vergi kaydı olmayan, takipte ve kontrolde zorlanacağı işyeri sahipleriyle uğraşmak yerine elinin altındaki kiracılardan vergi toplamayı yeğlemiştir.

 

 

Stüdyo Daire

Günümüzde tüm yaşam alanlarının iç içe olduğu daire tipine stüdyo daire deniyor. Stüdyo tipi dairelerde mutfak, yaşam alanı ve uyuma alanı bir arada tasarlanıyor. Bu da kullananlara pratik bir yaşam alanı sunuyor.

Stüdyo tipi daireler iki çeşittir. Birinci tip 1+0 olarak tasarlanan, salon ve mutfak bir arada sunulan stüdyo dairelerdir. Bu daire tipinde banyo dışında ayrıca bir alan bulunmaz. İkinci tip stüdyo dairelerin ise tek farkı 1+1 şeklinde tasarlanıyor olmalarıdır. Genellikle yatak odası olarak kullanılan ayrıca bir oda daha vardır.

Stüdyo dairenin avantajları nelerdir?

Stüdyo dairelerin avantajlarını sıralamak gerekirse başta fiyat olarak uygun olmaları ev sahibi olmak isteyenler için ya da yatırım yapmak isteyenler için oldukça cazip gözükmektedir. Isınma, elektrik ve su gibi diğer giderlerin düşmesi, temizlik vaktinin kısalması stüdyo dairelerde özellikle yalnız yaşayanlar için avantajlı bir durumdur. Portatif, açılıp kapanabilen ev eşyalarıyla döşenen bu dairelerde yerden tasarruf da sağlanır.

 

 

Sükna Hakkı

Sükna hakkı, Türk Medeni Kanunu’nun 823’üncü maddesine göre, maliklere sahibi oldukları gayrimenkulün tamamında veya bir kısmında oturma hakkı sağlıyor. Bir binanın belirli bir bölümünde sükna hakkına sahip olanlar, ortak alanlardan faydalanabiliyor. Aynı zamanda binanın bakım ve onarım giderlerine de dahil olması gerekiyor.

Oturma hakkı olarak da bilinen sükna hakkı ile ilgili merak edilen konuların başında, devredilip devredilemeyeceği ve miras olarak sükna hakkının devrinin mümkün olup olmadığı geliyor. Sükna hakkı, başkasına devredilemediği gibi, miras olarak da bırakılması söz konusu değil. Sükna hakkı sahibinin rızası olmadığı sürece bu hakkını kira yoluyla da devri de mümkün olmuyor.

Sükna hakkı için gerekli belgeler

Sükna hakkına sahip olmak için birtakım belgeler gerekiyor. Bu belgelerin başında sükna hakkı için taşınmaz mal söz konusuysa tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirten belge geliyor. Sükna hakkı tesisini talep eden tarafların veya yetkili temsilcilerinin fotoğraflı nüfus cüzdanları ile birlikte tarafların son altı ay içinde çekilmiş 6×4 cm boyutunda vesikalık fotoğrafları da gerekli belgeler arasında. Diğer gerekli belgeler ise vergi dairesinden alınan ve tarafların vergi kimlik numaralarını gösteren belge, sükna hakkı binanın bir kısmında tesis ediliyorsa inşaat projesinde veya krokide bu bölümün belirlenmiş belgesi, deprem sigortası, sükna hakkı mahkeme kararıyla tesis edilecekse kesinleşmiş mahkeme kararı.

 

Sığınak

Sığınak genel olarak canlı ve cansız varlıkları korumak için inşa edilen koruma yerlerine deniyor. Sığınak ile ilgili yasal hükümler 2 Eylül 1999 tarihinde 23804 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan, 3194 sayılı İmar Kanununa Göre Düzenlenmiş Bulunan İmar Yönetmeliklerine Sığınaklarla İlgili Ek Yönetmelik kapsamında bulunuyor.

Madde 4- Nükleer ve konvansiyonel silahlarla, biyolojik ve kimyevi harp maddelerinin tesirlerinden ve tabii afetlerden insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zaruri canlı ve cansız kıymetleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerleridir.

Sığınak çeşitleri; Kullanacaklara göre sığınak çeşitleri ve kullanım amacına göre sığınak çeşitleri olmak üzere 2’ye ayrılıyor.

Kullanacaklara Göre Sığınak Çeşitleri:

Madde 5- Sığınaklar korunacak veya korunacakların durumuna göre ikiye ayrılır.

  1. a) Özel Sığınaklar: Evlerde, resmi ve özel idare, fabrika ve müesseselerin bodrumlarında veya bahçelerinde yapılır. Buralarda oturan aile, memur ve işçilerin korunmasını sağlamak amacıyla yapılan yapılardır.
  2. b) Genel Sığınaklar : Nüfus ve trafik yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde dışarıda bulunan halkın korunmasını sağlamak amacıyla yapılan yapılardır.

Kullanım Amacına Göre Sığınak Çeşitleri :

Madde 6- Sığınaklar kullanma amaçlarına göre ikiye ayrılırlar :

  1. a) Basınç Sığınakları : Nükleer silahların ani (ışık, ısı, basınç ve ilk radyasyon) ve kalıntı (radyoaktif serpinti) etkileriyle konvansiyonel silahların tesirlerine, kimyasal ve biyolojik harç maddelerine karşı korunmak amacıyla Devlet tarafından inşa edilen sığınaklardır.
  2. b) Serpinti Sığınakları : Nükleer silahların radyoaktif serpinti etkilerine karşı korunmak amacıyla inşa edilen sığınaklardır. Bu sığınaklar; kimyasal ve biyolojik harp maddelerine, nükleer silahların zayıflamış basınç ve ısı tesirlerine ve konvansiyonel silahların parça tesirlerine karşı da korunmayı sağlamak için inşa edilen sığınaklardır.

Serpinti sığınakları bina ve tesislerin bodrum katlarında yapılır. Mümkün olmadığı takdirde bahçelerinde toprağın yapısına göre yer üstünde veya yer altında yapılır ve TAKS hesabına dahil edilir.

 

 


***Ş***


Şale

Kütükten yapılan dağ evlerine şale denir. Başta Almanya, Fransa Alpleri, İsviçre ve dünyanın her yerinde yoğunluklu olarak bu yapılar bulunmaktadır. Şale tarzı yapılara ülkemizde de çeşitli örneklerle rastlanmaktadır.

Özellikle Bolu ve Abant bölgesinde, göl etrafında yer alan bu yapılar, kare ya da dikdörtgen şeklinde tasarlanmış olup, çatıları alçak ve geniş saçaklıdır. Şiddetli rüzgârlarda çatı uçmasın diye kalaslar yerleştirilmiştir. Bu tasarımları sayesinde her mevsime kolaylıkla uyum sağlayabilirler. Şale tarzı evler görsel açıdan oldukça şık ve sıcak bir görüntü vermektedirler. İki ve ya üç katlı olarak tasarlanmakta ve en az 2 tane balkonları bulunmaktadır. Bu evler, şehrin kalabalığından kaçmak isteyenler, doğa ile baş başa olmak isteyenler ve emekliler için tercih sıralamasında önde yer almaktadırlar.

 

Şerh

Şerh kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu’na göre açma, ayırma anlamına geliyor.

Tapuya şerh koymak nedir?

Tapu şerhi; gayrimenkul sahibinin, malını hak sahiplerinden korumak için kendi hakları doğrultusunda getirdiği belli bazı kısıtlamalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tapuya şerh nasıl konulur?

 

 

Şirvan

Şirvan aslen Farsça kökenli bir kelime ve farklı anlamlarda kullanılabiliyor; “aslan barınağı”, “çeltik tarlalarının su dağıtımı işine bakan kişi” gibi… Diğer yandan emlak ile ilgili bir terim olarak da karşımıza çıkıyor. Eskiden çatı arasında ya da dükkânların üstünde bulunan basık tavanlı odalara “şirvan” deniyor.

Şirvanlar basık oluyor

Her ev ya da iş yerinde şirvan bulunmakla birlikte, yapısal bakımdan dar ve basık olduğundan yaşam alanı olarak kullanılmıyor. Genellikle kazan dairesi ya da depolama bölmesi olarak kullanılan bu basık odalar herhangi bir tasarım ya da dekorasyon yapılmadan oldukları gibi kullanılıyor.

Şirvanların kullanım alanları

Eğer şirvan adı verilen odalarda fazla sayıda kolon ya da ahşap destek bulunmuyorsa, büyük eşyaların da depolanabilmesi mümkün olabiliyor. Aksi takdirde sadece ufak koli ve benzeri objeler saklanabiliyor ve gerekli olduklarında kullanılmak için bekletilebiliyor.

Genel olarak bakımsız bölgeler olduklarından böcek ya da fare gibi haşerelerin yaşam alanı olabileceğinden yiyecek ya da içeceklerin bu alanlarda saklanmaları uygun bulunmuyor ve tavsiye edilmiyor.

Her ne kadar kullanım dışı bir alan olsa da düzenli olarak temizliklerinin ve kontrollerinin yapılması olumsuz sonuçlardan ve istenmeyen haşerelerden korunmak açısından faydalı olabiliyor. Küçük yaştaki çocukların bu alanlardan uzak tutulmaları sağlıkları açısından da doğru bir karar olacağından gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

 

Şufa Hakkı

Şufa hakkı, tapu sicili işlemlerinde kullanılan bir terimdir. Önalım hakkı olarak açıklanabilir. Hisseli mülkiyete konu olan taşınmazlarla ilgilidir. Herhangi bir hissedarın, hissedar olmayanlara karşı, öncelikli satın alma hakkını belirtmektedir. Dolayısıyla, şufa hakkı yani önalım hakkı, bir hissedarın hissedar olmayanlara karşı öncelikli satın alma hakkını ifade ediyor. Ortak alınan hisseli gayrimenkule ait bir hissenin satışı söz konusu olduğunda, öncelikle hissedarlara satışa çıkarılan hisseyi alıp almayacağı soruluyor.

Şufa hakkına kimler sahip olabiliyor?

Şufa hakkına sahip olmak için, taşınmaz bir malda hisse sahibi olmak yeterli oluyor. Bu nedenle şufa hakkının tapu kütüğünde şerhine gerek duyulmuyor.

Şufa hakkının kullanılmasının mümkün olmadığı haller nelerdir?

Şufa hakkı davası hakkında bilmek gerekenler

Şufa hakkı davasının açılacağı mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Şufa hakkı davası açılması için gerekli şart, hisseli bir gayrimenkulün hissedar olmayan bir kişiye satışı sonrasında, mevcut hissedarlardan biri tarafından başvurulması.

 

Şuyulandırma

Şuyulandırma işlemi sahiplendirme anlamına geliyor

Şuyulandırma İmar kanununun 18.Madde Uygulamaları gereğince;

İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re ’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

 

Şömine

Mekânları ısıtmak ve bazen yöresel olarak yemek pişirmek vb. amaçlarla içinde ateş yakılan bir bölmeye sahip olan mimari yapı ögesidir. Yakılan ateşten çıkan dumanın doğrudan dışarı atılması düz bir baca sisteminin kurulması ile sağlanır. Modern kültürde şömineler yapıların içlerinde, en çok vakit geçirilen alanlarda bulunsa da pek çok yerde ev dışında ya da avlularda dekoratif amaçlarla kullanıldığı görülebilir.

Şöminelerin insanoğlunun yaşamında ateşin kullanılmaya başladığı çok eski çağlardan bu yana var olduğu sanılmaktadır.

ESKİ TİP ŞÖMİNE

Bu tip şömineler piyasada çok bulunan şömine tipidir. Şömine iç yanma haznesi ateş tuğlası olan boruyla bacaya bağlanmadan, davlumbaz bölümü kapatılan, hava menfezleri olmayan, şömine de yanan ateşin ısının boş yere havaya uçup gittiği şekilde yapılan şöminelerdir. Bu nedenle artık tercih edilmemektedir.

YENİ TİP ŞÖMİNE:

Bu tarz şömineler iç yanma haznesi pik döküm hazne olan şömine tipidir. Paslanmaz çelik boruyla bacaya bağlanarak montajı yapılır. Şöminenin davlumbaz bölümüne ısı odası yapılarak menfezlerden sıcak hava sağlayacak şekilde yapılmaktadır. Bu tip şömineler tasarruflu ve kolay yanma özellikleriyle daha çok tercih edilmektedir. Doğru montaj yöntemiyle yapılan, duman kaçağı olmayan, sorunsuz şöminelerdir

 

 


***T***


Tadilat Projesi

Tadilat projesi, imar mevzuatının gerektirdiği hallerde, yapıda değişiklik yapabilmek için gereken bir ek proje olarak tanımlanmaktadır..

Binada veya bağımsız bölüm içerisinde yapılacak değişikliklerin bir tadilat projesini gerektirmesi durumunda, yapının asıl projesine herhangi bir müdahale olmaksızın, sadece değişiklik yapılacak hususlarla sınırlı kalmak üzere yeni bir proje çiziliyor. Ve hemen bu proje ile birlikte belediyeden tadilat ruhsatı alınıyor.

Örneğin, dairenin metrekaresini değiştiren, dışarıdan görünen veya bina taşıyıcı unsurlarını etkileyen tadilatlar ruhsat gerektiren tadilatlar arasında yer alıyor. Bu tadilatlar için ruhsat alabilmek için gerekli belgeler ile birlikte belediyeye müracaat edilmesi gerekiyor.

-Tadilat ruhsatı dilekçesi  (İlçesi, Mahallesi, Pafta, Ada, Parsel numaraları yazılmış) yerim için onaylanan projeler doğrultusunda tadilat ruhsatımın düzenlenmesi hususunu bilgilerinize arz ederim)

Başvuru için gerekli belgeler nelerdir?

 

 

Tahsis

Tahsis kelimesi, Türk Dil Kurumu’nda “ bir şeyi bir kimseye veya bir yere ayırma” olarak karşılık buluyor. Gayrimenkul söz konusu olduğunda ise “tahsis”, yine ayırma üzerine kurulu bir süreci ifade ediyor.

Tapu tahsisi kişilere mülkiyet hakkı sağlıyor

İmar ve gecekondu yönetmeliği çerçevesindeki kurallara göre belli başlı kamu kurumlara (belediye, hazine, vakıflar, il özel idareleri gibi) ait olan gayrimenkullerin ilgili kişilere bir hak olarak ayrılmasına “tahsis” (tapu tahsisi) deniyor.

Tapu tahsisinin öne çıkan özelliği, verilen kişiye mülkiyet hakkı sağlayabilmesi. Mülkiyet hakkı için de tapu tahsisi belgesi gerekli oluyor. Bir başka deyişle, bu kurumların, müstakilen sahip oldukları gayrimenkuller üzerinde 2981 sayılı Kanunla belirlenen çerçevede ilgili kişilere tanınan şahsi bir hakkın belgesidir.

Örnekle açıklamak gerekirse tapu tahsis belgesi almamız gerektiğinde bu belge birden fazla kurum tarafından verilebiliyor: Hazine, Belediye, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri.

Tapu tahsis belgesi nasıl alınır?

Başta imar ve gecekondu yönetmeliğinde belirtilen kurallar dikkate alınmak üzere kişilere verilen tapu tahsis belgesinin mülkiyet hakkı sağlayabilmesinin koşulu ise, mevzu bahis olan gayrimenkulün imar planlarında “bağımsız parsel” olarak gösterilmesidir. Tahsis için talep belgesi ise, tıpkı tahsis beyan taahhüt belgesinde olduğu gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenleniyor.

 

Takrir

Türk Dil Kurumu takriri “Tapu dairesinde taşınmaz malını başkasına sattığını veya ipotek ettiğini sözle ifade etmek” olarak tanımlamaktadır.

Emlak Hukuku’nun konusu olarak ferağ takriri şeklinde kullanımı yaygındır.

Ferağ verme ne demektir?

Gayrimenkul malikinin mülkiyet hakkını devretmek veya üzerinde başkası lehine bir hak kurmak amacıyla tapu sicil müdürlüğüne gelip, düzenlenen resmi senedi imzalayarak başkası lehine tescilini istemesi eylemidir. Buna ferağ takriri de denmektedir.

Ferağ Takriri nedir?

Bu işlem hak sahibi kişinin tapu sicil müdürlüğüne gidip bir başka kişiye hak sahibi olduğu malı devretmesini sağlayan resmi senedi imzalaması ile yapılır. Bu işleme ferağ takriri denir.

 

Taks

Yapı inşa edileceği zaman, bulunan alanda birtakım hesaplamaların yapılması gerekmektedir. Arsa üzerinde inşa edilecek binaların kat sayısı, kaplayacağı alan Taban Alanı Katsayısı (TAKS) ve Kat Alanı Katsayısı (KAKS) oranlarına göre hesaplanıyor. Bu hesaplamalar, arsanın imar planı göz önünde bulundurularak yapılır.

TAKS, inşa edilecek yapının taban alanını belirleyen unsurdur. Hesaplaması ise; taban alanı ve arsa alanının çarpılması yoluyla yapılıyor. TAKS, belirtilirken 0.10 – 0.15 – 0.40 – 0.50 – 0.60 – 0.80 gibi oranlar kullanılır.

Taban alanı hesaplamalarında, yangın merdivenleri, toprağa dayalı asansör boşlukları, iç bahçeler, açık havuzlar, açık otoparklar, sığınaklar, su depoları, su sarnıcı, gri su toplama havuzu ve zemine oturan avlular taban alanına dahil edilmez.

Taban Alanı Katsayısı (TAKS) hesaplamalarıyla ilgili örnek vermek gerekirse;

TAKS oranı: 0,30

Arsa alanı: 1500 metrekare

Taban alanı: 450 metrekare.

TAKS oranı: 0,30

Arsa alanı: 1000 metrekare

Taban alanı: 300 metrekare

 

Tapu

apu, arazinin belirli bir parçasının veya üzerine inşa edilmiş bağımsız bölümün malikini gösteren, Tapu Sicil Müdürlüğünce verilmiş, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi bir belgedir. Tapuya “tapu senedi” de denilmektedir.

Tapunun üç çeşidi vardır: Hisseli tapu, Kat irtifaklı tapu Müstakil tapu

Tapu senedinin iki farklı rengi vardır, mavi ve kırmızı

Mülkün inşaat ruhsatı ardından bağımsız bölümleri gösteren projesinin onaylandığını ve mülkiyetinin kullanım alanları ve hisselerinin belirlenmiş olduğunu belgeleyen tapu pembe çerçevelidir.

Mavi çerçeveli tapu, arsa tapusudur.

Hisseli tapu: Bir mülke sahip olan ortakların sayısı, hisse yüzdeleri ve isimlerini gösteren tapu çeşididir.

Hisseli arsa tapularında hissedarların toplam arsa içindeki alanları tapu kayıtlarında görünmez. Yani bu belgede gayrimenkulün hangi bölgesinin kimin olduğu belirtilmez. Herkes her metrekare hissesi oranında ortaktır.

Kat irtifaklı tapu: Konutun ya da işyerinin metrekaresi değil, konut/işyeri başına düşen arsa miktarı yazılır.

Daire; arsa, bağ, bahçe, tarla sayılır. Yapılacak ya da yapılıyor olan binaların üzerinde kat irtifakı kurulur. Kat irtifaklı bir bina tapuya kayıtlı anlamına gelir.

Müstakil tapu: İskan alındıktan sonra konut/işyerinin özelliklerinin yazılı olduğu tapu çeşididir.

Bu tapuda konut/işyeri, bağımsız bölüm olarak yazılıdır. İskan aldıktan sonra, kat mülkiyeti tapusuna geçilmelidir. Bu tapu, tapu kütüğünde yazılı olan durumları yansıtan bir tapudur.

 

Tapu Devir Belgesi

Tapu devir belgesini açıklarken tapu devri nasıl yapılır, buradan başlamak daha aydınlatıcı olur.

Taşınmaz malların devir işlemleri tapu dairesinde gerçekleşmektedir. Devir için istenildiği anda tapu dairesine gidilip işlem yapılamamakta. Tapu müdürlüğü randevu sistemi ile çalıştığı için öncelikle bağlı olunan daireden randevu almak gerekmekte.

Randevu nasıl alınıyor?

Tapu dairesinde gerçekleştirilecek işlemler için Alo 181 Tapu ve Kadastro hattını arayarak veya tapu müdürlüğünün resmi internet sayfasından başvuru yaparak randevu alınabiliyor.

Randevu gününde gerekli belgeler ile orada bulunulması gerekiyor.

Gerekli belgeler nelerdir?

Alıcıdan;

 

 

Tapu Devri

Gayrimenkullerin bir başkası adına tescil edilmesi için devir işlemlerinin tapu müdürlüklerinde yapılması gerekmektedir. Tapuda yapılacak devir için öncelikle Tapu ve Kadastro Çağrı Merkezi’nden randevu alınır.

Tapu Devri İçin Gerekli Olan Evraklar Nelerdir?

Satıcıdan tapuda satış için gerekli evraklar:

 

 

Tapu Harcı

Bir Gayrimenkul alırken alıcı ve satıcı devlete bir harç öder.

Bu harç bedeli alıcı ve satıcıdan eşit olarak alınır. Alıcı için %2 , satıcı için %2 olmak üzere toplamda %4’tür. Bu bedel tapuda gösterilen gerçek değer ya rayiç değer üzerinden hesaplanır.

Tapu Harcı Nasıl Hesaplanır?

Örneğin: 100.000 TL lik bir ev aldınız 2.000 TL alıcı, 2.000 TL satıcı toplamda 4.000 TL harç ödenir.

Tapu Harcı Nasıl Ödenir?

Bu bedel tapu memuru tarafından hesaplanır ve size bildirilir.

Alıcı ve satıcı bu bedeli ilgili bankaya yatırır. Bankadan aldıkları makbuzları tapu memuruna teslim ederler ve tapu memuru ödendi makbuzları alınmasının ardından resmi senedi düzenler ve tapu işlemi karşılıklı olarak yapılır.

Dikkat edilmesi gereken konulardan biri de Düşük Tapu Harcı ödemek için evin değerinin olduğundan düşük gösterilmemesidir. Bu durum ilerde size farklı sorunlar açabilir

Her Sene Tapu Harcı Masrafları Artar mı?

Tapu harçları devletin öngördüğü durumlarda yasalara göre artış gösterir. 2013 de %4 iken 2014 te %6 ya çıkma söz konusu değildir. Tapu Harçlarının artışı senelere tabi olmayıp Tapu Müdürlüğünün belirlediği tarife üzerinden devam eder ve bu yönetmelik değişmedikçe kaç sene geçerse geçsin tapu masrafları aynı oranda kalır.

 

Tapu Randevusu

Tapu işlemlerini gerçekleştirmek için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden randevu almanız gerekiyor. Randevunuzu Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün çağrı merkezinden ya da web sitesi üzerinden online olarak alabilirsiniz.

Tapu randevusu alabilmenin yolları nelerdir?

Tapu işlemlerinizi gerçekleştirmek için Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’nün 181 numaralı çağrı merkezini arayarak randevu alabilirsiniz. Ancak çağrı merkezlerinin yoğunluğu düşünüldüğünde online randevu almak size zaman tasarrufu sağlayacaktır.

Online randevu almadan önce bazı kurallara dikkat etmeniz gerekiyor:

e-Randevu ile zaman tasarrufu sağlayın

Online randevu almak için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün web sitesi www.tkgm.gov.tr’de yer alan e-randevu sekmesini tıklayarak ilk adımı atabilirsiniz.

Bu site üzerinden randevu alabilir, almış olduğunuz randevuyu sorgulayabilir ya da iptal edebilirsiniz.

Eğer ilk kez randevu alacaksanız “Randevu Al” butonunu tıklayın. Sonra sırasıyla karşınıza çıkan “Kimlik Doğrulama”, “İletişim Bilgileri”, “Müdürlük Seçimi”, “İşlem Seçimi”, “Randevu Tarihi” ve Randevu Onayı” işlemlerini tamamlayarak randevunuzu oluşturabilirsiniz.

 

 

Tapu Sahibi Sorgulama

Bir arsa veya mesken almak üzereyseniz ve taşınmaz mal sahibinin kim olduğundan emin değilseniz, tapunun kimin olduğunu öğrenebilirsiniz. Tapunun kime ait olduğunu nasıl öğrenebileceğinizi şimdi detaylı bir şekilde açıklayalım.

Taşınmaz tapusunun kime ait olduğunu öğrenmek için internet üzerinden herhangi bir şekilde tapunun kime ait olduğu bilgilerine ulaşım sağlamanız maalesef imkansız.

Bilgilere erişmek için tapunun fotokopisi ile tapunun bağlı bulunduğu tapu dairesine giderek sorgulama yapılıyor. Bu işlem https://www.turkiye.gov.tr/tapu-harc-sorgulama adresinden online bir şekilde yapılabiliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, www.tkgm.gov.tr adresinden “parsel sorgulama” linki ile il, ilçe, mahalle/köy, ada ve parsel bilgileri girilerek doğrudan parsel sorgulaması yapılabiliyor.

Tapu sahibi veya sahipleri öğrenildikten sonra alım veya satım işlemi yine ilgili tapu dairesince yapılmaktadır. Alım veya satım işlemlerin yapılabilmesi içim gerekli belgelerin temin edilmesi ve tapu harcının ödenmesi zorunludur.

Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcı binde 20 olup;, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplamalar yapılmaktadır.

 

 

Tapu Senedi

Tapu senedi, tapuda yapılan işlemler sonucu tapu dairesinin taşınmaza sahip olan kişiye mühürlü, imzalı verdiği resmi belgedir.

Tapu senedi sadece taşınmazın sahibine verilir. Mülkiyet dışında başka hak sahibi olan varsa o kişilere tapu senedi verilmez.

Tapu senedi iki örnek olarak düzenlenir. Fotoğraflı olan hak sahibine verilirken, diğer örnek ise merkeze gönderilir. Tapu senedinin kaybedilmesinin hukuki bir önemi yoktur.  Tapu sicil müdürlüğüne başvurulup, harcı yatırılarak yeni bir tapu senedi alınabilir.

Tapu senedi neden iki renklidir?

Ülkemizde tapu senetleri iki farklı şekilde düzenlen bir belgedir. Gayrimenkullere ait mülkiyet hakkı ile ilgili olarak Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından verilen tapu senetleri içeriklerine göre iki ayrı renge sahip oluyor; pembe ve mavi. Mavi renk tapular, sahip olunan mülkün bir arazi ya da arsa olduğunu belirtir ve kat mülkiyeti olmadığını belgeler. Pembe renk tapular ise kat mülkiyeti olan durumlarda kullanılır ve üstünde mülkiyete söz konusu olan yerin sınırları belirtilir.

Hangi tapu senetleri geçersizdir?

Tapu senedi tapu kütüğüne yapılan tescile dayanır. Tapu kütüğünde veya tapu kadastro bilgi sisteminde tescil yoksa tapu senedi mühürlü, imzalı olsa dahi bir geçerliliği yoktur. Tescile dayanmayan tapu senedi geçersizdir. Tescilli olmayan tapu senedi ile tapuda işlem yapılamıyor.

 

 

Tapu Ve Kadastro Müdürlüğü

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı, genel bütçe içinde ayrı bütçeli bir kurumdur.

Amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun

öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır.

Bir taşınmazın tapu kaydı, bulunduğu bölgenin tapu sicil müdürlüğüne yapılır.

Tapu sicili mahalleler ve köyler olarak ayrı ayrı tescil edilir. Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan tescil sonrasına, taşınmaz T.C. taşınmaz numarasına sahip olur. Bir taşınmazın birden fazla ilçenin idari sınırları içerisinde kalması halinde, hangi bölgeye ne kadar pay düştüğü belirtilmek suretiyle, her bir idari bölgeye kaydı ayrı ayrı yapılır. Taşınmazın tescil işlemlerinde, en büyük hissenin yer aldığı bölge müdürlüğünde işlem yapılır.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün Görevleri nelerdir?

 

 

Tapu İptal Davası

Tapu iptal davası tapunun kanuna uygun olmadığı ya da usulsüz yapıldığının iddia edildiği durumlarda açılır.

Tapu iptal davası nasıl açılır?

Tapu iptal davası Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak açılıyor. Gayrimenkulün bulunduğu yerde açılması gerekliliği bulunuyor. Tapu iptal davası zamanaşımı genel olarak on yıl olarak belirlenmiş durumda.

Gayrimenkul hukuku tapu iptal davası açacak kişilerin durumdan tam anlamı ile haberdar olmaları gerekiyor. Çünkü, tapu iptal davaları fazlaca masraflı olabilmekte. Bu yüzden tapu iptal davası soruları ve önerileri için tapu hukuku avukatları ile çalışmak ya da onlardan yardım almak oldukça faydalı olabiliyor. Mahkemeye başvururken tapu iptal davası dilekçe örneği ile benzer şekilde dilekçe oluşturmak önem taşıyor. Tapu iptal davası görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu için dilekçeyi de bu mahkemeye vererek işlemleri başlatabilmek mümkün.

Tapu iptal davası hangi durumlarda açılır?

Tapu ile ilgili sorunlarda açılabilir. Usulsüz kazanılan tapular içinde bu dava açılabilir. Tapuyu alma aşamasında hile kullanılmış ya da karşı taraf aldatılmış ise dava açma gerekliliği doğar. Tapu iptal davası açma süresi bir yıldan fazla olmamalıdır.

Tapu iptal davası çeşitleri

Muvazaa nedeniyle tapu iptal davası: Dava taşınmazın değerine göre taşınmazın bulunduğu yer asliye veya sulh hukuk mahkemesinde görülür. Muvazaa Nedeniyle Tapu İptal Davasında davanın tarafları muvazaalı işlemin taraflarıdır.

Aile konutu nedeniyle tapu iptal davası: Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.

Diğer tapu iptal davaları

 

 

Tapuda Takas

Tapuda takas, bir malın başka bir malla değiştirilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Takasta değiştirilecek malların değerlerinin birbirine eşit olması şartı aranmıyor. Değerler arasında eşitlik olmadığı takdirde, aradaki fark bir miktar para ödenerek denklik sağlanabiliyor.

Tapuda takas işleminin yapılabilmesi için gerekli belgelerin temin edilmesi ve harç ödemenin yapılması gerekiyor. Tapu takası için gereken belgeler şu şekilde:

Tapuda takas işlemi hakkındaki hükümlere Türk Borçlar Kanunu’nda yer veriliyor. Kanuna göre, tapu müdürlüklerinde gerçekleştirilen işlemler için devlet her iki taraftan tapu takas harcı talep ediyor.

2017 tapu takas harcı

Taşınmaz malların karşılıklı olarak trampa edilmesi halinde tapu harcının bu iki gayrimenkulden emlak vergisi değeri yüksek olan esas alınarak bu değer üzerinden, bu değerden yüksek bir değer bildirilmesi halinde bildirilen değer üzerinden her iki gayrimenkul için de hem alıcıdan hem de satıcıdan ayrı ayrı alınıyor.

Tapu takas harcı oranı 2017: Binde 20 (binde 20 x 2)

 

 

Tarla

En genel anlamıyla tarla; tarıma elverişli, sınırları belli olan ve belirli bir alanı bulunan toprak parçasıdır. Üzerlerinde genellikle tarım yoluyla bitkisel ürünler üretilerek üretim yapılır.

Maddi kazanç amacıyla kullanılan bu toprak parçalarının sınırları tarla sahipleri arasında veya belediyelerin gerekli organları tarafından belirlenir.

Tarla ile arsa arasındaki fark nedir?

İmarsız olan bir toprağa “tarla” denir. İmarı varsa o zaman arsa olarak tanımlanır.

Tarla alırken neler dikkat etmek gerekir?

Yatırım yapacağınız yer Tarla vasfında ise öncelikle imarın açılması öngörülen yerleri tercih etmek gerekir.

Ayrıca tarlanın kadastro yola cephesinin bulunması her zaman avantaj teşkil eder.

Önemli konulardan biride aldığınız arazinin su havzasında olup olmamasına dikkat etmek gerekir ki bu tür yerler mutlak koruma bandında olacağı için imara açılmayacak bölgelerdir.

Ayrıca arazinin sit alanında olup olmadığı, orman arazisi içinde yani 2B tapulu olup olmadığı, hisseli parsel mi yoksa müstakil parsel mi olduğu da önemlidir.

Müstakil tapulu gayrimenkullerin alınması yararlı olacaktır.

En önemli konulardan biride alınacak tarla ile tapuda devri yapılacak yerin aynı yer olup olmadığını önceden tespit ettirmek gerekir. Bu işlem içinde arazinin bağlı olduğu Kadastro müdürlüğüne müracaat edip yer tespiti yaptırmak gerekir.

 

Tarım Arazisi

Tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazilere, tarım arazisi denilmektedir.

Tarım arazileri Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar doğrultusunda türlere ayrılır. Bu ayrımda, toprağın tuz oranı, taşlı olma durumu, drenaj, alkalilik özelliği dikkate alınır.

Tarım arazisi türleri

Mutlak tarım arazisi: Ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan arazilere denir.

Özel ürün arazisi: Bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı, ancak özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan arazilerdir.

Dikili tarım arazisi; Bitki yetiştiriciliği yapılamayan fakat ağaç, ağaççık, çalı gibi ürünlerin yetiştirilebildiği arazi çeşididir.

Marjinal tarım arazisi: Üzerinde sadece geleneksel toprak işletmeciliği yapılabilecek, verimi olmayan toprak parçasıdır.

Bu gruplamalarının yapılmasında birçok neden vardır. Bu nedenler arasında tarımsal ürünlerin denetlenmesi, daha verimli ürün elde etmek veya haşhaş gibi bazı ürünlerin yetiştirilmesini kontrol etmek bulunmaktadır.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu gereğince; mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz.

Bu arazilerin tarımsal üretim amacı dışında kullanılabilmesi için bazı istisnalar vardır:

 

 

Tavan Arası

Tavan arası; sözlük anlamı olarak bir evin, bir binanın, bir yapının tavanı ile çatısı arasında kalan bölüm olarak adlandırılır.

Çatı arası, tavan aralığıdır. Ülkemizde genel olarak tavan araları genelde depo gibi kullanılsa da yapı planının uygun olması durumunda tavan arası pek çok şekilde kullanılabilir.

Örneğin; eğlenceli bir hobi odası, çocuklar için oyun alanı, kullanılmayan fazla eşyaları saklamak için bir deponun yanı sıra eğer yapı uygunsa tavan araları oturma odası, yatak odası olarak kullanılabilir.

Bazı tavan araları, pencereler ve merdivenler aracılığıyla yatak odası ya da ev-ofis olarak kullanılırken, diğerleri erişime uzak, aktif bir şekilde kullanılmadan, depo edinilen yerlerdir. Alt katlardan gelen ısı tavan arasında toplanır ve bu da mekanı sıcak ve hoş olmayan bir duruma sokar.

Binalarda ise genellikle tavan arası binanın sıcaklık ve mevsim koşullarının olumsuz etkilerinden etkilenmemek için izolasyon yapılması için kullanılır. Ev alırken ve kiralarken tavan arası boşluğunun kullanım şeklinin de dikkate alınması etkili alan kullanımı açısından göz ardı edilmemesi gereken noktalar arasında yer alır.

 

 

Taşınmaz

Türk Medeni Kanunu’na göre toprak, tapu kütüğünde ayrıca kaydedilmiş haklar (inşaat, kaynak ve diğer irtifak hakları) ve madenler ( burada söz konusu olan maden cevheri değil bunlar üzerindeki haklardır) taşınmaz olarak sayılırlar. Bunun dışında 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, tamamlanmış bir yapının kat, daire gibi bölümleri bağımsız olarak mülkiyet hakkına konu olur. Yani bu bölümlerde başlı başına taşınmaz niteliğinde sayılırlar.

Taşınmaz, şöyle tanımlanabilir:

Özüne bir zarar verilmeksizin bir yerden diğer bir yere taşınması mümkün olmayan, yerinde sabit duran mallardır.

Taşınmaz mallar tescil edilir. Tescil, kadastro gören yerlerde tapu sicilinde, kadastro görmeyen yerlerde zabıt defterlerinde tutulur.

Tapusu olmayan taşınmazların devri ise zilyetlik hükümlerine göre harici senet veya noterde yapılır.

Taşınmazın mülkiyet kazanması, tescille olabilir. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır.

 

 

Taşınmaz Yükü

Sınırlı ayni haklardan biri olan taşınmaz yükü, bir taşınmaz malikinin mülkü dolayısıyla o taşınmaz karşılık olmak üzere, diğer bir kimse lehine bir şey yapmaya veya vermeye mecbur olmasıdır.

Taşınmaz yükü ile ilgili hükümler, Medeni Kanun’da düzenlenmiştir. Kanuna göre, taşınmaz yükünün kurulması için tapu kütüğüne tescil edilmesi gerekir.

Hak sahibi olarak bir başka taşınmazın maliki de gösterilebilir.

İrat senedi ve kamu hukukuna ilişkin taşınmaz yükleri saklı kalmak kaydıyla, taşınmaz yükünün konusu ancak yüklü taşınmazın ekonomik niteliğinden doğan veya yararlanan taşınmazın ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bir edim olabilir.

Taşınmaz yükü nasıl kurulur?

Taşınmaz yükünün kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır.

Tescilde, taşınmaz yükünün değeri olarak Türk parası veya yabancı para ile belirlenmiş bir miktar gösterilir. Dönemsel edimlerde sicilde gösterilecek miktar, aksi kararlaştırılmış değilse, yıllık edimlerin yirmi katıdır.

Aksine bir hüküm yoksa, taşınmaz yükünün kazanılmasında ve tescilinde taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanır.

Kamu hukukuna ilişkin taşınmaz yükünün tapu kütüğüne tescili gerekli değildir. Kanunun alacaklıya yalnızca taşınmaz yükünün kurulmasını isteme yetkisini tanıdığı hâllerde taşınmaz yükü ancak tescille doğar.

Bir para alacağını güvence altına almak amacıyla kurulan taşınmaz yükü hakkında irat senedine ilişkin hükümler uygulanır.

Taşınmaz yükü tescilin terkini veya yüklü taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona erer.

Feragat, yükten kurtarma ve diğer sona erme sebepleri, yüklü taşınmaz malikine, hak sahibinden terkini isteme yetkisi verir.

Alacaklı, sözleşmeyle yetkili kılınmış olduğu takdirde malikten taşınmazın yükten kurtarılmasını isteyebilir.

Bu durumları şöyle sıralayabiliriz:

 

 

Tedbir

Kelime anlamı kısaca “önlem”dir. Bir işin yürütülmesi ile ilgili zorlukların çaresini önceden düşünmek olarak da açıklanabilir.

Hukuki olarak “tedbir kararı”, adli yargının konusuna giren çekişmelerde, dava konusu şeyin el değiştirmesi, yıpranması veya yok olmasının önüne geçmek için davadan önce veya dava sırasında talep halinde, mahkeme tarafından alınan bir tür önlemdir.

 

Tedbir kararının içeriği nedir?

Tedbir kararında;

 

Tedbir kararı nasıl alınır?

Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını ispat etmek zorunda oluyor

 

 

Tefrik

Tefrik kelime anlamı olarak ayırmak, ayrı tutmak anlamına geliyor. Bu kelime vekaletnamelerde geçen ve hukuk alanında kullanılan bir terimdir. Tefrik, hakimin uygun görmesi halinde davaları ayırması ve ayrı bakılmasını sağlaması olarak uygulanıyor. Bu durumda, dosyalar birbirinden ayrılır ve ayrı şekilde incelemeye alınır.

 

Taşınmaz hukukunda tefrik

Tefrik işleminin önemli kullanım alanlarından biri ise taşınmaz hukuku ve taşınmaz işlemleridir.

Tefrik daha çok kat mülkiyeti kurulacak yerlerde ve kat irtifakı işlemlerinde uygulanıyor. Tefrik bu alanda, bağımsız bölümlerin hissedarlar arasında ayrılması işlemi olarak da biliniyor. Özellikle apartman kat mülkiyetlerinde, kat maliklerinin hisselerin ayrılması işlemleriyle, arsa tapularının kat mülkiyetine çevrilmesi işlemlerinde tefrik esasları kullanılıyor.

 

 

Teknik Altyapı

Teknik altyapı, elektrik, gaz, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon, her tür ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi hizmetlerin sağlanması için yapılan tesisler ile açık ve kapalı otopark kullanışlarının bütününü kapsayan bir altyapı sistemi olarak karşımıza çıkıyor.

Kentsel teknik altyapı hizmetleri, bir alanın iskâna açılması ve iskân sonrasında, mekânsal ve toplumsal olarak sağlıklı ve yaşanabilir bir kentsel çevre için gerekli olan tüm iletim kanalları ve bunlara bağlı tesislerden meydana geliyor.

Teknik altyapı, 18916 sayılı ve 02 Kasım 1985 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’e göre plan yapımının maddelerinden biridir.

Mevzii İmar Planı: (Değişik: RG 2/9/1999-23804) Mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ve sınırlarının ilgili idarece belirlenmesi halinde, bu Yönetmeliğin plan yapım kurallarına uyulmak üzere yapımı mümkün olan, yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarını kendi bünyesinde sağlayan, raporuyla bir bütün olan imar planıdır.

 

Tellaliye Sözleşmesi

Emlakçının, bir gayrimenkulün alım satımı, kiralanması veya arsa üzerine inşaat yapımı gibi işlerde taraflar arasında aracılık yapmak veya bu işlere ilişkin sözleşmelerin yapılması için gereken ortamı oluşturmak üzere iş sahibi ile yaptığı sözleşmeye gayrimenkul tellaliye sözleşmesi deniyor.

Gayrimenkul tellaliye sözleşmesinde tarafların kimlikleri, imzası, sözleşmenin konusu, aracılık hizmetinin süresi, süre uzatımı, sınırları, çalışma koşulları, hizmet bedelinin miktarı, ödenme koşulları ve zamanı, hizmetin ifası için gereken masraflar, masrafların kim tarafından, ne zaman ve ne miktarda ödeneceği, aracılık hizmeti verildiği halde iş sahibinin esas sözleşmeyi yapmaktan vazgeçmesi halinde hizmet bedelinin ödenip ödenmeyeceği gibi hususlar açıkça belirtilmesi gerekiyor.

Tellaliye kime aittir?

Tellallık harcı mükellefi, Belediye Gelirleri Kanununda 68. maddede şu şekilde açıklanıyor.

Madde 68 – Tellallık Harcını, mal ve mahsullerini satan gerçek veya tüzel kişiler ödemekle mükelleftirler.

Gerçek veya tüzel kişiler yapacakları satışları, satış yapmadan önce belediye veya mahallindeki belediye ilgililerine haber vermekle ödevlidirler. Haber verilmediği takdirde harç yüzde 50 fazlasıyla tahsil olunur.

Yukarıda yer alan yasal hükümlerden de anlaşılacağı üzere tellaliye alıcıya ait değil; satıcıya aittir.

 

Tematik Harita

Tabiat ve insanla ilgili konuların mahal olarak sınırlarını ve yapısal özelliklerini gösteren harita çeşididir.

Tematik haritanın kullanım alanları nelerdir?

Tematik haritayı örneklendirmek gerekirse, hava sıcaklığı, jeoloji, denizcilik, turizm, tarımcılık, madencilik, ulaşım ,hava basıncı…

Tematik haritalar haritanın daha kolay anlaşılmasını ve harita üzerinde analiz yapılmasını sağlar.

Tematik haritaları kimler üretir?

Harita üretimi, devletin görevleri arasında yer almaktadır. Devlet kendi eliyle ihale açmak suretiyle özel sektör firmalarına da üretim yapmaları için olanak sağlamaktadır.

Tematik haritalar istatistiklerin analizinde büyük önem taşımaktadır.

 

Temellük

Temellük, Osmanlıca bir hukuk kavramıdır. En temel anlamı mülk edinme, mülk alınması ve sahip olmadır. Mülk edinen kişi temellük eden kişi demektir. En anlaşılır haliyle bir eşyayı, nesneyi, ev, arsa, tarla gibi taşınmaz malları sahiplenme, üzerine alma anlamındadır.

Temellük Hakkı Nedir?

Temellük hakkı, mülk edinen kişinin hakkıdır. Bir diğer kullanımı da alacağın devralınmasıdır. ( Alacağın temellük edilmesi)

Temlik

Ev, dükkân, arsa, arazi gibi taşınmaz malların hakkının bir başka kimseye geçirilmesine denir. Kısaca mülkiyetin devri anlamında kullanılır.

Örneklemek gerekirse arsasını müteahhitte veren ve karşılığında daire alan kişinin yaptığı işlemdir. Gayrimenkullerin yine konut, ticari ünite karşılığı verilmesidir.

Temlik çeşitleri hangileridir?

  1. Rızai Temlik: Taşınır ya da taşınmaz malı, alacaklısı ve vereceklisi ile arasında karşılıklı anlaşmaya, sözleşmeye dayalı gerçekleşen temlik türüdür.
  2. Kanuni Temlik: Herhangi bir durum karşısında hak sahibinin kanunlar çerçevesinde başka birisine geçmesi işlemidir. Mesela; bir vefat durumunda oluşan temlik, kanuni temliki kapsar.
  3. Kazai Temlik: Alacağın mahkeme kararı ile temlik olmasına denir. Örneğin; mirasçıların anlaşamadığı durumlarda mahkemeye başvuruda bulunarak mahkeme tarafından malın kişilere devretmesi şeklinde gerçekleşir.

 

Tenkis Davası

Saklı payına tecavüz edilen mirasçılar tarafından, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu ile saklı payı aşacak kadar miras bıraktığı kişilere karşı açılan bir davaya Tenkis davası denir.

Tenkis davası mirasa miras bırakan kişinin son yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuku Mahkemesi’nde açılıyor.

Türk Medeni Kanunu’nda 560. maddesinde açıklanan Tenkis Davası Hakkı bütün mirasçılara tanınmaktadır. Yine 560. maddeye göre miras bırakmış ya da bırakacak olan kişi sağlığında sahip olduğu bütün mal varlığı üzerinden tasarruf hakkına sahiptir. Ancak bu tasarruf hakkına rağmen mirasçıların saklı pay oranları da yasalarla korunmaktadır. Eğer bir şekilde miras bırakacak ya da bırakmış olan kişinin saklı pay oranını aşacak bir şekilde tasarrufta bulunduğu düşünülüyorsa bu durumda mirasçılarının tenkis davası açma hakkı saklıdır.

Bölünmez mal vasiyetlerinde, değerinde bir azalma ya da eksilme meydana gelmeden bölünmesine de olanak bulunmayan belirli bir malın vasiyetinin tenkis davasına konu olması durumunda, vasiyet alacaklısının, talep ettiği takdirde tenkisi gereken kısmın maddi değerini ödeyerek malın kendisine verilmesini talep edebileceği gibi aynı şekilde kendi hakkından tasarruf edebilir. Bu durumda tasarruf ettiği kısmın maddi değerinin para olarak kendisine ödenmesini isteme hakkına sahiptir.

Tenkis Davalarında Zaman Aşımı

Tenkis Davalarında zaman aşımı tenkis davası açmak isteyen kişiler bakımından bu süreç içerisinde davanın açılabilmesi için saklı paylarının zarara uğradığını öğrenen mirasçılar olayın öğrenildiği andan itibaren bir yıl içerisinde tenkis davası açma hakkına sahiptirler. Bir diğer zaman aşımı ise vasiyetnameye bağlı olarak uygulanmaktadır. Bu durumda vasiyetnamenin okunmasının üzerinden on yıl geçmesinden sonra tenkis davası açma hakkı kaybedilmiş olur. Buradan da anlaşılacağı gibi tenkis davalarında iki adet (bir sene ve on sene olmak üzere) zaman aşımı bulunmaktadır.

Teras

Oturup hava almaya yarayan, düz üstü gezinmeye elverişli ve çevresi açık yüksekçe yere teras denir.

Teraslar bir evin balkonundan daha büyük, geniş ve üstü açık bölümlerdir. Çeşitli şekillerde kullanılabilir mekanlardır.

Terasların kullanım alanları oldukça çeşitli bir yelpazeye sahiptir. Örneğin teraslar, hobi olarak küçük bir bahçe yapmak için değerlendirilebilirken; özel kullanımlar için de tasarlanıyor.

Terasın avantajları nelerdir?

Teras katları yüksek şehir manzaraları, yetiştirilen ya da yaptırılan peyzajla bahçeli ev görünümü şeklindeki geniş balkonları, çevreyi geniş bir perspektifle seyretmenin verdiği huzur ve mutluluk hissi gibi birçok avantaja sahiptir. Ayrıca hayvan severler için de petin rahat hareket etmesini sağlayan bir alandır.

Dezavantajları

Ne yazık ki güzel bir yaşam alanı olan Terasların bakımı hem zor hem de oldukça masraflıdır. Özellikle kış ayları oldukça soğuk geçen bölgelerimizde karşılaşılan ısıtma ve yalıtım problemleri, birçok teras katı sahibinin şikayetleri arasında başta yer almaktadır.

Ayrıca asansörsüz, genellikle 3-4 katlı binalarda, fiziksel açıdan herkesi zorlayacak olan merdiven problemi birçok teras katı sahibinin dile getirdiği bir dezavantajdır.

 

Terkin

Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın tapu kaydından silinmesi işlemine terkin denir. Birçok resmi sicil için kullanılabilen hukuk terimidir. Yolsuz hale gelen tapu sicilini düzeltmek için yapılan, Tescilin tersi bir işlemdir.

Tapu da terkin işleminde, ilgili kaydın üzerine kırmızı kalemle “terkin edilmiştir” yazılır. Tescilin tersi bir işlemdir.

 

Ters Dubleks

Ters dubleks daire, normal dubleks dairelerin aksine mutfak ve salonun yukarı katta, yatak odası ve banyonun ise alt katta bulunan dairelere denir. Kimine göre karanlık ve bunaltıcı olan ters dubleks daireler yine de gayet şık bir dizayna sahip olduklarından oldukça kullanışlı da olabilir. Sağlam bir ters dubleks daire aldığınız takdirde rutubet ve ısıtma sorunlarıyla karşılaşmazsınız. Düşünülenin aksine ısıtılması en kolay yapı türü olan ters dubleks dairelerin alt katları da kışın sıcak yazın serin olmaktadır. Yatak odalarının genellikle alt katta bulunduğu ters dubleks dairelerde genellikle alt kattan bahçeye çıkış bulunmaktadır.

Ters Dubleks Daire Almanın Avantajları Ve Dezavantajları Nelerdir?

 

 

Tevhid

Tevhit birleştirme anlamında kullanılır.

Emlakçılık dilinde, tapu kayıtlarında ayrı ayrı ama yan yana olan taşınmaz malın tek bir tapu kaydına bağlanması ve bir parsel halini almasına denir. Birleştirme işleminin yapılmasından sonra yasal düzenlemelere uygunluğu onaylattırılır. Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ise belediye encümeni; mücavir alan dışında ise il özel idaresidir.)

Tevhit işlemi için gereken belgeler nelerdir?

* Taşınmazın bulunduğu yere göre belediye encümeni veya il idare kurulu kararı,

* Kadastro müdürlüğü tarafından üst yazıya bağlanmış üç takım birleştirme dosyası, tescil bildirimi ve kontrol raporu,

* Birleştirme başvurusunda bulunanın veya temsilcisinin fotoğraflı nüfus hüviyet cüzdanı veya pasaportu ile temsil belgesi.

* Taşınmaz mallardan en az birinin cinsi bina ise deprem sigortası .

 

 

Tevkil Yetkisi

Bir başkasının adına bir kimseyi vekil tayin edebilme iznine tevkil yetkisi denir.

Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılıyor.

Vekâletname üzerinde “Tevkil Yetkisi” ibaresi varsa vekâlet verilen kişi başkasına vekâlet verebiliyor. Ancak mevcut vekâletnamede tevkil yetkisi ibaresi yoksa bir başkasını vekil olarak atayamıyor.

Ayrıca vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamıyor, sulh olamıyor, hakeme başvuramıyor, iflas, iflasın ertelenmesi ve iflas anlaşması talep edemiyor, kambiyo taahhüdünde bulunamıyor, bağışlama yapamıyor, kefil olamıyor, taşınmazı devredemiyor ve bir hak ile sınırlandıramıyor.

 

Ticari Gayrimenkul

Ticari gayrimenkul yatırımı, daha fazla kazandırdığı sıkça tercih edilen bir yatırım türü. Ancak ticari gayrimenkul yatırımı yaparken dikkat edilmesi gereken birçok nokta bulunuyor. Eğer bu yönde bir yatırımı yapacaksanız öncelikle ofis mi yoksa dükkan mı almanız gerektiğine karar vermelisiniz. Diğer yandan lokasyon, metrekare gibi kriterleri de gözden geçirmelisiniz. İşte kârlı bir gayrimenkul yatırımında dikkat etmeniz gerekenler.

Bölge kriterlerinizi belirleyin

Ticari gayrimenkul yatırımı yaparken dikkat etmeniz gereken öncelikli iş bölgedir. Yatırım yapacağınız gayrimenkulü seçerken gelişmeye açık, yoğun nüfuslu bölgeleri tercih edin. Lokasyonun çabuk kiralanabilir olması ve görünür olması önemlidir. Şehrin merkezinde ticari gayrimenkul yatırımı yapmak daha kârlı ancak maliyeti daha yüksek olabilir. Diğer yandan bölgedeki arz talep dengesini öğrenmek de fayda sağlayacaktır. Lokasyonun yakınındaki AVM, ulaşım projeleri gibi gelişmeleri de takip edin.

Park alanı önemli

Eğer ticari gayrimenkul olarak dükkan seçecekseniz mutlaka geniş cepheli ve az kolonlu bir yer seçmelisiniz. Satın almayı düşündüğünüz ticari gayrimenkulün otopark ve bahçe kullanım imkanını araştırın. Mülkte baca olup olmaması, kaç girişi çıkışı olduğu, ulaşılabilirliği ve teknik özelliklerine dikkat edin. Eğer ofis satın almayı tercih edecekseniz, binanın ve ofisin iş

“Yangın merdiveni var mı?”, “Deprem Yönetmeliğine uygun mu inşa edildi” gibi soruları sormaktan çekinmeyin.

Tapuya dikkat edin

Satın alacağınız ticari gayrimenkulün tapuda nasıl gözüktüğü çok önemlidir. Eğer satın alacağınız ticari gayrimenkul tapuda konut olarak görünüyorsa, bu sorun yaratabilir. Yine aynı şekilde fırın ya da pastane gibi özel bir mülk satın alacaksanız, bu alanlara uygunluğunu kontrol etmelisiniz. Eğer kontrol etmezseniz bu tür değişiklikleri için diğer konut sahiplerinden izin almanız gerekir ki bu sorun olabilir. Ticari gayrimenkul satın alırken mekanın emlak vergi ya da fatura borcu olup olmadığını da araştırmalısınız.

 

 

Ticari İmarlı Arsa

Ofis, dükkan, çarşı, çok katlı mağazalar, iş merkezleri, AVM, ticaret alanları, kamu ve özel katlı otoparklar, otel ve diğer konaklama tesisleri, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu, gibi sosyal ve kültürel tesisler, lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, yönetim binaları, katlı otopark, banka, finans kurumları, yurt, kurs, dershane, özel eğitim ve özel sağlık tesisleri gibi ticaret ve hizmetler sektörüne ait taşınmaz malların kurulabileceği arsalara ticari imarlı arsa deniyor.

Eğer ticari imarlı arsaya; katlı otopark, özel eğitim veya özel sağlık tesisi yapılmak isteniyorsa imar planında bu değişikliklerin yapılarak arsanın ticari kullanımdan çıkarılması gerekiyor.

Ticaret-Konut imar sahası içerisinde zemin katların iş yeri olarak gösterilmesi gerekmekte olup, ruhsat alınırken giriş katların mutlaka işyeri ruhsatı ile işlem görmesi gerekiyor.

Ticari imarlı arsada konut yapılmadan önce mutlaka belediyeye başvurulup tapu ve ruhsatta tadilat yaptırılması gerekiyor. Eğer bu işlem yapılmadan konut yapılırsa, sonrasında konut için uygulanan fatura miktarları ticari işletme oranlarına çevriliyor.

 

 

Toki

TOKİ, düşük ve orta gelirli vatandaşların konut ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuştur. Büyük şehirlerde yaşanan gecekondu sorununa kalıcı bir çözüm üretmekle de görevli olan kurum, çalışmalarına büyük bir özveriyle devam etmektedir.

Dar ve orta gelirli vatandaşların güvenilir konut ihtiyacını karşılamak ana hedefiyle işe başlayan TOKİ, zaman içinde kamu binaları ve deprem konutları inşaatına da el attı. Özellikle büyük şehirlerdeki kamu arazilerinde lüks konutlar inşa eden kurum, buralardan elde ettiği karı yine vatandaşlar için harcadı.

TOKİ Kamuya ait ve konut yapılabilecek arazileri tespit ederek belediyeler aracılığıyla imar değişikliklerini hayata geçirir. Düzenlenen ihaleler sonucunda başlayan çalışmalar TOKİ güvencesi altında tamamlanır. Bu aşamada TOKİ ile bir tür ortaklığa giden şirketler, imar düzenlemeleri konusunda da belediyelerle karşı karşıya gelmez ve sorun yaşamaz.

Bu projelerde yatırımcının konutlar için yaptığı ödeme inşaat şirketinin değil TOKİ’nin hesabına yatar. TOKİ’nin ihalenin başında vaat ettiği gelirin işin sonunda mutlaka yakalandığı projelerde devlet arazileri değerlendirilerek kamuya kaynak aktarılmış olur.

Konut sahibi olmak isteyen yatırımcılara TOKİ tarafından sunulan avantajlar, devlet garantisi altında ev sahibi olma imkânını da içerir. Bitirilemeyen projelerin riskinden korunmak isteyen vatandaşların ilk tercihi olan TOKİ inşaatları, kendi içinde farklı sıkıntıların da yaşanmaması için olağanüstü bir çaba sarf eder. İnşaat şirketlerinde yaşanabilecek iflas gibi olumsuz durumlar TOKİ projelerinde görülmez.

TOKİ projeleri tüketici güven endeksinin en yüksek olduğu projeler arasında sayılabilir. Kullanılan malzeme tercihinden işçilik kalitesine, dış mimari özelliklerinden lokasyonuna kadar fark yaratan TOKİ projeleri, beklenenin üstünde talep toplar. Çok kısa sürede satılan evler aynı zamanda da hızlı bir şekilde tamamlanır.

Projelerde yaşam başladığında ciddi değer artışları gözlemlenir.

TOKİ projelerinden konut almak tüketiciler açısından güvenli ve garantili bir yatırım aracı olarak görülür. 2017 yılında 65 bin sosyal konut hedefiyle fark yaratmaya hazırlanan kurum, gelişen ve değişen çizgisiyle sadece büyük şehirleri değil Anadolu’ya yeni baştan planlı bir şekilde değiştirmeye çalışmaktadır.

 

 

Toki Projeleri

TOKİ, Tarımköy projelerini nüfusu 40 binden az olan ilçelerde belediye ve kaymakamlıklarla, nüfusu 40 binden çok olan il veya ilçelerde belediye ve valiliklerle ya da kaymakamlıklarla ortak çalışma içinde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar Tarımköy projeleri kapsamında 5 bin 747 konut yapıldı.

Tarımköy projeleriyle köyden göç sorununa alternatif önlem getiriliyor. Tarımköy projelerinde vatandaşlara tarıma elverişli arazi tahsis edilirken dağınık durumdaki yerleşim yerleri bir araya toplanıyor ve yerel mimari doku korunarak yenileniyor. Tarımköy projeleri sadece bina yapımını kapsamıyor.

Tarımköy projeleriyle altyapısı, konutları, sosyal donatıları, yolu, çocuk parkı ve çevre düzenlemesi olan modern köyler inşa ediliyor.

Proje kapsamında toprağı olmayan çiftçilere tarım arazisi ve işletme kredisi veriliyor.

Köyün su kaynakları, çayır, mera ve orman alanları da göz önüne alınarak mevcut köy mimarisi ve dokusunun korunmasına özen gösteriliyor.

Tarımköyler, sel ve deprem gibi afetlere karşı zemini sağlam ve korunaklı yerlere yapılıyor.

TOKİ tarafından son olarak Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesinde inşa edilecek 100 konutun ihalesi yapıldı.

 

 

 

Toplu Konut

Toplu konut, önceden planlanan belli bir bölgeye devletin verdiği kredi desteği ile meydana getirilen binalardır.

Toki, Emlak Konut ve Kiptaş tarafından yapılan toplu konut projelerinde ilk sırayı Toki alıyor.

Bu gibi projeler, şehrin içerisinde ayrı bir şehir olarak tasarlanıyor. Konut sahiplerinin ihtiyaç duyabileceği her türlü sosyal imkanın da bulunduğu toplu konut projelerinde daire sayıları ise 500 ila 1000 arasında değişebiliyor.

Toplu konut kelimeleri büyükşehir belediyelerinin kentsel dönüşüm projelerini de ifade eder oldu. Özellikle İstanbul başta olmak üzere 3 büyükşehirde gerçekleştirilen ve altyapısız, temelsiz, risk bölgelerinde, dere yataklarında bulunan gecekondular ile ilgili çözümler toplu konut için iyi birer örnek oldu.

TOKİ ve konut yapı kooperatifleri gibi konut üretimi yapan diğer birçok şirket de bugün artık toplu konut yapımını daha fazla tercih ediyor. Kimisi TOKİ projelerini üstleniyor, kimisi kendi bulduğu arsaları konutlaştırıyor.

 

 

Trampa

Ticari değeri olan bir malın, para aracılığı olmaksızın, doğrudan doğruya bir başka malla değiştirilmesine, değiş tokuş, takas yapılmasına trampa denir.

Trampa işleminde söz konusu malların mevcut değerlerinin eşit olması şartı aranmamaktadır.  Tapu müdürlüğü malların değerleri arasındaki değer farkına karışamıyor. Bu konuda tarafların kendi aralarında bir anlaşma sağlaması gerekiyor.

Trampa işlemi nasıl gerçekleştirilir?

Bu tipteki işlemler Tapu Müdürlükleri’nde gerçekleştirilmektedir. Farklı şehirlerdeki mallar içinde takas yapılabiliyor.

Trampa işlemi için tapu sicil müdürlüğünce aşağıdaki belgeler istenir.

 

 

 


***U***


Uygulama Projesi

Yapılan tüm mimarlık, mühendislik proje çalışmalarının amacı; inşası istenilen yapının, düşünüldüğü gibi olmasını sağlamaktır. Bu nedenle de yapılacak uygulamaların tüm ayrıntı ve detayların gösterileceği bir proje çizilir, çizilen bu projeye uygulama projesi denir.

Yapının gerçekleştirilebilmesi için, mühendislik uygulama projelerinin hazırlanabilmesi için bütün gerekli bilgileri kapsar. Bir yapının uygulama alanında gereksinim duyacağı bütün teknik ayrıntıyı ve bilgileri çizgisel olarak yazı ve rakamlarla açıklar.

Kesin proje çalışmalarında mühendislerle birlikte alınmış olan statik, sıhhi tesisat, elektrik havalandırma, ısıtma kararlarının yapıya yansıyan çözümlerini belirler.

Uygulama projesinde her çizim tam bir kesinliktedir. Yapının şantiye uygulamasında ve mühendislik hesaplarının, projelerin hazırlanmasında birer direktiftir. Kaba yapıyı açıklayan çizgi, yazı, rakam ve şekilleri hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıktadır. Uygulama projesi bir kaba yapı projesi olup, daha sonra hazırlanacak ince yapı resimlerinin bağlı kalacağı kaba yapıyı, alt yapıyı belirler. Ayrıca resmi işlemlerde bir yapının ruhsat projesi olarak da devrededir.

Uygulama projeleri 1/50, 1/20, 1/10, 1/5, 1/1 ölçekler ile hazırlanır. Uygulama projeleri şu şekilde düzenlenir;

 

 

Uygulama İmar Planı

Yerleşim alanlarının gelecekte sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan alacakları yerleşim biçimlerinin belirlenmesine yönelik tasarlanmış, uygulamaya yönelik, 1/1000 ölçekli planlardır.

Uygulama imar planlarının tamamı bir aşamada yapılabileceği gibi etaplar halinde de hazırlanabilir. Ancak, bu durumda etap sınırlarının varsa nazım planlar üzerinde gösterilmiş olması gerekir.

Uygulama imar planlarında, yapı adaları içinde imar parselleri gösterilir.

Uygulama imar planlarına uygun olarak parselasyon planları düzenlenir ve bu planlar imar planlarının ayrılmaz parçasıdır.

 

 


***Ü***


Üfe

Üretici Fiyatı Endeksi (ÜFE), Belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurtiçine satışa konu olan ürünlerin, üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişikliklerini ölçen fiyat endeksidir. Aylık ya da yıllık enflasyon rakamının belirlenmesinde kullanılır.

ÜFE verilerinde yaşanan artış, hisse senedi ve tahvil piyasalarında düşüşe neden olur. Çünkü ÜFE ile faiz oranları birbirine çoğu zaman eş yönlüdür. Bu nedenle faiz oranlarının artması, doların değer kazanacağına işaret eder. Tersi durumda da dolar değer kaybeder.

Üretici fiyatları endeksi, her zaman için bir önceki ay için veriler aylık olarak düzenli olarak yayınlanır.

Üfe-Tüfe Arasındaki Fark Nedir?

ÜFE’nin aksine TÜFE ise tüketicilerin satın aldığı mal ve hizmetler grubunda bulunan varlıkların fiyat değişimlerini ölçer. Tüketici fiyat endeksi olarak adlandırılan bu gösterge sayesinde enflasyon oranlarında yaşanacak artış ve azalışları ön görebilirsiniz. Tüketici harcamaları enflasyonun 3’te 2’sini oluşturduğu için TÜFE gerçekten de önemli bir veridir.

Nasıl Hesaplama Yapılır?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 344.’üncü maddesi gereğince kira artışı, “Bir önceki kira yılının ÜFE artışını geçmeyecek şekilde düzenlenir” hükmüne göre yapılır. Ancak burada kesin bir hesaplama bulunmamaktadır. TUİK’in yayımlamış olduğu Yİ-ÜFE kullanıcı rehberinde ise bu hesaplamanın iki şekilde olabileceği açıkça görülmektedir.

a-) Bir önceki yılın (2016 Nisan) aynı ayına göre değişim, (% 16,37)

b-) 12 aylık ortalama değişim (Nisan-2016 / Nisan 2017) (% 8,01)

Yukarıda da görüldüğü gibi iki oran arasında da çok büyük farklar bulunmaktadır. Bu kapsamda karışıklığın ortadan kalkması amacıyla , 6.Hukuk Dairesinin verdiği “ Kira artışı, ÜFE’nin 12 aylık ortalaması oranında artırılır.” karar ile giderilmiştir.

TUİK ‘in açıklamış olduğu Nisan 2017 verilerine göre;

12 aylık ortalama (Yİ-ÜFE),

Bir önceki aya göre (Mart 2017) %0,76

Bir önceki yılın Aralık ayına göre (Aralık 2016) % 7,19

Bir önceki yılın aynı ayına göre (Nisan 2016) %16,37 ve

12 Aylık ortalamaya göre % 8,01 artış göstermiştir.

Bu rakamlara istinaden 2017 Mayıs ayı kira artış oranı Yİ-ÜFE değeri 12 aylık ortalama değeri olan % 8,01 olarak uygulanacaktır.

 

 

Üst Hakkı

Sınırlı ayni haklardan biri olan üst hakkı, sahibine belirli veya belirlenmemiş süre içinde, bir gayrimenkulün üzerinde ve altında (yeraltı kaynakları da dâhil) dilediği gibi kullanma hakkını verir.

En geniş ayni haktır. Hak sahibinin gayrimenkul üzerinde yapamayacağı tek eylem, mülkiyeti bir başka kişiye geçirmedir.

Üst hakkı nasıl kurulur?

Üst hakkıyla başkasına ait arsanın altına veya üstüne yaptığınız yapının tapu siciline tescili ise irtifak hakkı olarak yapılıyor. Tapuya tescil işleminden sonra arsanın mülkiyeti ile üstündeki veya altındaki binanın mülkiyeti ayrı ayrı kişilere ait oluyor.

Üst hakkı, arsadaki mevcut yapıyı koruma( muhafaza) amaçlı da kurulabilir. Buna muhafaza hakkı denir.

Sonuç olarak üst hakkını üç değişik durumda belirtebiliriz:

Üst Hakkı İşlemi için İstenen Belgeler Nelerdir?


***V***


Vakıf

Yararlı bir çalışmanın ve ya hizmetin ileride de bir fayda sağlaması amacıyla, kendi tasarrufları ile resmi olarak bağışladıkları taşınmaz mülk ve paranın idare edildiği yere vakıf denir.

Örnek vermek gerekirse eskiden camiiler, okullar çeşmeler, hamamlar, köprüler bağışlanırdı. Bunların korunması yenilenmesi ve hizmetlerinin devamını sağlam amacıyla “ Vakıflar Genel Müdürlüğü” kurulmuştur.

Vakıfların amacı nedir?

Vakıfların amacı yardımlaşmadır. Toplum yararına çalışmayı hedefler.

Sosyal, ekonomik ve sağlık  durumları elverişli olmayan kişileri desteklemek, güçlendirmek vakıfların genel amacıdır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı pek çok dükkan, iş yeri ve mülk bulunmaktadır. Buradan elde edilen kira gelirleri bu eserlerin korunmasına ve diğer yardımlara kullanılmaktadır.

Türkiye’nin dört bir yanında bulunan vakıflara ait gayrimenkuller turistik, eğitim ve ticari amaçlarla Vakıflar Genel Müdürlüğünce uzun süreli kiraya verilebilirken, buradan elde edilen gelirler de söz konusu taşınmazların ait olduğu vakfiyelere uygun bir şekilde hayır amaçlı kullanılıyor.

 

Vakıf Taviz Bedeli

Vakıf malların mülke dönüşümü tasarruf edene intikali için bir bedel öngörülmüş olup, bu bedele taviz bedeli denilmektedir.

Vakıfların yönetimi ile birlikte faaliyet denetimi, sahip olunan gayrimenkullerin ve menkullerin tescili, korunması gibi işlemler Vakıflar Kanunu çerçevesinde yapılır. Vakıf taviz bedeli ile vakıfların onarılması, yaşatılması, ekonomik olarak işletilmesi ve tasarruf edilmesi sağlanır.

Vakıf taviz bedeli, gayrimenkul değerinin yüzde ellisi kadardır. Taviz bedelinin vakfa mutlaka ödenmesi gerekir. Aksi durumda temlik yapılamaz. Taviz bedeli eğer kamulaştırma için kullanılacaksa kamulaştırma bedeli esas alınarak işlem yürütülür.

Taviz bedelinin tahsil şekli

MADDE 19 – Taviz bedelleri, yapılacak tebligat üzerine altmış gün içerisinde peşin olarak ödenebileceği gibi eşdeğer bir taşınmazla takas edilebilir veya yarısı peşin, kalanı bir yılda beş eşit taksitte ödenebilir. Taksitlendirme halinde, taşınmaza birinci derece ve birinci sırada ipotek konulur. Taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan taksitlerin tamamı muaccel olur.

Genel Müdürlükçe tahakkuk ettirilen taviz bedelleri, yapılacak tebligata rağmen ödenmediği takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı ile birlikte tahsil edilerek vakfı adına gelir kaydedilir.

 

 

Vaziyet Planı

İnşaat alanında yer alacak olan tüm öğelerin Bina yeri, telefon direği, yol, yön durumu, ağaç, su ve elektrik hatları ve bunun gibi detayların gösterildiği ölçekli planlardır.

Projenin mimarı tarafından çizilen bu plan, yerleşim yerini göstermeye yarar.

Vaziyet planında neler bulunur?

 

 

Vefa Hakkı

Bir malı satanın, sattığı malı geri alma hakkının tapuda kayıt altına alınması işlemine Vefa Hakkı denir. Vefa Hakkı, noter eşliğinde yapılır ve genellikle 10 yıllık bir süreyi kapsar.

Tapudan istenecek belgeler nelerdir?

Vefa hakkı olan taşınmaz üzerinde haciz işlemleri nasıl olur?

Söz konusu taşınmaz üzerinde geri alım hakkı varsa haciz işlemleri buna mani değildir. Vefa hakkı olan kişi bu hakkını kullanabilir.

Vefa hakkının maliyeti nasıldır?

 

 

Vekalet

Vekaletname sizin adınıza yapılacak bir işlemi başkasının yapabilmesi için noterden verilen yetki belgesidir. Konusu yapılacak işleme göre değişir. Satış, alış, iş takibi, duruşma vs. gibi.

Vekalet için hangi belgeler gerekir?

Vekalet Nasıl Verilir?

Noter, vekalet verecek olan ve vekalet verilecek olan kişinin bilgilerini ve kimliklerini alır. Vekalet verecek olan kişiye hangi konularda vekalet verecek olduğu sorulur ve vekalet verilecek olan konular tek tek eklenir. Ardından hazırlanan sözleşme vekalet verecek olan kişiye imzalatılarak birer kopyası noterde kalmak üzere verilir.

Vekalet Nasıl İptal Edilir?

Noter aracılığıyla vekil tayin edilen kişinin, yine noter aracı kılınarak, vekalet veren kişi tarafından vekaletin ve vekaletnamenin geçersiz kılınmasını sağlayan belge ile vekalet iptal edilir.

 

 

Veraset Beyannamesi

Veraset vergisi vefat halinde kişinin kalan mallarını mirasçılarının kabul etmesi halinde mirasçıların devlete ödemek zorunda olduğu her yıl farklı oranların belirlendiği bir vergidir.

Beyanname nereye verilir?

Veraset ve intikal vergisi beyannamesi, vefat edenin son ikametgâhının bulunduğu yerdeki vergi dairesine verilir. Vefat edenin ikametgâhı yabancı memlekette ise; Türkiye’deki son ikametgâhının bulunduğu yerdeki vergi dairesine verilir.

Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilme süreleri, ölümün gerçekleştiği yer veya varislerin ikametgâhlarının bulunduğu yere göre farklılık arz etmektedir.

Buna göre, ölüm, Türkiye’de gerçekleşmiş ve varislerde Türkiye’de ikamet ediyorlarsa, ölüm tarihinden itibaren dört ay içinde, ölüm, yabancı memlekette, varislerde aynı yabancı memlekette ise, ölüm tarihinden itibaren dört ay içinde, Ölüm yabancı memlekette, varisler Türkiye’de veya ölüm Türkiye’de varisler yabancı memlekette ise, ölüm tarihinden itibaren altı ay içinde, ölüm yabancı memlekette, varisler başka bir yabancı memlekette ise; ölüm tarihinden itibaren sekiz ay içinde beyanname verilmelidir.

Beyannameye eklenecek belgeler nelerdir?

Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin ekinde;

Veraset ve intikal vergisi beyannamesi, doldurulup tüm varisler tarafından imzalandıktan sonra (Beyanname vekâleten imzalanabilir) yukarıda sayılan evraklar eklenip, süresi içinde varislerden birisi tarafından ilgili vergi dairesine verilmelidir.

Bu hususlara dikkat ederek doldurulan beyanname, ilgili vergi dairesine verilir ve tahakkuk ettirilir. Ödenecek vergi çıkması durumunda vergiler her yıl Mayıs ve Kasım aylarında üç yılda altı eşit taksitte ödenir. Varisler tahakkuk eden vergilerin tamamını ödemediği veya teminat göstermediği sürece intikal eden mallar üzerinde satış, devir gibi tasarruflarda bulunamazlar.

 

 

Veraset İlamı

Vefat halinde, kişinin mirası üzerinde kimlerin, hangi oranlarda hak sahibi olduğu “veraset ilamı”nın bir diğer ismi, mirasçılık belgesi. Vefat halinde, vefatı gerçekleşen kişinin öncelikle mirasçılarının kimler olduğunun belirlenmesi amacıyla, mirasçılar tarafından talep edilmesi halinde Sulh Ceza Mahkemesi’ne veya notere veraset ilamı istemi yapılıyor. Veraset ilamı alındıktan sonra veraset yoluyla mirasçılara kalan taşınır ve ya taşınmaz malların ilgili belediyelere bildirimi gerçekleştiriliyor.

Veraset ilamı başvurusunun vefatı takip eden bir ay içinde yapılması gerekiyor. Peki veraset ilamı nasıl alınır?

Veraset ilamı nasıl çıkarılır?

Veraset ilamı çıkarmanın koşulu, yasal veya atanmış mirasçı olunması. Veraset ilamı çıkarmanın iki ayrı yolla çıkarılabiliyor. Bu yöntemlerden ilki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulması… Mirasçılar arasında “yabancılık unsuru” söz konusuysa, yani mirasçılar arasında Türkiye’de ikamet etmeyen ya da yabancı uyruklu biri varsa, veraset ilamı sadece Sulh Hukuk Mahkemelerinden çıkarılabiliyor. İkinci yöntemse noterden veraset ilamı talebiyle gerçekleştiriliyor.

Veraset beyanı, varislerin mahkeme kanalıyla kendilerini ispatlamaları sonucunda menkul ve gayrimenkullerini kendi adlarına veya müşterek olarak ilgili daireye beyanda bulunmaları anlamına geliyor.

 

Villa

Genellikle şehirden uzakta yazlık bölgeler veya doğaya yakın yerlerde inşa edilen iki ya da üç katlı bahçeli, tercihe göre havuzlu müstakil evler villa olarak tanımlanır.

VİLLA TİPİ EVDE YAŞAMANIN AVANTAJLARI

VİLLA TİPİ EVDE YAŞAMANIN DEZAVANTAJLARI

 

 


***Y***


Yalı

Deniz kıyılarına sıfır şekilde planlanarak inşa edilen yapılara yalı denir. Genellikle iki ya da üç katlı yapılardır.

İstanbul Boğazı’nın iki tarafında da yer alan pek çok yalı bulunmaktadır. Osmanlı döneminde inşa edilmeye başlanan olan bu yalılardan bazıları toprak doldurmak ya da yol yapmak sureti ile belediyelerce geriye çekilerek denizden uzaklaşmışlardır.

İstanbul’daki yalıların, yapıldıkları günden beri otantik dokuları bozulmadan yenileme çalışmaları yapılmasına özen gösterilmektedir.

Yalılar en pahalı taşınmazlar arasındadır.

Osmanlı döneminde, hanedan mensupları seçtikleri her yerde yalı veya köşk yaptırabildikleri için öncelikle Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme sahilleri öncelikli tercihleriymiş. Yalıların rengi yine sahiplerinin statülerine göre belirlenmekteymiş.  Bordo-kırmızı renkliler devlet mensuplarının, açık renkliler Müslümanların,  gri ve tonlarındaki yalılar gayrimüslimlerinmiş.

Bugün İstanbul’da 360 adet yalı bulunmaktadır. Birçoğu özel işletmeler tarafından düğün, davet ve organizasyonlar için kiralanmaktadır.

 

Yapı Kullanımı İzin Belgesi

Yapı tamamlandıktan sonra belediye ya da valilik tarafından, tüm bağımsız bölümler için verilen ve bağımsız bölümlerin amacına uygun olup olmadığına dair düzenlenen rapora yapı kullanma izin belgesi denir.

Yapı Kullanma İzin Belgesi, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30.maddesine göre verilir.

Yapı kullanma izin belgesini almak için hangi evraklar gereklidir?

Müteahhit için istenen belgeler

Yapı kullanma izin belgesi nasıl alınır?

Yapı kullanım izin belgesi alabilmek için mülk sahipleri ya da vekalet verdikleri kişiler, hazırlanan dilekçe ile belediyelere ya da valiliklere başvurmalılar. Yetkililerin bu belgeyi verebilmesi için yapının, aplikasyonu, su basmanı, temeli, ısı yalıtımı ve kaba inşaatının yapılmış ve bitmiş olması gerekir. Binada her şey uygunsa ve bir aksaklık yok ise Yapı Denetim kuruluşunun uygunluk raporları alındıktan sonra Yapı Kullanma İzni düzenlenir. Yapı uygun bulunmadığı takdirde ise 30 gün süre verilir ve bu 30 günlük süre içerisinde eksikliklerin tamamlanması istenir.

 

 

Yapı Ruhsatı

Kentsel dönüşümle birlikte özellikle büyük şehirlerdeki inşaat sayısında büyük bir artış gerçekleşti. Bir yerde inşaat yapılıyorsa bunun hukuksal şartlarının da yerine getirilmesi gerekiyor. İşte bu hukuksal çerçevede bir inşaatın başlayabilmesi için gerekli izinlerin alınması gerekiyor. Bir inşaat projesine başlamak için alınması gerekilen ilk belge yapı ruhsatıdır.

Yapı ruhsatı; ruhsata tâbi olan bir yapının inşaata başlayabilmesi için belediye tarafından verilen belgedir. Bir inşaatın yapı ruhsatı alabilmesi bazı belgelerin hazırlanması gerekiyor. İşte yapı ruhsatı alabilmek için hazırlanması gereken belgeler…

Yapı ruhsatı için hangi belgeler gerekir?

Yapı ruhsatıyla ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?

 

 

Yapı Yaklaşma Sınırı

Planda ve yönetmelikte belirtilmiş olan yapının komşu parsellere en fazla yaklaşabileceği sınırdır.

Çekme mesafesi olarak da bilinen yapı yaklaşma sınırı,  iki bina arasında olması gereken mesafenin ne kadar olması gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu mesafenin ne kadar olması gerektiği ile ilgili hükümler, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde aşağıdaki gibi açıklanmaktadır.

Yönetmeliğe göre kapalı ve açık çıkma mesafeleri:

Kapalı Çıkmalar;

Açık Çıkmalar;

Bahçe mesafeleri

Madde 18 –

Bina yüksekliği hesabında, arkasında kullanılan hacim oluşturulmamış istinat duvarların yükseklik hesabına dahil edilmez. Bu Yönetmelikte yer alan kat adedine bağlı olarak bahçe mesafelerinin (0,50) m. arttırılmasına ilişkin hükümler yapıda bulunan her katta ayrı ayrı değerlendirme yapılarak uygulanır.

İmar planında aksine bir açıklama getirilmediği takdirde, binanın en düşük kottaki görünen yüksekliği (60,50) m. ise yan ve arka parsel sınırından en az (15,00) m. çekilmek durumundadır. (60,50) m. yükseklikten sonra artan her kat için ön ve yan bahçe mesafelerine (0,50) m. arka bahçe mesafesine (1,00) m ilave edilir.

Yüksek yapı, az katlı bir ana kitle üzerinde yükseliyorsa, parsel sınırı ile ana kitlenin parsele en yakın noktası arasındaki mesafe 10 metreye kadar düşürülebilir. Ana kitle yüksekliği dahil yapı yüksekliğinin (60,50) m olması durumunda yükselen blok ile parsel sınırı arasındaki mesafe en az (15,00) m. olup (60,50) m yükseklikten sonra artan her kat için bu mesafeye (0,50) m ilave edilir. Bu maddede ifade edilen ana kitle; en fazla 5 katlı olup kat adedi binanın en düşük kottaki cephesi esas alınarak belirlenir. Bir parselde birden fazla bina yapılması halinde yüksek olan bina esas alınarak binalar arasındaki en az mesafe, (20,00) m. olup, (60,50) m. yükseklikten sonra ilave her (3,00) m. yükseklik için bu mesafeye (0,50) m. ilave edilecektir.

Bir parselde az katlı ana bir kitle üzerinde birden fazla yükselen bloklar tertiplenmesi halinde, bloklar arasında en az yapının ana kitlesi üzerinde kalan bölümlerinin yüksekliklerine göre bu Yönetmelikte belirlenen iki bina arasındaki yan bahçelerin toplamı kadar mesafe bırakılmak zorundadır.

 

 

Yasal Kira Zam Oranı

Ev sahiplerinin ve kiracıların, kira sözleşmesi yaparken haklarını bilmesi, çıkabilecek sorunların önüne geçiyor. Kira sözleşmesinde belirtilen tüm maddelere her iki tarafın da uyması mutlu ev sahibi-mutlu kiracı ilişkisini yaşatıyor. Dolayısıyla konu dönüyor dolaşıyor kira sözleşmesinin içeriği ve özellikle de kira zam dönemi geldiğinde yasalara göre hareket etmeye geliyor.

Borçlar Kanunu, konut kiralamalarında mülk sahibiyle kiracı arasındaki yasal hak ve sorumlulukları güvence altına alıyor. Dolayısıyla kira kontratı süresinin yenilenmesi halinde, mülk sahibinin mevcut kira bedeline yapacağı kira zam oranı Borçlar Kanunu kapsamında değerlendiriliyor.

Kira zam oranını hesaplamak için Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) rakamlarına bakmak gerekiyor.

1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Borçlar Kanunu’na göre, ev sahipleri kiralık evlerinin zam oranında ÜFE değerini geçemiyor ve kira zamları ÜFE’nin son 12 aylık ortalamasına göre yapılıyor.

Buna göre, kanuni kira zam oranı, bir önceki ayın ÜFE artış oranını geçemiyor. İstisnai bir durumsa ancak şu koşulda geçerli oluyor:

 

 

Yasal Mal Rejimi

Öncelikli olarak mal rejiminin ne anlama geldiğini açalım.

Evlilik süresince malların nasıl idare edileceğini, harcamaların nasıl yapılacağını boşanma veya ayrılık durumunda bu malların eşler arasında nasıl paylaşılacağını düzenleyen kurallara mal rejimi deniyor.

Yasal mal rejimi ise;

Eşlerin başka bir mal rejimi seçmek için herhangi bir anlaşma yapmadığı hallerde doğrudan (resmi nikâh anından itibaren kendiliğinden) geçerli olan mal rejimidir. Türkiye’deki yasal mal rejimi, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimidir.

Kaç çeşit mal rejimi vardır?

Medeni Kanun’da resmi nikâhtan sonra kendiliğinden geçerli olan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi dışında, seçimlik üç mal rejimi daha olmak üzere toplam dört çeşit mal rejimi tanımlanmıştır.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi dışında, yasada yer alan diğer üç mal rejimini kişiler evlilik sırasında veya evlilikten sonra noterde yapılacak bir “Mal Rejimi Sözleşmesi” ile seçebilir ve ortaklığa girecek malları belirleyebilirler.

Ayrıca taraflar evlenme başvurusu sırasında da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler (Medeni Kanun madde 205).

 

 

Yatay Mimari

Özellikle metropollerde yaşanan arazi sıkıntısı gayrimenkul geliştiricilerini dikey mimariye yöneltiyor. Ancak gün geçtikçe artan dikey mimari yaklaşımı şehirlerin siluetini bozmaya başladı. Şehirlerde dikey mimariyi en iyi gökdelen ve rezidanslar temsil ediyor.

Yatay mimari; şehrin inşasında enine gelişen yapılara yer verilmesini kapsıyor. Yatay yapılaşma, doğayla iç içe olmak için de fırsat sunuyor. Dikey yapıların aksine, yatay yapılar aslında Türkiye insanın alışkın olduğu bir değeri hatırlatıyor. Sıcak ve samimi bir ortam sunuyor. Özellikle tarihi değerleri olan yerlerde, bölgenin dokusunu bozmamak adına yatay mimarinin tercih edilmesi daha uygun görünüyor. Çünkü uzun binalar, şehrin tarihi dokusunu deforme ediyor.

Şehircilikte uzman isimler, İstanbul’da yatay yapının şu andan sonra çok mümkün olmadığını dile getiriyor. Gün geçti nüfusu artan şehirde, artık konut inşa edilecek arsa bulmak oldukça zor. Ancak uzmanlar, İstanbul’un tarihi ve siluetini belirginleştiren bölgelerinde yatay mimarinin zorunlu olduğunu dile getiriyor. Diğer yandan şehrin uzağında inşa edilen bölgelerde yatay mimariye uygun örnek konut projelerinin üretilebileceği belirtiliyor. Son yıllarda TOKİ yatay yapılaşma konusunda adımlar atarak, bazı bölgelerde yatay konutlar üretmeye başladı.

Yatay mimari Türkiye’ye uygun mu?

Türkiye’nin hem kültürüne hem de tarihi dokusuna daha uygun olan yatay yapılaşma, şehirleşme açısından estetik kaygılarını da tam anlamıyla gideriyor. Dikey yapılar, insanları birbirinden uzaklaştırdığı gibi komşuluk ilişkileri de gittikçe zayıflıyor.

Yatay yapılar, sağlıklı ve düzenli bir yaşam olanağı sağlıyor ve kişilerin çevreden izole olmasını engelliyor. Yatay mimari, toprakla temas halinde olmak insanlara hem huzurlu hem de sağlıklı yaşam olanakları sunuyor.

Rezidansların, insanlara sağladığı kolaylıklar elbette tartışılmaz. Ancak rezidansların sağladığı avantajların yanında çok yüksek katlı binalar insanda izole edilmişlik hissi yaratıyor. Bu da yalnızlık hissine neden oluyor. Tam da bu yüzden, günümüzde revaçta olan yatay mimari yapıları daha çok ilgi görüyor.

 

 

Yazlık Ev

Genellikle kent dışında ve yöre kentlerde bulunan, yaz aylarında ve kimi zaman da hafta sonlarında kullanılan konutlara verilen genel tanımlamadır yazlık ev…

Yazlık ev kiralarken nelere dikkat edilmelidir?

 

Yenileme

Emlak sektöründe yenileme terimi pek çok alanda kullanılmaktadır. Bunlardan önemli bir kaç tanesine değinmek gerekirse;

Tapu Yenileme nedir?

Teknik sebeplerden dolayı yetersiz kalan, uygulama özelliğini kaybeden veya eksiklik görülen tapulama veya kadastro paftalarının yenilenmesi ve tapuda düzeltmeler yapılması işlemine tapu yenileme denir.

Ruhsat Yenileme nedir?

İlgili kurumlardan alınan inşaat ruhsatına göre kanunda belirtilen süre zarfı içerisinde inşaat çalışmalarına başlanılmamış veya çalışmalara başlanmış fakat bitirilememiş yapılar için ruhsatın yenilenmesi işlemi gerekli bulunmaktadır. Yapı inşaatlarına başlanılabilmesi için alınan ruhsat kanunda belirtilen süre zarfında geçerli olmaktadır. Bu süre imar Kanunu gereğince inşaata başlama süresi ruhsat alındıktan sonra 2 yıl, inşaatın tamamlanma süresi ise 5 yıl olarak belirtilmiş bulunmaktadır.

Bina Yenileme nedir?

Eski binaların, riskli ve yenilenme şartının gerekli görülmesi üzerine tüm kat maliklerinin izni ile yıkılıp yerine yenilerinin inşa edilmesine denir.

 

 

Yerden Isıtma

Yerden ısıtmalı sistem; beton zeminin içindeki borularla ısıtma işleminin gerçekleştirilmesidir.

Yerden ısıtma sistemi mekândaki ısı kayıplarını, zemin betonu içindeki borularla ısı kaynağından aldığı enerjiyi zemin altına yayarak dağıtan, zemini dolayısıyla ortamı ısıtan bir ısıtma sistemidir.

Sistemde gerekli ısınma kırk ila elli santigrat derecelik ılık su ile sağlanmakta, her cins katı ya da sıvı yanar madde, güneş ışınlarının emilmesi, ısı pompası, güneş enerjisi entegre sistemi gerekli olan enerji ihtiyacını karşılayabilmektedir. Yerden ısıtma sistemi ile homojen bir ısı dağılımı sağlanır. Odalar arasında ısı farkı hemen hemen hiç yoktur. Klasik ısıtma sistemlerinde görülen tavanda ısı birikmesi bu sistem içim söz konusu değildir. Isı, bina yapı elemanların depolandığı için ısıl konfor ani ısı değişimlerinden çok fazla etkilenmez.

Yerden Isıtmanın Avantajları Ve Dezavantajları Nelerdir?

 

 

Yerleşim Yeri

Hukuki olarak açıklamak gerekirse yerleşim yeri, bir kişinin hayat faaliyetlerinin ve sosyal ilişkilerinin merkezi olan yer olarak kabul edilir.

Yerleşim yeri konusunda iki önemli unsur vardır. Yerleşim yerinin tekliği ve yerleşim yerinin zorunluluğu ilkeleri. Bir kimse işi dolayısıyla veya başka sebeplerden birden çok yerde oturabilir; ancak bu oturduğu yerlerden sadece biri yerleşim yeri ikamet ettiği adres olarak kabul edilir.

Yerleşim yeri, kişinin hukuki adresidir. Yani yerleşim yeri, kişinin hukuken bağlı olduğu hukukça tanınan adresidir.

Yerleşim yeri belgesi nereden alınır?

Eskiden sadece oturduğunuz konutun bağlı olduğu muhtarlıktan alınan yerleşim yeri belgesi gelişen teknoloji ile birlikte artık e-Devlet sisteminden alınabilmektedir.

Bununla birlikte nüfus müdürlüklerinden de ikametgah belgesi almak mümkündür. Yerleşim yeri belgesi Nüfus Müdürlükleri’nden de ücretsiz olarak alınabiliyor.

 

Yetki Belgesi

2012 de yayınlanan bir yönetmeliğe göre, yapı ruhsatına ait tüm yapıların bir müteahhit sorumluluğunda olması, yapının müteahhitliğini üstlenecek her müteahhittin de yapı müteahhitliği yetki belgesi numarası olması gerekmektedir.

Yapı Müteahhitliği Yetki Belgesi Numarası alınabilmesi için il müdürlüklerine başvuru yapılmalıdır. İnternet üzerinden de başvurular kabul edilmektedir.

GERÇEK KİŞİ (ŞAHIS ADINA) MÜRACAAT EVRAKLARI:

1) Dilekçe

2) Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi Başvuru Formu (Doldurulup imzalanacak)

3) Kayıtlı olduğu ticaret ya da sanayi odasından müracaat yılına ait oda sicil kayıt suretinin aslı

4) Vergi levhası fotokopisi (internet çıktısı da kabul edilmektedir)

5)Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirtilen banka hesabına yatırılan ücret  dekontunun aslı

TÜZEL KİŞİ (LTD, A.Ş, ADİ ORTAKLIK VE ORTAK GİRİŞİMLER İÇİN) MÜRACAAT EVRAKLARI

1) Dilekçe

2) Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi Başvuru Formu (Doldurulup imzalanacak)

3) Kayıtlı olduğu ticaret yada sanayi odasından müracaat yılına ait oda sicil kayıt suretinin aslı

4) Ticaret sicil gazetesinin son hali, aslı yada odlar borsalar birliği onaylı sureti

5) Vergi levhası fotokopisi (internet çıktısı da kabul edilmektedir).

6) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirtilen banka hesabına yatırılan ücret  dekontunun aslı

ŞAHIS İÇİN GEÇİCİ MÜTEAHHİTLİK NUMARASI MÜRACAAT EVRAKLARI

Toplam inşaat alanı 500 m2 yi geçmeyen daha önce müteahhitlik yapmamış sadece bir yapı için ve kooperatiflere müteahhitlik numarası verilmektedir.

1) Dilekçe

2) Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi Başvuru Formu (Doldurulup imzalanacak)

3) Şahıslar için nüfus cüzdanı fotokopisi

4) Nüfus cüzdanı fotokopisi

5) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirtilen banka hesabına yatırılan ücret dekontunun aslı

 

Yeşil Alan

Şehir imar planlarında toplumun yararlanması için ayrılan ve üzerinde inşaat yapılması mümkün olmayan ve ileride veya şimdiden park, çocuk parkı gibi hizmet alanı olarak ayrılmış alanlardır.

Belediyeler bu alanlarda düzenleme ve peyzaj çalışması yaparlar.

Yeşil alanlar ikiye ayrılır.

Yeşil alanlar aktif yeşil alan ve pasif yeşil alan olarak sınıflandırılır.

Pasif yeşil alanlar, kişilerin kullanımına uygun olmayan alanlardır. Bunlar; mezarlık, askeri yeşil alanlıklar, trafik adaları, tarımsal yeşil alanlar, fidanlıklar, koruma altına alınan yeşil alanlar.

Aktif yeşil alanlar, insanların kullanımına uygun alanlardır. Bu yerler piknik alanları, spor ve oyun alanları, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeler, korular ve toplumun faydalanması için yapılan tüm özel alanlardır.

 

 

Yeşil Bina

Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gündelik yaşamı olumsuz etkiliyor. Buna karşın plastik kullanımın azaltılması, arabalarda fosil yakıtların kullanımı ya da karbon ayak izinin azaltılmış olması gibi birçok önlem alınıyor.

Gayrimenkul sektörü de tüm bu gelişmelere kayıtsız kalmıyor… Gayrimenkulde yeşil binalar gün geçtikçe daha çok adından söz ettiriyor. Yeşil binalar hem içinde yaşayanlara hem de çevreye birçok fayda sağlıyor.

Yeşil binaların özellikleri neler?

LEED, dünyanın en yaygın kullanılan ve tanınan yeşil bina sınıflandırma sistemi… LEED sertifikası, yapılarda çevre duyarlılığını temsil ediyor. Ülkemizdeki Palladium Antakya Alışveriş Merkezi, İstanbul Rönesans Tower, Konya Bilim Merkezi  ve  İstanbul Torun Tower gibi… Çevreci hareketin gayrimenkul sektörüne en değerli etkisi olarak da tanımlanabilecek LEED sertifikası, binalar için bir sosyal sorumluluk çalışması ve prestij anlamına geliyor.

 

 

Yola Terk İşlemi

Yola terk işlemi; imar planlarının gerçekleştirilmesi esnasında taşınmazın mal sahipleri tarafından, bedelli veya bedelsiz olarak, taşınmazın bütününün ya da bir bölümünün imar planına uygun olarak  yol, yeşil alan, park vs. gibi sebeplerden kamu yararına bırakılması işlemidir.  Yola terk işlemi, belli bir maddi karşılık sonucu yapılması gerekse de kamu yararına kendi rızasıyla terk edildiği için herhangi bir bedel talep edilmez ve karşılıksız olarak kamuya terk edilir.

Konuyla ilgili bazı durumları ilgili kanunla açıklamak gerekirse;

Özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydı olmaz (MK.999.).

Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır (MK.999).

Yola terk işlemi için istenen belgeler:

Vatandaşın rızasını gösteren dilekçe

Dilekçeye istinaden Serbest harita Mühendisleri tarafından hazırlanmış teknik dosya

Dosyaya istinaden çıkarılmış Belediye veya İl özel idaresi Encümen Kararı

İlgili idarenin kadastro müdürlüğüne yazmış olduğu kontrol ve tescil yazısı

Kadastro kontrollerinden sonra serbest harita mühendisiniz tarafından hazırlanmış tescil beyannamesi

Kadastro müdürlüğü tarafından Tapu Müdürlüğü için yazılmış tapu tescil yazısı.

 

 

Yoldan İhdas

İhdas kelime anlamı olarak; Meydana getirmek, kurmak demektir.

Arsaların ya da arazilerin düzenlenmesi esnasında tescil dışı kadastro yollarının imar adalarına isabet etmesi ve yol sıfatını kaybetmesiyle oluşan alanlara yoldan ihdas denir.

İhdas gerçekleşmesi için parsel ile kesişen en az bir alanı veya kenarı olmalıdır.

Yoldan ihdas için sırasıyla şu işlemler uygulanır

Yoldan ihdas işlemi için Belediye Başkanlığı ya da Köy Tüzel Kişiliği Kadastro Müdürlüğüne yazılı talepte bulunur.

Talep önce genel evrak defterine sonra fen işleri kayıt defterine kaydedilir. İstem belgesi düzenlenir. Fen işleri kayıt defterinden alınan kayıt tarih ve sıra numarası istem belgesine yazılır.

İşlemin cinsi istem belgesinde işaretlenir, adı ve soyadı bölümüne yazıyı gönderen kurumun adı ile yazının tarih ve sayısı yazılır.

İstenen belgelerden eksik olanlar resmi yazı ile ilgili idareye bildirilerek tamamlanması istenir ve yoldan ihdas haritasının arazi kontrolü için gün verilmişse verilen gün ve saat belirtilir.

Belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşların kendi elemanlarınca ve harita mühendisi sorumluluğunda yaptıkları yoldan ihdas haritaların kontrolünden çizelgede belirtilen ücret alınır.

 

Yoldan ihdas işlemi için istenen belgeler nelerdir?

 

 

Yönetim Planı

Kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmuş apartman ve sitelerin nasıl yönetileceğini, kat maliklerinin hak, borç ve sorumluluklarını ve yönetime ait diğer hususları düzenleyen ve tüm kat maliklerini bağlayan belgedir.

Yönetim planı ile apartmanların ve sitelerin yönetilmesi sağlanır.

Yönetim planı yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer hususları düzenler. Yönetim planı, bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmündedir. Oturduğunuz bina ya da site de bütün yaşam kurallarını yönetim planı belirler.

Aidatlarınızın nasıl hesaplanacağı, yapılan masrafların kat malikleri arasında nasıl pay edileceği, ortak alanların nasıl kullanılacağı, hayvan beslenip, beslenmeyeceği gibi aklımıza gelen tüm kurallar bu yönetim planında yazılıdır.  Yönetim planına uymayanlar hakkında hukuki işlem yapmak mümkündür.

Tapu Müdürlüğü’nde her bina ve site için yönetim planı bulunur.

Kat malikleri oylama yaparak beşte dört çoğunlukla yönetim planını değiştirebilirler.

 

 

Yüksek Gerilim

Baz istasyonları, çeşitli vericiler, yüksek gerilim hatlarının sebep olduğu elektromanyetik radyasyon yayan dalgalar insanları tedirgin ediyor.

Bu tedirginlik emlak piyasasına da yansıyor. Artık ev satın alacak kişiler beğendikleri evin yeri ve fiyatının yanında elektromanyetik kirliliğe maruz kalıp kalmadığına bakıyor. Önce elektromanyetik radyasyon ölçümü yaptırıyor. Bu ölçüm sonucuna göre evi alıp almamaya karar veriyor.

Yüksek gerilim hatları şehir dışında insan sağlığını tehlikeye düşürmeyecek şekilde kurulurken, bugün özellikle emlak sektörünün hızla gelişmesi ile birlikte büyük proje konut alanlarının şehir merkezinden uzaklaşması ve yeni yaşam alanları yaratılması nedeniyle yüksek gerilim hattı geçen arsalara konut inşa ediliyor. Ev satın alırken proje alanının incelenmesi ve yakınından yüksek gerilim hattı geçiyorsa tercih edilmemesi öneriliyor.

Eğer satın aldığınız evin yakınından yüksek gerilim hattı geçiyorsa veya sonradan döşenmişse Türkiye Elektrik İletim A.Ş’.ye (TEİAŞ) tazminat davası açma veya yine hem belediyeye hem de TEİAŞ’a dava açarak arsanızın istimlak edilmesini ve bedelinin ödenmesi isteme hakkınız bulunuyor. Asliye Hukuk Mahkemelerine açılacak bu davalarda TEİAŞ’ın arsa üzerinde sadece elektrik direklerinin 5 metre altına kadar hakkı bulunduğundan tazminat davaları genellikle olumlu sonuçlanıyor.

Bunun dışında yine TEİAŞ’a bir dilekçe ile başvurularak yüksek gerilim hattından geçen elektrik akımının ölçülmesi ve insan sağlığına zararlı olup olmadığının tespiti istenebiliyor. Eğer yüksek gerilim hattı ile birlikte arazide trafo da mevcutsa, trafonun elektromanyetik etkiyi engelleyen madde ile kaplanması veya zırh ile kaplanması talep edilebiliyor.

 

 

Yıkma Ruhsatı

Bir arsa üzerinde mevcut bulunan yapının yıkılabilmesi için ilk olarak belediyeden izin alınması gerekmektedir. Bu izine yıkım ruhsatı denir.

Bağlı bulunan belediyeden bu ruhsat alınıyor ve gerekli işlemler tamamlandıktan sonra ilgili yapı yıkım işlemi gerçekleşir.

Yıkma ruhsatı için neler yapmak gerekiyor?

Öncelikle söz konusu taşınmazın tamamen boşaltılması ve eski eserlere bağlı bir yapı olmaması gerekiyor. Eğer tarihi bir yapı ise Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu’nun onayı dahilinde yıkılmak zorunda oluyor. Belediye İmar Müdürlüğü’nden su, elektrik, doğalgaz gibi emlak ilişki kesme belgesinin alınması gerekiyor. Bu süreçler sonunda Fenni Sorumlu gözetiminde yıkım gerçekleşiyor.

Yıkma ruhsatı için gerekli evraklar nelerdir?

 

 

Yıpranma Payı

Binalarda duran bir malın yıpranma ya da teknik gelişmelerden kaynaklanan eskime nedeniyle değerinden düşmesine yıpranma payı denir.

Yıpranma faktörlerini açıklamak gerekirse;

Fiziksel Yıpranma: Yapı malzemelerinin ömrünü doldurdukça meydana gelen yıpranmadır.

Fonksiyonel Yıpranma: Yapı tarzının zamanın koşul ve ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmesi, demode olması ile oluşan yıpranmaya denir.

Çevresel (Dışsal) Yıpranma: Gürültü, su ve hava kirliliği, ağır trafik, suç yüzdeleri gibi nedenlerden meydana gelen yıpranma

Binanın yıpranma paylarından faydalanılarak binanın değerindeki aynı zamanda ömründeki azalma yaklaşık olarak tespit edilebilir. Yıpranma oranlarına ilişkin en çok bilinmesi gereken oranlar aşağıda sıralanmıştır:

Betonarme Karkas Bina (Yaş:16-20):Yıpranma Oranı: %20

Betonarme Karkas Bina (Yaş:41-50):Yıpranma Oranı: %40

Yığma Bina (Yaş:16-20): Yıpranma Oranı: %25

Yığma Bina (Yaş:41-50):Yıpranma Oranı: %50

Kerpiç Bina (Yaş:16-20):Yıpranma Oranı: %45

Kerpiç Bina (Yaş:41-50):Yıpranma Oranı: %75

 


***Z***


Zamanaşımı

Zamanaşımı, çoğunlukla kanunun belirtiği şartlarda öngörülen sürenin geçmesi üzerine bir hak kazanmak, bir yükümlülükten kurtulmak ve ya bir hakkı talep etmek hakkını kaybetmek hali olarak tanımlanmaktadır.

Zamanaşımı borcu sona erdirmez, borçluya ödemekten kaçınma hakkı olanağı sağlar. Borçlu zamanaşımına rağmen borcu öderse bu geçerli bir ödemedir ve bu ödemenin iadesini isteyemez.

Bu arada borçlu, dava veya icra takibinde, zamanaşımı savunma olarak gösterilmez ve borcu öderse veya borcun olmadığı, ödendiği, miktarının az olduğu gibi borçla ilgili itirazlarda bulunursa, sonradan zamanaşımını ileri süremez.

Zamanaşımı, Borçlar Kanunu’nda tek bir maddede karara bağlanmamıştır. Haksız fiil zamanaşımı, sebepsiz zenginleşme zamanaşımı, on yıllık genel zamanaşımı, beş yıllık zamanaşımı gibi farklı zamanaşımı süreleri bulunmaktadır.

 

Zemin Etüdü Raporu

Zemin etüt raporu, Her parsel için zemin mekaniği ve zemin emniyet gerilmelerini inceleyen, imar durum belgesi ile verilen bölge geneli ile ilgili jeolojik ve jeofizik raporları doğrultusunda, zemin cinsi ve grubunu inceleyen, inşaat mühendislerince esaslara uygun hazırlanan rapordur.

Zemin etüt raporları Jeofizik Mühendisleri ve Jeoloji Mühendisleri tarafından ortak hazırlanan bir rapordur. İnşaat mühendisi ise mevcut taban etüt raporuna bağlı olarak mühendislik yapısının statiğini ve tasarımını yapandır.

İnşaat mühendisleri, deneyimli personeller ve jeoloji mühendisleri tarafından yapılan zemin etüdü çalışmaları şu şekilde gerçekleşiyor;

 

 

Zilyetlik

Bir kişinin taşınır ve ya taşınmaz bir mal üzerindeki  hak sahibi olma durumuna zilyet denir.

Türk Dil Kurumu (TDK), kelimenin karşılığını “Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci” şeklinde vermektedir.

Hukuken; sadece taşınır mallarda söz konusu olan, bir malı elde bulundurma hali . Mülkiyet hakkını gerektirmeyen durum olarak açıklanabilir

Bir malın zilyedi o malın maliki olmayabilir. Mesela en basit şekliyle açıklarsak arkadaşınızın kalemi sizin elinizde ise siz o kalemin zilyedisinizdir ama maliki değilsinizdir. Hem kalem sizin mülkiyetinizde hem de elinizde ise hem zilyet hem malik sizindir…

Bir ev sahibinin o ev üzerinde hakimiyeti vardır ve bu durumu zilyet olarak açıklayabiliriz, fakat bu evi kiraya verdiği zaman o evin zilyetti kiralayan kişi olabilir. Zilyetlik değişkenlik gösterebilir.

Zilyetlik Çeşitleri nelerdir?

Zilyetlik nasıl elde edilir?

Zilyetlik nasıl kazanılır?

Zilyetlik kazanılabilir bir durumdur. Bunu eşya hukukunda maddelere ayrılmıştır.

 

 

Zirai İpotek

Tarım kredi kooperatifleri ile T.C. Ziraat Bankasından çiftçilerin talep ettiği kredilere karşılık teminat olarak taşınmaz malın gösterilmesi halinde tesis edilen ipotek işlemidir.

Zirai kredi için başvuru belgeleri nedir?

Gerçek Kişiler için;

Tüzel Kişiler için;

Zirai İpotek Nasıl Kaldırılır?

Zirai ipoteğin kaldırılabilmesi için borçlu olan çiftçinin alacaklı kuruma borcunun tamamını ödemesi gerekiyor. Bu işlemin ardından çiftçi ipoteği koyan kurumdan FEK yazısını almalı ve bu yazıyı tarlanın bağlı olduğu tapu sicil müdürlüğüne iletmeli. İpotek hakkı doğrudan söz konusu arsaya direkt olarak bağlı olan ayni bir haktır. Buna göre tarla sahibinin vefatı durumunda tarla üzerindeki ipotek kalkmaz ve aynı şekilde süreç devam eder.

Zorunlu Deprem Sigortası

Zorunlu Deprem Sigortası, meskenleri kapsayan bir sigorta ürünüdür. Amacı, depremin meskenlerde sebep verebileceği maddi hasarlara karşı teminat sağlamak olarak özetlenebilir. Söz konusu maddi hasarlara deprem sonucu yaşanabilecek yangın, tsunami, infilak ve yer kayması gibi durumlarda doğrudan oluşan maddi hasarların, poliçe limitleri kapsamında nakit olarak karşılanması da kapsamı dahilindedir.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından sunulan bu sigorta türü zorunludur. Zorunlu Deprem Sigortası’nın poliçe üretimi yetkili sigorta firmaları ve acenteleri tarafından yapılır.

2017 DASK fiyatları

DASK zam oranı hakkında bilgilendirmeyi de kapsayan, Hazine Müsteşarlığı yine tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’ne göre, düzenleme 5 bölgeyi kapsıyor. Tebliğ yürürlüğe girme tarihi ise 1 Haziran 2017 olarak planlanıyor.

İşte 2017 yılında DASK ödemesi yapacaklar için 5 bölgenin yeni prim tutarları:

  1. Bölge: 75 TL
  2. Bölge: 65 TL
  3. Bölge: 55 TL
  4. Bölge: 45 TL
  5. Bölge: 35 TL

Söz konusu ödemelerin yanı sıra, konutların hepsinin sigortalanmasını tercih edenlere özel yüzde 20 indirim hakkı sunuluyor.

Zorunlu Deprem Sigortası sözleşmelerini yenileyenler için de indirimler var. Sigorta poliçesinin ilk üç yenilenmesinde yüzde 10, diğer yenilemelerde ise yüzde 20 indirim yapılıyor olacak.

 

2B Arazisi

6831 sayılı Orman Kanunu’na göre orman niteliğini kaybetmiş arazilere “2B arazi” deniyor. 2B arazilerin ortak özelliği, tekrar kullanılmalarının ve ıslah edilmelerinin mümkün olmamasıdır.

“2B” ifadesi Orman Kanunu’nun 2. maddesinin ilk fıkrasında yer alan “B” bendinin kısaltması olarak, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya orman dışına çıkarılacak yerleri belirtmek amacıyla kullanılıyor.

2B arazililer yoğun olarak Yalova, Antalya, Mersin, Kocaeli civarındaki zeytinlikler, otlaklar ve narenciye alanlarında bulunuyor. Bu bölgelerde söz konusu arazilerden getiri oldukça yüksektir.

2B araziler nasıl satın alınır?

2B arazileri satın alabilmek için öncelikle başvuruda bulunulması gerekiyor. Başvurunun şehirlerde defterdarlıklar ve ilçelerde mal müdürlüklerine yapılmasının ardından T.C. Ziraat Bankası’na “2B ve tarım arazileri” tahsilat hesabına başvuru bedeli yatırılıyor.

2B arazi sahipliği için belirlenen süre içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen, satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler hak sahibi sayılıyor.

2B arazi satın alacaklar için gerekli belgeler

Hak sahiplerine satış işlemleri yetkili idare tarafından ve başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içerisinde sonucun bildirilmesi gerçekleşiyor.

 

376. Dilekçe

Dilekçe (arzuhal), bir kişi ya da topluluğun düşünce ve şikayetlerini ya da belli bir konudaki isteklerini yetkili makamlara (çoğunlukla resmi) iletmelerini sağlayan yazıdır.

Birçok ülkede çeşitli tarihsel süreçler içinde yerleşmiş bir hak olan dilekçenin düzenlenişinde biçim çok önemli bir yer tutar. Medeni yargılama hukukunda dava dilekçesinin verildiği mahkemenin adı, ardından sırasıyla davacının ve davalının ad ve soyadı ile adresi yazılır. Daha sonra açık biçimde davanın konusu, dava nedeni ve hukuki nedenler gelir. Son olarak talep sonucu yani davacının karar verilmesini istediği şey açık bir biçimde yazılır. Dilekçenin altında dilekçe sahibinin imzası yer alır.

  1. Dilekçe, vergiden doğan cezaların azaltılması amacıyla ilgili daireye verilen yazıya denir.

Söz konusu dilekçe ile ilgili hüküm 3475 Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Madde 376 İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkını ve aşağıda gösterilen indirimlerden artakalan vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını mükellef veya vergi sorumlusu ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse:

  1. Vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri,
  2. Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezasının üçte biri; İndirilir. Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezasını yukarıda yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa bu madde hükmünden faydalandırılmaz. Yukarıdaki hükümler vergi aslına tabi olmaksızın kesilen usulsüzlük cezaları hakkında da uygulanır.
  3. dilekçe örneği;

VUK.376. İNDİRİMLİ CEZA ÖDEME DİLEKCESİ …VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE

Dairenizin … Vergi kimlik numaralı mükellefiyim. Adıma düzenlenen … tarih ve … Sayılı Ceza ihbarnamesi ile kesilip, … tarihinde tebliğ olunan … cezasının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376’ncı maddesine göre indirimli ödemek istiyorum. Söz konusu madde hükmünden yararlandırılmam için gerekli işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

ADRES: … /…/…

Mükellef Ad, Soyadı ve İmza

 

 

 

 

 

Aradığınız gayrimenkulü bulamadınız mı ?

Telefonunuzu bırakın sizi arayalım. Aradığınız gayrimenkulü size kısa sürede bulalım.

© 2024 REGO TÜRKİYE. Tüm hakları saklıdır.